Size "Alo! diyorum...
Strateji ile ilgili bir sunum hazırlarken, internet taramasında Capital dergisinde 01.03.2005 tarihinde yayınlanan daha önce okuduğum, Rauf Ateşin "50.000 Marka Nereye Gitti? başlıklı bir yazısını buldum. Rauf Ateş, gerçekten çok güzel bir çalışma yapmış aslında. Yazının zeminini 1977-2003 arasında yenilenmesi gelmesine rağmen yenilenmeyen marka tescillerinin üzerine kurmuş ve zamanının meşhur markalarının nasıl yok olduğunu yazmış.
Toplam 50.000 marka, tescilini yenilememiş... Bursa 1.381 adetle sıralamada dördüncü durumda... Benim aklıma yazının içinde de geçen, zamanında müptelası olduğum ama iyi yönetilmediği, ya da dev bir güç halinde iken yanlış stratejilerle yok olmuş, hayatımdan çıkmış bir sürü marka geldi.
"Alo deterjanı mesela...
Bir zamanlar şöhret kullanarak (Zeki Müren ve Emel Sayın) kampanyaları ile piyasanın hakimi bir deterjan markası...
Şimdilerde lümpen jargonunda bir şeyin olduğunu geç anlayanlar için kullanılan "Size Alo diyorum! sözü haricinde bir etkinliği kalmamış...
"Vim markası...
Bakkaldan kaç kere almışımdır. O zamanlar "vimlemek olarak da dilimize giren bir marka... Yani Türkçe bir sözcük halini almış... Ama ortalıkta o da yok... Kim bilir, bundan yıllar önce ciro hedeflerini koyarken, tüm Türkiyeyi pazar olarak hedefleyen bu marka hangi hatalar yapılarak ortadan kaybolmuştur? (tozdan sıvıya geçişte Unilever Cif olarak markayı yeniden konumlandırdı)
"İmza otomobil...
Bir ara Jet-Pa Fadıl Akgündüzün kampanyaları ile Türkiyeyi salladığı bir marka... Hele o daha doğmadan öldü...
Ama düşünün ne ümitlerle planlanan bir marka idi?
"İstanbul Bankası...
Çocukluğumda duyduğum ve ilgimi çeken bir markaydı...
Koskoca banka ve markası, artık yok...Zamanında insanların önünde mevduatını yatırmak için kuyruk olduğu bir marka, bugün yok...
Hatırlar mısınız, herkes bir ara "Haftasonu okurdu... Gırgır dergisi için perşembeden kendimiz için ayırtırdık.
Çoğu artistin televizyon röportajlarından "Ses Mecmuası yarışmalarından birinci olarak başlayan magazin hayatını izlerdik.
Her evde muhakkak bir "Singer dikiş makinesi vardı. Hatta tüm genç kızların rüyasıydı. "Müjde çorapları, bir ara ortalığı kasıp kavuruyordu, televizyon spotları maçlarda tezahürat oluyordu.
"Nuhun Ankara Makarnası haftada bir iki yediğimiz bir ara yemekti.
Bugün şartlar içersinde, çok güçlü, çok yaygın, çok bilinen bir marka olabilirsiniz. Sektörünüz, ya da sizin sektörünüz içindeki yeriniz sizin şu anda hakim olmanıza olanak sağlayabilir.
Ama eğer, geleceği yönetemezseniz, stratejilerinizi doğru kurup, yenilenebilir bir pazar refleksi ile varoluş amacınızı kaybetmeden, "megalomani hastalığına yakalanmazsanız, sürekli yaratıcı fikirlerle hedef kitlenizi şaşırtmayı becerebilirseniz, sektör değişimlerini, ürün ve ambalaj değişimlerini doğru yönetebilirseniz, geleceğe ait bir şeyler bırakabilirsiniz. Yoksa, şu anki durumunuz hiçbir zaman geleceğiniz için bir ayna olamaz.

Sayı: 595 - Sayı'nın Kapağı