CHPnin ağır ağabeyi Onur Öymen
"Kan nasıl duracak? Terör nasıl bitecek? AKP hiçbir şey söylemiyor ki. Etnik özgürlük tanınmalı ama milli kimlik feda edilemez. Dediğimiz bu. Eğitim dili Türkçe olmalı.
Aysun KARLI
CHPnin İstanbul Milletvekiliydi Onur Öymen, kontenjandan sonra Bursada liste başı oldu. Raketlere, bilboardlara giren gülümseyen resmini gördüğümde ise dışarıdan biri olarak bakmamıştım. Çünkü gücünü iyice yitiren CHP için önemli, stratejik ve güçlü bir kandı.
4 dilli, eski büyükelçi, usta diplomat Genel Başkan Yardımcısı Öymen artık göndermelerini Bursadan yapacaktı..
Başbakanın bir dönem söylediği monşer eskileri sözleri çok tartışılmıştı. Tüm emekli büyükelçiler ve tabi CHPnin en has kurmayı Onur Öymen de ciddi tepkiler göstermişti.
İktidara göre eskiyen Öymenin bu konuda görüşleri netti..
"Diplomatların görüşlerinden, düşüncelerinden, birikimlerinden ve eleştirilerinden yararlanmak lazımdır. Onları küçümsemeye çalışarak Başbakanın büyümesi mümkün değildir. Diplomatları küçülterek Başbakanlar büyümez ve onun bu sözleriyle de hiçbir diplomat küçülmez.
Kısa sürede yeni seçim bölgesine alışan Öymen, ülke gündemindeki en hassas gelişmelere yorumları anında Bursadan yapıyordu.
One minutee karşı duruşunda olduğu gibi..
"Davos ve medeni dünya için Erdoğan bitmiştir. Türkiyeyi de peşine takmıştır.
Eskiye oranla son seçimde biraz da konjonktürün etkisi CHPyi Bursada iyi noktaya taşıdı. Teşkilat yapılanmasında mevcut il başkanı Gürhan Akdoğan, PM Üyesi Ali Nihat Irkörücü, vekil Abdullah Özer ile bir taraf görünen Onur Öymen genel politikaların yani Ankara mesajlarının ötesinde yereli de iyi takip ediyor.
Ama bu sufleleri kendisine sunan ise mevcut yönetim. Peki kötü mü? Bilakis parti içi muhalefet olsa da CHP kabuk değiştirdi. Ha bu, mevcudu nereye taşır? Seçimde belki yeni vekil isimleri ortaya çıkar. Son dönemin şiddetli kavgalarına balıklama girmiyor Onur Öymen. Soruya yanıtı açık. Malum Osmangazi şu günlerde tam kaos..
CHPliler birbirleriyle konuşur, birbirleri hakkında konuşmazlar. Yanlış olan bir şey varsa yargı yolu herkese açıktır.
Genelde hafta içi Ankara hafta sonu Bursada olan Onur Öymen, CHPnin ağır ağabeylerinden. Kemal Demirel ile de biraz mesafeliler gibi!
Bana göre Öymen, olası bir CHP iktidarının dış politikadan sorumlu en has kurmayı olur. Ya bakan, ya başbakan yardımcısı. Gerçi o bu tür yorumları sevmiyor ama birikimi ihtisas alanı da bunu gerektiriyor. Aslında İstanbulda da rahat seçilirdi ama Baykalın Bursa ısrarının altında mutlaka vardır bir bildiği..
Bir öğretmen edasıyla ülkenin yaşanan sendromlarını tane tane, noktasız virgülsüz anlatıyor..
Kesintisiz 30 dakikalık konuşmasının ardından üzerinde ağırlıkla durduğu açılımı sordum..
Malum açıldık saçıldık bir hal olduk da, şu İmralı argümanını toplum nasıl algılıyor?
CHP gerçekten bir şey üretmiyor mu, vs, vs, vs?
Terörle mücadele yerine müzakereye girerseniz tıkanırsınız. Teröristi teskin ederek sorunu çözmeye çalışıyor. CHP nasıl bir şey söylemiyor. Yıllardır çok net. Kan dursun, analar ağlamasın buna kim ne diyebilir? Kan nasıl duracak? Terör nasıl bitecek? AKP hiçbir şey söylemiyor ki. Etnik özgürlük tanınmalı ama milli kimlik feda edilemez. Dediğimiz bu. Eğitim dili Türkçe olmalı. Savunduğumuz bu.
Ya toplum bunu sindirebilir mi. Şu yol haritası dediğimde tavrını net sözcükleriyle belirliyor.
Mulak karanlık çalışmaların içine sürükleniyoruz. Sisler bulvarında kol kola yürüyemeyiz. Açılımı üzüntüyle karşılıyoruz. Hükümet ağzını açmıyor. Burnumuzun dibindeki Irak ve kürt politikalarında diplomasilerde başarısız bir hükümet var. ABDyi PKK ile mücadele de bile ikna edememiştir. Hükümetin bir yol haritası yoktur.
İşte bunu söylerken çokta hassas bir konuya açıklık getiriyor, David Phillipsi hatırlatıyor, sonra ekliyor, medyayı eleştiriyor. 460 köşe yazarına açıklamalar yolluyoruz, 3 gazetenin genel yayın müdürüyle konuştum a bilgimiz yok deniyor. Türkiyede medya da olanları görmezden geliyor..
Sonra da söz konusu açılımların hassas stratejisinin detayını yazılı olarak paylaşıyor..
"Türkiyenin Kürt açılımı konusunda 2007 ve 2009 yıllarında yazdığı raporlarla bir yol haritası hazırlama girişiminde bulunan ve bunun için Norveç hükümetinden destek alan American Atlantic Council araştırmacısı David Phillips, daha önce de Amerikan hükümetinin desteğiyle ve Türk ve Ermeni katılımcıların iştirakiyle oluşturulan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun da başkanlığını yapmıştı. Bu komisyonun çalışmalarından rahatsızlık duyan Türk üyelerden üçü 2003 yılının Haziran ayında istifa etmiş, geri kalan üyelerin katılımıyla hazırlanan yol haritası Türk ve Ermeni hükümetlerine verilmişti. Ancak, bu yol haritasının içeriği kamuoyuna açıklanmamıştı. Bazı Ermeni kaynaklar, hükümetlere sunulan bu yol haritasında Türkiyenin Ermenistan sınırını ön koşulsuz olarak açmasını tavsiye ettiğini bildirmektedirler. Gerek hükümetin son açılımı gerek Ermenistan konusundaki girişimlerinin yabancı kaynakların telkinlerinden esinlendiği yolundaki izlenimleri bu bilgileri doğrulamakta ve AKP iktidarının teslimiyetçi politikalarının somut örneklerini oluşturmaktadır. Sayın Başbakanın bu konularda dış telkinlerle hareket ettiği yolunda iddialara gösterdiği aşırı tepki muhtemelen bu gerçeklerin artık saklanamayacak biçimde ortaya çıkmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
SAÇMALAMA ÖZGÜRLÜĞÜ.
Onur Öymen seçtiği sözcüklerde lafın arkasına bakmıyor. Pat pat anlatıyor. Ama geçenlerde Şeyh Saitle ilgili kaleme alınan bir savunu yazısı onu çileden çıkarmış.
"Demokrasilerde özgürlükler vardır. Ama bir de saçmalama özgürlüğü vardır. Şeyh Sait bir eşkiyadır. Bunun itibarını istemek nasıl bir şey? Konuyu Meclise getiriyoruz.
Onur Öymen sadece buna değil Uludağla ilgili de sert. Bakana önerge verdim. Ormanı parselleyip adeta tesettüre sokmuşlar derken de şehirde yolsuzluk, usulsüzlük ve rantiyenin takipçisi olacaklarını anlatıyor.
Bir dip not da eski Tekel binasıyla ilgili. 19 trilyonun harcandığı inşaat çalışmalarına hassas bir göndermesi var..
Buradan kötü kokular geliyor
Gözlemim o ki hem genelde hem yerelde CHP bu dönem AKPyi oldukça zorlayacak. Ama ne olursa olsun konjonktüre değil bire bir gerçekten halkı ikna etmeye önem verip kendi yol haritasını öyle çizmeli. Aksi takdirde söylediklerini ne kendi ne toplum anlar. Salt birinden bıkıp diğerinin tercih edilmesinin ötesinde gerçekten hangi parti olursa olsun seçmenin vatandaşın beynine ruhuna öyle işlemeli.
Yoksa herkes kendi sisteminde ve sultalarının içinde boğuluyor. Ve sonuçta bu ülkede her şeye rağmen sandığa gitmeyen ve çok şeyi seyreden 11 milyon seçmen var..
Yani tercih olabilmesi için akılcı argümanlar konmazsa değişen bir şey olmazBu durumda hem ağır ağabeylere, hem de ablalara çok iş düşüyor. Ama kararı hep bir kişi veriyor.
Lider..
"Kan nasıl duracak? Terör nasıl bitecek? AKP hiçbir şey söylemiyor ki. Etnik özgürlük tanınmalı ama milli kimlik feda edilemez. Dediğimiz bu. Eğitim dili Türkçe olmalı.
Aysun KARLI
CHPnin İstanbul Milletvekiliydi Onur Öymen, kontenjandan sonra Bursada liste başı oldu. Raketlere, bilboardlara giren gülümseyen resmini gördüğümde ise dışarıdan biri olarak bakmamıştım. Çünkü gücünü iyice yitiren CHP için önemli, stratejik ve güçlü bir kandı.
4 dilli, eski büyükelçi, usta diplomat Genel Başkan Yardımcısı Öymen artık göndermelerini Bursadan yapacaktı..
Başbakanın bir dönem söylediği monşer eskileri sözleri çok tartışılmıştı. Tüm emekli büyükelçiler ve tabi CHPnin en has kurmayı Onur Öymen de ciddi tepkiler göstermişti.
İktidara göre eskiyen Öymenin bu konuda görüşleri netti..
"Diplomatların görüşlerinden, düşüncelerinden, birikimlerinden ve eleştirilerinden yararlanmak lazımdır. Onları küçümsemeye çalışarak Başbakanın büyümesi mümkün değildir. Diplomatları küçülterek Başbakanlar büyümez ve onun bu sözleriyle de hiçbir diplomat küçülmez.
Kısa sürede yeni seçim bölgesine alışan Öymen, ülke gündemindeki en hassas gelişmelere yorumları anında Bursadan yapıyordu.
One minutee karşı duruşunda olduğu gibi..
"Davos ve medeni dünya için Erdoğan bitmiştir. Türkiyeyi de peşine takmıştır.
Eskiye oranla son seçimde biraz da konjonktürün etkisi CHPyi Bursada iyi noktaya taşıdı. Teşkilat yapılanmasında mevcut il başkanı Gürhan Akdoğan, PM Üyesi Ali Nihat Irkörücü, vekil Abdullah Özer ile bir taraf görünen Onur Öymen genel politikaların yani Ankara mesajlarının ötesinde yereli de iyi takip ediyor.
Ama bu sufleleri kendisine sunan ise mevcut yönetim. Peki kötü mü? Bilakis parti içi muhalefet olsa da CHP kabuk değiştirdi. Ha bu, mevcudu nereye taşır? Seçimde belki yeni vekil isimleri ortaya çıkar. Son dönemin şiddetli kavgalarına balıklama girmiyor Onur Öymen. Soruya yanıtı açık. Malum Osmangazi şu günlerde tam kaos..
CHPliler birbirleriyle konuşur, birbirleri hakkında konuşmazlar. Yanlış olan bir şey varsa yargı yolu herkese açıktır.
Genelde hafta içi Ankara hafta sonu Bursada olan Onur Öymen, CHPnin ağır ağabeylerinden. Kemal Demirel ile de biraz mesafeliler gibi!
Bana göre Öymen, olası bir CHP iktidarının dış politikadan sorumlu en has kurmayı olur. Ya bakan, ya başbakan yardımcısı. Gerçi o bu tür yorumları sevmiyor ama birikimi ihtisas alanı da bunu gerektiriyor. Aslında İstanbulda da rahat seçilirdi ama Baykalın Bursa ısrarının altında mutlaka vardır bir bildiği..
Bir öğretmen edasıyla ülkenin yaşanan sendromlarını tane tane, noktasız virgülsüz anlatıyor..
Kesintisiz 30 dakikalık konuşmasının ardından üzerinde ağırlıkla durduğu açılımı sordum..
Malum açıldık saçıldık bir hal olduk da, şu İmralı argümanını toplum nasıl algılıyor?
CHP gerçekten bir şey üretmiyor mu, vs, vs, vs?
Terörle mücadele yerine müzakereye girerseniz tıkanırsınız. Teröristi teskin ederek sorunu çözmeye çalışıyor. CHP nasıl bir şey söylemiyor. Yıllardır çok net. Kan dursun, analar ağlamasın buna kim ne diyebilir? Kan nasıl duracak? Terör nasıl bitecek? AKP hiçbir şey söylemiyor ki. Etnik özgürlük tanınmalı ama milli kimlik feda edilemez. Dediğimiz bu. Eğitim dili Türkçe olmalı. Savunduğumuz bu.
Ya toplum bunu sindirebilir mi. Şu yol haritası dediğimde tavrını net sözcükleriyle belirliyor.
Mulak karanlık çalışmaların içine sürükleniyoruz. Sisler bulvarında kol kola yürüyemeyiz. Açılımı üzüntüyle karşılıyoruz. Hükümet ağzını açmıyor. Burnumuzun dibindeki Irak ve kürt politikalarında diplomasilerde başarısız bir hükümet var. ABDyi PKK ile mücadele de bile ikna edememiştir. Hükümetin bir yol haritası yoktur.
İşte bunu söylerken çokta hassas bir konuya açıklık getiriyor, David Phillipsi hatırlatıyor, sonra ekliyor, medyayı eleştiriyor. 460 köşe yazarına açıklamalar yolluyoruz, 3 gazetenin genel yayın müdürüyle konuştum a bilgimiz yok deniyor. Türkiyede medya da olanları görmezden geliyor..
Sonra da söz konusu açılımların hassas stratejisinin detayını yazılı olarak paylaşıyor..
"Türkiyenin Kürt açılımı konusunda 2007 ve 2009 yıllarında yazdığı raporlarla bir yol haritası hazırlama girişiminde bulunan ve bunun için Norveç hükümetinden destek alan American Atlantic Council araştırmacısı David Phillips, daha önce de Amerikan hükümetinin desteğiyle ve Türk ve Ermeni katılımcıların iştirakiyle oluşturulan Türk-Ermeni Uzlaştırma Komisyonunun da başkanlığını yapmıştı. Bu komisyonun çalışmalarından rahatsızlık duyan Türk üyelerden üçü 2003 yılının Haziran ayında istifa etmiş, geri kalan üyelerin katılımıyla hazırlanan yol haritası Türk ve Ermeni hükümetlerine verilmişti. Ancak, bu yol haritasının içeriği kamuoyuna açıklanmamıştı. Bazı Ermeni kaynaklar, hükümetlere sunulan bu yol haritasında Türkiyenin Ermenistan sınırını ön koşulsuz olarak açmasını tavsiye ettiğini bildirmektedirler. Gerek hükümetin son açılımı gerek Ermenistan konusundaki girişimlerinin yabancı kaynakların telkinlerinden esinlendiği yolundaki izlenimleri bu bilgileri doğrulamakta ve AKP iktidarının teslimiyetçi politikalarının somut örneklerini oluşturmaktadır. Sayın Başbakanın bu konularda dış telkinlerle hareket ettiği yolunda iddialara gösterdiği aşırı tepki muhtemelen bu gerçeklerin artık saklanamayacak biçimde ortaya çıkmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
SAÇMALAMA ÖZGÜRLÜĞÜ.
Onur Öymen seçtiği sözcüklerde lafın arkasına bakmıyor. Pat pat anlatıyor. Ama geçenlerde Şeyh Saitle ilgili kaleme alınan bir savunu yazısı onu çileden çıkarmış.
"Demokrasilerde özgürlükler vardır. Ama bir de saçmalama özgürlüğü vardır. Şeyh Sait bir eşkiyadır. Bunun itibarını istemek nasıl bir şey? Konuyu Meclise getiriyoruz.
Onur Öymen sadece buna değil Uludağla ilgili de sert. Bakana önerge verdim. Ormanı parselleyip adeta tesettüre sokmuşlar derken de şehirde yolsuzluk, usulsüzlük ve rantiyenin takipçisi olacaklarını anlatıyor.
Bir dip not da eski Tekel binasıyla ilgili. 19 trilyonun harcandığı inşaat çalışmalarına hassas bir göndermesi var..
Buradan kötü kokular geliyor
Gözlemim o ki hem genelde hem yerelde CHP bu dönem AKPyi oldukça zorlayacak. Ama ne olursa olsun konjonktüre değil bire bir gerçekten halkı ikna etmeye önem verip kendi yol haritasını öyle çizmeli. Aksi takdirde söylediklerini ne kendi ne toplum anlar. Salt birinden bıkıp diğerinin tercih edilmesinin ötesinde gerçekten hangi parti olursa olsun seçmenin vatandaşın beynine ruhuna öyle işlemeli.
Yoksa herkes kendi sisteminde ve sultalarının içinde boğuluyor. Ve sonuçta bu ülkede her şeye rağmen sandığa gitmeyen ve çok şeyi seyreden 11 milyon seçmen var..
Yani tercih olabilmesi için akılcı argümanlar konmazsa değişen bir şey olmazBu durumda hem ağır ağabeylere, hem de ablalara çok iş düşüyor. Ama kararı hep bir kişi veriyor.
Lider..
Sayı: 702 - Sayı'nın Kapağı