İnsanımızın kendine özel alışkanlıkları vardır. Demokrat insanlardır. - Kuralları çok severler. Çünkü kurallar onlar için vardır. Haklı olan onlardır. Neticede yasalar da delinmek için yapılır. Aleyhlerine bir durum varsa yanlış olan Anayasa’dır.

- Yol 10 şeritli olsa bile, en sol şerit onlar için yapılmıştır.

- Önlerinde araç olması sinir yapar. Kırmızı ışıkta sağa, sola dönüşleri kapatır, banketi kaldırımı şerit sayarlar. Hele trafik sıkışıksa, bütün gün işi yalnızca belirli ringleri yapmak olan belediye otobüsleri bile öne geçmek için arayıştadır. Yarım saatlik yolda, slalom yapar, pek çok insan ve aracı tehlikeye sokmaktan çekinmezler, trafik açılınca da yürümezler.

- Ambulansın arkasına takılma mücadelesi meşhurdur. Sanırsın hepsinin acil durumu var.

- Düğün konvoyunda herkes kahramandır. Araya araç sokan bizden olamaz, mantığı vardır. Kapılardan, camlardan sarkılıp fotoğraflar, videolar çekilir. Hatta yol kesilip halay çekilen, silah çekilip sağa sola ateş edilen vakalar kimseyi şaşırtmaz.

- Kavşak kültürümüz, pek çok yazılı kuralın aksine gelişmiştir. En sağ şeritten en sola, ya da en soldan en sağa geçmek normalmiş gibi davranılır.

- Kısa park yeri, gidilecek yere en yakın noktadır. Bu bazen yolun ortası, bazen otopark giriş çıkışı ve benzeri noktalar olabilir. 3 metre ileride her yer boş olsa fark etmez. Önemli olan onun işidir. Gerisi hikayedir.

- Bütün caddeler, kaldırımlar onun tapulu malıdır. Engelli alanı, bisiklet yolu, körler için - Sırasını beklemek ona yakışmaz, zoruna gider. Başkalarının vakti boldur. Önce onun işi bitmelidir.

- Arkasız işi sevmez. En haklı, en masum işlerinde dahi bir hamili kart, selamı iletilecek biri olmalıdır, Orada saygı görmelidir. “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” modunda olmalıdır.

- Kadını, erkeği dedikodu ile beslenirler. Başkalarının da onlar hakkında yaptığını unutup, onun bunun hakkında anlatır, çekiştirir dururlar. İyi tanıdıkları birisi, zor duruma düşerse, çoğunluk için dıştan sahte hüzün, içten gerçek bayramdır.

- Bizans oyunlarına bayılırlar. Kazanan tarafta olma hedefi ile, entrikalara hazırdırlar. Kazanmak adına feda edilenler umurlarında olmaz. Aslında kaybettiklerini de anlamazlar.

- Kolay kazanmak, kopyacılık tercihtir. Hangi iş kazanıyorsa oraya, hangi iş kolaysa o tarafa gitmeyi zekâ zannederler. Onlar cin, diğerleri enayidir.

- Aşağıya bakılmaz. Örnekleri yukarıdandır. Ama yukarıda olmanın bedelini bırakın ödemeyi, düşünmeyi bile lüzumsuz sayıp, nimetlerini istemeyi hak sanırlar. Kıyasları hak ettiği değil, yakınında olanın aldığıdır. O bir şey olamıyorsa, yanındaki de olmamalıdır.

- Çabuk ve kolay unutur, çabuk ve kolay inanırlar.

- Doğruluk ve dürüstlük tavırları görecelidir, Lehte yada aleyhte olma durumuna göre değişir.

- Toplum menfaati anlayışları şöyledir. “Toplum benim”

- Akıl verenleri hiç sevmezler. Tercihleri para verenlerdir.

- Eleştirmeye bayılırlar. Ancak eleştirilmeye tahammülleri olmaz. Onların yaptığı yanlışlar bile doğrudur. Başkalarının doğruları, kasıtlı ya da şaibelidir, Belgesi varsa photoshop’tur. Karalamak acizlik sayılmaz. Yöntemdir. Liste uzar. Kim bilir sizin aklınıza neler gelmiştir. Biraz gülümsemek için abarttığımız, yine de çoğumuza yabancı gelmeyen bu davranış biçimleri, elbette öğünülecek şeyler değil. Şükür ki istisnalarımızın sayısı her gün artmakta. Demokrasiyi özümsedikçe ve faziletlerini yaşadıkça çok daha süratle artacak ve insanca yaşam kalitesine dört elle sarılacağız.