Altınsu Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Altınsu, "Yeni yatırımımızla 17 ton günlük iplik üretimi yapacağız. Bunu başardığımız an
50 milyon dolarlık ithal kumaşın önünü kesmiş olacağız dedi.

"HER ARA SOKAKTA BENİM
TEZGAHIM VARDI
Tekstil sektörü ile tanışmanız
ne zaman başladı ?
Ben ilk 1980 senesinde Almanya'ya gittiğimde, babamın çalıştığı fabrikada dokuma tezgahlarını dışarıya çıkarmışlardı. Türkiye'de ise kara tezgahlar ön plandaydı. 1990 yılında kara tezgahlarımı satarak, otomatik tezgaha geçiş dönemini yakaladım. Almanya'dan ilk etapta da 10 tane dokuma tezgahı aldım ve Tütüncüoğlu çiftliğinde de dokuma tezgahı satmaya başladım. Sektörün gelişimini baştan sona yaşamış biriyim. Almanya'dan 600 adet dokuma tezgahını getirerek, Türkiye'de pazarladım. O dönemlerde Tütüncüoğlu çiftliğinde her ara sokakta benim tezgahım vardı.
"TÜRKİYE'DE FLOŞ ASTARI
ÜRETEN TEK ÜRETİCİYDİM
"Floş astarda piyasada açık vardı diyen Hasan Altınsu, şöyle devam etti: " O sırada babamın Almanya'da çalıştığı firma Avrupa'nın en büyük astar üreticisiydi, oradan da ilham aldım. Büyük markaların çoğu astarı Almanya'dan ithal ediyordu, fakat bildiğimiz normal polyester astar değildi. Yani, floş, doğal elyaf ve kalite astar... Almanya'daki firmalarla dokuma üzerine başlangıç yaptık. Ayda 1 milyon metre ham kumaşı dokuyarak, Almanya'ya ihracat gerçekleştirdim. 2002 yılında boyahane tesisi kurmaya karar verdim, astar üretimi ile tüm markalarla çalışmaya başladım. Fakat beklediğim sonuç beni mutlu etmemeye başlamıştı, o dönemin bazı firmaları beklentimizi karşılayamadılar. O dönemlerde Türkiye'de floş astarı üreten tek üreticiydim. 2013 yılında astar üretiminden çıkış kararı aldım.
"50 MİLYON DOLARLIK İTHAL KUMAŞIN
ÖNÜNÜ KESMİŞ
OLACAĞIZ
Hasan Altınsu, "O dönemde Kore'den Türkiye'ye ithal ürünler geliyordu. Yani bicomponent polyester'den yapılan iplikler, tamamen ithal ve Kore menşei.. Bunların üzerine yoğunlaşmaya başladık. İlk etapta Kore'nin ipliğini bulduk, ithalatını yapmaya başladık. 2017 yılında 10 milyon dolarlık iplik ithal ettik. Dokuyarak ihracatımızı yaptık, bir kısmını da iç piyasaya verdik. 2013 yılında ipliğin detayına inmeye başladık. 2017 yılının Aralık ayında karar vererek iplik ve makine yatırımına girdik. Yeni yatırımımızla 17 ton günlük iplik üretimi yapacağız. Bunu başardığımız an 50 milyon dolarlık ithal kumaşın önünü kesmiş olacağız. Yerli üretimin öneminin vurgulandığı dönemde, bu yatırımın tekstil sektörüne büyük bir katkı ve örnek olduğunu düşünüyorum. Hem iç piyasa hem ihracata katkı sağlamış olacağız. Gümrüklerde de ithal kumaşa karşı, devlet tarafından yerli üretime teşvik var. Ve tekstil sektörünün bendeki temelleri bu şekilde atıldı. 20.000 m2 kapalı alanı olan üretim binamızı yaptık ve tam olarak devreye girdiği zaman 17 ton günlük iplik üretim kapasitemiz olacak. Mevcut kumaş üretim kapasitemiz aylık 750.000 metredir. İplik tesisimizin devreye girmesi ile %100 e yakın yerli ve milli bir üretime kavuşmuş olacağız. Aynı zamanda piyasada üretimi olmayıp ithal getirilen bu iplikler için yurtiçi piyasasına satış yaparak yine ithalatın önüne geçmeyi hedeflemekteyiz dedi.
Ar-Ge merkezi yatırımınızdan da bahseder misiniz?
Ar-Ge merkezimiz yenilenen yüzüyle oluşum aşamasında. Tamamen kumaş geliştirmeyi, kendi Ar-Ge merkezimizde yapmaya başladık. Şu anda da iplik Ar-Ge'si kurmaya yoğunlaştık. Bicomponent iplikler olmak üzere kesitleri farklı olan teknik tekstile yoğunlaştık. En güncel teknolojilerin ötesinde çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Türkiye geneli Ar-Ge yatırımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hükümet destekleri ile Ar-Ge yatırımları hız kazandı. Ar-Ge merkezlerine yapılan her yatırım doğru bir yatırım, fakat 10 yıl önce yapmamız gereken yatırımları yeni yeni yapmaya başladık.
TEKNOSAB'da yatırım
düşünüyormusunuz?
İlerleyen dönemlerde de TEKNOSAB'da yatırım planlarımız içerisinde yer alıyor. TEKNOSAB'da Endüstri 4.0 yapısında Teknik Tekstil yatırımı planlamaktayız. Gelişen teknoloji ile birlikte tekstilde bir adım daha atarak, sektörümüzde en üst seviyeyi yakalamayı hedefliyoruz. Fakat önceliğimiz şu an devam eden yeni tesis yatırımımızdadır.
"MİLLİ ÜRETİM MODELİ ÜZERİNDE DAHA FAZLA YOĞUNLAŞILMALI
Yerli makine üretimine yapılan yatırımları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yerli imalatın desteklenmesi yönünde çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Ülkemizdeki makine sektöründe ciddi gelişmeler yaşansa da, zaman zaman ithal makineye de yatırım yapmak zorunda kalıyorsunuz. Yerli makinalar tercihimiz olmasına rağmen, gerekli verimliliği alamıyorsunuz. İplik tesisini yerli yapacak firma biraz zor gözüküyor. Özellikle yerli ve milli üretim modeli üzerinde daha fazla yoğunlaşmalı ve üreticilerin küresel rekabette önünü açacak uygulamaların da ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
UZAK DOĞU VE USULSÜZ
İTHALAT BÜYÜK TEHLİKE
Uzak Doğu mallarının
piyasada yoğunluğunun
etkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tabiki, sektörümüzü ciddi manada olumsuz etkiliyor. Devletimizin antidamping uygulamalarına rağmen; piyasada dolaşan uzakdoğu malları ve usulsüz ithalatı yapılan mallar ciddi sıkıntı oluşturuyor. Özellikle antidamping olmayan ve üretimi olmayan ülkeler üzerinden dolaşımlı olarak usulsüz ithalat yapılıyor.
Gümrüklerde ciddi şekilde denetimler çoğaltılmalı ve usulsüzlük tespitinde daha fazla ceza uygulanması gerekiyor.
"ORTAK SIKINTI NİTELİKLİ
ELEMAN EKSİKLİĞİ,
FAKAT ÇÖZÜM YOK
Tekstil sektöründe ne gibi sorunlar en çok gündeme geliyor?
Enerji ve nitelikli eleman sıkıntısı yaşanıyor. Maalesef üniversitelerden yeterli düzeyde bireyler çıkmıyor. Eğitim düzeninde de bir çarpıklık var.
Üniversite - sanayi işbirliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Üniversite – sanayi işbirliğini destekliyorum. Birlikte geliştirdiğimiz TÜBİTAK projemiz var. Bursa Teknik Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi ile çalışmalarımıza ve proje üretmeye devam ediyoruz. Polimer bölümünde Bursa Teknik Üniversitesi ve Uludağ Üniversitesi ile birlikte projeler üretiyoruz.
"MESLEK LİSELERİNİN
YOK OLUŞU SANAYİ İÇİN OLUMSUZ BİR TABLO
Meslek Okullarını
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Olumlu bakıyorum, fakat geçmişten gelen bir kayıp var. Meslek liselerinin yavaş yavaş yok oluşu sanayi için olumsuz bir tablo. Bizim ihtiyacımız olan meslek lisesinden çıkış yapan öğrenci. Meslek okullarından çıkan insanlar daha verimli oluyor. Organize Sanayi Bölgelerinde meslek okullarına yapılan yatırımların sanayi ve sanayiciye ciddi katkısı olacaktır. Ortak sıkıntı nitelikli eleman eksikliği, fakat çözüm yok. En büyük sıkıntılardan biri de gençlerimizin masabaşı tabir edilen işlerde çalışma istekleridir. Sahada çalışmak, kendini geliştirmek ve kalifiye olmak isteyen gençler bulamıyorsunuz. Teknik eleman bulmakta zorlanıyoruz. Aslında her sektör kendi bölümünü desteklerse ciddi teşvik olur.
Türkiye tekstil ürünlerini
nasıl değerlendiriyorsunuz?
Tekstil sektöründe hiç sıkıntı yok. Teknoloji, bilgi birikimi ve konfeksiyon ağımız çok kuvvetli. Türkiye olarak ciddi yatırımlar yapılıyor. Bizdeki tek sıkıntı teknik eleman sıkıntısı.
Sektöre devlet
teşvikleri yeterli mi?
Teşvikler yeterli değil, ürün gruplarına göre teşvik uygulamaları yapılıyor. Kapsamları genişletmek lazım, maalesef her ürüne teşvik yok. Tekstil sektörü istihdama dönük bir sektör. Sanayiye verilen her destek üretimi hızlandırıyor. Dokuma ve boyahane tesisleri yeterli fakat İplik tesislerinin ciddi anlamda çoğalması lazım. Üretim ayağının güçlenmesi gerekiyor. İmalatın önemini vurgulamamız lazım. Türk Eximbank destekleri ihracatçı firmalar için çok büyük kazanç.

Elif Didem Danacıoğlu

Sayı: 1179 - Sayı'nın Kapağı