GÜNDEM

Bursa Siyah İnciri’ne AB darbesi

Almanya ve Avusturya gümrüklerindeki bilimsel temellerden uzak yöntemlerle yapılan fiziksel denetimlerle, yüzbinlerce insanın emeğine darbe vurduğunu belirten UYMSİB Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, başta Bursa Siyah İncir üreticisinin yanında ihracatın da büyük zarar göreceğini söyledi.

Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, son günlerde özellikle başta Almanya ve Avusturya olmak üzere birçok Avrupa Birliği ülkesinin gümrüklerinde bekletilen Bursa Siyah İnciri ürünleri hakkında açıklamalarda bulundu. Tamamen organik olarak üretilen ve kalitesi tüm dünya tarafından kabul edilen Bursa Siyah İnciri’nin olgunlaşma aşamasında tamamen doğal bir şekilde oluşan ve insan sağlığına zararlı olup olmadığı bilimsel olarak belirlenmeyen fusarium isimli bir fiziksel bozulma gerekçe gösterilerek, keyfi bir şekilde gümrüklerde bekletildiğini anlatan Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bu ürünlerimiz, çok fazla dayanmayan ürünler ve sorunun çözülmemesi 18 bin ton Bursa Siyah İnciri’nin, dolayısıyla da 45 milyon Euro gibi bir rakamın çöpe atılması demek. Bu konuda bakanlıklar nezdinde gerekli tüm görüşmeleri yaptık, sorunun bir an önce çözülmesini bekliyoruz” dedi. Bursa Siyah İnciri’nin bütün marketlerde organik nitelikte satılan bir ürün olduğunu anlatan Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bursa Siyah İnciri, ülkemizde ihracatı yapılan ürünler arasında izin verilen limitler dahilinde dahi pestisit kullanılmadan tamamen organik nitelikte üretilip, Avrupa ve dünya pazarlarına ihracatını yaptığımız ender ürünlerimizden bir tanesi. Kaldı ki coğrafi işaretli, Bursamıza özel bir ürünümüz” dedi.

“Bilimsel olmayan görsel analizlerle ürünlerimiz engelleniyor”

Bursa Siyah İnciri’nin döllenme denilen doğal bir olgunlaşma sürecine ihtiyaç duyduğunu belirten Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bu döllenme işlemiyle incirlerimizin içerisinde oluşan kırmızı renkle ürünlerimiz yenilebilir bir nitelik kazanıyor. Bu döllenme fizyolojisi olmadan incirlerin olgunlaşması söz konusu değil, ancak bu döllenme aşaması sırasında ilk döllenmeyi sağlayan arıların, döllenmeye hazır olan incirlere gitmesi sonucunda aşırı döllenmenin getirdiği fiziksel bir bozulma ortaya çıkıyor. Burada insan sağlığı açısından henüz limit değeri gibi kıstasların belirlenmediği, fusarium adı altında, fungusit kökenli bir etmen ortaya çıkıyor. Bu durumun insan sağlığı açısından zararlı olup olmadığı henüz bilimsel olarak tespit edilmiş değil. Kaldı ki Avrupa Birliği’nin gıda kodeksinde bununla ilgili bir tanımlama da yok. Görsel bir analize tabi olarak ürünlerimizin içerisindeki bu renk bozulmasını ihracat yaptığımız ülkeler, bir engel olarak görüyor. Her tırdan tesadüf eseri on tane örnek alınıyor, bunların iki ya da üç tanesinde renk bozulması varsa koskoca bir tır dolusu ürünü bloke ediyorlar ve ülkeye girişlerine izin vermiyorlar” ifadelerini kullandı.

“Üretici ve ihracatçılarımız zor durumda”

Bu engellemelerin son birkaç gündür çok ciddi olarak yaşanmaya başladığını aktaran Prof.Dr. Senih Yazgan, “Şu anda onlarca tır yollarda. Bunun akabinde de ihracatçılarımız alımlarını durdurmaya başladı. Bu da tabi ki doğrudan doğruya ürünlerine bir yıl boyunca gözbebekleri gibi bakan üreticilerimize kötü bir şekilde yansıdı. Şu anda alım noktalarında onlarca üreticinin ellerinde toplanmış ürünler bekliyor. Bununla ilgili mutlaka ihracat yapılan ülkelerin ilgili bakanlıkları ile gerekli görüşmelerin yapılması ve bu gerçekten insan sağlığında bir sorun oluşturuyorsa gıda kodeksinde sağlıkla ilgili olan limitlerin oluşturulması, oluşturulan bu limitler çerçevesinde buradan giden ürünlerle ilgili ön incelemelerin bakanlık nezdinde yapıldıktan sonra eğer limitler dahilindeyse ürünlerin gönderilmesini sağlayan bir yöntemin oluşturulması gerekiyor ancak bugün o gün değil. Bu, 2026 yılı için planlanması gerekli olan bir durum. Dolayısıyla bizim mutlaka ihracat yaptığımız ülkelerin bakanlıkları ile görüşülüp, bu yıl için mevcut durum içerisinde yaşanan sorunu çözmemiz ve ihracatımızı sürdürmemiz gerekiyor” dedi.