TEB, yapılanmasını yan sanayi üzerine kurguladı
Seyit ERSÖZ
Türk Ekonomi Bankası (TEB) Marmara Bölge Müdürü Ayhan Albeyoğlu, Bursa'daki otomotiv yan sanayinin gücünün, kendilerini bu bölgede daha fazla şube açmaya yönelttiğini söyledi. Albeyoğlu, "Buna Adapazarı ve İzmit de dahil. Bu bölge dünya otomotiv pazarında ciddi anlamda söz sahibi oluyor. Bursa'daki şube yapılanmamızı, konumlamamızı da daha çok otomotiv yan sanayi ile metal işleme ve kalıp sanayileri üzerine kurguladık. Bursa için geleneksel olan tekstil sektörüne ilgimiz de devam edecek. Bu sektörlerin hepsi bizim için öncelikli. Biz onları destekliyoruz, daha da desteklemek istiyoruz" dedi.
Ayhan Albeyoğlu, TEB'in şube atağını ve Türk finans sektörünün mevcut durumunu, geleceğini EKOhaber'e değerlendirdi.
TEB hızla büyüyor
TEB yıl sonunda, Türkiye genelinde 273 şubeye ulaştı. Eylül 2007 verileriyle 10.8 milyar YTL'lik aktif toplamımız var. Bu, yıl başına göre yüzde 31'lik bir artışı ifade ediyor. Aynı dönemde kredilerde 6,5 milyar YTL'ye ulaştık. 2006 yıl sonu itibariyle Bursa'da 8 şubemiz vardı. İlçeler de hiç yoktuk. 2007 sonu itibariyle Bursa merkezde 12 şubeye ulaştık. Ayrıca Gemlik, Karacabey ve İnegöl'de de birer şube açarak şube sayımızı 15'e taşıdık. Bursa'yı hariç tutarsak Bölge Müdürlüğümüze bağlı diğer illerde de toplamda 8 olan şube sayımızı geçen yıl 12'ye çıkardık. Bu yılın ilk yarısında 3'ü Bursa'da olmak üzere bölgemizde açmayı kesinleştirdiğimiz 5 yeni şube mevcut. Bursa'da açılacak yeni şubeler Kestel, Demirtaş ve Altıparmak'ta olacak. Şube atağımız son iki yılda başladı. Önceleri daha az şubeli bir yapımız varken şimdi şube sayımızı, gelişen potansiyel dahilinde artırıyoruz. Bankacılık sektörü kriz sonrasında müşterilerini farklı segmentlere ayırdı. Bireysel, işletme, KOBİ, ticari ve kurumsal gibi kategoriler oluştu.
Tarıma özel önem
İşletme bankacılığı içinde tarım bankacılığı da var. Tarım bankacılığının çıkışını geçen yıl yaptık, çok olumlu tepkiler ve destekler aldık. TEB olarak tarım bankacılığına girdiğimiz ilk yılda Türkiye Ziraatçılar Derneği tarafından 'Tarımsal Finansman Başarı Ödülü'ne layık görüldük. Bu nedenle Bursa'daki yeni şube yapılanmamızın bir kısmını tarımın güçlü olduğu yerlerde yaptık. Karacabey, İnegöl, Gemlik gibi ilçelerimizde işletme bankacılığı kapsamında tarım bankacılığına da başladık. Marmara Bölgesi, gıda ihracatı, tarıma dayalı endüstri ve İstanbul gibi bir metropolü beslemesi nedeniyle büyük bir potansiyele sahip.
Yan sanayi bizi çekti
Bursa'daki otomotiv yan sanayinin gücü bizi çok çekti. Buna Adapazarı ve İzmit de dahil. Bu bölge dünya otomotiv pazarında da ciddi anlamda söz sahibi oluyor. Bursa'daki şube yapılanmamızı, kendimizi konumlandırmamızı da daha çok otomotiv yan sanayi ile metal işleme ve kalıp sanayileri üzerine kurguladık. Bu sektörler bizim için çok öncelikli. Biz onları destekliyoruz, daha da desteklemek istiyoruz.
Otomotiv sektörü; yan sanayisi, alt tedarikçileri açısından baktığımızda birçok sektöre göre daha geniş bir müşteri kesimini kapsıyor. Ayrıca sürekli, standartlarını yükseltmek, teknolojiye yatırım yapmak zorunda olan bir kesim. Biz TEB olarak KOBİ bankacılığında klasik anlayışın ötesine geçtik. KOBİ Akademi ile KOBİ'lere, küçük üreticilere, yan sanayicilere yönelik olarak son iki yıl içinde 19 ile gittik. KOBİ'ler konusunda uzman danışmanlık firmalarımız ile bu illerde ikişer günlük yoğun programlarla KOBİ'lerimizin bilgi ihtiyacını tamamlamaya çalıştık. Stratejik yönetim, dış ticaret, kurumsallaşma ve süreç yönetimi, dış ticaret risklerini azaltma, teknolojik yatırım ve büyüme senaryoları gibi çeşitli alanlarda atölye çalışmaları ile hizmet veriyoruz. Öte yandan KOBİ TV'de otomotiv yan sanayine yönelik özel bir bölüm açıyoruz. Türkiye ekonomisinin lokomotifi haline gelen otomotiv yan sanayi bizim için en öncelikli sektör olarak duruyor. Çünkü bu sektörün gideceği epey mesafe var. Bu mesafeyi alırken de KOBİ'lerimizin hem finans hem de bilgi desteğine ihtiyaçları olacak. Biz de TEB olarak kendimizi buna göre hazırlıyoruz. Yan sanayiye ilişkin yılın ilk yarısında Bursa'da da ciddi aktivitelerimiz olacak.
TEB KOBİ Bankacılığı olarak banka-müşteri ilişkisini sadece ticari boyuttan çıkararak farklı bir boyuta taşımaya çalışıyoruz. Geliştirdiğimiz ürün ve hizmetler de buna yönelik olarak tasarlanmakta. Bu amaçla Fransız Kalkınma Ajansı'ndan sağladığımız fon kaynaklı kredi çeşidimiz olan AFD Kredisi'ni kullanan tüm firmalara Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) bilinci aşılıyoruz. Bu firmaları KSS Bilinçlendirme Eğitimi'ne alıyoruz. Böylelikle firmalara özel çok uzun vadeli, uygun ödeme koşullu bir kredi imkanı sağladık. AFD kredimiz ve diğer KOBİ kredilerimiz tüm sektörlerden yoğun talep almasına karşılık, belli bir kalite zincirinde üretim yapan, uluslararası ölçekte kurumsallaşma kriterlerini en çok karşılayan sektör olması nedeniyle otomotiv yan sanayi ağırlıklı olarak yararlanmaktadır.
Kalifiye iş gücüne kaliteli hizmet
Bursa'da sanayileşmeye paralel artan ve milli geliri Türkiye ortalamasının üzerinde olan ciddi bir nüfus var. Ekonominin çok canlı olduğu bu bölgede esnaf, küçük üretici ve yan sanayiler de işletme bankacılığımız için ciddi bir müşteri kitlesini oluşturuyor.
Kitle bankacılığına yönelik en önemli enstrüman, kredi kartı. Bu bağlamda Bonus ile işbirliği yaparak TEB Bonus kredi kartını lanse ettik. Eylül 2007 itibariyle 350 bin Bonus'lu müşterimiz var. Bireysel bankacılıkta yenilikçi ürünlerimizden sonuncusu, 'Molalı Kredi.' Hayatın her alanında olan mola ihtiyacının, finansal alanda da gereklilik olduğunu düşünerek çıkardığımız bu ürünümüzde müşteri, gelirindeki dalgalanma paralelinde yılın herhangi iki ayında ödeme yapmıyor.
Sektörde büyük ayıklama
2001 krizinden sonra finans sektöründe ciddi ayıklanma sürecinden geçildi. Aslında finans kesimindeki kriz, ekonomik krizin bir yansıması. Ekonomide yaşanan istikrar sonuçta zaten finans kesimine yansıyor. Önemli olan yaşanması muhtemel ulusal ya da uluslararası nedenlere bağlı dalgalanmalardan daha az etkilenmek. Finans kesiminde sermaye yapısının güçlü, aktif kalitesinin yüksek olması gerekir. Bilindiği gibi banka bilançolarının aktifinin büyük bölümü verdiği krediler oluşuyor. Aktif kalitesi, ülkenin ekonomik durumu ile bire bir bağlantılı. Basel 2'nin geliyor olması, sektörün aktif kalitesine yönelik endişeleri biraz ortadan kaldırıyor. Zaten BDDK'nın aktif kalitesine yönelik ciddi düzenlemeleri var. Bankacılık sektörünün aktif toplamı OECD ülkelerinde GSMH'nin 3-4 katına kadar çıkabiliyor. Çok gelişmiş ülkelerde bu, 5-6 katı olabiliyor. Türkiye'de ise 1.5-2 katı. Türk finans sektörü açısından alınacak daha çok mesafe var. Sektördeki bu büyümenin sermaye ile desteklenmesi gerekir.
Yabancı ilgisi sürecek
Yabancı bankaların Türkiye'ye olan ilgisinin devam edeceğini düşünüyorum. Pek çok sektörde yaşanan gelişmelere paralel bankacılık sektöründe de yabancı sermaye girişinin devam edeceğini, global rekabetin Türkiye'ye uzantısı olarak süreceğini düşünüyorum. Dünyada yaşanan finansal birleşme ve satın almaların uzantılarını Türkiye'de de görüyor olacağız. Yani ülke olarak global oyuna entegre olmuş durumdayız. Yabancılaşma trendini olabildiğince, ülkenin gelişimine katkı yapacak şekle dönüştürmek lazım. Bankacılık sisteminin büyümesi, daha ziyade banka ile çalışmayan, bankacılık sistemi dışında çalışan kesimin sisteme dahil edilmesi ile olacak.
Bu gelişme ülkemizin de kazancına. Örneğin tarım sektörü, artan rekabet sayesinde bankacılık sistemine dahil edildi. İşletme bankacılığı adı altında esnafa yönelik çalışmalar, banka ile çok fazla çalışmayan bu kesimin tüm nakit akışını banka üzerinden yapar hale getirdi.
Gelişmekte olan ülke olmamız, ciddi bir potansiyeli barındırıyor olmamız nedeniyle yabancılar burada pozisyon almak istiyor. Türkiye'de bankalar ile çalışmayan ciddi bir kesim var. Dolayısıyla ülkemizde bireysel ve işletme bankacılığı alanında daha gidilecek çok yol var. Yabancılar da bu alanda büyük bir potansiyel görüyor.
Basel 2 disiplin getirecek
Basel 2, 2009 yılı başından itibaren yürürlüğe girecek. Bu, kayıtlı ekonominin büyümesi ve firma bilançolarının güçlenmesi konusunda büyük bir aşama kat ettirecek. Basel 2 kriterleri aslında, KOBİ'lerin finansal açıdan disipline edilmesi noktasında çok ciddi teşvik unsurları içeriyor.
Basel 2'ye uyum sağlayan firmalar, sağlamayanlara göre fiyatlama, kredi limiti ve hizmet olarak avantaj sağlayacak. Firmanın rekabetçi yapısını koruyabilmesi açısından da finansal disiplin çok önemlidir.

Sayı: 611 - Sayı'nın Kapağı