Bursanın sofra geleneği: BESAŞ
BESAŞ Genel Müdürü Mustafa Bektaş, tek ürün ekmek üretimiyle başlayan sürecin 26 çeşit unlu mamulün yanı sıra süt ürünleriyle de devam ettiğini belirterek, BESAŞın kurulan Ar-Ge Merkezi ve Tarım AŞ ile geleceğe yönelik hedeflerini büyüttüğünü söyledi.
Bursanın en büyük, Türkiyenin ise üçüncü büyük ekmek üretim tesisi olan BESAŞ, "Fakirin ekmeği imajını yine ekonomik fiyat politikasından ödün vermeden kalitesi, ürün çeşitliliği ve üretime bilimsel yaklaşımıyla yıktı. Kaliteli ürünlerini ekonomik fiyatla Bursanın tüm kesimleriyle buluşturan BESAŞ, "Tek kârımız sağlığınız düsturuyla ve yaptığı yatırımlarla geleceğe yürüyor.
BESAŞın 35 yıllık üretim yolculuğunu ve hedeflerini Genel Müdür Mustafa Bektaş ile konuştuk.
BESAŞın kuruluş hikayesi ile başlayalım. Özellikle unlu mamullerde bugün geldiğiniz nokta nedir?
BESAŞ uzun yıllar tek ürün ve ucuz ekmek olarak piyasada yer edinme açısından zarar etmiş. Ancak son 10 yıldır ciddi bir karlılığa ulaştı. Kaliteli ekmeği ucuza verme ve kar elde anlamında tek örnektir BESAŞ şu anda. Başlangıçta 400 gr. tek ürün olan francalı ekmekten bugün 26 çeşit unlu mamule ulaşmış olan BESAŞın fiyat politikası ise hiç değişmedi yani hala kaliteli ürünü ucuza satıyor. Bizim şirket olarak sloganımız; "Tek kârımız sağlığınız şeklindedir. Halkımızın sağlığı bizim için her şeyden önde gelir. Bu nedenle kurum olarak gerek kalite gerekse hijyen anlamında sürekli yenileniyoruz.
Geçen 35 yılda vatandaşın kafasındaki BESAŞ algısı değişti mi sizce? Şu an nasıl bir imajı var halk nezdinde?
Vatandaş yıllarca BESAŞı "Fakirin ekmeği olarak algıladı. Bununla birlikte ekonomik durumu iyi olmayanlara yönelik üretilen ucuz ekmek kalitesizdir anlayışı da vardı. Bu algı son yıllarda yıkıldı. Bugün en üst gelir grubunda bile BESAŞ ürünlerinin tüketimi arttı. Bilinçli tüketici daha fazla BESAŞ ürünü tercih etmeye başladı. Çok iddialı olacak ama biz sadece Bursanın değil Türkiyenin en kaliteli ekmeğini üretiyoruz. Doğala en yakın şekilde üretiyoruz. İnsan sağlığına zarar verecek hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz. Kanaatimce artık bugün insanların gözünde BESAŞın kaliteli ürün üreten şirket imajı ağır basıyor.
Görüklede BESAŞ Unlu Mamuller Araştırma ve Üretim Merkezi kurdunuz. Bununla neyi amaçlıyorsunuz?
Uludağ Üniversitesi gıda mühendisliği bölümüyle birlikte yürütüyoruz oradaki çalışmalarımızı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan gıda ve beslenme işbirliği protokolüyle kuruldu Ar-Ge merkezi. Merkezde ekmeğin insan sağlığına zararlı olup olmadığını ve insan damağına uygun nasıl yeni ürünler üretebiliriz bunları ele alıyoruz. Mevcut tesisimizin fiziki alanı yetersiz olduğu için ayrıca üniversitenin gıda bölümünde okuyan öğrencilere uygulama alanı ve staj imkanı yaratmak adına Görüklede merkezimizi hayata geçirdik. Merkezde bir yandan unlu mamullerin insan sağlığı üzerindeki etkileri araştırılırken diğer yandan da üretim yapılıyor.
Ekmek dışında süt ve süt ürünleri konusunda da faaliyetlere başladınız. Bununla ilgili neler söylersiniz?
2,5 yıl önce Bursanın Keles ilçesinde bin 120 rakımda son derece temiz hava koşulları ve üretim şartlarında o bölgenin sütlerini değerlendirmek amacıyla BESAŞ süt ürünleri tesisimizi kurarak, üretime başladık. Bir ürün, marka ortaya çıkarmak ve bunu piyasada oturtmak çok zor bir süreç. Geçen 2,5 yıl bizim için emekle dönemiydi bu süreci başarıyla geçirdik. Şu anda ekmekte yakaladığımız yüzde 100e yakın olan memnuniyet oranımıza süt ürünlerinde de ulaşmış durumdayız. Doğal ve insan sağlığına aykırı katkı maddesi kullanmama politikamızı bu ürün grubumuzda da uyguluyoruz. Aslında bu tesisi kırsal kalkınma modeli olarak lanse ediyoruz. Ama esas itibariyle elbette tüm Bursaya hizmet ediyoruz. Bursalılar bu sayede güvenilir süt ve süt ürünlerini tüketme şansına sahip oluyor. Süt ürünlerinde de fiyat politikamız ekmekteki gibi. Öte yandan toplumda en çok üretilen süt ürünü beyaz peynir ancak biz şu ana kadar beyaz peynir üretmedik. Bu konuda harekete geçerek beyaz peynir üretim tesisimizi de tamamladık. Tesisimiz günlük 10 ton süt kullanma kapasitesinde olacak. Beyaz peyniri de en kısa zamanda Bursalıların sofralarıyla buluşturacağız. Süt ürünleriyle ilgili olarak bir diğer yatırımımız da Yenişehirde hayat bulacak. Süt Üreticileri Birliğinin kurduğu bir tesisi devraldık orada, tesisi rehabilite edip burada da beyaz peynir üretimi yapacağız. Böylece atıl olan bir tesisi yeniden işler hale getireceğiz. İhalesi yapıldıktan sonra yakın bir zamanda üretime başlamayı planlıyoruz.
Kaç satış noktanız var?
500 satış noktamız var. Ama bu rakam değişebiliyor. Kendi sabit noktamız 185 civarında bir de market bayilerimiz var, bunlarla birlikte 500 satış noktası oluyor.
Kent dinamikleriyle ya da kurumlarıyla ne gibi işbirliği projelerine imza attınız, atıyorsunuz?
Bizim yüzde 95 hissemiz Bursa Büyükşehir Belediyesine ait. Yönetim Kurulu Başkanımız da Recep Altepe. Dolayısıyla bizim ana çalışma ortağımız Büyükşehir Belediyesi. Örneğin Büyükşehir Belediyesi ile spor alanında işbirliği yapıyoruz. 2011 yılında 11 spor tesisinin her birine 150 bin TLlik katkı vererek bu tesislerin yapımında proje ortağı olduk. Yine Büyükşehir Belediyesporun sponsorlarından biriyiz. Belediyesporun bugün 80 binden fazla amatör sporcusu var ki bunların hepsi Bursanın çocukları. Biz "ekmek sepeti, "yoğurt kuponu, "yumurta kuponu gibi projelerimizle de hayırseverlerle işbirliği yapıyoruz. Bir nevi aracılık ediyoruz bağışlara. Bireysel olduğu kadar vakıf, dernek gibi kurumlarla da işbirliği halindeyiz. Bu projelerle isteyen dileği miktarda bağışta bulunabiliyor. Bunu yanı sıra Büyükşehir Belediyesinin Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı da bizden hizmet alıyor. Bu hizmetle Büyükşehir Belediyesi günde 300ün üzerinde haneye günlük ekmek ulaştırıyor.
Bursaspor ile bir ayran projesi yürütüyorsunuz?
Evet, bir yıla dayanan bir proje bu. Ayran en çok göze batan ve reklamı yapılan bir ürün. Bursaspor yönetimiyle birlikte "Bursaspor ayranını oluşturduk. Sattığımız her ayrandan elde ettiğimiz kazancın yüzde 10unu hibe olarak kulübe aktarıyoruz. Ayran satışlarımız çok iyi gidiyor, geçen yıla göre 4-5 kat arttı satışlar. Böylece hem biz hem de Bursaspor kazanmış oluyor.
Çölyak, talasemi gibi hastalığı olanlara yönelik özel ürünleriniz de var
Çölyak hastalarına yönelik ürünleri doğrudan kendimiz üretmiyoruz, İstanbul Halk Ekmekten alıyoruz. Ancak burada hiçbir kâr amacı gütmeden hibe ederek hastalarımıza ulaştırıyoruz.
Yine talasemi hastalarımız var. Talasemi hastalarının yoğurt tüketmesi, yoğurdun da doğal olması lazım. Talasemi Derneği ile bu konuda ortak proje yürüterek özellikle ekonomik durumu iyi olmayan ailelere ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Biz, sosyal sorumluluk projelerimizle onlardan gelecek yardımlara da aracılık ediyoruz.
BESAŞ Genel Müdürü Mustafa Bektaş, tek ürün ekmek üretimiyle başlayan sürecin 26 çeşit unlu mamulün yanı sıra süt ürünleriyle de devam ettiğini belirterek, BESAŞın kurulan Ar-Ge Merkezi ve Tarım AŞ ile geleceğe yönelik hedeflerini büyüttüğünü söyledi.
Bursanın en büyük, Türkiyenin ise üçüncü büyük ekmek üretim tesisi olan BESAŞ, "Fakirin ekmeği imajını yine ekonomik fiyat politikasından ödün vermeden kalitesi, ürün çeşitliliği ve üretime bilimsel yaklaşımıyla yıktı. Kaliteli ürünlerini ekonomik fiyatla Bursanın tüm kesimleriyle buluşturan BESAŞ, "Tek kârımız sağlığınız düsturuyla ve yaptığı yatırımlarla geleceğe yürüyor.
BESAŞın 35 yıllık üretim yolculuğunu ve hedeflerini Genel Müdür Mustafa Bektaş ile konuştuk.
BESAŞın kuruluş hikayesi ile başlayalım. Özellikle unlu mamullerde bugün geldiğiniz nokta nedir?
BESAŞ uzun yıllar tek ürün ve ucuz ekmek olarak piyasada yer edinme açısından zarar etmiş. Ancak son 10 yıldır ciddi bir karlılığa ulaştı. Kaliteli ekmeği ucuza verme ve kar elde anlamında tek örnektir BESAŞ şu anda. Başlangıçta 400 gr. tek ürün olan francalı ekmekten bugün 26 çeşit unlu mamule ulaşmış olan BESAŞın fiyat politikası ise hiç değişmedi yani hala kaliteli ürünü ucuza satıyor. Bizim şirket olarak sloganımız; "Tek kârımız sağlığınız şeklindedir. Halkımızın sağlığı bizim için her şeyden önde gelir. Bu nedenle kurum olarak gerek kalite gerekse hijyen anlamında sürekli yenileniyoruz.
Geçen 35 yılda vatandaşın kafasındaki BESAŞ algısı değişti mi sizce? Şu an nasıl bir imajı var halk nezdinde?
Vatandaş yıllarca BESAŞı "Fakirin ekmeği olarak algıladı. Bununla birlikte ekonomik durumu iyi olmayanlara yönelik üretilen ucuz ekmek kalitesizdir anlayışı da vardı. Bu algı son yıllarda yıkıldı. Bugün en üst gelir grubunda bile BESAŞ ürünlerinin tüketimi arttı. Bilinçli tüketici daha fazla BESAŞ ürünü tercih etmeye başladı. Çok iddialı olacak ama biz sadece Bursanın değil Türkiyenin en kaliteli ekmeğini üretiyoruz. Doğala en yakın şekilde üretiyoruz. İnsan sağlığına zarar verecek hiçbir katkı maddesi kullanmıyoruz. Kanaatimce artık bugün insanların gözünde BESAŞın kaliteli ürün üreten şirket imajı ağır basıyor.
Görüklede BESAŞ Unlu Mamuller Araştırma ve Üretim Merkezi kurdunuz. Bununla neyi amaçlıyorsunuz?
Uludağ Üniversitesi gıda mühendisliği bölümüyle birlikte yürütüyoruz oradaki çalışmalarımızı. Bursa Büyükşehir Belediyesi ile Uludağ Üniversitesi arasında imzalanan gıda ve beslenme işbirliği protokolüyle kuruldu Ar-Ge merkezi. Merkezde ekmeğin insan sağlığına zararlı olup olmadığını ve insan damağına uygun nasıl yeni ürünler üretebiliriz bunları ele alıyoruz. Mevcut tesisimizin fiziki alanı yetersiz olduğu için ayrıca üniversitenin gıda bölümünde okuyan öğrencilere uygulama alanı ve staj imkanı yaratmak adına Görüklede merkezimizi hayata geçirdik. Merkezde bir yandan unlu mamullerin insan sağlığı üzerindeki etkileri araştırılırken diğer yandan da üretim yapılıyor.
Ekmek dışında süt ve süt ürünleri konusunda da faaliyetlere başladınız. Bununla ilgili neler söylersiniz?
2,5 yıl önce Bursanın Keles ilçesinde bin 120 rakımda son derece temiz hava koşulları ve üretim şartlarında o bölgenin sütlerini değerlendirmek amacıyla BESAŞ süt ürünleri tesisimizi kurarak, üretime başladık. Bir ürün, marka ortaya çıkarmak ve bunu piyasada oturtmak çok zor bir süreç. Geçen 2,5 yıl bizim için emekle dönemiydi bu süreci başarıyla geçirdik. Şu anda ekmekte yakaladığımız yüzde 100e yakın olan memnuniyet oranımıza süt ürünlerinde de ulaşmış durumdayız. Doğal ve insan sağlığına aykırı katkı maddesi kullanmama politikamızı bu ürün grubumuzda da uyguluyoruz. Aslında bu tesisi kırsal kalkınma modeli olarak lanse ediyoruz. Ama esas itibariyle elbette tüm Bursaya hizmet ediyoruz. Bursalılar bu sayede güvenilir süt ve süt ürünlerini tüketme şansına sahip oluyor. Süt ürünlerinde de fiyat politikamız ekmekteki gibi. Öte yandan toplumda en çok üretilen süt ürünü beyaz peynir ancak biz şu ana kadar beyaz peynir üretmedik. Bu konuda harekete geçerek beyaz peynir üretim tesisimizi de tamamladık. Tesisimiz günlük 10 ton süt kullanma kapasitesinde olacak. Beyaz peyniri de en kısa zamanda Bursalıların sofralarıyla buluşturacağız. Süt ürünleriyle ilgili olarak bir diğer yatırımımız da Yenişehirde hayat bulacak. Süt Üreticileri Birliğinin kurduğu bir tesisi devraldık orada, tesisi rehabilite edip burada da beyaz peynir üretimi yapacağız. Böylece atıl olan bir tesisi yeniden işler hale getireceğiz. İhalesi yapıldıktan sonra yakın bir zamanda üretime başlamayı planlıyoruz.
Kaç satış noktanız var?
500 satış noktamız var. Ama bu rakam değişebiliyor. Kendi sabit noktamız 185 civarında bir de market bayilerimiz var, bunlarla birlikte 500 satış noktası oluyor.
Kent dinamikleriyle ya da kurumlarıyla ne gibi işbirliği projelerine imza attınız, atıyorsunuz?
Bizim yüzde 95 hissemiz Bursa Büyükşehir Belediyesine ait. Yönetim Kurulu Başkanımız da Recep Altepe. Dolayısıyla bizim ana çalışma ortağımız Büyükşehir Belediyesi. Örneğin Büyükşehir Belediyesi ile spor alanında işbirliği yapıyoruz. 2011 yılında 11 spor tesisinin her birine 150 bin TLlik katkı vererek bu tesislerin yapımında proje ortağı olduk. Yine Büyükşehir Belediyesporun sponsorlarından biriyiz. Belediyesporun bugün 80 binden fazla amatör sporcusu var ki bunların hepsi Bursanın çocukları. Biz "ekmek sepeti, "yoğurt kuponu, "yumurta kuponu gibi projelerimizle de hayırseverlerle işbirliği yapıyoruz. Bir nevi aracılık ediyoruz bağışlara. Bireysel olduğu kadar vakıf, dernek gibi kurumlarla da işbirliği halindeyiz. Bu projelerle isteyen dileği miktarda bağışta bulunabiliyor. Bunu yanı sıra Büyükşehir Belediyesinin Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı da bizden hizmet alıyor. Bu hizmetle Büyükşehir Belediyesi günde 300ün üzerinde haneye günlük ekmek ulaştırıyor.
Bursaspor ile bir ayran projesi yürütüyorsunuz?
Evet, bir yıla dayanan bir proje bu. Ayran en çok göze batan ve reklamı yapılan bir ürün. Bursaspor yönetimiyle birlikte "Bursaspor ayranını oluşturduk. Sattığımız her ayrandan elde ettiğimiz kazancın yüzde 10unu hibe olarak kulübe aktarıyoruz. Ayran satışlarımız çok iyi gidiyor, geçen yıla göre 4-5 kat arttı satışlar. Böylece hem biz hem de Bursaspor kazanmış oluyor.
Çölyak, talasemi gibi hastalığı olanlara yönelik özel ürünleriniz de var
Çölyak hastalarına yönelik ürünleri doğrudan kendimiz üretmiyoruz, İstanbul Halk Ekmekten alıyoruz. Ancak burada hiçbir kâr amacı gütmeden hibe ederek hastalarımıza ulaştırıyoruz.
Yine talasemi hastalarımız var. Talasemi hastalarının yoğurt tüketmesi, yoğurdun da doğal olması lazım. Talasemi Derneği ile bu konuda ortak proje yürüterek özellikle ekonomik durumu iyi olmayan ailelere ürünlerimizi ulaştırıyoruz. Biz, sosyal sorumluluk projelerimizle onlardan gelecek yardımlara da aracılık ediyoruz.
Sayı: 1007 - Sayı'nın Kapağı