Semih AYDIN

BUİKAD, kadınların iş hayatındaki yetkinliklerinin ve niteliklerinin artırılmasına yönelik başarılı projeleriyle artık daha fazla kadına ulaşabilecek. Türkiye’nin ilk iş kadınları federasyonu GİFED’in kurucu üyeleri arasında yer alan BUİKAD, iş kadınlarının sesini daha güçlü duyuracak.
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (BUİKAD), 14 yıldır girişimci, yönetici ve çalışan iş kadınlarının sesi oluyor. İş hayatındaki kadınların yetkinliklerini artırmak ve karar süreçlerinde kadınların daha aktif rol almasını sağlamak amacıyla çalışmalarını özveriyle sürdüren BUİKAD, bu süreçte Türkiye’de bir marka haline gelen projelere de imzasını attı. BUİKAD, deneyimi ve projeleriyle tüm Türkiye’deki kadınlara ulaşmaya hazırlanıyor. BUİKAD’ın da aralarında olduğu 8 iş kadını derneğini aynı çatı altında toplayan Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED), iş hayatındaki kadınların sesini daha güçlü duyuracak. GİFED’i bir Anadolu hareketi olarak tanımlayan BUİKAD Başkanı Oya Eroğlu, “Birlikten kuvvet doğar anlayışıyla, daha iyi projelerle daha fazla insana dokunmak istiyoruz” dedi. BUİKAD Başkanı Avukat Oya Eroğlu’yla, başkanlığının ikinci dönemindeki projelerini ve GİFED’in hedeflerini konuştuk. 
Bursa İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği’nin Genel Kurulu’nda da güven tazeleyerek bir dönem daha başkanlık görevine seçildiniz. İlk başkanlık sürenizin muhasebesini yaptığınızda, nasıl bir dönem geçirdiniz?
Pandemi kısıtlamaları nedeniyle mayıs ayında gerçekleştirmeyi planladığımız Genel Kurul toplantımızı haziran ayında gerçekleştirdik. İlk dönemim ardından, Genel Kurulumuzda ikinci defa başkanlık görevi için seçildim. 
Başkanlığınızın ikinci döneminde, ilk döneminize göre farklılıklar oluyor. Ben her ne kadar BUİKAD’da Genel Sekreterlik ve İpek Yalçın başkanlığı döneminde başkan yardımcılığı görevlerini üstlenip, bir nevi işin mutfağından gelsem de başkan seçilip, o bayrağı devraldıktan sonra bazı şeyler değişiyor. Derneğin işleyişimi, projelerini ne kadar yakından bilsem ve o projelerin içinde yer alsam da, başkanlık göreviyle birlikte bunların yürütülmesinde aktif olarak görev almak sorumluluğumu da artırdı. 
Bununla birlikte kazandığım tecrübeler, ilk dönemimde karşılaştığım olumlu ya da olumsuz durumlar, yeni dönemim için bir yol gösterici rolünde. Geçmişte yaşadığımız olumsuzluklarla karşı karşıya kalmamak ya da başarılı olduğumuz örneklerin sayısını artırmak adına yapılan bu girişimler büyük tecrübe. Dolayısıyla, BUİKAD Başkanlığında ustalık dönemim şimdi başlıyor.
Mayıs ayında yapmayı planladığımız ama kısıtlamalar nedeniyle haziran ayında gerçekleştirmek durumunda kaldığımız Genel Kurul sürecini atlattık. İki dönem yapıyoruz başkanlığı. İlk iki senesini bitirdim, ikinci iki sene başlıyor.

Bu görev sürenizde gerçekleştirmeyi planladığınız hedefleriniz ve projelerinizi öğrenebilir miyiz?
İlk dönemimizi analiz ederek, önümüzdeki süreç için kendimize bir yol haritası belirledik. Bu dönem için iki mottomoz var; sürdürülebilirlik ve işbirliği. BUİKAD Yönetimi olarak bu iki başlık doğrultusunda projeler gerçekleştireceğiz.
Geçtiğimiz dönemde ülke ve dünya gündeminde yaşananlar bize kadınların işbirliğinin önemini bir kez daha gösterdi. Ancak sadece işbirliği yeterli olmuyor, bunu sürdürebilir hale getirebilirsek başarının geleceğine inanıyoruz.
Bu iki başlık haricinde BUİKAD’ın uzun yıllardır devam eden ve marka olmuş projelerine devam edeceğiz. Her yıl 8 Mart haftasında başarılı iş kadınlarını ödüllendirdiğimiz İş Yaşamında Başarılı Kadın Ödül Töreni’nin ve üniversitedeki kız öğrencilerine yönelik mentorluk programımız Noktalama Projesi’nin 13’üncüsünü yapacağız.
Ayrıca, pandemi nedeniyle ilk dönemimizde bazı fiziksel etkinliklerimizi yapamasak da, biz dernek olarak çalışmalarımıza hiç ara vermedik. Bu süreçte paydaşı olduğumuz üç Avrupa Birliği projesini tamamladık. Bir de BUİKAD Gelecek Akademisi’ni kurduk. Salgın dönemine bir akademi kurarak ciddi bir iş yaptığımızı kamuoyuna gösterdik. Akademimizin ilk döneminde 20 kursiyere ücretsiz MBA eğitimi verdik. Akademimiz önümüzdeki dönemde yeni kursiyerlerle eğitime devam edecek.

Size göre Bursa’da kadınlar yeteri kadar iş hayatının içerisinde yer alıyor mu? Bunun yolunun açılması için kamu kurumlar ve STK’lara ne gibi görevler düşüyor?
Türkiye İstatistik Kurumu’ndan aldığımız verilere göre Bursa’daki çalışan ve girişimci kadın sayısı Türkiye ile orantılı. Bursa, kadın iş gücünün de çok önemli olduğu sektörleri barındıran bir sanayi şehri. Bu anlamda Bursa’daki kadın girişimci ve çalışan sayısının yetersiz olduğunu düşünüyorum. Biz öncelikle Bursa’da sonra da tüm Türkiye’de bu rakamların yarı yarıya olmasını, kadınların ekonomiye katılım oranının erkeklerle eşit sayıya gelmesini temenni ediyoruz. 

BUİKAD olarak kırsal bölgelerdeki kadın kooperatiflerine yönelik projeleriniz olacak mı?
BUİKAD olarak kadın kooperatiflerini her zaman destekliyor, onlarla birlikte projeler gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık iki yıl önce İŞKUR ile işbirliği içerisinde, kooperatif üyesi 150 kadına mentorlük hizmeti verdik. Bu kadınların yüzde 20’si daha sonra kendi işini kurdu. Türkiye’de kadın girişimciliğinin yüzde 2 olduğunu göz önünde bulundurursanız, projemizde yakalanan yüzde 20 oranı ciddi bir başarı. İlerleyen dönemde BUİKAD’ın amaçları ve mottoları doğrultusunda bu tarz projelerin paydaşı olmaktan mutluluk duyacağız.

8 iş kadını derneğinin bir araya gelerek, federasyonlaşmasına giden yol nasıl oldu? Kısaca GİFED’in kuruluş hikayesini ve motivasyonunu anlatır mısınız?
Uzun değerlendirmeler ve analizler sonucunda ortaya çıkan GİFED’in yaklaşık 2,5 yıllık bir hikayesi var. Türkiye’nin farklı şehirlerindeki iş kadınları dernekleri olarak iyi projeler üretip, uyguluyoruz. Ancak bunlar ne yazık ki yerelde kalıyor. Sesimizi ulusal ve uluslararası mecralara taşımakta zorlanıyoruz. Dolayısıyla biz de birliktelikle, ortak projeler gerçekleştirerek sesimizi daha güçlü duyurabiliriz düşüncesiyle GİFED’i kurduk. Adana, Afyon, Ankara, Aydın, Bursa, Gaziantep, İzmir ve Kocaeli’deki, benzer yapılara sahip iş kadınları derneklerinin bir araya gelmesiyle kurduğumuz federasyon bir Anadolu hareketi oldu. Böylelikle Türkiye’nin ilk iş kadınları federasyonunun kuruluşunu İzmir’de gerçekleştirdiğimiz lansmanla kamuoyuna duyurduk.
Federasyonun kurucu üyeleri arasında yer alan dernekler olarak hepimiz kadının toplumdaki ekonomik rolünün güçlenmesini istiyor ve buna yönelik projeler yapıyoruz. Dolayısıyla bundan sonra, “birlikten kuvvet doğar” anlayışıyla daha iyi projeler yapıp, bunların daha fazla insana ulaşmasını hedefliyoruz. 

Federasyonun kuruluş aşamasında ve bundan sonraki sürecinde BUİKAD’ın rolü ve önemi nedir?
BUİKAD, 8 kurucu dernekten biri olarak GİFED’in tarihinde yerini aldı. BUİKAD, federasyonda en fazla delegeye sahip derneklerden biri olarak GİFED’in yönetiminde ve işleyişinde en aktif derneklerden biri olacak. Önümüzdeki süreçte gerçekleştireceğimiz ilk genel kurul ve görevlendirmelerle yönetimde de etkin olacağız. 

Yeni kurulmasına rağmen, GİFED kamuoyundan nasıl bir geri dönüş aldı, bu oluşumun ilerleyen süreçte daha da güçlenerek büyüyeceğini düşünüyor musunuz?
Lansmanımıza İzmir protokolü büyük ilgi gösterdi. Onlardan aldığımız reaksiyon ve destekler beklentilerimizin üzerindeydi.
Dünyamızın içerisinden geçtiği süreçte kadınların yaşadığı olumsuz durumlardan dolayı birliğimizin tüm Türkiye’ye örnek olması gerektiğini düşünüyoruz. GİFED olarak kadının gücünün ve sesinin ne kadar etkili ve önemli olduğunu göstermek istiyoruz. Bu anlamda büyük bir sorumluluğumuz var, federasyonumuzdaki derneklerin temsilcileri de bunun farkında.

Türkiye’deki iş kadınlarının, genç girişimcilerin ve çalışan kadınların iş hayatında yaşamında karşılaştığı başlıca sıkıntılar size göre nelerdir? GİFED’in bu sorunlara ne gibi çözüm önerileri olacak?
Çocuk ve yaşlı bakımı iş hayatında karşılaştıkları zorlukların başında geliyor. Kadınlar, bu yüzden yeni bir işe girmekte problem yaşayabiliyorlar. Bu konuyla ilgili kamu kurumları ve belediyeler birçok proje üretiyor. BUİKAD özelinde biz de bu konuda ciddi çalışmalar gerçekleştirdik. GİFED olarak da bu yönde çalışmalarımız sürecek.
Türkiye’de kadınlar 40 – 45 yaşından sonra girişimci oluyor. Federasyon olarak, bu yaş ortalamasını aşağıya çekmeye yönelik çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Bunun yanı sıra şirketlerin yönetim kurullarındaki kadın sayısını artırmaya yönelik hedeflerimiz var. Yönetimlerdeki eşitliğin şirketlere, ekonomiye ve topluma pozitif katkı sağlayacağını düşünüyoruz.
Kısacası GİFED ve bünyesindeki 8 dernek olarak gerek girişimci gerekse de çalışan kadınların niteliklerini artırmak, onların iş hayatlarında karşılaşması muhtemel engelleri ortadan kaldırmak ya da en aza indirmek için hep birlikte projeler üreteceğiz. 

Kadın girişimciliğinin yaşının bu kadar yüksekte olmasının sebepleri size göre neler?
Türkiye’de kadınlar her zaman seçim yapma zorunluluğuyla karşı karşıya kalıyor; evlenmek ya da okumak gibi. Kadınlar, ev yükünün de baş sorumlusu olarak görülüyor. Kadın girişimciliğini etkileyen faktörlerden bir diğeri de finansa ulaşım. Kadınlar, Türkiye’deki gayrimenkullerin sadece yüzde 8 ile 9’una sahip. Dolayısıyla kadınların bir girişime başlarken istenen teminatları, ipotekleri vermeleri daha zor. Ayrıca herkesin aynı standartta, sosyokültürel ve ekonomik düzeyde olmadığını düşünürseniz, bilgiye ulaşım da bütün kadınlar için eşit değil. Tüm bunları değerlendirdiğinizde, kadınların 40 yaşından sonra finans ve bilgiye daha ulaşabilir ve önündeki engelleri daha rahat yönetebilir hale geldiğini düşünüyorum.