GÜNDEM

Deflasyon

Deflasyon
Sosyonomi yazılarına bir süre ara vermiştik. Bu hafta gündemimizde tekrar toplumsal psikoloji ve sonuçları var.
Nereye baksak "Küresel Kredi Krizi" başlığı altında bir haber okumaktayız. Ancak diğer taraftan dünyada tüm mal fiyatları "roketlercesine" yükseliyor. Kredi krizi varsa, mal fiyatlarının neden yükseldiğini hiçbir ekonomist açıklayamıyor.
İşte anlı şanlı hocaların açıklayamadığı olayları izah etmek için farklı enstrümanlara ihtiyacımız var.
2005 yılında "80'lerin Gurusu" olarak adlandırılan Robert Prechter'la yaptığımız söyleşide, ABD merkezli bir krizin başlayacağı ve bunun küresel bir krize neden olacağı beklentisini okuyucuyla paylaştık. Geçtiğimiz sürede Prechter'a neden "Guru" dendiğini hep birlikte gördük.
2007 yılı itibariyle ABD'de birşeyler değişti. Patlayan emlak balonununa bağlı menkul kıymetlerin değerleri sıfırlandı ve finansal kuruluşlar tarihte eşine az rastlanır bir krize girdi. Krizin ayak sesleri Türkiye'den duyulmaya başlandığında çoğunluk pek ilgilenmedi. Onlara göre ülkede siyasi istikrar vardı ve ekonomimiz dünyanın diğer tarafındaki problemlerden etkilenmezdi. Bazılarıysa Türkiye'de Mortgage sektörünün daha yeni başladığını ve biz de bir sorun olmayacağını düşünüyordu.
Zaman geçti, neler oldu bir bakalım... Geçtiğimiz sürede ülkemizde ticaret azaldı, parasızlık baş gösterdi. Emlak fiyatlarının şiştiği anlaşıldı, beklentiler kötüleşti. Henüz 2001'e benzer bir kriz havası yaşanmasa da toplumun genelinde gelecekle ilgili kaygılar seslendirilmeye başlandı.
Demek ki, ABD'de başlayan krizin Türkiye'ye etkileri varmış ve toplum genelinin beklentilerinin tersi gerçekleşebiliyormuş.
Her yerde bir kredi krizi lafı geçiyorken nasıl oluyor da mal fiyatları artıyor? Ekonomistler son senelerde her soruya karşılık kullanabildikleri anahtar bir cevap oluşturdu; "dünyada sonsuz likidite var." Dünyada sonsuz likidite var diye her şeyin fiyatı artacaktı, bundan dolayı kaldıraç veya eldeki avuçtakiyle herkes mala saldırmalıydı. Aslında bu da bir likidite oluşturma yöntemiydi. Fiyat artışları enflasyonu tetiklemekteydi bu sebepten mal fiyatları sürekli artmalıydı. Petrolden pirince, mısırdan altına fiyatı artmayan bir şey kalmadı. Mal fiyatlarının artmadığı bir gün olamazdı. Bugün hala bu psikoloji içindeyiz ve normali, petrolün veya altının fiyatının devamlı artması olarak görüyoruz.
Kimse birkaç yıl önce petrolün 130 USD veya altının 1000 USD olacağını düşünmüyordu. O gün için normal durum, fiyatların yatay seyretmesiydi.
Hatırlayacağınız üzere, Prechter'la yapılan söyleşi krizin deflasyona neden olacağı beklentisiyle sonlanıyordu. Şu ana kadar emlak fiyatları dışında deflasyon yaşanan bir sektör yok. Korkulan şey, enflasyon, deflasyonun kelime anlamını bilmeyen milyonlar var.
Yani deflasyon için tüm şartlar sağlanmış durumda.

Sayı: 630 - Sayı'nın Kapağı