Bursanın kalbi Zafer Plaza
Zafer Plaza'nın sektördeki yeri, konumu, yapısı, yönetim anlayışı, müşteri profili ve dokuz yıllık deneyimini değerlendiren yeni Genel Müdür Engin Koban, AVM'lerin Bursa'nın kalbi olduğunu belirtti.
EKOhaber: Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Koban: Bursa İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden 1982 yılında mezun oldum. Daha sonra askerlik görevimi tamamlayarak, hemen sonrasında iş hayatına atıldım. Kariyer basamağımda ilaç, tekstil, inşaat, gıda ve endüstiyel mutfak sektörü olmak üzere pazarlama departmanlarında üst düzey yönetici olarak görev yaptım. Yaklaşık 25 yıllık iş yaşamımda asıl uzmanlık alanım pazarlama oldu ve özellikle de perakende sektörü ile yakından ilgilendim. Pazarlama çalışmalarının bu yönüyle uygulayıcısı oldum. Ayrıca hobi olarak tiyatro, gazete köşe yazarlığı, elektronik dergi ve gazetelerde yazarlık, yayın kurulu üyeliği uğraşı alanlarım oldu. Gerek sosyal gerekse profesyonel anlamda kurulmuş sivil toplum kuruluşlarında aktif görevler almak ve birlikte sosyal sorumluluk anlayışı ile ortak çalışmalar yürütmek de zaman ayırmaktan mutluluk duyduğum faaliyetlerdir. Gıda Güvenliği Derneği Yönetim Kurulu üyeliği, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği ve aynı dernekte Eğitim Komisyonu üyeliği, Bursa Kalder ve Gıda Uzmanlık Grubu ve Avrupa Birliği Proje Uzmanlık Grubu üyeliği, Mutfak Dostları Derneği üyeliği bu faaliyetlerim arasındadır. Ayrıca akademik ve sektörel içerikli çeşitli panel ve sempozyumlara düzenleyici ve konuşmacı olarak katıldım.
EKOhaber: Zafer Palaza sadece alışveriş merkezi mi?
Koban: Hemen şunu söyleyebilirim ki; Zafer Plaza, Bursa'nın ilklerinden biri. Bursa'da henüz çok katlı mağazacılık ya da departmanlı mağazacılık yeni yeni yerleşirken, organize perakendenin uygulama noktası olarak dokuz yıl önce Bursa'nın alışveriş yaşamına farklılık ve renk getirdi. Özellikle de geleneksel alışveriş mekanlarına çok yakın olan lokasyonu ile dikkat çekti. Dokuz yıllık zaman diliminde Bursa'da Zafer Plaza sadece bir alışveriş mekanı olarak görülmedi. Açıldığı günden beri, bir yandan alışverişe kalite ve farklılık kazandırırken, diğer yandan da sanat ve kültür ağırlıklı ve sürekli devam eden etkinlikleri, sinema salonları, yemek alanları ile zamanın etkin değerlendirildiği bir yaşam alanı oldu. Belki sizler de hatırlarsınız, bir dönem benim kızımın da katıldığı dans eğitimleri Bursalı genç ve orta yaşlıları Zafer Plaza'da dansla buluşturmuştu ve buraya çekmişti, zaman içerisinde bu tarz etkinlikler daha da arttı. O nedenle alışveriş merkezleri, zaman fakiri olduğumuz günümüzde ziyaretçilerine sadece bir tüketici gözüyle de bakmıyor, zamanlarını değerlendirebilmelerine yönelik pek çok alternatif sunabiliyor. Zafer Plazada bu yönüyle sürekli kendini farklılaştırmayı bildi ve Bursalılar için hizmeti öncelikli gördü.
EKOhaber: Bugün Bursa'da sayıca artan AVMler karşısında Zafer Plaza'yı nasıl konumlandırıyorsunuz?
Koban: Perakende sektörü ülkemizde hızlı gelişen ve farklılaşan sektörlerin başında geliyor. Bu gelişimin Bursa'da da yansımalarını görüyoruz. Bunlar, Bursa'ya olumlu kazanımları ve katma değeri olan yatırımlar. Her şeyden önce yeni istihdam alanı yaratılıyor. Bugün bir alışveriş merkezi pek çok gencimize iş olanağı sağlıyor. Ayrıca pek çok markaya ulaşabilmeyi mümkün kılıyor. O nedenle alışveriş merkezleri doğru yerlerde konumlandığı ve hedef kitleyi doğru belirleyerek planlı bir yatırım olduğunda çok fazla sorunla karşılaşılmıyor. Bir başka bakış açısı ile bu soruyu ele alacak olursak, İstanbul'da Ak Merkez nasıl bir idolse ve sektörün bugüne gelmesinde öncülük etmişse Zafer Plaza'da Bursa için aynı konumda. Zafer Plaza'nın bu konumundan yola çıktığımızda ise sorunuza temamızın sloganı ile cevap vereceğim; Bursa'nın Kalbi.
Daha önce radyo anonslarında kullandığımız bu sloganın bir konumlandırma ve iletişim stratejisi olarak, Bursa'nın Kalbi Zafer Plaza teması ile sevgililer gününde lansmanını yaptık. Bu temayı 2008 yılı itibariyle yaygın olarak işleyeceğiz. Bu o kadar önemli ki Bursalılar için. Özellikle şehrin merkezi semtlerinde oturanlar yürüme mesafesinde ulaşabiliyor, daha dış semtlerde oturanlar ise her türlü ulaşım aracı ile çok rahat gelebiliyorlar. O nedenle Zafer Plaza'yı farklılaştıran en önemli nokta bu olsa gerek. Gerek Zafer Plaza çalışanları ve gerekse alışverişlerini bizden yapan müşterilerimiz buradaki samimi ve içten ortamı diğer merkezlerde bulamadıklarını sıkça ifade ediyor. Bunun yanı sıra kentin dokusuna uyum sağlayan mimarisi, dokuz yıldır titizlikle üzerinde çalışılan kaliteden ödün vermeyen hizmet anlayışı, Bursa halkını Zafer Plaza'ya bağlıyor.
EKOhaber: Sadık müşteri yaratmayı başardığınızı düşünüyor musunuz?
Koban: Müşteri profili ve müşteri sadakati açısından da farklılığımız söz konusu. Zafer Plaza'nın müşteri profiline baktığımızda kaliteli hizmet alma beklentisinde olan herkes diyebiliriz. Sadık müşteri derken, bu yönde zaten kuşkumuz olamaz. Bizi bu noktaya sadık müşterilerimiz taşıdı diye düşünüyorum. Bundan sonraki pazarlama çalışmalarımızda da sadık müşterilerimizi hedefleyen etkinliklerimizle onları taçlandırma, projelendirdiğimiz çalışmalarımız arasında olacak. 120 mağaza ve 1100 çalışanımızla Zafer Plaza ailesi olarak, gücümüze güç katan Bursa halkına hizmet etmek bizim için her zaman gurur kaynağı oldu, olacak.
EKOhaber: Sanatsal etkinliklerinizden bahsedebilir misiniz?
Koban: Zafer Plaza yönetimi olarak sanata dair etkinlikleri her zaman öncelikle ele aldık. Bu konuda yapılan çalışmalara baktığımızda; müzik dinletileri, sergiler, sanatçılarla ziyaretçileri buluşturma, sanatsal eğitim çalışmalarının başlıcaları olarak görülebilir.
EKOhaber: Bundan sonraki etkinliklerde ana temanız ne olacak?
Koban: Biz sanat ve kültür ile ziyaretçilerimizi buluşturmak ve farklı bir ortamda keyifli alışveriş yapmalarını sağlamak üzere, tüm özel günleri hatırlatan temalarda etkinliklerimizi sürdüreceğiz. Bugüne kadar yapılanların yanı sıra sosyal sorumluluk bilinci ile yapılacak çalışmalar da önceliklerimiz arasında.
EKOhaber: Sosyal sorumluluk amaçlı yapacağınız çalışmalardan biraz söz edebilir misiniz?
Koban: Bugün sürdürülebilir ekonomik kalkınma ve refah için bireylerden kurumlara kadar herkesin sosyal sorumluluklarını samimi ve içten bir şekilde özellikle de faaliyette bulunduğu kente katma değer yaratacak şekilde yerine getirmesi kaçınılmaz bir gerçek. Bu noktadan hareketle konuyu kurumlar açısından ele aldığımızda, kurumlarımızın karlılığı hedefleyen çalışmalarının yanı sıra toplumdaki paydaşlarına yönelik sosyal aktiviteleri de önemsedikleri oranda varlıklarını sürdürebildiklerini görüyoruz. Dünyadaki gelişmeler de bu yönde. Türkiye'de de bu çalışmaların çok güzel örneklerini artık yaygın olarak görüyoruz. Buna rağmen bu çalışmaların halen daha yeterli düzeyde olmadığını söyleyebilirim. Bu çalışmalar tamamıyla gönüllülük esasına bağlı ve özveri gerektiriyor. Biz de bu özveriyi her zaman göstereceğiz. Bu konudaki projelerimizi de hazırlıyoruz ve kısa sürede hayata geçireceğiz.
EKOhaber: Türkiye'de şu an için alışveriş merkezlerinin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Koban: Küresel dünyada her şey çok hızlı değişiyor ve hızlı yayılıyor. Perakende sektörü ve alışveriş kültürü de artık farklılaşıyor ve adeta hızına yetişilemiyor. Sektör; lokasyonu yatırım öncesinde doğru planlanmış, işletmesi düzgün alışveriş merkezleri olduğu sürece, ülkemizde daha da gelişecek. Türkiye bir kere nüfus olarak çok büyük. Dünyada pek çok yatırımcı bu yönü ile ülkemizi izliyor ve Türkiye'ye yatırım yapıyor. Yüzde 40'ı, 24 yaşın altında olan genç bir nüfusa sahibiz. Her geçen gün ekonomiye katılan, çalışmaya, para kazanmaya başlayanların oranı da artıyor. Ayrıca bu kesim alışveriş merkezlerinden alışveriş yapma kültürü ile yetişti. Bunlar, alışveriş merkezlerinin geleceğinin çok parlak olduğunu gösteriyor. Organize perakende sektörünün en iyi uygulayıcıları olan alışveriş merkezlerinin sayısı dünyada da hızla artıyor. Türkiye'de nüfusla orantılandığında Avrupa'daki büyüklüğün çok altındayız. Ama bu demek değil ki, yan yana alışveriş merkezleri olmalı. Bu noktada zaten hızlı bir olumsuz geri dönüş yaşanıyor. O nedenle yatırımcıların yatırım kararlarında doğru yerde konumlanmayı önemli görmeleri gerekiyor. Ayrıca, yatırımlarda, bir de yatırımcının o merkezi diğerlerinden farklı kılan unsurları öne çıkarmayı başarabilmesi gerekiyor. Kirlilik yaratan, atıl kalacak yatırımlara daha başlangıçta kaynak ayırmamak gerekiyor.
EKOhaber. Perakende için en önemli sorun nedir?
Koban: Nitelikli personel. Bu sektöre girenler kariyerden daha çok kısa süreli çalışma gibi görüyor. Bu da sektörde bir açmaz yaratıyor. Sorunun çözümü yönünde alışveriş merkezleri de önemli görev üstleniyor ve mağaza çalışanlarına yönelik eğitimlere ağırlık veriliyor. Bu eğitimler çalışanlar tarafından da kariyer açısından önemli görülüyor.

Sayı: 616 - Sayı'nın Kapağı