Ev tekstilcileri, krizin çıkışının yaşandığı süreçte yatırım yapmak için uygun ortamın oluştuğunu, fırsatların değerlendirilmesi gerektiğini söylediler.

Tekstil sektörünün ihracat açısından en temel alt sektörlerinden biri olan ev tekstili sektörü, yurtiçinde yatırım ve kapasitede yeterli büyümeyi sağlayabilmek adına çalışmalarını hızla sürdürüyor.
Üretim kalitesini oluşturan hammaddeden tasarıma kadar her konuya daha fazla önem veren, sektördeki küresel yaklaşım ve değişimleri daha yakından takip etmek ve markalaşma, pazarlamaya daha fazla yatırım yaparak pazardaki yerini kuvvetlendirmek adına doğru adımlar atan ev tekstili sektörü genel profilin aksine önemli üretici gruplarının dahil olduğu, ileri teknolojiyi etkili bir şekilde kullanan ve özellikle de son yıllarda teknolojiyi modayla buluşturuyor.
Rekabet ortamında ilerleyebilmek için ev tekstilcilerinin muzdarip olduğu en önemli konu ise yüksek hammadde fiyatları ve düşük kur politikası. Sanayiciler rekabet te varlıklarını koruyabilmek adına devletten teşvik istediklerini söylüyor.

Sıcak para girişi yeni yatırımı engelliyor, çareyi sanayici kendisi buluyor
Ahmet Yaşar-Prestige Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı: Kurdaki düşüş ihracatçıyı üzüyor. İşsizlik çözümlenemedi. Yeni yatırım yok. Sıcak para girişi devam ettikçe ülkeye zaten bu söylediklerimin değişmesi çok zor. Biz sanayiciler bu noktada da çareyi kendimiz üretiyoruz. Ne hükümet ne de bir başkası bize yardımcı olmuyor. Yıllardır elektriğe, doğalgaza ve işçiliğe sürekli zam geliyor. Ama dolara gelmiyor. Yine de bizler gemimizi yürütmeye çalışıyoruz. Ev tekstili sektöründe bir önceki seneye göre iyileşmeler var. Ancak genel olarak değerlendirirsek güçlü olmayan firmalar, iç ve dış pazarda sürekli kan kaybediyorlar. Ama güçlü sahibi firmalar böyle dönemlerde daha fazla güçleniyor. Talep düşse bile üretici azaldığı için güçlü firmaların gücü artıyor. Ama bizim en büyük sıkıntımız kurlar ile ilgili. Üç ay önce sattığımız üründen yüzde 20 kar ederken, şimdi zarar ediyoruz. Ama bu konuda da bizim yapacak bir şeyimiz yok. Memleketin politikası böyle.

Yatırım için doğru fırsatları değerlendirebilme zamanı geldi
Atilla Parlamış-Parlamış Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı: Yatırım yapmak için ektiğimiz doğru kararları biçerek fırsatları değerlendime zamanına geldik artık. Çünkü dünyada yaşanan global krizin etkisiyle en çok finans sektörü yara aldı özellikle batının gelişmiş ülkelerinde. O açıdan ben Türkiye'de paranın başı olan Merkez Bankası'nın kararlarını destekliyorum. Ancak her güzelin bir kusuru olduğu gibi şu andaki mevcut kur politikamızı ben bir ihracatçı olarak özellikle TL anlamında çok aşırı değerli buluyorum. Bu durumun bizim rekabetteki avantajımızı dezavantaja çevirdiğini düşünüyorum. Bizim gibi bir ihracatçı ülkenin özellikle para politikasında daha az değerliliğin daha doğru olacağı kanaatindeyim. Rakiplerimiz Uzakdoğu'nun bu konudaki kararlı tutumu özellikle Amerikan Merkez Bankası'nın Çin para birimini değerlendirmesi konusundaki baskısına Çin direniyor. Çin parasının değerini yükseltmeme noktasında kararlı bir tutum izliyor. Bu da tabi ürettiği ve ihraç ettiği malın göreceli olarak daha rekabetçi olmasını sağlıyor. O yüzden Merkez Bankası'ndan bizlerin en büyük beklentisi en azından ihracatı destekleyecek yönde TL'nin değeri konusunda tekrar düşünmesini ben tavsiye ediyorum.

Artık tasarım ağırlıklı çalışıyoruz yatırım politikaları bu yönde olmalı
Osman Canik-Elvin Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı: Şu anda ev tekstili sektörü için kurdaki düşüş ve iplik fiyatlarındaki artış, üretim ve ihracat için çok ciddi dezavantajlar oluşturuyor. Hal böyle olunca da Çin'in fiyatları ile rekabet etmek mümkün olmuyor. Çünkü Çin ile rekabet edebilmek için onun karşısında ona uygun rekabet politikaları gereklidir. Ama maalesef bizim Türk sanayisinde girdilerimiz çok pahalı. Bizim Çin gibi avantajlarımız yok. Biz zoru başarıyoruz. Yaptığımız yeniliklerle, hazırladığımız koleksiyonlarla değer ortaya koyuyoruz.
Ben şuna inanıyorum ki artık Ür-Ge yapabilen firma ihracat yapabilecek. Artık Türkiye'nin taklit değil, tasarım ülkesi olması gerek. Biz tasarım politikalarımız ile yatırımlarımızı şekillendireceğiz. Elbette sektör olarak zorlu bir süreçten geçtik. Ama toparlanma sürecimizde de oldukça iyi yol katettik. Ama yatırım için düşünüyoruz Çünkü kurlar bizi ciddi anlamda zorluyor. Çin'de, Kore'de, Uzakdoğu'da benzer problemleri bir şekilde çözmeye çalışıyorlar. Yani kurun dışında başka faktörlerle de oynayarak çözmeye çalışıyorlar. Ya da beraberce oynayarak çözmeye çalışıyorlar. Bizim de bu tür bir modele ihtiyacımız var sanıyorum. Er ya da geç o noktaya geleceğimizi ümit ediyorum. Son 10 yılda dövizin yerinde sayması sonucunda işçiliklerin ve diğer girdiler arttı, bu denklem nasıl çözülebilir, verimlilik artışlarında artık son noktaya varıldı, artık daha da ne yapılabilir, bunu konuşmalıyız. Bu konular ciddi birer sıkıntı olarak tüm ihracatçıların karşısında duruyor. Artı ihracatçının finans sorunu da ciddi bir tehdit oluşturuyor, buna bağlı olarak. Siz bir ihracat yapıyorsunuz, malı gönderip para kasanıza girene kadar TL düşmüş oluyor. Bütün bu artan veriler ile birlikte çözülmesi zor bir denklem halini alıyor. Ayrıca bu durum itibarıyla ithalatta da dengeler değişiyor. Belki bu durum ithalatçı için avantaj olabilir ama tabi ülkenin dış ticaret açığı büyüyor. İhracatçının da maliyetleri yükseliyor. Bu durum da finansman kayıplarının içine giriliyor ve zor günlerden geçiliyor.

Tekstil sektörü iyi gidiyor önümüze bakıp yatırıma devam edelim
Cemalettin Sarar-Sarar Yönetim Kurulu Başkanı: Sektörün durumu genel itibari ile iyi gidiyor diyebilirim. Tekstil sektörü yılmaz, yıkılmaz bir sektördür. Önü daima açıktır. Önemli olan bu açıklığı bu gücü farkedebilmek, ona inanmak ve öyle devam etmektir. Yatırımdan elimizi eteğimizi çekmememiz gerekir. Yatırım bizim sektörümüz için çok önemli ve şarttır. Biz firma olarak yatırımlarımızı hiç durdurmadık. Ama yine de tam beklenen ivmeye kavuşulduğunu söyleyemem. Çapraz kurdaki düşüş bizler için çok büyük sıkıntı yaratmaya devam ediyor. İplik fiyatlarındaki artış karşısında da olumlu giden çizgimiz bozuluyor. Zaten iplik fiyatlarındaki artışı henüz müşterilerimize yansıtamadık. Ama biz sanayiciler direniyoruz. Bence direnmeye de devam etmeliyiz. Durmamalıyız, önümüzdeki yol oldukça açık.
Sektörümüz ülke ekonomisinin mihenk taşlarından birini oluşturuyor. Bu her zaman böyleydi ve böyle kalmaya da devam edecek. Çünkü biz kaliteli mal üretiyoruz. Müşteri başta ucuz mala kansa da bir süre sonra kaliteli malın değerini anlayıp geri dönüyor.
Hal böyleyken biz duruşumuzu bozmamalıyız. 2008'de krizle birlikte başyalan savaşçı tavrımızı sürdürmeliyiz. Güzel günler bizleri bekliyor.

Ev tekstili sektörü daha da güçlendi yatırım için adaptasyonumuz var
Erol Türkün-Türkün Holding Yönetim Kurulu Başkanı: Ev tekstili sektörü daha da güçlendi ve dünyadaki yeri daha da sağlamlaştı. Avrupa'da yaşanan sıkıntı bizi güçlendirdi. Uzakdoğu bizim için yeni bir market oldu. Oraya da iş yaptık. İlişkilerimizi ve iş seyrimizi hızlandırdık. Uzakdoğu'nun fiyat politikalarının karşısında bizim kalite ve özgün desenlerimiz durdu. Ayrıca gün geçtikçe Uzakdoğu'ya giden her müşterimiz bize geri döndü. Kurdaki düşüş tabiki bizlerin dengesini bozuyor ama artık bunlara karşı adaptasyonumuz yüksek. Dünya her oluşuma karşı çok hızlı pozisyon alıyor. Biz de onlarla baş eder pozisyondayız. Bursa bir tekstil kenti evet ama eski doluluklar, karlılıklar yok. Bundan sonra modern olan, teknolojiyi, yenilikleri takip eden, az karlarla geçinebilen, ekibi iyi olan hem ayakta kalacak, hem de ilerleyebilecek. Türkiye bugün coğrafi açıdan tam da ortada kalıyor. Çin ve Kore gibi ülkeler daha uzakta. Biz bugün ufak çaplı ürünleri daha kolay ulaştırıyoruz müşterimize. O açıdan tekstildeki geleceğimizi olumlu görüyorum.

Yatırım için hızlanabilmek krizde yapılanlarla ilişkili
Turgut Karakoç-Biran İplik Yönetim Kurulu Başkanı: Kriz dönemi ve o dönemin getirdiği her türlü olumsuz ortam sanayici için geride kaldı. Ama bu sürecin çıkışında hızlanabilmek, sizin kriz ortamında, öncesinde ve sonrasında neler yaptığınız ile çok ilişkilidir. Akıllı atılan adımlar ve doğru ortam yakalandığında yatırım yapma fırsatını kaçırmamak bizler için oldukça önemlidir. Biz kriz ortamında gardımızı doğru yönlendirmeler ile netleştirdik. Böylece süreci doğru yönetmiş olduk. Elbette ki bu süreçte çokça sarsılan firmalar da oldu. Ama biz bunu yaşamadık. Hızla toparlandık, yönümüzü de yeni yatırımlara doğru çevirdik. Yeni planlamalarımız adına belimizi büken konu döviz kuru ve hammaddedeki yüksek maliyet yüküdür. Bunu her seferinde sanayiciler olarak dile getirmeye çalışıyoruz. Sanayicinin yatırıma devam etmesini istiyorsa, devlet de bizleri teşvik etmeli, bizlere destek olmalı diye düşünüyorum.

Sektörde talepler iyi ama şevkimiz değerli TL'den dolayı az
Sabri Öztürk-Sateks Yönetim Kurulu Başkanı: Kriz çıkışından sonra ciddi taleplerle karşılaştık. Ama hammadde fiyatları arttı, kurda TL anlamında baskı yaşanması bütün keyfimizi kaçırdı. Hammadde fiyatlarının artışından dolayı müşterilerimize aradaki fiyat farkını kabul etmekte zorlanıyoruz. Yüzümüz hiç gülmedi, krizden çıkmanın keyfini yaşamadık, hep problemlerle boğuştuk tekstilciler olarak. Hammadde fiyatları dünyada artıyor. Bu rakiplerimiz için de bir dezavantaj ama bizim rakiplerimiz örneğin dünyanın ikinci büyük ihracatçısı Hindistan, içerideki istihdama dönük üretim yapan tekstil ve konfeksiyon sektörünü desteklemek amacıyla hızlı bir karar aldı. Bu kararla ipliğin ve pamuğun ihracatını kısıtladı ve vergiler getirdi. Bu da içerideki üreticiye rahatlık sağlamakla birlikte bizlere karşı da rekabet şansını yükseltti. Ama Hindistan bunu yaparken biz ne yaptık? Hiçbir şey yapmadık. Bizim ülkemizde ihracatçıyı, istihdam sağlayanı, tekstil ve konfeksiyoncuyu bırakın rahatlatacak önlemler almayı, bir de kurda pariteden kaynaklanan baskı oluşmaya başladı. Bütün bunlar bizi üzüyor, şevkimizi kırıyor.

Sayı: 761 - Sayı'nın Kapağı