Ya değişim ya da Çine yatırım
Çin'den gelen cazip yatırım teklifini, 'milliyetçilik damarları kabardığı' ve 'seçim sonrası hükümet, belki sanayicinin sesine kulak verir' gerekçesiyle şimdilik rafa kaldırdığını söyleyen Osman Yılmaz, seçim sonrası da üreten kesimin önünün açılmaması halinde Çin'de yatırım yapacağını kaydetti.
Seyit ERSÖZ
Bursa'nın en eski tekstil şirketlerinden Reisoğlu İplik'in Yönetim Kurulu Başkanı Osman Yılmaz, Çin'den gelen cazip yatırım teklifini, Türkiye'de üretimi desteklemeyen ekonomi politikalarının devamı halinde kabul edeceğini söyledi.
Çin'in tekstil merkezi Şav Şing'de, altyapısı hazır sanayi bölgesinden kendisine metrekaresi 20 dolara sanayi arsası verildiğine dikkat çeken Yılmaz, seçim sonrası da bir şeylerin değişmemesi durumunda Türkiye'de değil Çin'de yatırım yapacağını kaydetti.
İşte Yılmaz'ın, Reisoğlu İplik'in yeni dönem stratejisi ile ilgili çarpıcı açıklamaları...
Mücadeleye devam
Tekstildeki mücadelemiz devam ediyor. Firma olarak ihracatın yanı sıra aynı zamanda Çin'den ithalat da yapıyoruz. Döşemelik ve tül perde alanında oradan yarı mamül şeklinde malımızı ithal edip buradaki boyahanemizde boya ve apre yapıp gerek yurt içine gerekse yurt dışına satıyoruz.
Bıçak sırtında gidiyoruz
Bu yıl, tekstil açısından çok iyi gitmiyor. Bunun çeşitli nedenleri var. Ülkemizde tekstilcinin, daha doğrusu bütün üreten kesimin, sanayicinin desteklenmesi lazım. En büyük şikayetimiz, düşük dolar kuru. Bu kurlar, deyim yerindeyse belimizi büküyor. Hükümetin bir an evvel düşük kur olayına çare bulmasını istiyorum. Şu anda maliyetine satıyoruz. Adeta kafa kafaya gidiyoruz, bıçak sırtındayız. Bu şekilde devam ederse Türkiye'nin tekstili daha büyük yaralar alır.
Neden bir fabrika daha yapmıyorum?
Bu şartlarda ayakta kalabilmek için ithalat yaptığımızı açık açık söylüyorum. Ben neden bu ithalatı yapayım? Neden fabrikama bir fabrika daha ilave etmeyeyim? Olay bu kadar basit. Ülkemizde üreten kesim için maliyetler, altından kalkılamayacak düzeye çıktı. Dolar kuru da oldukça düşük kalınca işimiz zorlaştı. En başta işçilik ve enerji maliyetinin yüksekliği geliyor. Gerisini söylemeye zaten gerek yok. Herkes sorunları çok iyi biliyor.
İzlenen politikalar yanlış
Sanayici hem içte hem dışta büyük darbeler yiyor. Ülkede izlenen ekonomi politikalarını yanlış buluyorum. Bizim sanayicilerimiz, holding sahiplerimiz neden kendi ülkesinde değil de yurt dışında yatırım yapıyor? Önce bunun cevabını bulmak lazım. Bildiğiniz gibi geçen yılın moda ülkesi Mısır'dı. Neden orada Türkler için sanayi bölgeleri kuruluyor? Bunlar neden ülkemizde olmuyor? Benim sanayici olarak bütün derdim bu.
Böyle teşvik sistemi olmaz
Türkiye'de çok sayıda teşvikli il var. Geçen yıl Uşak'ta yatırımı olan bir arkadaşım öyle bir şey söyledi ki hayret ettim. Aynı ilde eski sanayi bölgesinde teşvik yok, yeni bölgede teşvik var. Bu, aynı şehirde olan bir uygulama. Arada 5 veya 10 kilometre var. Aslında teşviklerin bazı illere değil, sektörlere veya bütün illere uygulanmasını istiyorum. Bu sistem ayrıcalık yaratıyor. Son derece hatalı bir uygulama. Son derece hatalı bir teşvik sistemi. Böyle olmamalı. Bunun adına teşvik denilemez. Böyle olmadığı kesin.
Türk sanayisi, tekstili, şartların devamı halinde büyük darbe alacak. Bu böyle devam edemez. Önümüzde seçim var. Seçim sonucu iktidara gelecek olanlar bu yanlışlıklardan dönmeli.
Desteklenmek istiyoruz
Aslında Türkiye, tekstilde çok iyi pozisyonda. Ancak biz desteklenmek istiyoruz, teşvik istiyoruz. Yoksa neden Çin'den ithalat yapayım? Çin'in uzaklığı çok büyük dezavantaj. Malın geç gelmesinden bahsediliyor. Doğrudur. Ne olursa olsun ortada en az bir aylık süre var. Gümrük işlemleri vs. bu süre 40-45 güne kadar çıkıyor. Ben bu uzaklık nedeniyle Türkiye'yi tekstilde hala çok şanslı görüyorum. Ancak bir yerlere gelinmek isteniyorsa, bazı kuralların değişmesi lazım. En başta üretim maliyetlerinin indirilmesi ve kurun belli bir noktaya yükseltilmesi şart.
İhracat yolumuzu Özal açtı
1988 yılından bu yana ihracat yapıyoruz. Rahmetli Turgut Özal'ın, "İhracata başlayın beyler. Evinizi, villanızı satın ihracat yapın" sözünden hareketle, o tarihten beri her yıl artan oranda ihracatımız var. Çin'e de ihracat yapıyoruz.
Orada yüzde 10'luk çok zengin bir kesim bulunuyor. Onları hedeflemeliyiz. Bu fırsatı değerlendirip oraya mal satan birçok ev tekstilcimiz var. Çin, tehditten öte çok önemli bir pazar.
Bu şartlarda Türkiye'de yeni bir yatırımımız kesinlikle olmaz. Ancak yenileme yatırımı yapabiliriz. Onun dışında sıfırdan yeni yatırım imkansız. Ayrıca yeni yatırım için Bursa'da sanayi arsaları da gerçekten çok pahalı.
Çin'den cazip teklif aldım
Yaklaşık 1.5 ay önceki Çin seyahatimde, altyapısı bitmiş, doğalgazı olan bir sanayi bölgesinden bana metrekaresi 20 dolardan arsa teklif ettiler. Tekstil merkezi olan Şav Şing'e 50-60 kilometre uzaklıkta bir yerden. "Gelin burada yatırım yapın" dediler. Elektriği de 6-6.5 sentten verecekler. Çinliler ile bu tarz bir görüşmemiz oldu. Aslında orada yatırım programımız vardı, ancak iptal ettik. Milliyetçilik damarlarımız kabardı diyelim. Türkiye'de sanayiciye bakış açısının, bu zamana kadar yapılan yanlışların düzeleceğini düşünüyorum. Böyle umut ediyorum. Genel seçimin erkene alınması da beni bu düşünceme yöneltti. Çin'de yatırım yapmamaya yöneltti. Ülkemizdeki şartların değişmesini diliyorum. Gelişen durumda ne olur bilinmez. Neticede biz, yatırım yapmasını seven bir milletiz. Para kazanacağımızı düşündüğümüz her yerde yatırım yaparız. Çin'de de para kazanmak gayet mümkün.
Çünkü dünya oraya akın ediyor, oraya mal almaya gidiyor. Bu, bir gerçek. Çin, dünyanın tekstil kompleksi oldu.
Çinliler'in çok cazip tekliflerle 'yatırım yapın' teklifini, seçim nedeniyle ülkemde birtakım şeylerin değişeceğini umut ettiğim için şimdilik erteledim.
Seçim sonrasında da şartlar değişmezse orada yatırım yapma kararım tekrar tekrar gündeme gelebilir.

Sayı: 577 - Sayı'nın Kapağı