Semih AYDIN – Göksel BAŞARAN

Ekonomide alınan son kararlar ihracatçıyı ve finansmana erişim zorluğu yaşayan KOBİ’leri yakından ilgilendiriyor. Türkiye Cum­huriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) ihracattan elde edilen döviz gelirinin yüzde 40’ını TL’ye çevirme zorunluğunun ardından menkul sa­tışlarında TL zorunluluğu getirmesi sanayiciyi zora soktu.

TCMB bunun yanında 1 Nisan tarihinden itibaren dörder haftalık dö­nemlerde kullandırılan ticari kredilerin yüzde 10’u kadar zorunlu karşı­lık tesis edileceğini duyurdu. Bu durumun ticari kredilerdeki faiz oranlarını artıracağı öngörülüyor. Bursa’daki sanayiciler ekonomide yapılan yeni düzenlemeleri Ekohaber için değerlendirdi.

Erol GÜLMEZ

NOSAB YK Başkanı

Finansman maliyeti artıyor

Ülkemizde ihracat yapan firmaların tamamına yakınının girdile­rinin büyük bir bölümü döviz bazında temin edili­yor. Bu sebeple ihracatçı firmaların ciddi oranda döviz girdisine ihtiyacı var. Merkez Bankası'na vereceğimiz oran yüzde 40 olduğunda, döviz ihtiyacı aynı gün veya birkaç gün sonra döviz satın alarak karşılanmak zorunda. Bu kararla, firma­lar karlarının ciddi bir kısmını geri ver­mek zorunda kalacak. Öte yandan, ticari kredilerin yüzde 10’unun zorunlu karşılık olarak tesis edilmesi KOBİ’lerin finansmana erişimini daha da zorlaştıracak, çünkü finans­man maliyeti de artıyor.

Bu kararlar sanıyoruz ki kredi genişlemelerinin önüne geçmek ve döviz ihtiyacını karşılamak amacıyla alındı. Ancak, ihracatçıların maliyetlerini olumsuz et­kiliyor ve rekabet gücünü kırıyor.

Yunus AYDIN

Uludağ OSB YK Başkanı

Kararlar üreticinin yanında değil

Döviz gelirinin yüzde 40’ını TL’ye çevirme ve menkul satışlarda TL zorunlu­luğu, Türk lirasının kıymetini korumak için yapılmış bir de­ğişiklik olmasına rağmen alı­nan karar özellikle dövize endeksli hammadde kullanan üretici ve sanayiciyi olumsuz etkileyecektir. İhracat yapanın da İthalat yapanın da uygula­madaki bürokratik işlemler hem zaman kaybına hem tica­retin azalmasına hem de rekabet gücü­nün kaybına sebebiyet verecektir. Uluslararası piyasada 0,1 sent bile reka­bette çok büyük bir avantaj sağlarken ih­racatta tercih sebebi olduğunu göz ardı etmemek lazım. Kamu ile serbest piyasa­daki kur farkını göz önüne alırsak bu durum ileriki zamanlarda ihracatı olum­suz etkileyecektir.

Ticari kredilerin yüzde 10’unun zorunlu karşılık ola­rak tahsis edilmesi, ticari kredi kullanımını zorlaştıracağı gibi piyasadaki likit sıkıntısı arta­rak ticareti zorlaştırır. İşletme­lere ekstra maliyet getirerek kredinin maliyeti yükselecek­tir. Alınan bu kararlarla Tür­kiye Cumhuriyeti’nde ekonomide istenilen seviyeye gelmek için tek bir yol var katma değeri yüksek ürünler üreterek üretimi artırarak devletin üreticinin ya­nında olması ve ihracatta sanayicinin elini güçlendirmesi şart.

Alınmış olan kararlar üreticinin ya­nında olan kararlar değildir. Bu uygu­lama sanayiciyi ve üreticiyi çok büyük sıkıntıya sokar.

Ayhan KORGAVUŞ

Ünver Group YK Başkanı

Rekabet gücümüz azalacak

Yönetmeliğe göre ihracat yapan tüm firmalar yurt dışından ge­tirdiğimiz ihracat bedellerinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’nın o gün açıklayacağı bir kurdan TL’ye dönmek durumundayız. İhra­catçılar olarak TL’ye döndükten sonra kur yukarı giderse, yeniden döviz aldığımızda zarardayız. Kambiyo zararı dediğimiz bu olay esa­sında firmaların gelirini de azalttığı için, devletin toplayacağı vergiyi de azaltacaktır. İthal girdilerinin fazla olduğu ve emtia fiyatlarının yüksek olduğu şu dönemde üreticileri zorlayan bir karar olarak de­ğerlendiriyorum netice itibariyle. Artan ham madde, işçilik ve enerji maliyetlerine ilaveten alış ve satış kuru arasındaki makas kadar kayıp yüklenilmiş oldu. Ambalaj, navlun lojistik hizmetlerinin de dövizle döndüğünü düşünürsek, ihracatçılar için büyük yük oluşturuyor. Finansal istikrarı düzenlemek adına makroihtiyati politika setini güçlen­dirmek için yapılan bu karar finans­mana erişim koşullarını zorlaştıracaktır. Kısıtlı olan kaynakla­rın yönetimi sonucunda daha pahalı ya da daha zor ulaşılır olması sonucu kaçınıl­mazdır. Her ne kadar piyasalardaki dalga­lanmayı önlemek, dövizde oluşabilecek spekülatif hareketlenmeyi önlemeye yöne­lik çalışmalar da olsa, üreticiyi ve ihracatçıyı kısıtlayan bir karar olduğunu düşünüyo­rum.

Ekonomi yönetiminin salt döviz bulmak, dövizdeki dalgalanmayı durdurmak ama­cıyla düşündüğü bu kararlar, ülkemizin ih­racatını arttırmayacağı gibi, elimizdeki pazarlardaki rekabet gücümüzü de azaltır. Örneğin pek çok firma ih­racat alacaklarına güvenerek, başta Eximbank olmak üzere, yerli ve yabancı finansal kurumlardan, düşük faiz olması nedeniyle çeşitli krediler çektiler.

Bunları döviz cinsinden ödüyorlar. Bunların ödemesinde oluşacak kur zararlarını, kambiyo zararlarını yine üreticilerimiz çekecek. Dola­yısıyla üretim ve ihracat anlamında sanayiciyi zorlayan tedirgin eden, hareket alanını güçleştiren bu tür kararların ekonomiye ilerle­yen süreçte zarar vereceğini düşünüyorum.

Serdar SAĞLAM

Yavuzlar Dişli YKB Yrd.

Kredi şartları ağırlaşacak

Merkez Bankası’nın son ekonomik kararları gerçekten, nakit akışında ve ödemelerde zorlanan KOBİ’leri daha da sıkıntıya sokacak gibi. Birçok firma yapmış olduğu yatırımları ve ithalatları döviz cinsinden alıp kredi çalışması yapmıştı. Bu durumda finansal anlamda bizleri bu durum dara sokacaktır. Döviz miktarının Türk lirasına çevrilme­sinde çok fazla bir oran oldu. Mevcut durum karşısında tüm maliyet çalışmaları tekrar gözden geçirilecektir. Döviz ile ithal edilen ham maddeyi vadeli TL cinsinden satış bizleri sı­kıntıya sokar. Ödeme vadeleri peşine dönecek, bu durumda nakit problemi olan dönemde KOBİ’leri etkiyen bir faktör ola­caktır. Ticari kredilerde yüzde10’luk zorunlu karşılığın çıka­rılması, direk olarak KOBİ’leri etkilemiyor olarak gözükse de dolaylı olarak bizlere yansıyacaktır.

Kredileri ulaşım zorlaşacak, şartlar bir nebze daha olsun ağırlaştırılmış ola­caktır.

Bankalara mali sıkılaştırma politi­kası, yaşadığımız finansal ve emtia dal­galanmasının yüksek olduğu bu dönemde, bizleri de maliyetlendirmeler konusunda ve uygun fiyatlı kredi kaynağı bulma konusunda sıkıntıya sokacaktır. Planlanan yatırımlar için tekrardan kre­dilerde gözden geçirmeler yapılacaktır. Bu sürecin en doğal karşılığı maliyetlerde artış, enflasyonda artış olarak karşı­mıza çıkacaktır.

Burak ARAS

GÖKÇELİK A.Ş. Strateji ve İş Geliştirme Müdürü

Finansmana erişim zorlaşacak

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın Türk Lirasını korumadaki has­sasiyetini anlıyorum. Fakat, Türk Lirası’nın değer kazanması için katma değerli ürün üret­meli ve ihraç etmeliyiz. Paramızın değerini bu şe­kilde koruyabiliriz. 70 ül­keye ihracat yapan firma olarak, Merkez Banka­sı’nın ihracatçıların; ihra­cat gelirlerinin TCMB’ye satma zorunluluğunu yüzde 40’a çıkarması ve ihracatçıların döviz satışına iliş­kin uygulama talimatında değişik­liğe gitmesiyle ilgili son ekonomik kararının, sektörümüzü ve ihracat­çıyı olumsuz etkileyeceğini düşünü­yorum. Sektörümüz açısından çelik üretim verilerine baktığımızda Şubat 2022 Türkiye’nin ham çelik üretiminin yüzde 3,3 azalarak 3 mil­yon tona gerilediği; şubat ayı ithala­tının ise geçen yıla oranla yüzde 12,9 artış göstererek 1,4 milyon ton, değer yönünden ise, yüzde 76,3 ar­tışla 1,5 milyar dolar seviye­sine yükseldiğini görüyoruz. Sanayici olarak çelik ithal etmek durumundayız. İtha­latta döviz cinsinden borç­lanma söz konusu. İhracat bedellerinin TL’ye çevrildik­ten sonra piyasaya olan borçlarını öderken tekrar dolara çevrilmeleri değişken kur fiyatları göz önünde bu­lundurulduğunda sorun olacaktır. Nakit akışında zorlanan KOBi’ler için Türkiye piyasası şartları düşünüldüğünde ticari kredilerin yüzde 10’unun zorunlu karşılık ola­rak tesis edilmesi KOBİ’lerin finans­mana erişimini de zorlaştıracaktır.

Üreticinin yatırım kararlarını olumsuz etkileyecek ve ekonomide yavaşlamaya neden olacaktır. Kur riski ve finansmanda zorlanan üre­tici döviz cinsinden borçlanıp yatı­rım kararı alamaz. Makine ve inşaat sektörü bu durumdan olumsuz etki­lenecektir.

Osman AŞLAV

Demircioğlu Group Genel Müdürü

İhracat be­dellerinin TL’ye çevrilmesi dü­zenlemesi baş­langıçta olumsuz algı­lansa da zaman içeri­sinde piyasa­nın bu gelişmeye uyum sağla­mak duru­munda kalacağını düşünüyorum. İhracata yö­nelik çıktılar için ithal ham maddeye ihtiyacımız var. Bu nedenle döviz kur­larındaki seyir biz ihracatçılar için çok önemli. Bu adımlar döviz kurunun daha tahmin edilebilir olmasına imkân sağlayacaksa belli bir süre bizler tarafın­dan ortaya çıkacak maliyete katlanılabilir.

Zorunlu karşılık oranlarının artırıl­ması ticari kredi faiz oranlarının artma­sına yol açmasına rağmen ihracatçılara ve KOBİ’lere kullandırılan kredilerin bu düzenleme dışında tutulması biz ihra­catçıların direkt olarak etkilenmeme­sine neden olacaktır. Biz üreticiler aynı fanus içinde yaşayan balıklar gibiyiz. Tedarikçilerimiz arasında irili ufaklı bir­çok firma bulunmakta. İstisna dışında kalan firmalardan tedarik ettiğimiz ürünlerin fiyatlarına artış yönünde et­kisi olacaktır. Dolayısıyla bizim maliyet­lerimiz de olumsuz yönde etkisi olabilir.

Ekonomide alınan kararlar direkt olarak sizi etkilemese de zaman zaman dolaylı olarak etkilenebiliyorsunuz. As­lında piyasa dinamikleri zaman içeri­sinde mevcut gelişmelere göre rotasını belirliyor. Eskilerin ifade ettiği şekilde su yolunu buluyor. Her ne kadar bu iki karar biz ihracatçıları direkt olarak etki­lemese de dolaylı olarak etkileneceğiz. İhracatçılara sunulan farklı avantajlar olmasına rağmen bu iki husus hak­kında kanaatimin bu yönde.

Taner YILMAZ

May Fren Genel Müdürü

Kararlar dünyada rekabet gücümüzü düşürecek

İhracatçıların gelen döviz girdilerinin yüzde 40’ının TL’ye çevrilmesi kararı ihracat­çılar için ciddi riskler teşkil et­mekte. Şu an her ne kadar döviz kurlarında belirli bir sta­bilizasyon sağlamış olsa da bu durum kontrolden çıktığı tak­dirde, özellikle ihracatçı firma­lar ham madde girdilerinin döviz bazlı yükselmesinden kaynaklı ciddi zarara uğraya­caktır.

Hannover Messe Fuarı’na 14 Bursa firması katıldı Hannover Messe Fuarı’na 14 Bursa firması katıldı

Ticari kredilerin yüzde 10’unun zo­runlu karşılığa dönüştürülmesi kararı­nın sanayiciyi ciddi anlamda dar boğaza sokacağı görüşündeyim. Zaten bankalar­dan yüksek maliyetlerle ticari krediler kullanılıyor. Bunun üzerine bir de yüzde 10 zorunlu karşılık getirilmesi imalatçıların maliyetlerini ciddi şekilde artırıp, rekabet gücünü azaltacaktır.

Şu anki dünya konjonktü­rüne baktığımızda dünya ge­nelinde dolar ve avro bazında artan maliyetlerle karşı karşı­yayız. Döviz gelirlerinin yüzde 40’ının TL’ye çevrilmesi ve ti­cari kredilerde yüzde10 karşı­lık alınması kararları sürekli artış trendinde olan ham madde maliyetlerinin karşılanması nok­tasında sanayicinin elini daha da güç­süzleştirecektir.

Bu durum da ülke sanayicimizin dünya genelindeki rekabet gücünü zor­laştıracaktır.

Müşfik YADİGAR

M.G.G. Makina Firma Ortağı

Kararlar maliyetleri artıracak

ihracat bedeli­nin tamamının TL’ye çevrilerek Döviz Alım Bel­gesi’ne bağlan­ması’ hususunun yeniden getirilmesine benziyor ancak orada bankalar aynı kurdan al-sat yapa­rak tekrar dövize dönerken herhangi bir kayba uğramıyorlardı. Mevcut düzenle­meyle Döviz alış TCMB kurundan yapıl­dığı için özellikle döviz maliyet yöneten firmalar tekrar dövize dönerken banka kaynaklı kurdan dolayı ciddi bir makas yiyorlar. İhracatçı açısından ciddi bir maliyettir. Ham maddeyi ithal eden ih­racatçı için ise bu maliyet katlanmakta­dır.

Kararların üreticiye etkisi artan mali­yetler olacaktır elbette. Bu da özellikle ihracatta karlılığı; dolayısıyla uluslar­arası piyasadaki rekabetçi fiyatımız ve yatırım iştahımızı azaltabilir.

Ali GÜZELDAĞ

AG Mensucat YK Başkanı

Dövizi dengeleme görevi üreticiye yüklenmemeli Paramızı koruya­lım derken dış ticaretimiz zora girebilir. Bir ülke parasının değerli olması o ülkedeki yatı­rımları ve katma değerli üretimi artır­mak ile müm­kün olur. Üretip, tüm dünyaya satacaksın ki ülkede yabancı para bollaşsın, Türk Lirası değerlensin.

Zor şartlarda üretim yapan KOBİ’ler hem finansmanda hem de yurt dışından gelen döviz ödemelerinde yüzde 40’ını TL’ye çevirme zorunluluğu ile karşı kar­şıya geldiklerinde bu şirketlerin tek para cinsi ödeme zorunluluğu finansal açıdan dengesinde bozulma yaşanmasına neden olacaktır.

İhracatçı firmalar ham madde alımla­rında döviz cinsinden borçlandıkları için, ihracat bedellerini TL’ye çevirdikten sonra piyasaya olan barçalarını öderken tekrar dolara çevirmeleri resmi muhasebe dışın­dan yapılmasına neden olacak. Bu durum ticari kur fiyat kavgasına ve işlet­medeki tedariklerde dahi aksamalar ya­şanmasına neden olacaktır. Ham madde maliyeti dolar olan bir ürünün her defa­sında maliyetlenmesinde dolar alış veya satış kurlarının takip edilmesi, sürekli ekran takibi işletmelere finansal stres ya­şatacaktır. Bunun yanında KOBİ’lerin fi­nansal şartlarının kısıtlı olduğu bir dönemde ticari kredilerin de yüzde 10’unun zorunlu karşılığa ayrılması KO­Bİ’lerin finansmana erişimini zorlaştıra­caktır. Bu noktada fayda maliyet analizinin iyi yapılması gerektiği kanaatin­deyim. TCMB’nın döviz hareketliliğini dengeleme görevi KOBİ’lerin ve üreticile­rin üstüne yüklenmemeli. Alınan bu ka­rarların tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum.

Ramazan KAYA

MARSİFED YK Başkanı

İhracatçının işi kolaylaştırılmalı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Ban­kası’nın ihracattan elde edilen döviz gelirlerinin yüzde 40’nın TL’ye çevrilmesi zo­runluluğu getirmesi, ihracatçımız açısından olumsuz bir gelişmedir. Yapılan ihracatın yüzde 45’inin ithal edilen ürünlerin imalatı neticesinde yapıldığını düşü­nürsek, TCMB tarafından alınan bu karar ihracatçımı­zın maliyetlerini arttıracaktır. Düzenlemede en azından ihracatçının dövizini TL’ye çevirdiği andaki kurdan geri ala­bilme garantisi olursa, ihracatçımız korunmuş olur.

Diğer taraftan menkul kıymet satışlarında TL zorunluluğu geti­rilmesi de aynı şekilde, ihracatçılarımızın maliyetlerini arttıran bir unsur olduğu için, ihracatçımızın rekabet gücünü azaltacaktır. Zaten son dönemde ülkemizdeki enflasyon, TL’nin değer kaybının çok üzerinde olduğu için, ihracat­çılarımız fiyat rekabet gücü azalmıştır. Ticari kre­dilerin %10’nun zorunlu karşılık olarak tesis edilmesi uygulaması kararını henüz bankalar faiz oranlarına yansıtmadı. Ancak bankaların bu ka­rarı önümüzdeki günlerde faizlerine yansıtması kuvvetle muhtemeldir. Bu da yüzde 24’lerde olan ticari kredi faiz oranlarının yüzde 30’lara çıkmasına ve KOBİ’lerin finansman maliyetleri­nin artmasına neden olacaktır. Ayrıca alınan bu kararlar algıyı da olumsuz yönde etkilemektedir. İhracatımızı artırabilmek için, ihracatçımızın işini ko­laylaştırmamız, onun rekabet gücünü artırmamız gerekmektedir.