Toplantıya, Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan’ın yaptığı açıklamada konu ile ilgili şu ifadeleri kullandı

Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, ''Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü kayıtlarına göre 590 bin 380 öğrencimiz Eğitim-öğretim görmektedir. Yapılan araştırmalarda bu öğrencilerin en az yüzde 2'si kadarını özel yetenekli kabul edersek 11 bin 807 öğrencimiz bu kapsamdadır'' dedi.

''BEŞERİ SERMAYE OLARAK BAKABİLECEĞİMİZ ÖZEL YETENEKLİ ÇOCUKLARIN ÜLKE KALKINMASINA VERDİKLERİ KATKI ÇOK ÖNEMLİDİR''

Kent Konseyi Başkanı Şevket Orhan, ''Bildiğiniz gibi Bursa Kent Konseyi olarak, çok ortaklı ve çok aktörlü yönetim anlayışıyla kentin yaşam kalitesinin arttırılmasına, dezavantajlı grupların toplumsal yaşama katılımına, hemşerilik hukuku ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesine yönelik projeler hazırlanması ve uygulanması amacıyla çalışmalar yapmaktayız.

Bu kapsamda; ilimizdeki özel yetenekli bireylerin aileleri, bizlere müracaat ederek çocuklarının eğitimleri ile ilgili problemlerinin olduğunu dile getirmişlerdir.

Bizler de bu istekler çerçevesinden yola çıkarak, ülkemizin gelecek tasavvuruna katkıda bulunmak üzere milletimizin bir parçası olan özel yetenekli yavrularımızın eğitim ve çalışma hayatları ile ilgili uzun süren toplantılar, araştırmalar ve çalışmalarımızın neticesini sizlerle paylaşmak istedik.

Yaklaşık bir yıldır sahada, alanında uzman eğitimci ve akademisyenlerle, sivil toplum kuruluşları ve özel yetenekli öğrencilerimizin aileleri ile sık sık bir araya gelerek Özel Yetenekli öğrencilerimizin Eğitim-Öğretim ihtiyaçlarının tüm dünyada ne şekilde gerçekleştiği, ülkemizde ve ilimiz Bursa 'daki Durum Analizi Raporu ile birlikte bu öğrencilerimiz için önerdiğimiz 'tam zamanlı okulun gerekçesi önerisi' için bir aradayız.

Bu konu neden önemli diye soracak olursanız; beşeri sermaye olarak bakabileceğimiz özel yetenekli çocukların 'ülke kalkınmasına' verdikleri katkı çok önemlidir. Önemli bir örnek olan Güney Kore, ikinci Dünya Savaşı sonrası açlık sınırında bir ülke durumunda iken, bugün dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasında yer almaktadır. Kişi başına düşen gayri safi milli hasılası 1980'lerde 2 bin 300 dolar iken, 2018'de 31 bin dolar olan Güney Kore'nin bu hızlı ve olağanüstü yükselişinin perde arkasında köklü ve istikrarlı eğitim politikaları yer almaktadır. Güney Kore 2003 yılında yürürlüğe giren "Özel Yetenekliler Eğitimi Kanunu" çıkarmış ve kanunla "Özel Yeteneklilere Tam Zamanlı Okullar" kurarak eğitim biçimi tasarlamıştır.

Günümüzde Amerika, Çin, Rusya ve İsrail gibi bazı ülkeler özel yetenekli bireylerin eğitimini ulusal öncelik haline getirmişlerdir. Örneğin; İsrail 1970'Ii yıllardan itibaren özel yetenekli bireylerin eğitim haklarını kanunen koruma altına almıştır.

Dünya genelinde BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Herkes için Eğitim Dünya Beyannamesi gibi uluslararası yasal düzenlemeler içerisinde bulunan maddelerde genel bağlamda özel yetenekli çocukların hakları savunulmaktadır.

Özel yetenekli bireylere yönelik hakların en önemli kısmını, bu öğrencilerin almaları gereken eğitim ve öğretim faaliyetlerinin içerikleri oluşturmaktadır'' şeklinde konuştu.

''KİMSE EĞİTİM VE ÖĞRENİM HAKKINDAN ALIKOYULAMAZ''

Orhan, ''Anayasamızın 42. maddesinde "Eğitim Öğrenim Hakki ve Ödevi" başlığı altında eğitim ve öğrenim ile ilgili hakların düzenlendiği görülmektedir. Bu maddeye göre: "Kimse eğitim ve öğrenim hakkından alıkoyulamaz

İlköğretim Kurumları Yönetmeliğince yapılan bazı düzenlemeler yine özel eğitime gereksinimi olan çocuklarla ilgili olmuştur. Madde 6'da özel gereksinimli çocukların korunmasına yönelik  önlemlerin alınması, ilgi ve ihtiyaçları dâhilinde onlar için açılmış özel eğitim sınıflarında eğitim almaları gerektiği üzerinde durulmuştur.

Türkiye'de özel eğitim ihtiyacı olan bireyler yasa ve yönetmeliklerle belirlenmiş, engelli bireylerle birlikte Özel yetenekli çocuklar aynı yasal düzenleme içinde değerlendirilmiş, engelli bireyler için açılacak devlet ve özel eğitim kurumları desteklenirken özel yetenekli öğrenciler için yeterli destek sağlanamamıştır.

Mevcut yasal düzenlemeler içinde doğrudan özel yetenekli çocuklarla ilişkili olan düzenleme Bilim ve Sanat Merkezi Yönergesidir.

Ancak, yapılan araştırmalarda öğretmen ve yöneticilerin yarısından fazlası okul öncesi ve ilköğretime yönelik uygulanan tanılama testlerini yeterli bulmadıklarını belirtmişlerdin Büyük bölümünün BİLSEM'i kapasite olarak yetersiz bulduklarını, çok ciddi bir oranı BİLSEM'leri donanım ve işleyiş açısından da yetersiz bulduklarını, laboratuvarların fiziki şartlarını disiplinler arası projeler yapmak için uygun bulmadığını, sınıf öğretmenleri ya da rehber öğretmenlerin özel ya da özel yetenekli çocukları belirleme konusunda yeterli eğitime sahip olmadığını, akademik çevreden yeterli destek alamadıklarını belirttiler.

Devlet imkânları dâhilinde özel yetenekli çocuklar için açılan destek odaları, BİLSEMler, okullar aracılığı ile bu açığı kapatmaya çalışsa da yeterli gözükmemektedir.

Niçin Bu Öğrencilerimiz için Tam Zamanlı Okul Kurulmalıdır? Türkiye'de günümüzde özel yetenekli çocukların eğitim konusunda politika oluşturma çalışmaları devam etmektedir. Günümüzde özel yetenekli çocukların eğitimleri Milli Eğitim Bakanlığı tarafından okullarda açılan destek eğitim odaları, BİLSEM'ler, üniversitelerde açılan yaz programları, vakıflar aracılığıyla açılan atölye uygulamaları şeklinde yürütülmektedir.

Okulları veya velileri tarafından aday gösterilen öğrencilerin gözlem formları BİLSEM Tanılama Komisyonu tarafından değerlendirilir. Grup Tarama: ön değerlendirme sonucuna göre uygun öğrenciler tablet ile yapılan grup taramasına alınır.

Bireysel Tarama:

 Grup tarama testinden yeterli performansı olan öğrenciler standart ölçüm araçları ile bireysel inceleme altında değerlendirilmektedir'' dedi.

TAM ZAMANLI OKUL KURULMASI İÇİN BURSA NEDEN ROL ALMALIDIR?

Sözlerine devam eden Orhan, ''Zira özel yetenekli çocuklar bir ülkenin geleceğinde ve gelişiminde büyük önem arz etmektedirler. Küresel düzeyde rekabet üstünlüğü sağlamak için en önemli kaynak olan insan kaynağının değerlendirilmesi ve beyin göçünün önüne geçilmesi gerekmektedir.

Örgün eğitimlerine devam eden öğrenciler okuldan arta kalan zamanlarında BİLSEM'de kazandıkları alanda eğitimlerine sadece belirli gün ve saatte devam ederler.

Bugüne kadar görülmüştür ki bu iyi niyetli çalışmalar ihtiyacı karşılamamaktadır. Ülkemizin geleceğini inşa edecek özel yetenekli öğrenciler için tam zamanlı özel müfredat uygulanan okulların açılması elzemdir. Yapılması gereken bu çocuklarımızı görmezden gelmek değil, onlara fırsat oluşturmaktır.

Tam Zamanlı Okul Kurulması için Bursa Neden Rol almalıdır?

Bu işi Bursa'da neden gerçekleştirmeliyiz? Ülkemize baktığımızda sadece bu öğrenciler için iki okulun tam zamanlı hizmet verdiği görülmektedir. Birinin özel bir vakıf aracılığı ile sadece lise kısmı diğerinin ise Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde sadece 84 öğrenci ile İstanbul'da eğitim verdiği görülmüştür.

İlimiz Bursa'ya baktığımızda ise İl Milli Eğitim Müdürlüğü kayıtlarına göre 590 bin 380 öğrencimiz Eğitim-öğretim görmektedir. Yapılan araştırmalarda bu öğrencilerin en az yüzde 2 kadarını özel yetenekli kabul edersek 11 bin 807 öğrencimiz bu kapsamdadır'' ifadelerine yer verdi.

''ÖĞRETMENDEN BEKLENEN, ÖĞRENCİNİN KAPASİTESİNİ DOĞRU ŞEKİLDE DEĞERLENDİREBİLMESİ VE GELİŞTİREBİLMESİDİR''

''Bursa ili BİLSEM'e devam eden öğrencilerin bin 232'si genel zihinsel yetenek alanından, 60'ı resim alanından ve 28'i müzik alanından tanılanmıştır'' şeklinde konuşan Orhan,

''Özel yetenekli çocukların eğitimsel ihtiyaçları ve gelişimsel özellikleri göz önünde bulundurulduğunda eğitim sürecinde bu çocuklar için özel uygulamalara yer verilmeli, tasarlanmış özel sınıflarda ve programlarla, özel yeteneklilerle ilgili eğitim almış öğretmenler tarafından desteklenmelidir.

Öğretmenden beklenen, öğrencinin kapasitesini doğru şekilde değerlendirebilmesi ve geliştirebilmesidir. Öğretmenler, uygun öğretim yöntemi ve stratejileri seçerek özel yetenekli çocuklar için amaç, kazanım ve değerleri belirler ve çocuklara rol model olur.

Özel yetenekliler eğitiminde öğrencilerimizin ihtiyaçlarının karşılandığı mekânlarda eğitim verilmesi önemlidir. Bir üniversite içerisinde yer alan ya da hemen yanı başında bir üniversite yerleşkesinin bulunduğu mekânın seçilmesi görüşü yukarıda dillendirdiğimiz sebeplerden ötürü hayati önem taşımaktadır. özel yetenekli çocuklar hızlı düşünen ve gelişmiş bir düşünce yapısına sahip oldukları için zaman zaman yaşıtları tarafından reddedilme davranışı ile karşılaşmaktadır. Bu da onları daha çok yetişkinlerle iletişimi tercih etmeye yönlendirmektedir.

Bu sebeple özel yetenekli öğrencilerin üniversite kampüsü gibi yetenekli gençlerin yer aldığı eğitim ortamlarında bulunması onlar açısından faydalı bir uygulama olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca Bursa Üniversitelerinde okuyan BİLSEM öğrencilerinden uygun zamanlarında mentörlük, uzmanlık ve danışmanlık desteği alınarak öğrencilere rol modellik yapmaları sağlanabilir. Bu da farklı bir uygulama olması yanında bir kurum kültürü oluşmasında fayda sağlayabilecektir.

Toplumsal kalkınmada önem verilmesi gereken özel yetenekli öğrencilerimizin Eğitim Öğretim ihtiyaçlarını karşılayacak ve ülkemize kalkınma alanında çok önemli destek verecek bu bireylerin birçok alanda Türkiye'de ilk olan Bursa'mızda yine bir ilk olarak Tam Zamanlı Özel Yetenekliler İlköğretim ve Lise Okulu'nda yetişmeleri sağlanarak Türkiye'mize örnek olacaktır'' ifadelerini kullandı.