Patron değil takım lideri
Dursun EROĞLU
Bir girişimci için başarının kapısını açan anahtar nedir? Herhalde birkaç sağlam anahtardan birisi, doğuştan şanslı olmak, yani bir girişimci ailede doğmuş olmaktır. Ali Şakir Tatveren, işte bu şanslı girişimcilerden birisi. Üstelik eşine ender rastlanan şekilde, üçüncü kuşak...
Tatveren'in başarı öyküsü, başarının zamana, ekonomi ve teknolojideki değişimlere uyum sağlamaktan geçtiğini en iyi şekilde kanıtlıyor.
Kafkas, sadece Bursa ve Türkiye değil, dünyanın birçok ülkesinde de bilinen bir marka. Kestane şekeri ve pastayı çağrıştıran bu markanın yaratıcısı Ali Şakir Tatveren (3. nesil Tatveren, dedesinin adını taşıyor) tarafından kurulur. Gıda işiyle uğraşan birçok girişimci gibi o da göçmen. Dede Tatveren, anlaşılan Yugoslavya'da pasta, unlu mamül ve şekerleme işi yaparmış. 1930'da, Bursa'da kestane şekerinin keşfedildiği bir dönemde kurulan Kafkas'ta iki isim öne çıkar: Ali Şakir ve eşi Nedret Tatveren. İş gıda ve tatlı olunca, kadınların öne çıkması kaçınılmaz. Kafkas'da bu durum, ikinci kuşak için de geçerlidir. Şirketin tepesindeki iki isim bu sefer Atilla ve kız kardeşi Yüksel Tatveren olur. Torun Ali Şakir, "Bizim şirketimizde kadınların rolü biraz fazla" diyor. Dede Tatveren'in ardından çocuklar Alpaslan, Yüksel ve Atilla Tatveren işe koyulur. Dede Ali Şakir ve amca Alpaslan'ın ölümünden sonra şirketin yönetimini, babası Atilla Tatveren ile halası Yüksel Tatveren'in aldığını söyleyen Ali Şakir, bugün de babası ve halasının hala işin başında olduğunu söylemeye özellikle özen gösteriyor.
Ali Şakir Tatveren, yönetimde hayli deneyim kazanmış olmasına rağmen onları, yaptıklarından dolayı hesap vereceği, bir tür asıl patron olarak görüyor. İş dünyasının renkli isimlerinden Atilla Tatveren iki ay kadar önce ciddi sağlık sorunları yaşadı ve iki anjiyodan sonra iyileşiyor. Atilla ve Yüksel Tatveren'in, Kafkas'ta son kararı verenler olduğu kesin olmakla birlikte, artık kendilerini gönül rahatlığı ile emekli edebilecek duruma geldikleri, torun Tatveren'in artık başarısını kanıtladığı söylenebilir.
Yurt dışında iş idaresi okudu
Torun Ali Şakir Tatveren, 1970 doğumlu, Bursa Anadolu Lisesi mezunu. Otelcilik ve turizm okulunda iki yıl okuduktan sonra, ayrılıp İsviçre'de, sonra Amerika'da iş idaresi okudu. Tatveren, iyi bir eğitim almış. Ancak turizm eğitimini yarıda bıraktığına pişman. "Keşke bitirseydim" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Benim yaptığım iş, hizmet sektörü. Oteli olup yatak satmak da bir hizmet, kestane şekeri, pasta satmak da bir hzmet. Şimdiki aklım olsa yiyecek ve içecek konusunda daha çok bilgilenmek isterdim. Meraklıyım, çalışıyorum, ama temelinden görmek isterdim, hayallerimden birisi budur."
'Hayat insanı'
Ama onun gerçek eğitimi pratikte, bizzat Kafkas'ta çalışarak gerçekleşmiş. Tatveren eğitim konusunda, "Şu bir gerçek ki, okuldan önce çocukların aile içinde eğitilmesi gerektiğine inanan bir insanım. İster yurt içinde ister yurt dışında okusun, okul ile bu iş bitmiyor. Birazcık hayat insanı olmak lazım. Bazı şeyler yaşanırken öğreniliyor. Bizim ailemizde de eğitim büyüklerin önderliğinde yürütülüyor. Ailem beni başından beri işin içine sokmaya gayret gösterdi" diyor.
Paket yaptı, yer sildi...
Tatveren bu yaşayarak eğitimi şöyle anlatıyor:
"Basak Caddesi'ndeki dükkanda büyüdüm. Zaten evimiz de oradaydı. Müşteri ile iç içeydim. Paket yapıyordum, şeker satıyordum, servis yapıyordum, yerleri siliyordum... Şimdi bunların faydalarını görüyorum. Çünkü okumak ile birden insanlar yönetici olamıyor, olamaz da zaten. Doğru yönlendirildiğimi düşünüyorum. Şirketin bütün kademelerinde görev aldığımı söyleyebilirim. Son 5 yıl da genel müdürlük görevini yapıyorum.
Burası gerçekten büyük bir okul. Babam ve halam, benim hayat öğretmenim."
Profesyonel...
Tatveren, kendisini bir patron değil, yönetici, profesyonel olarak görüyor. Ancak biraz fark var. Şöyle devam etti: "Neticede ben aileyi temsil ediyorum. '3. kuşak yönetimi devraldı', derseniz yanlış olur, çünkü yönetimde başımızda büyüklerimiz var. Ben onlara karşı sorumluyum. Ben, halamın kızı Hülya abla, kardeşlerim, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz."
İzmir yolu, Alaaddinbey yakınlarındaki Kafkas üretim tesislerinde görüştüğümüz Ali Şakir Tatveren, "Ali Şakir Tatveren Kafkas'a ne kattı, neyi değiştirdi?" sorumuza yanıt verirken oldukça zorlandı ve başarıların kendisinden ziyade Atilla ve Yüksel Tatveren'e ait olduğunu vurguladı. Ancak genel müdürlük yaptığı son 5 yılda firmanın katettiği yolu görünce, mütevazılığın boyutlarını farketmemiz kolaylaşıyor.
Aile ile firma arasında tampon...
Tatveren Kafkas'taki değişimi şöyle anlattı:
"Ben 'Ali Tatveren şunu bunu yaptı, şirkete şunu kattı' denmesini açıkçası pek istemiyorum. Takdir aile büyüklerimindir. 1994-95'lerde birçok iş birçok insan tarafından yapılıyordu, ama bir planlama, departmanlar yoktu. Çalışan kişi sayısı değişti. 1995'lerde 150 civarında insan çalışırken bugün 400'den fazla insan çalışıyor. Hürriyet'ten buraya 1999'da geçtik. 1996'da yeni fabrikanın inşaatına başladık. O zamandan bu yana çok şey değişti. Mesela ihracat-ithalat, basın halkla ilişkiler bölümünü kurduk. Bu işlerde en önemli olan, işlerde frekansların tutması. İster eski olsun, ister yeni yönetici. Ben dengeleri de korumaya çalışan birisiyim. Sabırlı olmak gerekiyor. Satın alma, mağazalar bayiiler departmanı açtık. Özellikle evrak alışverişi çok düzeldi. Muhasebe yapısı çok farklı hale geldi. Kalite güvence sistemini kurduk. ISO 9000 belgesini iki senede, bileğimizin hakkı ile aldık. Son 10 seneye bakınca büyük bir gelişme kaydettiğimize inanıyorum. Benim ekibimin Bursa'daki en iyi ekiplerden olduğunu düşünüyorum ve bunu gururla söylüyorum."
Kestanede dünyanın en büyüğü
"Biz Tayvan'a, Dubai'ye de kestane şekeri gönderiyoruz. Fransa, markamızın iyi bilindiği bir pazar. Uluslararası market zincirlerine giriyoruz. Bilinen bir markayız" diyen Ali Şakir Tatveren, dünyanın en büyük kestane şekeri firması gibi bir avantajı değerlendiriyor, perakendeciliği öne çıkararak karlılığı artırıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Meclis Üyesi olan ve TÜGİAD Yönetim Kurulu'nda yer alarak iş dünyası kuruluşları ile yakın ilişkide bulunan Tatveren, toptan olarak sadece Algida, Ülker gibi firmalara mal verdiklerini söyledi.
Ali Şakir Tatveren'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
EKOhaber: Ne tür yenilikler düşünüyorsunuz?
Tatveren: Bursa'da kendi işlettiğimiz 11 mağazamız var. 12.si Korupark bünyesindeki Korumaxta olacak. Mayıs'ta açılacak. Ardından Crystal Park devreye girecek. 2008 yılında 15 mağazaya ulaşırız diye düşünüyorum. Hayalim, yurtdışında bir dükkan oluşturmak. Kafkas markasını perakendede yurt dışında da göstermek istiyorum.
Aile Anayasası
EKOhaber: Hedefleriniz?
Tatveren: Aile Anayasası'nın oluşturulması benim özellikle istediğim bir şey. Tek tek insanların hatası yüzünden şirketlerin zarar görmemesi lazım. Olaylara daha profesyonel bakmamız lazım. Profesyonellere yetki vermek lazım. 77 yıl Ailede herkesi bağlayan kuralların olması lazım. Aile Anayasası işleri kolaylaştıracak.
EKOhaber: Kendinizi şirketin CEO'su gibi mi görüyorsunuz?
Tatveren: CEO kelimesi çok çok büyük, GM gibi firmalar için olabilir. O konumlar çok büyük işler için. Son karar verici de ben değilim. Kesinlikle kendimi patron olarak görmüyorum. O vasfa ulaşmak için daha çok yolumuz, yiyecek çok ekmeğimiz var.
Tavsiyeler...
EKOhaber: Zengin bir ailede doğdunuz. Bol bol gezip eğlenmek, para harcamak gibi bir istek duymadınız mı?
Tatveren: Hiç bir zaman böyle düşünen birisi olmadım. Çünkü benim yetiştiriliş tarzım farklıydı. Bu bahsettiklerinizin hayalini de kurmadım, kurmuyorum. Hatta bu şekilde düşünenleri de tasvip eden birisi değilim.
EKOhaber: Genç girişimcilere neler tavsiye edersiniz?
Tatveren: Patronculuk oynamayacaksın, büyük burunlu olmayacaksın. Fedakarlık yapacaksın. Para varken yiyeyim içeyim demeyeceksin. İşte de evde de her zaman fedakarlık yapacaksın.
Dursun EROĞLU
Bir girişimci için başarının kapısını açan anahtar nedir? Herhalde birkaç sağlam anahtardan birisi, doğuştan şanslı olmak, yani bir girişimci ailede doğmuş olmaktır. Ali Şakir Tatveren, işte bu şanslı girişimcilerden birisi. Üstelik eşine ender rastlanan şekilde, üçüncü kuşak...
Tatveren'in başarı öyküsü, başarının zamana, ekonomi ve teknolojideki değişimlere uyum sağlamaktan geçtiğini en iyi şekilde kanıtlıyor.
Kafkas, sadece Bursa ve Türkiye değil, dünyanın birçok ülkesinde de bilinen bir marka. Kestane şekeri ve pastayı çağrıştıran bu markanın yaratıcısı Ali Şakir Tatveren (3. nesil Tatveren, dedesinin adını taşıyor) tarafından kurulur. Gıda işiyle uğraşan birçok girişimci gibi o da göçmen. Dede Tatveren, anlaşılan Yugoslavya'da pasta, unlu mamül ve şekerleme işi yaparmış. 1930'da, Bursa'da kestane şekerinin keşfedildiği bir dönemde kurulan Kafkas'ta iki isim öne çıkar: Ali Şakir ve eşi Nedret Tatveren. İş gıda ve tatlı olunca, kadınların öne çıkması kaçınılmaz. Kafkas'da bu durum, ikinci kuşak için de geçerlidir. Şirketin tepesindeki iki isim bu sefer Atilla ve kız kardeşi Yüksel Tatveren olur. Torun Ali Şakir, "Bizim şirketimizde kadınların rolü biraz fazla" diyor. Dede Tatveren'in ardından çocuklar Alpaslan, Yüksel ve Atilla Tatveren işe koyulur. Dede Ali Şakir ve amca Alpaslan'ın ölümünden sonra şirketin yönetimini, babası Atilla Tatveren ile halası Yüksel Tatveren'in aldığını söyleyen Ali Şakir, bugün de babası ve halasının hala işin başında olduğunu söylemeye özellikle özen gösteriyor.
Ali Şakir Tatveren, yönetimde hayli deneyim kazanmış olmasına rağmen onları, yaptıklarından dolayı hesap vereceği, bir tür asıl patron olarak görüyor. İş dünyasının renkli isimlerinden Atilla Tatveren iki ay kadar önce ciddi sağlık sorunları yaşadı ve iki anjiyodan sonra iyileşiyor. Atilla ve Yüksel Tatveren'in, Kafkas'ta son kararı verenler olduğu kesin olmakla birlikte, artık kendilerini gönül rahatlığı ile emekli edebilecek duruma geldikleri, torun Tatveren'in artık başarısını kanıtladığı söylenebilir.
Yurt dışında iş idaresi okudu
Torun Ali Şakir Tatveren, 1970 doğumlu, Bursa Anadolu Lisesi mezunu. Otelcilik ve turizm okulunda iki yıl okuduktan sonra, ayrılıp İsviçre'de, sonra Amerika'da iş idaresi okudu. Tatveren, iyi bir eğitim almış. Ancak turizm eğitimini yarıda bıraktığına pişman. "Keşke bitirseydim" diyor ve şöyle devam ediyor:
"Benim yaptığım iş, hizmet sektörü. Oteli olup yatak satmak da bir hizmet, kestane şekeri, pasta satmak da bir hzmet. Şimdiki aklım olsa yiyecek ve içecek konusunda daha çok bilgilenmek isterdim. Meraklıyım, çalışıyorum, ama temelinden görmek isterdim, hayallerimden birisi budur."
'Hayat insanı'
Ama onun gerçek eğitimi pratikte, bizzat Kafkas'ta çalışarak gerçekleşmiş. Tatveren eğitim konusunda, "Şu bir gerçek ki, okuldan önce çocukların aile içinde eğitilmesi gerektiğine inanan bir insanım. İster yurt içinde ister yurt dışında okusun, okul ile bu iş bitmiyor. Birazcık hayat insanı olmak lazım. Bazı şeyler yaşanırken öğreniliyor. Bizim ailemizde de eğitim büyüklerin önderliğinde yürütülüyor. Ailem beni başından beri işin içine sokmaya gayret gösterdi" diyor.
Paket yaptı, yer sildi...
Tatveren bu yaşayarak eğitimi şöyle anlatıyor:
"Basak Caddesi'ndeki dükkanda büyüdüm. Zaten evimiz de oradaydı. Müşteri ile iç içeydim. Paket yapıyordum, şeker satıyordum, servis yapıyordum, yerleri siliyordum... Şimdi bunların faydalarını görüyorum. Çünkü okumak ile birden insanlar yönetici olamıyor, olamaz da zaten. Doğru yönlendirildiğimi düşünüyorum. Şirketin bütün kademelerinde görev aldığımı söyleyebilirim. Son 5 yıl da genel müdürlük görevini yapıyorum.
Burası gerçekten büyük bir okul. Babam ve halam, benim hayat öğretmenim."
Profesyonel...
Tatveren, kendisini bir patron değil, yönetici, profesyonel olarak görüyor. Ancak biraz fark var. Şöyle devam etti: "Neticede ben aileyi temsil ediyorum. '3. kuşak yönetimi devraldı', derseniz yanlış olur, çünkü yönetimde başımızda büyüklerimiz var. Ben onlara karşı sorumluyum. Ben, halamın kızı Hülya abla, kardeşlerim, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz."
İzmir yolu, Alaaddinbey yakınlarındaki Kafkas üretim tesislerinde görüştüğümüz Ali Şakir Tatveren, "Ali Şakir Tatveren Kafkas'a ne kattı, neyi değiştirdi?" sorumuza yanıt verirken oldukça zorlandı ve başarıların kendisinden ziyade Atilla ve Yüksel Tatveren'e ait olduğunu vurguladı. Ancak genel müdürlük yaptığı son 5 yılda firmanın katettiği yolu görünce, mütevazılığın boyutlarını farketmemiz kolaylaşıyor.
Aile ile firma arasında tampon...
Tatveren Kafkas'taki değişimi şöyle anlattı:
"Ben 'Ali Tatveren şunu bunu yaptı, şirkete şunu kattı' denmesini açıkçası pek istemiyorum. Takdir aile büyüklerimindir. 1994-95'lerde birçok iş birçok insan tarafından yapılıyordu, ama bir planlama, departmanlar yoktu. Çalışan kişi sayısı değişti. 1995'lerde 150 civarında insan çalışırken bugün 400'den fazla insan çalışıyor. Hürriyet'ten buraya 1999'da geçtik. 1996'da yeni fabrikanın inşaatına başladık. O zamandan bu yana çok şey değişti. Mesela ihracat-ithalat, basın halkla ilişkiler bölümünü kurduk. Bu işlerde en önemli olan, işlerde frekansların tutması. İster eski olsun, ister yeni yönetici. Ben dengeleri de korumaya çalışan birisiyim. Sabırlı olmak gerekiyor. Satın alma, mağazalar bayiiler departmanı açtık. Özellikle evrak alışverişi çok düzeldi. Muhasebe yapısı çok farklı hale geldi. Kalite güvence sistemini kurduk. ISO 9000 belgesini iki senede, bileğimizin hakkı ile aldık. Son 10 seneye bakınca büyük bir gelişme kaydettiğimize inanıyorum. Benim ekibimin Bursa'daki en iyi ekiplerden olduğunu düşünüyorum ve bunu gururla söylüyorum."
Kestanede dünyanın en büyüğü
"Biz Tayvan'a, Dubai'ye de kestane şekeri gönderiyoruz. Fransa, markamızın iyi bilindiği bir pazar. Uluslararası market zincirlerine giriyoruz. Bilinen bir markayız" diyen Ali Şakir Tatveren, dünyanın en büyük kestane şekeri firması gibi bir avantajı değerlendiriyor, perakendeciliği öne çıkararak karlılığı artırıyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odasında (BTSO) Meclis Üyesi olan ve TÜGİAD Yönetim Kurulu'nda yer alarak iş dünyası kuruluşları ile yakın ilişkide bulunan Tatveren, toptan olarak sadece Algida, Ülker gibi firmalara mal verdiklerini söyledi.
Ali Şakir Tatveren'in sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle:
EKOhaber: Ne tür yenilikler düşünüyorsunuz?
Tatveren: Bursa'da kendi işlettiğimiz 11 mağazamız var. 12.si Korupark bünyesindeki Korumaxta olacak. Mayıs'ta açılacak. Ardından Crystal Park devreye girecek. 2008 yılında 15 mağazaya ulaşırız diye düşünüyorum. Hayalim, yurtdışında bir dükkan oluşturmak. Kafkas markasını perakendede yurt dışında da göstermek istiyorum.
Aile Anayasası
EKOhaber: Hedefleriniz?
Tatveren: Aile Anayasası'nın oluşturulması benim özellikle istediğim bir şey. Tek tek insanların hatası yüzünden şirketlerin zarar görmemesi lazım. Olaylara daha profesyonel bakmamız lazım. Profesyonellere yetki vermek lazım. 77 yıl Ailede herkesi bağlayan kuralların olması lazım. Aile Anayasası işleri kolaylaştıracak.
EKOhaber: Kendinizi şirketin CEO'su gibi mi görüyorsunuz?
Tatveren: CEO kelimesi çok çok büyük, GM gibi firmalar için olabilir. O konumlar çok büyük işler için. Son karar verici de ben değilim. Kesinlikle kendimi patron olarak görmüyorum. O vasfa ulaşmak için daha çok yolumuz, yiyecek çok ekmeğimiz var.
Tavsiyeler...
EKOhaber: Zengin bir ailede doğdunuz. Bol bol gezip eğlenmek, para harcamak gibi bir istek duymadınız mı?
Tatveren: Hiç bir zaman böyle düşünen birisi olmadım. Çünkü benim yetiştiriliş tarzım farklıydı. Bu bahsettiklerinizin hayalini de kurmadım, kurmuyorum. Hatta bu şekilde düşünenleri de tasvip eden birisi değilim.
EKOhaber: Genç girişimcilere neler tavsiye edersiniz?
Tatveren: Patronculuk oynamayacaksın, büyük burunlu olmayacaksın. Fedakarlık yapacaksın. Para varken yiyeyim içeyim demeyeceksin. İşte de evde de her zaman fedakarlık yapacaksın.
Sayı: 574 - Sayı'nın Kapağı