İNCELEME

Deprem bölgesinde çarklar dönmeli

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ülke ekonomisine maliyetinin 100 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor. Bursa iş dünyası temsilcileri depremin ekonomiye etkilerini en aza indirmek için bölgedeki üretimin devam etmesinin gerektiğine vurgu yaptı.

Semih AYDIN

Kahramanmaraş merkezli ve 11 ili etkileyen depremler ciddi can ve mal kayıplarına se­bep olurken, bölgedeki ticari faaliyetlere de bü­yük darbe vurdu.

13,5 milyon nüfusuyla ülke nüfusunun yüzde 16’sını oluşturan illerin, gayri safi milli hasıladan al­dığı pay yüzde 10 civarındayken, bölge sanayisinin Türkiye’nin toplam ihracatına katkısı da yüzde 10 seviyesinde.

Tarım ve hayvancılıkta da önemli yere sahip olan bölgede yaşanan depremlerin Türkiye ekonomisine maliyetinin 100 milyar dolar civarında olacağı tahmin ediliyor.

Bunun yanında yaşanacak göç dalgasının depremden etkile­nen illerde ciddi iş kayıplarına yol açacağı öngörülüyor.

İş dünyası temsilcileri tüm bu sıkıntıların çözümünün bölge­deki üretimin ve ticaretin yeniden canlandırılmasından geçtiği kanaatinde. İş insanları bunun içinse ilk olarak bölgedeki barınma ihti­yacının giderilerek, bölge sanayicisine gerekli desteklerin verilmesi gerektiği görüşünde.

Rasim ÇAĞAN

BOSİAD YK Başkanı

Ekonomiye ağır maliyeti olacak

Deprem öncesi, piyasa gerçeklerini zorlayarak düşük faiz, düşük para arzı ile kısa vadede ekonomiyi seçimlere taşıma gayretiyle oluşan belirsizlik ve güvensizlik ortamı, depremle birlikte daha karışık bir hal aldı. Depremin bölge ve ülke ekonomisine ağır maliyetleri olacağını düşünüyorum.

Deprem bölgesinde, yapılan tüm yardımlara ve kısa vadede yapılacak tüm alt yapı çalışmalarına rağmen demografik yapıda geçici değişiklikler olacaktır. Deprem sonrası etkilenen eğitim, spor alanları ve sağlık tesisleri bölgenin çehresini değiştirecek ve bölge sosyo-kültürel alanda başkalaşacaktır. Yatırımcının ilgisi bölgeye azalacak ve bölgeye yetenek havuzundan insan çekmek zorlaşacaktır. Bölgenin iktisadi faaliyeti bir süre batıya kayacaktır.

Özetle depremden önce var olan sorunlarımızın üzerine depremin yan etkileri de eklenecektir.

Muhtemelen düşük faiz ve kredi kampanyaları sonucu enflasyonun 2023 için öngörülen yüzde 35 üzerinde ve yüzde 50 civarında olacağını, 2023 için öngörülen yüzde 4 civarında büyümenin de depremin etkisi ile yüzde 3 civarında olacağını tahmin ediyorum.

Nilüfer ÇEVİKEL

TÜGİAD ve DOSABSİAD Başkanı

İstihdamda bozulmalar yaşanabilir

Deprem bölgesindeki iller, dış ticaret açısından stratejik önem taşıyor. Konutlardaki yıkımın aksine buralardaki sanayi tesislerinde elektrik, su ve doğalgaz gibi altyapı sorunlarının dışında önemli bir hasar yaşanmadı. Ancak göç nedeniyle bölgedeki firmaların istihdam tablolarında bozulmalar yaşanabilir. Bölgeden yapılan ihracat ve bölgedeki özel sektör yatırımlarının ertelenmesinin de ekonomi üzerinde birtakım etkileri olacaktır. Depremler, bütçe için yeniden inşa maliyetini de beraberinde getirecektir. Söz konusu faaliyetlerin gerektireceği finansman nedeniyle büyüme rakamlarına ilişkin beklentiler farklılaşacaktır. Altyapı ve tedarik zincirlerindeki tahribatın etkilerinin azaltılması, enflasyondaki yükselişin sınırlı kalmasını sağlayabilir. Bölgedeki sanayi kuruluşlarının ihracat trafiğini devam ettirmeleri, bu süreçte çok değerli. Bu illerde üretim faaliyetlerinin aksamaması, tedarik zincirinin kopmaması, nakit akışının sekteye uğramaması önem arz ediyor. Göçle birlikte diğer bölgelerdeki kalifiye eleman eksikliği giderilmeye başlanacak olsa da bu kez de afet bölgesinde istihdam sorunu yaşanacaktır. Bölgeden istihdam göçünün mutlaka önlenmesi gerekiyor.

Ali GÜLER

KSİAD YK Başkanı

Üretim canlandırılmalı

Uzmanlar deprem nedeniyle büyümede yüzde 1 ila 2 civarında gerileme olacağı görüşünde. Deprem bölgesinde Gaziantep başta olmak üzere iyi miktarda üretim vardı. Buradaki fabrikalar yıkılmamış olsa bile çalışacak insanlar yok. Onlar kendi evlerinde ya da yaşadıkları yerlerde vefat ettiler. Bu bölgede ciddi iş gücü kaybı var. Bunun nasıl telafi edileceği soru işareti. Ankara Ticaret Odası’nın depremden etkilenen illerdeki sanayi bölgelerinin yanına konteyner kentler kurup, çalışanların maaşlarını gönderme gibi bir projesi var. Bunun yanında ülkemizde ciddi anlamda bir işsizlik var. Bu durum o insanlara fırsat yaratabilir. Ama bu işin içerisinden çıkmanın yolu daha fazla üretmekten ve çalışmaktan geçiyor. Dolayısıyla biz üretime önem verip, özellikle de o bölgedeki üretimi kalkındırmaya yönelik çalışmalar yapmalıyız. Depremin kayıplarını azaltmanın tek yolu üretmekten geçiyor.

Deprem bölgelerindeki nüfusun boşaltılmasının önüne geçmeliyiz. Orada hayatın tekrar devam ettirilmesi için ne yapmak gerekiyorsa, herkesin elini taşın altına koyması lazım.

Deprem bölgelerindeki insanların yaşamını kolaylaştırmak için üretimi canlandırmak lazım. Tabii bunu insanların barınma ve temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra yapmak gerekiyor. Bizim insanımız birilerine muhtaç yaşamayı sevmiyor. Kendi ayakları üzerinde duracak, kendisi üretecek, kazandığı parayla hayatını idame ettirecek.

Ramazan KAYA

MARSİFED YK Başkanı

Umutsuzluğa teslim olma zamanı değil

Kabaca ekonomik kayıplarının 100 milyar doları bulacağını ön görebiliriz.

Deprem sonrası bölgeden yaşanan göç dalgası, demografik yapının değişme endişelerinin artmasına neden olmuştur.

Sanayi tesisleri nispeten daha az zarar görmüş olmasına karşılık; yan sanayilerin depremden daha fazla etkilenmesi ve göç yâda vefat nedeniyle tesisleri çalıştıracak insan bulmakta sıkıntı yaşamaları ekonomik kayıpların artmasına yol açacaktır.

Toparlanma zaman alacak, büyüme hedeflerimizde bir puanlık bir düşüşe sebep olacağı ve enflasyon hedeflerinin de şaşacağı aşikârdır. Zira depremden sonra Merkez Bankası’nın emisyon hacminde bir artış olduğu görülmüştür. Enflasyondaki olası artışlar döviz kurlarına olan baskıyı da arttıracaktır. Hükümetimizin bir noktada, bölge için kısa vade, orta vade ve uzun vadede yapılacakları belirleyip, çalışmalarını ona göre yönlendirmesinde fayda vardır. Öncelik barınma ihtiyacı olmakla beraber, kalıcı konutlar için iyi bir planlama yapılmalıdır. Bölgedeki KOBİ’lerin finansa erişimini kolaylaştırmamız gerekmektedir. Ayrıca bölgeye yatırım teşvik edilmelidir.

Alparslan ŞENOCAK

MÜSİAD Bursa Şb. Bşk.

Birçok endüstride pozitif etki oluşturabilir

Kahramanmaraş merkezli ve 11 ilimizi etkileyen deprem ilk bakışta ekonomimizle ilgili olumsuzluklar yaratacak gibi görünse de birçok sektörün farklı çalışmasına yol açacak şekilde olumlu hale de dönüşebilir.

Bu noktada kentsel dönüşümü önceliklediğimizde, depreme dayanıksız binaların yıkılarak tekrar yapılması düşünülen bir konuydu.

Yaşadığımız afetin ardından bu bölgelerin tekrar ihya edilmesi için birçok yatırım yapılacaktır. İnşaat, 250 sektörü birbirini tetiklediği dev ekonomi tarzında önümüzde duruyor. Burada da yapılacak inşaat, altyapı ve evlerin içerisindeki tefrişat birçok sanayiyi pozitif etkileyecektir.

Deprem, ilk bakışta ekonomiyi olumsuz etkileyecek gibi görülebilir. Önümüzdeki süreçte iş sektörünün çalışmasıyla beraber istihdamın artmasına, ekonomik şartların tekrar hızlı bir şekilde dönmesine sebebiyet vererek ekonomiye olumlu yansıyacağını düşünüyorum.

Depremin ihracatı ve döviz kurlarını etkilemesiyle ilgili önümüzdeki süreçlere bağlı olarak, döviz kurları halihazırda stabil seyrediyordu. Fakat ihracatımız bir miktar yavaşlayabilir.

Ancak o bölgelerdeki sanayilerin tekrar çalışmasıyla birlikte ihracatımız da birkaç ay içinde toparlanacaktır. Bu da döviz kurlarına olumlu yansıyacaktır.

Murat KAYA

GESİAD YK Başkanı

Ekonomiyi ikinci plana atmamalıyız

Zor bir süreçten geçiyoruz. El birliğiyle bunun üstesinden gelmeliyiz. İnsanlar işlerini bir kenara bıraktı ve yaraları sarmaya çalışıyor. GESİAD olarak biz de üzerimize düşeni yapmaya gayret ediyoruz.

Afet bölgesindeki illerde, o bölgenin nüfusunun ve demografik yapısının değişmemesi asıl olan konudur. O toprakların terk edilmemesi gerekiyor.

Reel sektör açısından baktığımızda ise o bölgelerin yetişmiş insan gücünün de bölgede kalması sağlanmalı. Bir müesseseyi hiçe sayıp, başka tarafa kaydıramayız. Herkesin iş yapış şekilleri farklıdır. O yüzden bu süreçte birbirimizin yardımcısı olmalıyız. O bölgelerde iş yaptığımız kişilere biraz daha fazla yardımcı olmamız gerekiyor. Bu süreç geçip, bazı şeyler rayına oturduktan sonra üretimin kaldığı noktadan, daha hızlı bir şekilde devam etmesi gerekiyor.

Depremden etkilenen bölgelerin ekonomiye yansımaları olacak. Deprem nedeniyle tüm odağımız o bölgeye kaymıştı ama tekrardan işimizin başına dönmemiz gerekiyor. 2022’yi zorlu bir şekilde kapatmıştık. Yeni yılı da böyle bir felaketle karşıladık. Daha önce de vurguladığımız iş dünyasının desteklenmesi gerekiyor ve döviz kurunun ivedi bir şekilde belirli rakamlara gelmesi gerekliliğini yineliyoruz. Çünkü iş dünyası buna ihtiyaç duymaya başladı. Özellikle kredi konusunda devletimizin atacağı adamlar iş dünyasını rahatlatacaktır.

Biz, Türk halkı olarak yardımseveriz. Birlik ve beraberlik içerisinde her türlü zorlu aşabiliriz. Ancak ekonomiyi de hiçbir zaman ikinci plana atmamamız gerekiyor. Çünkü hayatımızı devam ettirmek için bir iaşeye ve işleyişe ihtiyacımı var.

Şeref DEMİR

İMSİAD YK Başkanı

Sürdürülebilir üretim stratejisi ile kalkınma

Felaketin büyüklüğüne bakılınca maddi kaybın da çok fazla olacağı kesin. Hasar tespit çalışmaları henüz yüzeysel olarak yapılmış durumda. Göründüğü kadarıyla bölgede büyük sanayi tesisleri, organize sanayi bölgeleri ve sanayi sitelerindeki hasarın düzeyi tam olarak bilinmiyor. Aynı durum işyerleri için de geçerli. Yapılan açıklamalara göre deprem bölgesindeki 139 bin binadaki, 458 bin bağımsız bölümün yıkık, acil yıkılacak ve ağır hasarlı olduğunu açıkladı. Devlet bunların yerine yeni binaların yapılacağının taahhüdünü verdi.

Depremde yıkılan ve hasar gören kamu binaları ve altyapının yenilenmesi söz konusu. Öte yandan, deprem bölgesindeki üretin faaliyetlerinin durmasından dolayı üretim zincirinin zedelenmesi riski var. Bütün bunlar büyümeyi olumsuz etkileyecektir. Bununla birlikte kısa sürede yüklü miktarda yapının bölgede yapılması inşaat sektöründeki iş gücünün bölgeye sevk edilmesi neticesinde özelikle Marmara, Ege bölgelerinde sektörün yavaşlamasına neden olacaktır. Aynı zamanda beklenen Marmara depremi için alınacak tedbirlerinde ekonomiye etkileri olacaktır.

Önemli olan deprem bölgesindeki halkın yarasını sarmak barınma ihtiyacını karşılayarak, sürdürülebilir üretim stratejisi ile kalkınma hizmeti götürmek ve bu afetten almamız gereken dersi almaktır.

Ömer YILDIZ

BEKSİAD YK Başkanı

Ticaret ve tarım normale dönmeli

Deprem nedeniyle ekonomi ve ticaretten önce afetzedelerin ihtiyaçlarının karşılanması geliyor. Ancak bir taraftan hayat devam ediyor. Neticede 13 milyonu aşan nüfustan ve Türkiye ticaretinin yüzde 20’sinin döndüğü bir bölgeden bahsediyoruz. Tarımda önemli bir bölge. Ülkemizin ihracatına 20 milyar dolarlık katkı sağlıyor. Temennimiz bir an önce bu bölgedeki enkaz ve hasar tespit çalışmalarının bir an önce bitirilip, ticaretin olabildiği kadar hızlı bir şekilde geri döndürülmesi ve özellikle tarımın da aksamadan normale dönmesi.

Biz büyük bir ülkeyiz ve büyük bir milletiz. Bu yaraları kısa sürede sararız. Bu bölgenin insanın da depremin etkilerini kısa sürede atlatacağına ve normal hayata dönmek için elinden geleni yapacağına inanıyorum.

Çünkü biz inançlı bir milletiz.

Bu noktada devlete ve sivil toplum kuruluşlarına düşen görevler olacaktır.

Bu noktada da BEKSİAD olarak üzerimize düşen katkıyı sağlamak için gayret ediyoruz. Konteyner kampanyası çalışmalarımız da bunlardan biri.

Fatih ŞAKİR

BALKANTÜRKSİAD YKB

Etkileri en az 10 yıl sürecek

Yaşanan depremler tüm Türkiye’yi çok yıprattı. Bunun ekonomiye etkilerinin en az 10 yıl süreceğini düşünüyorum. Bu durum bir iki haftalık yardımlarla kapanacak bir konu değil.

Yıllara sari bir iş. Hep beraber yaraları saracağız. Fakat depremin ekonomiye etkileri önümüzdeki süreçte çok farklı durumları da beraberinde getirecektir.

Depremden etkilenen bölgelerin şehir planlaması, şehir plancıları tarafından yapılmalı.

Bunu aynı zamanda bir müteahhit olarak da söylüyorum.

Zarif ALP

RUMELİSİAD YK Başkanı

Boş kapasiteler değerlendirilmeli

Depremden etkilenen bölgelerin ülke ekonomisine katkılarını düşündüğümüzde, bu süreçte ekonomide bir daralma olabilir ancak ülkemizin diğer şehirlerindeki boş kapasiteler değerlendirilip iletişim iyi yönetilirse, üretim ve arz sağlanırsa, bu durum ortaya çıkabilecek problemleri azaltılabilir.

Bu noktada, çok hızlı bir şekilde önlem projeleri geliştirilmeli, ticaret ve sanayi odaları tarafından da bu projeleri takip edecek birimler oluşturulmalıdır.

Ayrıca bu süreçte, ticaret erbabı ve üreticilerin de destek olma noktasında büyük fedakârlık göstermeleri gerekmektedir.

Bununla beraber, depremden etkilenen illerde üretilen ürünlerle ilgili gerekli analizler yapılmalı ve diğer illerde bu firmalar adına üretim yapılıp, müşterilerine sevk edilebilir. Bu sayede firmalar da pazar paylarını kaybetmemiş olur.

Ve tabii deprem bölgelerinde faaliyetine devam edebilecek durumdaki firmalara da iş gücü desteği sağlanmalı, bu konuda hızlı hareket edilmelidir.

Gün birlik olma, ortak amaca yönelik iş birliği çerçevesinde, beraber hareket etme günüdür. Bu yüzden, hepimize önemli sorumluluklar düşüyor.

Gürsel DURMUŞ

ARSİYAD YK Başkanı

Bütçelere ve uzun zamana ihtiyaç var

Deprem büyümeyi, enflasyonu, iş kaybını ve ihracatı olumsuz etkileyecektir. Depremden etkilenen bölgelerin ülkemiz ihracatına katkısı yüzde 10 seviyesinde. Bu noktada söz konusu bölgeleri inşa etmek için ciddi bütçelere ihtiyaç duyulacak. Ayrıca uzun bir sürece ihtiyacımız olacak.

Depremin olumsuz etkilerini en aza indirmek için ilk olarak bölgedeki barınma sorununun çözülmesi gerekiyor. Şu anda afetzedeler geçici olarak büyükşehirlere geldi ama oradaki yaşamın tekrar normale döndürülmesi için kalıcı konutların ve iş yerlerinin hızlı bir şekilde başlaması gerekiyor. Üretimin ve ticaretin yeniden başlaması lazım. Depremden etkilenen bölgelerde yaşamın ve ticaretin normal döngüsüne kavuşması için hem hükümetimize, hem toplumumuza hem de iş dünyasına büyük sorumluluk düşüyor. El ele verip bu afetin etkilerinden daha az zararla kurtulmanın yollarına bakmalıyız.

Toplum olarak afetzedelere yardım etmek adına birlik ve beraberliğin güzel bir örneğini sergiledik. Bu geçici olmamalı. Deprem bölgelerinde hayatın normale dönmesi için birlikte çalışmaya devam etmeliyiz.

Yavuz KAZANGİL

TOSYÖV Bursa Bşk.

Göçü tersine çevirmeliyiz

Türkiye’nin gündemi bir gecede değişti. 13,5 milyon insanımızın yaşadığı 11 ili etkileyen büyük afet tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Yaralarımızı sarmamız çok uzun zaman alacak. Hayatlar yeniden kurulacak 11 il baştan aşağı yeniden yapılandırılacak. Çünkü o topraklar bizim ve zorunlu göçü tersine çevirmemiz gerekiyor. Sosyal ekonomik ve toplumsal yaralar en kısa sürede sarılmalı.

Kamunun üzerine büyük bir yük olduğu­nun farkında olmak lazım. Ancak kamu bu gider artışı ve gelir kaybını vergilerin artı­şıyla dengelemeye çalışmamalı, uzun va­deli finansman kaynakları ile çözmeye ça­lışması gerekmektedir. Mevcut kalkınma hedeflerinin tutturulması için deprem böl­gelerinde bölgesel teşviklerin arttırılma­sına ihtiyaç olacaktır.

Bu dönemde iç talebin ve üretimin büyüdüğünü görmek şaşırtıcı olmayacaktır. Bunun da enflasyon ve büyüme rakamlarını yukarı taşımasına neden olması muhtemel. Dünyada yaşanan resesyon ihracatımızı negatif etkilerken iç piyasadaki pazarın artışı dövize olan talebi arttıracak. Bu da dövizin değerlenmesini kaçınılmaz kılacaktır.

Nermin CEYHAN

TEKSİDER YKB

Üretim hızla yeniden başlamalıdır

11 ili kapsayan ve 13,5 milyon insanımızı etkileyen deprem büyük yıkıma sebep oldu. Tabii ki tarifsiz bir üzüntü içerisindeyiz. İnsanlar üzerindeki bu travmanın atlatılması uzun zaman alacaktır.

Ayrıca depremin yaşandığı bölgede sanayiden tarıma kadar önemli üretimlerin gerçekleştirildiği illerimiz bulunuyor.

Gerek üretim tesislerinin depremden etkilenmiş olması, gerekse yaşanan can kayıpları ile taşınmalar nedeniyle ortaya çıkan işgücündeki azalma farklı sektörlerdeki üretimin bir miktar düşmesine sebep olabilir. Aynı şekilde ihracatta da azalma olabilir. Bu nedenle bir an evvel üretimin yeniden başlayabilmesine yönelik çalışmalara öncelik verilmeli ve üretim hızla yeniden başlamalıdır.

Kamu kurumları ve özel sektör işbirliği ile bu sıkıntılı dönemin ülkemiz ekonomisi üzerinde oluşturabileceği negatif etkisi minimize edilebilir.

Birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmek suretiyle bu sıkıntılı dönemi de atlatacağımıza inanıyorum.