Lezzetin asırlık öyküsünü paylaşan İskender İskenderoğlu, "Döner kebap bir ürün, İskender ise bir markadır. Ama insanlarımız bunu çoğunlukla karıştırabiliyor. Böyle olunca da İskender markası zarar görüyordedi.
Elif Didem DANACIOĞLU
Nilüfer Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (NİLSİAD) ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) tarafından ortaklaşa düzenlenen Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor' organizasyonunun sekizinci konuğu Kebapçı İskender Turizm ve Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İskender İskenderoğlu oldu.
İskender İskenderoğlu'na, NOSAB Müteşebbis Heyeti ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras tarafından adına dikilen fidanın sertifikası takdim edildi.
Toplantının açılışında konuşan NOSAB Müteşebbis Heyeti ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras, Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor' organizasyonunun yerel ve ulusal basında çok dikkat çektiğini ve vermek istenilen mesajların, doğru yerlere ulaştığını ifade etti.
Erdal Şen moderatörlüğünde tecrübelerini paylaşan Kebapçı İskender Turizm ve Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İskender İskenderoğlu; İskender markasından Mavi Dükkân'a, eğitimin iş hayatındaki rolüne kadar paylaşımlarda bulundu.
GENÇLERE
TAVSİYELER...
İskender İskenderoğlu, gençlere, mutlaka bir STK'ya üye olmalarını, sanatın herhangi bir dalıyla uğraşılması gerektiğini, yabancı dil mutlaka öğrenmeleri gerektiğini, tek bir konuya odaklanarak inatla ilerlemelerini, çok çalışmalarını ve fikir almalarını, ülkeleri gezmelerini tavsiye etti. "Mutlaka kendi anayasanızı yazın. Yapabileceklerim, yapamayacaklarım... Bu kurallara uyun. Eğer uyarsanız güzel günler sizi bekler diyen İskender İskenderoğlu, bu doğrultuda kendilerine koydukları kurallar çerçevesinde yaşamaları gerektiğini vurguladı.
"BİR MARKA ÇOK
ŞEYİ SATIN
ALABİLİR
İskender İskenderoğlu, şöyle devam etti: "Bugünkü aklım olsa yurtdışında şubeleşmek için daha çok gayret ederdim. Bunun için daha fazla girişim ve araştırma yapardım. Şirketimin bir kolu yurt dışında olsun isterdim. Sahip olduğum markaya 25 yıl önce daha çok emek harcardım. Marka sizin dokunamayacağınız çok büyük bir değer. Dokunamadığınız bir marka çok şeyi satın alabilir.
İSKENDER
MARKASININ
HİKAYESİ...
Bursa'dan dünyaya yayılan lezzet efsanesi İskender markasının çüncü kuşak temsilcisi İskender İskenderoğlu, İskender markasının hikayesini şöyle anlattı: "Dedem İskender İskenderoğlu, döner kebabı ilk yapan insan. Dedemin, girişimci bir yapısı vardı. Bursa döner kebabı, dedem İskender İskenderoğlu tarafından kemikleri ve sinirleri alınmış kuzu etinin dik bir çubuğa oturtulup, dik şekilde tasarlanmış mangalda, odun ateşiyle pişirilmesiyle ortaya çıktı. Nurettin amcamın, dedemin yanından ayrılıp Atatürk Caddesi'nde bir dükkân açma isteği vardı. Babamın da işe dâhil olmasıyla birlikte, Heykel'deki Mavi Dükkân'ı açtık. Burada 87 yıldır, aynı adreste, aynı dekorasyonla ve aynı kalitedeki tek ürünle hizmet veriyoruz. Bunun tek başına bir başarı hikâyesi olduğuna inanıyorum. Oradaki dükkânda, bizim el emeğimiz ve geçmişimiz var. Bu yüzden Mavi Dükkân bizim göz bebeğimiz. Açık mavi, mavi ve beyaz olmak üzere 3 renktir. Babamın dokunuşudur, Mavi Dükkân yağlı boyadır. Bizim için ayrı bir yeri var.
"6 YAŞIMDAN
İTİBAREN
KEBAPÇI
DÜKKANINA
GİRİP ÇIKIYORUM
6 yaşından itibaren iş hayatı ve kebapçılıkla iç içe olduğunu ifade eden İskender İskenderoğlu, "Ailedeki tek erkek çocuktum ve yazla sömestr tatillerimin çocuğunu dükkânda geçirirdim. İlk işe tabak taşımakla başladım. Zaman içerisinde servise geçtim. Daha sonra komilikten garsonluğa, ocaktan, döner kesmeye kadar birçok görevde çalıştım. Kebapçılığın inceliklerini de bu zamanlarda öğrendim. Bunun yanı sıra, dükkânda çalışmam bana iş hayatı konusunda da sorumluluk sahibi olmayı öğretti. Kebapçılıkta bir senkronizasyon vardır, bu senkronizasyonu sağlamak için ise beyin ve emek gerekir. Dükkanda 45 tane sandalye vardı ve o dükkan 200 sandalyelik iş yapardı. Bir tek o incelikleri öğrenmekle kalmıyorsunuz, sorumluluk hissi yükleniyor dedi.
EĞİTİMİN
ÖNEMİNE VURGU...
İskender İskenderoğlu, şöyle devam etti: "Kebapçı bir ailenin çocuklarıydık. Ailemizde eğitime çok fazla önem verilirdi. ODTÜ Ekonomi Bölümü mezunuyum. Ben ve kız kardeşlerim iyi üniversitelerden başarıyla mezun olduk. Üniversite araştırmayı, düşünmeyi öğreterek, hayatımda önemli faydalar sağladı. Üniversitede öğrendiklerim iş hayatımda oldukça önemli rol oldu, şirket yönetiminde faydalar sağladı. Kurumsallaşma ve şubeleşmede bunun oldukça ciddi faydasını gördüm. Her ne iş yapacaksanız eğitim ve öğreniminizi de o işin içine sokmalısınız ve merdivenleri teker teker çıkmalısınız. Başka türlü ileriye gitme şansınız yok.
"DÜNYANIN
EN İYİ DÖNER
KEBABINI
YAPMAYA DEVAM
EDECEĞİZ
Döner kebapla, İskender'in çok iç içe olduğunu ve bunun da ürünle marka isminin karıştırılmasına yol açtığını vurgulayan İskender İskenderoğlu, "İsmin markalaşması çok iyi bir şey değil. Döner kebap bir ürün, İskender ise bir markadır. Ama insanlarımız bunu çoğunlukla karıştırabiliyor. Böyle olunca da İskender markası zarar görüyor. Biz 150 yıldır aynı kalitede ürün üretiyoruz. Turistler 87 yıllık bir restoranda yemek yiyor. Dedelerinin, anne babalarının oturduğu sandalye ve masalarda, eşleriyle veya çocuklarıyla aynı yemeği yiyorlar. Bu parayla satın alınamayacak, müthiş bir deneyim. İskender'in dünyada tanınan bir marka olması ve Bursa turizmine değer katması bizleri onurlandırıyor. Fakat biz müşterek bir markaya sahibiz. Böyle olunca, markanın kendimize düşen kısmını ayırt etmek için, logomuza ve markamıza Cevat İskenderoğlu Varisleri İşletmeleri' ibaresini koyduk. Bu sorumlulukla gerekli tüm kalite belgelerine sahip şekilde, müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı çalışıyoruz dedi.
"KAPASİTEMİZİN
YETECEĞİ
KADAR
ŞUBELEŞMEK
İSTİYORUZ
Aileden kalan sorumluluk bilinciyle Türkiye'nin en iyi döner kebabını yapmayı hedeflediklerini ve şubeleşmelerini de bu yönde gerçekleştirdiklerini ifade eden İskenderoğlu, "Biz Carrefour AVM'deki restoranımızdan tutun, İstanbul Nişantaşı'ndaki şubemize kadar aynı lezzeti sunmak ve konforu sunmak istiyoruz. 18 yıldır aynı içmimarla çalışıyoruz. Bu yüzden müşterilerimiz herhangi bir şubemize geldiğinde, oranın bizim restoranımız olduğunu anlıyor. Bizim sadece büyümek ve şube sayımızı artırmak hedefiyle, büyüme arzumuz yok. Markamıza değer katacak yerlerde, kapasitemizin yeteceği kadar şubeleşmek istiyoruzdedi.
Elif Didem DANACIOĞLU
Nilüfer Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (NİLSİAD) ve Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) tarafından ortaklaşa düzenlenen Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor' organizasyonunun sekizinci konuğu Kebapçı İskender Turizm ve Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İskender İskenderoğlu oldu.
İskender İskenderoğlu'na, NOSAB Müteşebbis Heyeti ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras tarafından adına dikilen fidanın sertifikası takdim edildi.
Toplantının açılışında konuşan NOSAB Müteşebbis Heyeti ve NİLSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Aras, Değerler Buluşuyor, Tecrübe Konuşuyor' organizasyonunun yerel ve ulusal basında çok dikkat çektiğini ve vermek istenilen mesajların, doğru yerlere ulaştığını ifade etti.
Erdal Şen moderatörlüğünde tecrübelerini paylaşan Kebapçı İskender Turizm ve Gıda A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İskender İskenderoğlu; İskender markasından Mavi Dükkân'a, eğitimin iş hayatındaki rolüne kadar paylaşımlarda bulundu.
GENÇLERE
TAVSİYELER...
İskender İskenderoğlu, gençlere, mutlaka bir STK'ya üye olmalarını, sanatın herhangi bir dalıyla uğraşılması gerektiğini, yabancı dil mutlaka öğrenmeleri gerektiğini, tek bir konuya odaklanarak inatla ilerlemelerini, çok çalışmalarını ve fikir almalarını, ülkeleri gezmelerini tavsiye etti. "Mutlaka kendi anayasanızı yazın. Yapabileceklerim, yapamayacaklarım... Bu kurallara uyun. Eğer uyarsanız güzel günler sizi bekler diyen İskender İskenderoğlu, bu doğrultuda kendilerine koydukları kurallar çerçevesinde yaşamaları gerektiğini vurguladı.
"BİR MARKA ÇOK
ŞEYİ SATIN
ALABİLİR
İskender İskenderoğlu, şöyle devam etti: "Bugünkü aklım olsa yurtdışında şubeleşmek için daha çok gayret ederdim. Bunun için daha fazla girişim ve araştırma yapardım. Şirketimin bir kolu yurt dışında olsun isterdim. Sahip olduğum markaya 25 yıl önce daha çok emek harcardım. Marka sizin dokunamayacağınız çok büyük bir değer. Dokunamadığınız bir marka çok şeyi satın alabilir.
İSKENDER
MARKASININ
HİKAYESİ...
Bursa'dan dünyaya yayılan lezzet efsanesi İskender markasının çüncü kuşak temsilcisi İskender İskenderoğlu, İskender markasının hikayesini şöyle anlattı: "Dedem İskender İskenderoğlu, döner kebabı ilk yapan insan. Dedemin, girişimci bir yapısı vardı. Bursa döner kebabı, dedem İskender İskenderoğlu tarafından kemikleri ve sinirleri alınmış kuzu etinin dik bir çubuğa oturtulup, dik şekilde tasarlanmış mangalda, odun ateşiyle pişirilmesiyle ortaya çıktı. Nurettin amcamın, dedemin yanından ayrılıp Atatürk Caddesi'nde bir dükkân açma isteği vardı. Babamın da işe dâhil olmasıyla birlikte, Heykel'deki Mavi Dükkân'ı açtık. Burada 87 yıldır, aynı adreste, aynı dekorasyonla ve aynı kalitedeki tek ürünle hizmet veriyoruz. Bunun tek başına bir başarı hikâyesi olduğuna inanıyorum. Oradaki dükkânda, bizim el emeğimiz ve geçmişimiz var. Bu yüzden Mavi Dükkân bizim göz bebeğimiz. Açık mavi, mavi ve beyaz olmak üzere 3 renktir. Babamın dokunuşudur, Mavi Dükkân yağlı boyadır. Bizim için ayrı bir yeri var.
"6 YAŞIMDAN
İTİBAREN
KEBAPÇI
DÜKKANINA
GİRİP ÇIKIYORUM
6 yaşından itibaren iş hayatı ve kebapçılıkla iç içe olduğunu ifade eden İskender İskenderoğlu, "Ailedeki tek erkek çocuktum ve yazla sömestr tatillerimin çocuğunu dükkânda geçirirdim. İlk işe tabak taşımakla başladım. Zaman içerisinde servise geçtim. Daha sonra komilikten garsonluğa, ocaktan, döner kesmeye kadar birçok görevde çalıştım. Kebapçılığın inceliklerini de bu zamanlarda öğrendim. Bunun yanı sıra, dükkânda çalışmam bana iş hayatı konusunda da sorumluluk sahibi olmayı öğretti. Kebapçılıkta bir senkronizasyon vardır, bu senkronizasyonu sağlamak için ise beyin ve emek gerekir. Dükkanda 45 tane sandalye vardı ve o dükkan 200 sandalyelik iş yapardı. Bir tek o incelikleri öğrenmekle kalmıyorsunuz, sorumluluk hissi yükleniyor dedi.
EĞİTİMİN
ÖNEMİNE VURGU...
İskender İskenderoğlu, şöyle devam etti: "Kebapçı bir ailenin çocuklarıydık. Ailemizde eğitime çok fazla önem verilirdi. ODTÜ Ekonomi Bölümü mezunuyum. Ben ve kız kardeşlerim iyi üniversitelerden başarıyla mezun olduk. Üniversite araştırmayı, düşünmeyi öğreterek, hayatımda önemli faydalar sağladı. Üniversitede öğrendiklerim iş hayatımda oldukça önemli rol oldu, şirket yönetiminde faydalar sağladı. Kurumsallaşma ve şubeleşmede bunun oldukça ciddi faydasını gördüm. Her ne iş yapacaksanız eğitim ve öğreniminizi de o işin içine sokmalısınız ve merdivenleri teker teker çıkmalısınız. Başka türlü ileriye gitme şansınız yok.
"DÜNYANIN
EN İYİ DÖNER
KEBABINI
YAPMAYA DEVAM
EDECEĞİZ
Döner kebapla, İskender'in çok iç içe olduğunu ve bunun da ürünle marka isminin karıştırılmasına yol açtığını vurgulayan İskender İskenderoğlu, "İsmin markalaşması çok iyi bir şey değil. Döner kebap bir ürün, İskender ise bir markadır. Ama insanlarımız bunu çoğunlukla karıştırabiliyor. Böyle olunca da İskender markası zarar görüyor. Biz 150 yıldır aynı kalitede ürün üretiyoruz. Turistler 87 yıllık bir restoranda yemek yiyor. Dedelerinin, anne babalarının oturduğu sandalye ve masalarda, eşleriyle veya çocuklarıyla aynı yemeği yiyorlar. Bu parayla satın alınamayacak, müthiş bir deneyim. İskender'in dünyada tanınan bir marka olması ve Bursa turizmine değer katması bizleri onurlandırıyor. Fakat biz müşterek bir markaya sahibiz. Böyle olunca, markanın kendimize düşen kısmını ayırt etmek için, logomuza ve markamıza Cevat İskenderoğlu Varisleri İşletmeleri' ibaresini koyduk. Bu sorumlulukla gerekli tüm kalite belgelerine sahip şekilde, müşterilerimize en iyi hizmeti sunmayı çalışıyoruz dedi.
"KAPASİTEMİZİN
YETECEĞİ
KADAR
ŞUBELEŞMEK
İSTİYORUZ
Aileden kalan sorumluluk bilinciyle Türkiye'nin en iyi döner kebabını yapmayı hedeflediklerini ve şubeleşmelerini de bu yönde gerçekleştirdiklerini ifade eden İskenderoğlu, "Biz Carrefour AVM'deki restoranımızdan tutun, İstanbul Nişantaşı'ndaki şubemize kadar aynı lezzeti sunmak ve konforu sunmak istiyoruz. 18 yıldır aynı içmimarla çalışıyoruz. Bu yüzden müşterilerimiz herhangi bir şubemize geldiğinde, oranın bizim restoranımız olduğunu anlıyor. Bizim sadece büyümek ve şube sayımızı artırmak hedefiyle, büyüme arzumuz yok. Markamıza değer katacak yerlerde, kapasitemizin yeteceği kadar şubeleşmek istiyoruzdedi.
Sayı: 1236 - Sayı'nın Kapağı