Polyester geçmişini arıyor
Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği
(SUSEB) Genel Sekreteri Sanver, polyester iplik sektörünün zor bir yıl geçirdiğini, 2008in daha iyi geçeceğine ilişkin bir ipucu olmadığını söyledi.
Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) Genel Sekreteri Eray Sanver, polyester iplik sektörünün zor bir yılı geride bıraktığını, 2008 yılının daha iyi geçeceğine ilişkin bir ipucu da olmadığını söyledi.
"Sentetik iplikte reel sektörün geçmiş yılları aradığını söyleyebiliriz" diyen Sanver, makro ekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmelerin reel sektördeki gelişmeleri gölgelememesi gerektiğini belirtti.
Bursa, Türkiye'deki polyester iplik üretiminin çok büyük bir bölümünü gerçekleştiriyor. Örneğin, Zorlu Holding kuruluşu Korteks, günlük 550 ton üretim kapasitesiyle sadece Türkiye değil dünyanın en büyük birkaç üreticisinden birisi ve SUSEB Başkanlığı'nı da Korteks'in Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zorlu yapıyor. SUSEB'ın kuruluşundan bu yana Genel Sekreterlik görevini yürüten ve polyester iplikle ilgili politikaların oluşturulmasında, sektörün yurt dışındaki temsilinde kilit isimlerden olan Sanver, EKOhaber'e sektörü değerlendirdi...
EKOhaber: Polyester iplik üretimi, Bursa'nın liderliğini yaptığı bir alan. Son dönemde sektörle ilgili kaygılar dile getiriliyor. Sektör nasıl bir yıl geçirdi?
Eray Sanver: 2007 yılı ile ilgili her ne kadar makro ekonomik verilerde pozitif şeylerden söz ediliyorsa da reel ekonomide durum o kadar parlak değil. Sadece ekonomik göstergeler tek başına bir şey göstermez. 2005'te kotaların kalkması ile başlayan süreç 2007'de de sürdü. Ama 2007'de gelinen nokta çok farklı. İlginç olan, global olarak herkes bağırırken, bizim şimdi bağırmaya başladığımız konu, Çin'in ve bölge ülkelerinin ciddi bedeller ödemek koşuluyla ekonomilerini ayakta tuttuğunu görüyoruz. Bizim ülkemiz, Çin kadar kendi reel sektörünü ayakta tutmak için çaba sarf etmiyor.
EKOhaber: 2008 için hükümetin sektöre yaklaşımında bir değişiklik görünmüyor. Sektörü nasıl bir gelecek bekliyor?
Eray Sanver: 2008'in 2007'den çok farklı olacağını kimse beklemesin. Dünya ölçeğinde bir değişiklik olmayacak. 2008'in en önemli farklarından birisi şu: Gelişmekte olan ülkeleri finanse eden fonlar, ortaya çıkabilecek en ufak bir kırılganlıkta, doğrudan doğruya gelişmiş ülkelere kayabilecek. Bu da gelişmekte olan ülke piyasalarını, beklenmeyecek şekilde etkileyebilir. Eğer böyle bir şey olursa, Türkiye de nasibini alır. Değerlendirmeler hala devam ediyor. Dünya ekonomisi riskli ve giderek daha kırılgan olmaya başladı. Finansal konjonktürel değişimler sıklaştı.
EKOhaber: Polyester, üretim ve ihracatta zor bir döneme giriyor gibi..
Eray Sanver: Makro ekonomik göstergelerdeki gelişmeler reel sektöre pek öyle yansımıyor. Bu sadece tekstil için değil, otomotiv ve diğer sektörler için de geçerli. Mesela otomotiv sektörü çok parlak görünüyor, ama madalyonun bir de öteki tarafında bakmak lazım. Evet ihracat arttı da, bu ülkeye ne ölçüde katma değer sağladı? Ülkede ne değerler kaldı? İhracat 100 milyar doları aştı, doğru, iftihar ediyoruz. Peki ithalat ne kadar? Ben, bir ekonomist ve bu sektörün içinde uzun yıllardır sektörü dünya çapında temsil etmiş birisi olarak bu kriterlerle yaklaşıyorum. Şu anda piyasada bir resesyon var. Korkumuz o ki, stagflasyona dönüşmesin.
Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği
(SUSEB) Genel Sekreteri Sanver, polyester iplik sektörünün zor bir yıl geçirdiğini, 2008in daha iyi geçeceğine ilişkin bir ipucu olmadığını söyledi.
Suni ve Sentetik İplik Üreticileri Birliği (SUSEB) Genel Sekreteri Eray Sanver, polyester iplik sektörünün zor bir yılı geride bıraktığını, 2008 yılının daha iyi geçeceğine ilişkin bir ipucu da olmadığını söyledi.
"Sentetik iplikte reel sektörün geçmiş yılları aradığını söyleyebiliriz" diyen Sanver, makro ekonomik göstergelerdeki olumlu gelişmelerin reel sektördeki gelişmeleri gölgelememesi gerektiğini belirtti.
Bursa, Türkiye'deki polyester iplik üretiminin çok büyük bir bölümünü gerçekleştiriyor. Örneğin, Zorlu Holding kuruluşu Korteks, günlük 550 ton üretim kapasitesiyle sadece Türkiye değil dünyanın en büyük birkaç üreticisinden birisi ve SUSEB Başkanlığı'nı da Korteks'in Yönetim Kurulu Başkanı Zeki Zorlu yapıyor. SUSEB'ın kuruluşundan bu yana Genel Sekreterlik görevini yürüten ve polyester iplikle ilgili politikaların oluşturulmasında, sektörün yurt dışındaki temsilinde kilit isimlerden olan Sanver, EKOhaber'e sektörü değerlendirdi...
EKOhaber: Polyester iplik üretimi, Bursa'nın liderliğini yaptığı bir alan. Son dönemde sektörle ilgili kaygılar dile getiriliyor. Sektör nasıl bir yıl geçirdi?
Eray Sanver: 2007 yılı ile ilgili her ne kadar makro ekonomik verilerde pozitif şeylerden söz ediliyorsa da reel ekonomide durum o kadar parlak değil. Sadece ekonomik göstergeler tek başına bir şey göstermez. 2005'te kotaların kalkması ile başlayan süreç 2007'de de sürdü. Ama 2007'de gelinen nokta çok farklı. İlginç olan, global olarak herkes bağırırken, bizim şimdi bağırmaya başladığımız konu, Çin'in ve bölge ülkelerinin ciddi bedeller ödemek koşuluyla ekonomilerini ayakta tuttuğunu görüyoruz. Bizim ülkemiz, Çin kadar kendi reel sektörünü ayakta tutmak için çaba sarf etmiyor.
EKOhaber: 2008 için hükümetin sektöre yaklaşımında bir değişiklik görünmüyor. Sektörü nasıl bir gelecek bekliyor?
Eray Sanver: 2008'in 2007'den çok farklı olacağını kimse beklemesin. Dünya ölçeğinde bir değişiklik olmayacak. 2008'in en önemli farklarından birisi şu: Gelişmekte olan ülkeleri finanse eden fonlar, ortaya çıkabilecek en ufak bir kırılganlıkta, doğrudan doğruya gelişmiş ülkelere kayabilecek. Bu da gelişmekte olan ülke piyasalarını, beklenmeyecek şekilde etkileyebilir. Eğer böyle bir şey olursa, Türkiye de nasibini alır. Değerlendirmeler hala devam ediyor. Dünya ekonomisi riskli ve giderek daha kırılgan olmaya başladı. Finansal konjonktürel değişimler sıklaştı.
EKOhaber: Polyester, üretim ve ihracatta zor bir döneme giriyor gibi..
Eray Sanver: Makro ekonomik göstergelerdeki gelişmeler reel sektöre pek öyle yansımıyor. Bu sadece tekstil için değil, otomotiv ve diğer sektörler için de geçerli. Mesela otomotiv sektörü çok parlak görünüyor, ama madalyonun bir de öteki tarafında bakmak lazım. Evet ihracat arttı da, bu ülkeye ne ölçüde katma değer sağladı? Ülkede ne değerler kaldı? İhracat 100 milyar doları aştı, doğru, iftihar ediyoruz. Peki ithalat ne kadar? Ben, bir ekonomist ve bu sektörün içinde uzun yıllardır sektörü dünya çapında temsil etmiş birisi olarak bu kriterlerle yaklaşıyorum. Şu anda piyasada bir resesyon var. Korkumuz o ki, stagflasyona dönüşmesin.
Sayı: 610 - Sayı'nın Kapağı