Semih AYDIN

Sanayinin, üretimin ve ihracatın merkezi konumunda olan Bur­sa’da, başarılı iş kadınlarının sayısı her geçen gün artıyor. Ekohaber Gaze­tesi, Bursa’nın başarılı iş kadınlarını ve firmalarının faaliyetlerini okuyu­cuları için derledi.

Destek Amortisör’den 35’inci yılda yeni yatırımlar 

Bursa sanayisi ve Türkiye ekono­misine attıkları başarılı imza­larla 35 yılı geride bırakan Destek Amortisör’ün yönetiminde de ailenin genç kuşaklarından, başarılı bir kadın yönetici bulunuyor. Ar – Ge Merkezi statüsüne kavuşan ve yeni fabrika bi­nası yatırımlarına hız veren Destek Amortisör’ün Yönetim Kurulu Üyesi Emel Özkan Taşyakan hem eğitim hem de sektördeki tecrübesiyle Bursa’nın genç nesil, başarılı iş kadın­ları arasında yer alıyor.

Bursa Uludağ Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünde lisans eğiti­mini alan ve yine aynı üniversitede konstrüksiyon ve imalat alanında yük­sek lisans yapan Özkan’ın mekanik üzerine doktorası bulunuyor. Hem Destek Otomotiv’de hem de farklı fir­malarda farklı bölümlerde çalışıp, iş deneyimi kazanan Özkan, şu anda Destek Otomotiv’in Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Müdürü olarak görev alıyor.

Destek Amortisör olarak her yıl ürün gamlarına farklı fonksiyona sahip yeni ürünler ekleyip, katma değerli ürünler ihraç ettiklerini kaydeden Emel Özkan Taşyakan, firmalarını ön plana çıkaran özelliğin Ar – Ge çalışmaları olduğunu aktardı. Bu yılın şubat ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Ar – Ge Merkezi tescilini aldıklarını aktaran Özkan, Destek Amortisör Ar – Ge Mer­kezi’nin yılda 10 Ar – Ge projesi yü­rütme ve yılda en az 3 patent başvurusu hedefi bulunduğu bilgisini paylaştı.

Özkan, firmanın 2019 yılında deği­şen ortaklık yapısıyla, yerli ve katma değerli ürünler ürete­rek istikrarlı büyüme he­defi ile yeni yönetim stratejisini belirle­diğini, bu doğrultuda vizyon ve misyonunu güncellediğini belirterek, “2020-2021 yıllarında gerçekleşen yatı­rımlar sayesinde hem dijital hem de yönetsel süreçler anlamında teknolo­jik ve teknik gelişime hız verdik. Geçti­ğimiz yıl 3 bin metrekarelik ayrı bir fabrika yatırımı yaptık. Bu yıl da yine farklı bir fabrika binasında 2 bin met­rekarelik yeni bir yatırım planlıyoruz. Üretim sahamızdaki yeni yatırımlar ve düzenlemeler sayesinde, ilk 2 ayda üretim kapasitemizde yüzde 20 artış yaşandı. Bu yıl içinde mevcut siparişle­rin ve yeni ürünlerin devreye alınma­sıyla üretim adetlerimizi yüzde 70 artırmayı hedefliyoruz” dedi.

Hem firma hem de bireysel olarak eğitime oldukça önem verdiklerini kaydeden Destek Amortisör Yönetim Kurulu Üyesi Emel Özkan Taşyakan, bu kapsamda her yıl çeşitli üniversite­ler, meslek liseleri ve teknik eğitim ku­rumları ile iş birliği protokolleri imzaladıklarını dile getirdi. Özkan, “Bünyemizde tam zamanlı, yarı dö­nemli stajyer öğrenciler istihdam edi­yor ve mezun olduklarında firmamızda kendilerine çalışma im­kânı sunuyoruz. Aynı zamanda yük­sek lisans ve doktora öğrencilerinin tez çalışmalarını firmamızda yürütül­mekte olan projeler kapsamında ger­çekleştirmelerini sağlıyoruz” dedi.

Ar-Ge ve inovasyonla büyümenin örneği: Mubitek 

Yolu İzmir’den Bursa’ya düşen ve Bursa’da ciddi bir başarı hikayesi yazan Mubitek firmasının üst düzey yöneticisi Dr. Gül Çiçek Zengin Bintaş, Mubitek çatısı altında sağladığı başarıları önemli ödüllerle de taçlandırıyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Ekonomi bölü­münde lisans derecesini tamamladıktan sonra Çalışma Ekonomisi ve Endüstrisi İliş­kileri yüksek lisansını tamamlaya­rak yine aynı bölümde Ar-Ge ve inovasyon desteklerinin istihdam etkisi konusunda doktora yapan Bintaş, aynı zamanda İzmir Yüksek Tek­noloji Enstitüsü Fen ve Mühendislik Enstitüsü’nde En­düstriyel Tasarım yüksek lisansı yaptı.

Bintaş, 2002 yılında İzmir’de başladığı iş hayatında çeşitli firmalarda farklı pozisyonlarda kazandığı dene­yimi ve girişimciliği sonrasında 2005 yılında Bursa’da otomotiv ve yazılım alanındaki Ar-Ge çalışmalarıyla bi­linen Mubitek firmasında göreve başladı. 20 yıllık iş de­neyimiyle özel sektörde önemli projelere imza atan Gül Çiçek Zengin Bintaş, bir eğitmen olarak gençlere ve girişimcilere yol gösteriyor.

Aynı zamanda Türkiye Küçük ve Orta Ölçekli İşlet­meler Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticileri Vakfı (TOSYÖV) Bursa Destekleme Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanı olan Bintaş, KOBİ’lerin gelişimi için de önemli çalışmalara imza atıyor.

Mubitek olarak otomotiv, havacılık, savunma sanayi gibi çeşitli sektörlere yönelik mühendislik tasarımları gerçekleştirdiklerini aktaran Bintaş, bu tasarımların Ferrari’den Aston Martin’e, BMW’den Mercedes’e kadar dünyanın önde gelen otomotiv markaları tarafından kullanıldı­ğını söyledi. Tasarımdaki tecrübelerini geliştirdik­leri yazılımlarla yerli piyasanın da kullanımına sunduklarını söyleyen Bintaş, “Yerli CAD programı ya­zılımı yaptık. Tasarımda yüzde 35’e kadar verimliliği sağlayan yazılım programları yaptık. Bu yazılım prog­ramları Bursa’daki birçok ana sanayi firmalarında kul­lanılıyor” dedi.

Başarılı çalışmaları neticesinden Mubitek’in 2014’ten bugüne 10’dan fazla ödül aldığını dile getiren Bintaş, 2020’de TİM İnovaLig’in KOBİ kategorisinde İnovasyon Organizasyonu Kültürü dalında ikinci oldu­ğunu, bunun yanında 2017 – 2019 yılların arasında ci­rolarını yüzde 602 artırmayı başararak TOBB tarafından En Hızlı Büyüyen İlk 100 Şirket 2020 liste­sinde 18’nci olmayı başardıklarını sözlerine ekledi.

Bursa’dan dünyaya açılan marka: Çilek Mobilya

Bir aile şirketi olarak 1996 yı­lında kurulan Çilek Mo­bilya, 5 kıtada 71 ülkede tüketicisiyle buluşuyor. Firmanın yeni kuşak yöneticisi Vasfiye Çilek, dijitalleşmeye yönelik yatı­rımları ve Ar – Ge yatırımlarıyla gelecek hedeflerine emin adımlarla yürüdüklerini söylüyor.

Genç ve çocuk mobilyası üretimi ala­nında Bursa’nın dünyaya açılan markası olan Çilek Mobilya’da da firmanın kuru­cusu Muzaffer Çilek’in yeğeni Vasfiye Çilek, yönetimde aktif olarak görev al­maya başladı. Dünyaca ünlü İtalyan moda ve tasarım okulu Marangoni Fas­hion Institute’de lisans ve lisans üstü eği­timi alan Vasfiye Çilek, İstanbul Üniversitesi’nde de işletme mastırını ta­mamladı. Yaklaşık 4 yıldır Çilek Mo­bilya’da çalışan Vasfiye Çilek, firmanın hem üretim hem dijitale dönüşüm hem de sosyal sorumluluk projelerinde önemli rol alıyor.

Çilek Mobilya Yönetim Kurulu Üyesi Vasfiye Çilek, firma olarak müşterileriyle uzun soluklu ve müşteri memnuniyetini esas alan bir iletişim stratejisine sahip ol­duklarını belirterek bunun da başarıyı beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Çilek, bu çalışma tarzının kendilerine 2021 yılında Sektörün En Beğenilen Şir­keti, mobilya kategorisinde Müşteri Deneyimini En İyi Yöneten Marka ödülünü getirdiğini sözlerine ek­ledi. Çilek Mobilya olarak, 2015 yı­lında Tasarım ve Ar – Ge Merkezi’ni kurarak bu iki merkezi bir arada bulunduran sektördeki ilk marka olma özelliğine sahip ol­duklarını anımsatan Vasfiye Çilek, dijitalleşme alanında, iş süreçleri sürekliğinin sağlanması ve optimum verimlilik ile yapılmasında fayda sağla­dıklarını dile getirdi. Çilek, firma olarak yıllar içinde gerçekleştirdikleri dijital­leşme çalışmaları neticesinde, bayileri­nin satış süreçlerini, mevcut üretim ve depo yönetim süreçlerini dijital or­tamda yürüttüklerini bilgisini paylaştı.

Sosyal sorumluluk alanında hayata geçirdikleri Çilek Akademi’nin çalışma­larına da değinen Vasfiye Çilek, “Çalı­şanlarımıza, çocuklarına, iş ortaklarımıza yönelik motivasyon, eği­tim, sosyal ve kişisel gelişim etkinlikle­rini tek çatı altında topladık. 2009’da kurulan Çilek Akademi kapsamında; her yıl yaz aylarında satranç, futbol, ti­yatro, binicilik gibi yaz okulu ve atölye gibi çocuklar için keyifli etkinlikler dü­zenliyoruz. Pandemi döneminde de çocuklara yönelik Akademi faaliyetle­rini online atölye çalışmalarıyla destekledik” dedi.

Babadan kızlarına 40 yıllık miras: Büke Plastik 

Kadınların üretimin her alanında başarıyla var olduğunun bir ör­neği de iş insanı ve sanayici Büke Plas­tik Genel Müdürü Aygül Ayla. Babası Ali Ayla tarafından 1982 yılında kuru­lan Ayla Plastik’in yönetimini 2005 yı­lında devralan Aygül Ayla, Büke Plastik adıyla Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi’nde (NOSAB) üretimine devam ediyor. Firma, otomotiv başta olmak üzere sanayinin ihtiyacını karşılayan her türlü plastik aparatlar üretiyor.

Yenilikçi ve cesur olduğu kadar sağlam ve akılcı adımlarla kadın gücünü kent sanayisi­nin gelişimine adayan Aygül Ayla, baba mesleğini ikinci kuşak olarak büyüterek, diji­tal çağın teknolojik yeniliklerine uyum sağla­mak ve üretimini dünyaya açmak üzere çalışıyor.

İş yaşamındaki ilk deneyimini, okurken hafta sonları babasının imalathanesinde ça­lışarak kazanan Ayla, adeta çekirdekten bir sanayici olarak yetişti. Baba mesleğini öğre­nirken adeta bir çırak gibi çalıştığını ve üreti­min her alanında yer aldığını aktaran Ayla, “Mesleği adım adına her yönüyle öğrenerek durmadan çalıştım. Öyle ki yeri geldi makine başına geçtim. Parça bastım, hatta yemekha­nelerde yemek yapıp, çay bile dağıttım” diyor.

Küçükbalıklı’daki imalathanelerini 2018 yılında NOSAB’a taşıdıktan sonra şirketi ta­mamen babasından devraldığını kaydeden Ayla, yeni üretim tesisleri hakkında şu bilgi­leri verdi: “400 metrekare alanda 6 enjeksi­yon makinemiz var. Bunlar emektar ustalarımıza emanet. Günlük 10 bin parçaya yakın üretim kapasitemiz var. Otomotiv başta olmak üzere mobilya gibi farklı sektörlere de hizmet veriyo­ruz.”

Bursa Çınarları dönüşüme odaklandı Bursa Çınarları dönüşüme odaklandı

Kız kardeşi Müge Ayla Akın’ı da ken­disi gibi yetiştirerek Bursa sanayisine kazandırmak isteyen Aygül Ayla, “Bil­gisayar eğitimini tamamlayan kız kar­deşim Müge Ayla’yı da sektöre kazandırmak ve birlikte çalışmak için gere­ken desteği veriyorum. Kız kardeşimin de ya­nımda olması bana güç veriyor. Babam beni sanayiye kazandırdı, ben de kız kardeşimi kazandıracağım. Kalite departmanımız ona emanet. Diğer taraftan tüm çalışanlarımızla aile gibiyiz. Bizle birlikte yürümeye başlayan tüm çalışanlarımızla yıllardır bir aradayız. Mutluyuz ve üretmeye, en iyiyi hedeflemeye ve bu doğrultuda planlarımızı hazırlamaya, çalışmaya devam ediyoruz” dedi.

Dijitalleşme ve yeni teknolojiler ışığında gelişmeye devam etmek istediklerini ifade eden Büke Plastik Genel Müdürü Aygül Ayla, “Makine parkurumuzu, üretim ağımızı ve üretim kapasitemizi artırarak mevcut ala­nımızı da değiştirmek gelecek hedeflerimizin arasında. Elbette yeni üretim mekânına, daha dijitalleşerek ve daha yeni teknolojiler kullanarak geçmek istiyoruz. Ayrıca 2022 yı­lında iç piyasa ağırlıklı olan satış ağımıza ih­racatı da ekleyerek yüzümüzü yurt dışına döneceğiz. Hatta yurt dışında imalat düşü­nüyoruz. Bu imalat otomotiv sanayine değil, daha farklı bir pazara yönelik olacak” açıkla­masında bulundu.

Işıksoy Tekstil sürdürülebilir üretime odaklandı 

Bursa’nın köklü tekstil firmaların­dan Işıksoy Tekstil’in genç kuşak, kadın yöne­ticisi Arzu Işık, firmanın geleceğe güçlü adım­larla yürümesi adına ça­lışmalarını sürdürüyor. Kuruluşu 1954 yılına da­yanan Işıksoy Tekstil’de yönetim kurulu üyesi olarak görev alan Arzu Işık, aile şirketlerinin sektö­rün değişen ihtiyaçlarına cevap ver­mesi, dijitalleşme ve çevreci üretime uyum sürecine hızla uyum sağlaması adına önemli projelere imza atıyor.

Entegre üretim tesisleri ve geniş ürün çeşitliliği ile yurt içi ve yurt dışı firmaların tercihi olan Işıksoy Tekstil üretim, ihracat ve istihdamıyla ülke ekonomisine önemli katma değer sağ­lıyor. Demirtaş Organize Sanayi Bölge­si’nde (DOSAB) bulunan yaklaşık 100 bin metrekare kapalı alana sahip üre­tim tesislerinde, 900 civarında çalışa­nıyla kadın ve erkek dış giyim ürünleri imal eden firma bu yıl içerisinde Şanlı­urfa’da yeni üretim tesislerini hayata geçirmeyi hedefliyor.

Sektörün değişen ihtiyaçları karşı­sında Işıksoy Tekstil olarak bir değişim içerisine girdiklerini aktaran Arzu Işık, “Dinamik ve çevre dostu bir firma ola­rak tesislerimizi yenilenebilir enerji po­litikalarıyla dönüştürüyoruz. Doğa dostu ürün, çevreye duyarlı üretim ile dijital çağa ve insan odaklı imalata devam ederek ülkemizi ve dünyamızı geleceğe taşıyan bir strateji izliyoruz” dedi.

Verimli üretim kadar insan ve çevre sağlığını gözeten üretim politikalarına da önem verdiklerini kaydeden Işık, firma bünyesinde ‘sıfır atık’ projesi uy­guladıklarını ve kullandıkları kimya­salların doğaya zarar vermediğini söyledi.

Karbon ve su ayak izleri ile ilgili ta­mamlanan projelerinin yanı sıra ısı geri kazanımı ve yenilenebilir enerjiyle ilgili projeler geliştirdiklerini belirten Işıksoy Tekstil Yönetim Kurulu Üyesi Arzu Işık, “Uyguladığımız tüm bu sü­reçlerimizi sürdürülebilirlik başlığı al­tında topluyoruz. Üretimin yanı sıra doğaya dost organik, ekolojik, geri dön­üştürülebilir kumaşlar üretip yerli, ya­bancı birçok firmaya hizmet vermekteyiz. Ekosistemi korumak adına atılan her adım bizim için büyük önem taşımakta” ifadelerini kullandı.

Işıksoy Tekstil olarak, kadın işgücü­nün fazla olduğu bir firma olduklarına dikkat çeken Arzu Işık, kadın istihdam­larını artırmak istediklerini ve bu kap­samda çeşitli çalışmalar gerçekleştirdiklerini de sözlerine ekledi.

Tarıma yeni dokunuş: Genç Gözde Tarım Makinaları 

Dünyada ses getiren kafessiz tarım hareketine gerekli ve hızlı yanıtı veremeyen Türkiye’de A sınıfı tavuk yumurtası üretimi için yeni arayışlar doğarken ihra­catını artırmak isteyen üreticilere çözüm müjdesini Genç Gözde Grup veriyor.

Ticari hayatına 1989 yı­lında başlayan Genç Gözde Grup’un ikinci kuşak yöneticisi ve şirket ortağı Mediha Genç Aşçıgil, 2014 yılından bugüne gerçekleştirdiği çalış­malar neticesinde firmasını Türkiye Oda­lar ve Borsalar Birliği’nin En Hızlı Büyüyen 100 Şirket listesine sokmayı ba­şardı.

Yerel pazarda Genç Gözde Tarım Maki­naları olarak bilinirken, uluslararası pa­zarda ise faaliyetlerini Avian Mechanics unvanıyla devam ettiren firmanın bu­güne kadar tamamlanmış bin 245 projesi var.

2004 yılında Genç Gözde Grup’ta çalış­malarına başlayan Genç Gözde Tarım Makinaları Ortağı Mediha Genç Aşçıgil, 2014 yılında babası Ertuğrul Genç’in ve­fatıyla devraldığı Genç Gözde Grup’u bu­günlere kız kardeşleri Ilgın Genç, Gözde Genç ve dayısı Murat Sarmış ortaklığıyla taşıdı.

Üretim faaliyetleri ve gelecek dönem hedefleri hakkında bilgilen­dirmelerde bulunan Mediha Genç Aşçıgil, “Yumurta ihracatı Türki­ye’de ciddi paya sahip. TÜBİTAK projemde bunu rakamlarıyla ortaya koydum. Bizim geliştirdiğimiz ama AB ülkelerinin kullandığı bir sistem var. Alternatif Sistem adını taşıyan bir ürün vardır.

Biz, Hayvan Refahını Destekleyen Sis­tem adını verdiğimiz ürünü birtakım ye­niliklerle geliştirdik. Bu sistemle ilgili TÜBİTAK başvurusunda bulunduk. Bu sistemi kullandığınızda AB ülkelerinin it­halat yasağı kalkmış olacak.

Türkiye’ye ket vurulan B sınıfı yu­murta üreticiliği damgası ortadan kalkı­yor. Çünkü A sınıfı yumurta üreticisi olacaksınız. Sisteme veranda kurduğu­muzda da organik yumurta üreticisi ola­caksınız.

Bununla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Hayata geçirmek üzere geri sayımdayız” dedi. Yapay zekalı teknolojilerini yakın­dan takip ettiklerini ve dünyadaki fuar­lara katılım sağladıklarını belirten Aşçıgil, İran, Irak, Makedonya, Bulgaris­tan, Çin, Japonya ve Kore başta olmak üzere pek çok ülkeye ihracat gerçekleştir­diklerini dile getirdi.

Elatek Kauçuk’un başarısında kadın imzası 

Mobilya, tekstil ve otomotiv olmak üzere 45 yıllık sanayi tecrübesi olan Değirmencioğlu Ailesi’nin genç kuşak yöneticisi Çiğdem Değirmencioğlu, aile fir­maları Elatek Kauçuk’ta Genel Müdür Yar­dımcısı olarak görev alıyor.

Aile, sanayideki deneyimini otomotiv sektöründe 22 yıldır Elatek Kauçuk ve Or­gano firmalarıyla devam ettiriyor.Porsche, Bentley, Audi, Volkswagen, Mercedes, Man gibi gibi firmaların ana tedarikçisi ko­numunda olan grup, üretimlerinin yüzde 60’ını 25 ülkeye ihraç ediyor.

Bursa’da 1988 yılında dünyaya gelen Çiğdem Değirmencioğlu, lisans eğitimini İzmir Ekonomi Üniversitesi İngilizce İş­letme bölümünde tamamladı. Değirmenci­oğlu, aynı üniversitede Uluslararası Ticaret ve Finansman bölümünde 2’nci li­sansını yapmasının ardından, İsveç’te Lund Üniversitesi’nde Kurumsal ve Finan­sal Yönetim alanında yüksek lisansını ta­mamladı.

PwC’de2 yıl finansal denetçi olarak çalı­şan Değirmencioğlu, 2013’te işe başladığı Elatek Kauçuk’ta son 2 yıldır genel müdür yardımcılığı görevinde.

Profesyonel iş hayatında karşılaştığı ilk zorluğun aile şirketlerinde kurulması gere­ken dengeler olduğun söyleyen Çiğdem Değirmencioğlu, “Hem aileyi hem şirketi hem de paydaşları, yönetmem gereken 3 önemli saç ayağı vardı. Sorumlu olduğum alanlarda 3 alanında çıkarlarını gözetmek aslında en zor olanıydı. Bu süreçlerde adil olmak ve şeffaflık şirketin süründürebilir olması adına önem verdiğim değerlerim arasında yer aldı. Otomotiv sektörü erkek dominant bir sektör, kadın olarak başarılı olmak için sizi cinsiyetinizle değil yaptıklarınızla değer­lendirmeleri yönünde ken­dinizi daha fazla kanıtlamaya ve fark yarat­maya ihtiyacınız var” dedi.

Kadınların etkili iletişim, güçlü empati yeteneği, de­taycılık ve çok yönlü düşünme fırsatları ile iş hayatında fark yaratabileceğine inandı­ğını aktaran Değirmencioğlu, “İş hayatında olan kadınlar olarak birbirimizi destekleye­rek kelebek etkisiyle daha güçlü olabiliriz. Gelişim için değişim; değişim için zorluklar gerekiyor. Bu gözle bakarsak zorluklar için çözüm yollarıyla farklı pencereler açma fır­satımız olacaktır. Herkes kendi hikayesinin kahramanı olup cesur ve inançlı olursa ba­şarının geleceğine inanıyorum” ifadele­riyle sözlerini tamamladı.

YEPSAN, geleceğe “büyük” bakıyor 

Kuruluşunun 30’nci yıl dönü­münü kutlayan Yepsan Şir­ketler Grubu’nda da yeni kuşaklar yönetimde söz sahibi olmaya başlı­yor. Yepsan’ı gelecek yıllara taşıya­cak önemli isimlerden biri de ailenin ikinci kuşak kadın yöneticisi Esma Baş Göcen.

Bursa Uludağ Üniversitesi Ma­kine Mühendisliği bölümündeki lisan eğitimini 2007 yılında dere­ceyle tamamlayan Esma Beş Göcen, mezuniyetinin ardından geçen yak­laşık 15 yıllık süreçte Yepsan’da çe­şitli pozisyonlarda görev aldı. Şu anda Yepsan Şirketler Grubu Yöne­tim Kurulu Üyesi olarak firmayı ge­lecek hedeflerine taşımak için çalışan Esma Baş Göcen, hedefleri­nin global bir marka olarak dünya pazarında daha çok yer almak ve yeni müşterilerle birlikte ihracat oranlarını artırmak olduğunu söy­ledi. 1987 yılında binek ve ticari araçlar için spesifik parça üretimi yapmak üzere Mehmet Baş, Salim Balcı, Mustafa Kocakurt ve merhum Lütfi Polat tarafından kurulan Yep­san, bugün Bursa’nın kent ve ülke ekonomisine katma değer sağlayan öncü firmalarından biri konu­munda. Günümüzde Mehmet Baş ve Salim Balcı ortaklığında faaliyet gösteren Yepsan A.Ş., Yepsan Kalıp ve Yepsan Otomotiv Yalıtım, üç firma olarak ticaret hayatını sürdü­rüyor. Firmanın kurulduğu ilk yıl­larda üretimlerinin sadece kalıp ve tasarımdan ibaret olduğunu, ancak yıllar içerisinde üretimlerinin çeşit­lendiğini aktaran Esma Baş Göcen, şunları söyledi: “Geçmişte sadece kalıp yaparken bugün, üretimin ya­nında müşterilerimize ürün tasarım desteği de veri­yoruz. Nihaye­tinde insansız otomasyonlu parça üretimine ulaşılmıştır. Dünyadaki birçok OEM firmalarına entegre olmuş durumdayız. Bu tecrü­belerimizle yerli araç üreti­minde katkı sağladığımızı gururla söylüyoruz.”

Yepsan’ın gelecek dönem hedef­leri ile ilgili de açıklamalarda bulu­nan Esma Baş Göcen, “Otomotiv sektörüne paralel yeni iş alanlarını da analiz etmekteyiz. Üretim alanı­mızın dışında ama otomotiv sektö­rüne bağlı kalmak kaydıyla yeni nesil elektrikli araçlara güvenlik özel ürün gruplarında da yer al­maya başladık. Yüksek otomasyon gerektiren bu parçaların üretimi için 40’ıncı yılımızda Yepsan’ı 5 kat bü­yütme hedefimiz var. Sadece finan­sal ve istihdam anlamında büyüme değil, temelinde insan odaklı yöne­tim anlayışıyla her bir çalışanımızın da gelişimine odaklıyız” dedi. Bunun için dünya pazarında daha çok yer almayı ve ihracatlarını yeni müşterilerle artırmayı hedefledikle­rini dile getiren Esma Baş Göcen, yeni çalışmalarının tamamen elek­trikli araçlar, batarya ve akü sistem­leri üzerine olduğunu söyledi. “5 yıl içinde 5 kat büyüme gerçekleştire­ceğiz” diyen Esma Baş Göcen, yurt dışı yatırımlarına sıcak baktıklarını sözlerine ekledi.

Gıda takviyelerinin yükselen yıldızı TTI Pharma

Pandemiyle birlikte sağlıklı beslen­menin ve sağlıklı gıdaya ulaşma­nın önemi bir kez daha ortaya çıktı. Covid-19 sürecinde bu ihtiyaca yönelik kurulan TTI Pharma, takviye edici gıda­lar alanında hızlı ve emin adımlarla yo­luna devam ediyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği bölümünden mezun olan ve bir dönem Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanlığı görevini de yürü­ten Lale Yıldız’ın genel müdürlüğünü yaptığı TTI Pharma, kuruluşundan kısa bir süre geçme­sine rağmen hızla gelişiyor.

2020 yılında kurulan ve bin 500 metrekare kapalı alanda faaliyet gösteren TTI Pharma, gıda takviyeleri üreticisi olarak yurt içi ve yurt dışı markalara fason üretim hizmeti veriyor. Firma, üretim esnasında kullandığı vitamin, mineral, bitkisel ekstreler ile diğer mikro besin öğeleri gibi tüm ham maddeleri Avrupa Birliği (AB) yönetmelikleriyle tam uyumlu ve dünya standartlarındaki gü­venilir firmalardan tedarik ediyor. TTI Pharma Kurucusu ve Genel Müdürü Lale Yıldız, “Küresel olarak geçirdiğimiz bu zor günlerde, odağı insan sağlığı olan Takviye Edici Gıda sektöründe bizlere çok büyük görev düşüyor. Daha sağlıklı bir toplum ve daha yaşanılabilir bir dün­yaya katkı için kendimizi sorumlu hisse­diyoruz” dedi. TTI Pharma olarak bugüne kadar 3 milyon liralık makine yatırımı yaptıkla­rını ve makine parkurlarını sürekli geliştirme hedefinde olduklarını kaydeden Yıldız, takviye edici gıda sektöründe kullanılan tüm formlar ürün imal edebildiklerini ifade etti.

Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Baş­kanı olarak uzun yıllar sektöre katkı sunan ve şimdi de takviye edici gıda üretimi yapan bir tesis kuran TTI Pharma Genel Müdürü Lale Yıl­dız, pandemi döneminde gıda takviyeleri sek­törünün 3 kat büyüdüğünü belirtti.

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın üretim şart­ları ve gerekliliklerine uyduklarını, bunun ya­nında tüm kalite belgelerine sahip olduklarını dile getiren Lale Yıldız, “Gıda güvenliği ve hij­yeni sağlamak için otomasyona yönelmenin gerekliliğine inanıyoruz. Bu da dijitalleşme ile mümkün oluyor” diye konuştu. Firmanın gele­cek dönem hedefleriyle ilgili açıklamalarda da bulunan TTI Pharma Genel Müdürü Lale Yıldız, şu anda Azerbaycan’a ihracat yaptıklarını belir­terek, Ortadoğu, ABD ve Almanya pazarlarına yönelik ihracat girişimlerinin bulunduğunu söyledi. Önümüzdeki süreçte ihracatlarını artır­mayı amaçladıklarını kaydeden Yıldız, bunun yanında kendi markalarını piyasaya sürmek adına çalışmalarının da son aşamaya geldiğini sözlerine ekledi.

Maysan Mando kadınlarla başarıyor 

Türkiye’nin ilk ve en büyük amortisör üreticisi olan Maysan Mando’nun ba­şında deneyimli ve başarılı bir kadın yönetici bulunuyor. Çukurova Holding ve Güney Kore merkezli Mando Corporation ortaklığında faaliyetlerini sürdüren Maysan Mando’nun Genel Müdürü Tülay Hacıoğlu Şengül, otomo­tiv sektöründe 20 yılı aşan deneyimiyle erkek egemen sektörde adından söz ettiriyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makine Mü­hendisliği bölümünden mezun olduktan sonra, Bursa Uludağ Üniversitesi’nde İşletme Yüksek Lisansını tamamlayan Tülay Hacıoğlu Şengül, Karsan ve Rollmech Automotiv’de farklı pozisyonlarda yöneticilik görevlerinin ardından 2019 yılında Maysan Mando’da Genel Müdür olarak göreve başladı.

İlkokul çağlarında ailesine ait iş yerinde ça­lışmaya başladığını ve bunun da kendisine küçük yaşlardan itibaren iş disiplini sağladı­ğını kaydeden Maysan Mando Genel Mü­dürü Tülay Hacıoğlu Şengül, “Bu nedenle hangi pozisyonda görev yaptıysam ya da ya­parsam yapayım, sorumluluğu en üst sevi­yede alır, CEO bilinciyle yaklaşırım” dedi.

Şengül, otomotive olan ilgisini ise şöyle an­lattı: “Küçük yaşlardan itibaren otomotiv sektörüne ilgi duyan biriydim. Eğitim hayatım bo­yunca da kendime çizdiğim kariyer hedefinde hep otomotive öncelik verdim. Kariyerimin tamamını otomotivde geçirmiş olmam da bunun bir göstergesi diye düşünüyorum.”

“Bugünkü konumuna gelmem kolay ol­madı” diyen Şengül, karşılaştığı zorluklar kar­şısında asla pes etmediğini, ekip üyesi olarak birlikte çalıştığı iş arkadaşlarıyla güç birliği­nin başarısında önemli olduğunu, hedef çıta­sında her zaman mükemmeli hedeflediğini ve eğitim hayatı boyunca kendini her zaman en iyi şekilde geliştirmek için çalıştığını söy­ledi.

Otomotiv sektörünün önemli kadın yöneticileri arasında yer alan Maysan Mando Genel Mü­dürü Tülay Hacıoğlu Şengün gençlere şu tavsiyelerde bulunu­yor: “Kadınlar her alanda başa­rılı olabilir. Ülkemizde kadınların ve gençlerin, girişim­cilik konusunda cesaretlendirilmeye ve teşvik edilmeye ihtiyaçları var. Sektöre yeni girecek olanlara tavsiyem; kendinize güvenin ve ce­saretli olun. Zorluklar karşısında asla geri adım atmayın, hayallerinizin peşinden gidin. Sevdiğiniz işi yapın ve yaptığınız işte en iyisi olmaya odaklanın. Paylaşımcı olmaktan çe­kinmeyin.”

Maysan Mando olarak kadın çalışanlara karşı fırsat eşitliği sağlayan bir şirket oldukla­rını aktaran Tülay Hacıoğlu Şengül, sözlerini şöyle tamamladı: “Gelecek, güçlü kadınlarla daha güzel gelecek!”

Yeni ve yenilikçi mekânlara MEB MİMARLIK imzası

Sanayi içyapıları başta olmak üzere tüm kurum ve iş yaşam alanlarına akılcı ve işlevsel proje tasarımları ve uygulamalarıyla çözüm ortağı olan MEB Mimarlık, adından söz ettiren içyapı tasarım­larıyla Bursa başta olmak üzere yurt içi ve yurt dışındaki firmalara başarılı projelerle hizmet veriyor. MEB Mimarlık çatısı altında bu­luşan Hilal Gündüz, Talip Çaylar ve Mehmet Ali Çolak, tecrübe ve birikimlerini bir araya getirerek yurt içi ve yurt dışında adından söz ettiren başarılı işler gerçekleşti­riyor. MEB Mimarlık’ın çalışmaları ve faaliyet alanları hakkında bilgi veren Hilal Gündüz, Bursa başta olmak üzere Türkiye’de birçok şe­hirde adından söz ettiren proje­lerde yer aldıklarını belirterek, yurt dışında ise Almanya, Make­donya, Suudi Arabistan, Özbekis­tan gibi ülkelerde iç mekân ve mobilya tasarımı yaptıklarının al­tını çizdi. MEB Mimarlık’ın kalite ve müşteri memnuniyetine çok önem verdiklerini belirten Gün­düz, birçok sektörde hizmet veren firmaların iç mekân tasarımla­rında gerek duyduğu mobilya, de­polama ve benzeri ihtiyaçları için yaratıcı çözümler sunduklarını ifade etti.

Hilal Gündüz, müşteri memnu­niyetinin yanı sıra okul, otel ve res­toranlarda verdik­leri hizmetlere de­ğinerek insan sağlığına da önem veren mal­zemeler kullan­dıklarına dikkati çekti.

Kullandıkları bazı malzemelerin sağlığa zararı olmayan organik malzemelerden, ahşap ya da kom­pakt gibi malzemelerden imal edil­diğini söyleyen Gündüz, tüm bunların yanı sıra proje danışman­lığı ve satış hizmetlerinin de müş­terilerin iş yaşamlarında fark yaratan çözümlere dönüştüğünü belirtti. Farklı bütçe ve tiplerde projeler yapmayı öncelikli olarak tercih ettiklerini belirtmeyi ihmal etmeyen Hilal Gündüz, “Bu, bizi zenginleştiriyor, sonuçta hayal gü­cüne dayalı bir iş gerçekleştiriyo­ruz. Dolayısıyla farklı alanlarda projeler çalışmak ve bunları ya­şama geçirmek tasarım çeşitliliği açısından bize olumlu anlamda yansıyıp beslerken, deneyim ola­rak da bize çok şey katıyor” diyor ve sözlerine şunları ekliyor: “Kaliteli üretim ve müşteri mem­nuniyeti bizim için çok önemli. Sat­tığımız ürünlerin üreticisi de olmamız bir diğer özelliğimiz. Üreti­mini yaptığımız ve sattığımız her ürünün arkasındayız.”