Son yıllarda tüm dünya üzerindeki teknik ve sosyal gelişmeler insanların ilişkilerine de önemli ölçüde etki eder oldu. Demografik olarak konuya baktığımızda ortaya pek çok değerlendirme ölçüsünün çıktığını görüyoruz. Giderek daha fazla önem kazanan bu etkenlerden birini zaman zaman ele alıyorum. Bu etken; kuşaklararası fark.

Önceleri bunu sadece bir farklılık olarak görüp, “Sizin kuşak böyle mi değerlendiriyor?” deyip geçerdik. Ancak görüldü ki konu bu kadar basit değil. Eğer kuşakların tanımlanması doğru yapılmazsa, önemli bir güç kaybı yaşanıyor. Yetişkinlerle genç nesil arasında insanlığın varoluşundan bu yana süregelen çatışma; en somut şekilde muhtemelen içinde bulunduğumuz internet çağında yaşanıyor.

Sahip oldukları sosyalleşmenin en önemli kısmını internet üzerinden edinen Z Kuşağı (1997 ile 2012 arası doğanlar); dijital dönüşümü, doğdukları andan itibaren tecrübe ediyor ve kişilikleri de dijital ekosistem eşliğinde gelişiyor.

Bu dönüşümle birlikte; hayatın her anında bir kırılma yaşayan yetişkinler, teknoloji ile büyüyen gençleri de anlamakta güçlük çekiyor.

Kuşak konusu önem kazanıp yaygınlaşınca, benim de içinde bulunduğum Mümin Ceyhan Bursa Kültür Kaynakları Araştırma Kütüphanesi Danışma Kurulu toplanarak, konunun detaylı araştırılmasını ve değerlendirilmesini, sonunda da bir kitap haline getirilmesini kararlaştırdı. Süreç içerisinde çalışmalar tamamlandı ve kitap “Bursa’da Z Kuşağını Anlamak” adıyla 2023 yılında yayınlandı.

Bu kitapta; çok değerli makaleler ve akademik araştırmalar bir araya geldi. Bu incelemelerden; Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Kırlı'nın yazısının okunmasını özellikle öneriyorum.

Z kuşağı ile ilgili külliyat bilimsel anlamda henüz oluşumunu tamamlamış değil. Çünkü henüz bu sürecin içinde yaşıyoruz. Olan biteni sağlıklı olarak değerlendirebilmek için bir zaman mesafesi olması gerekiyor. Yeni yaşanan tecrübeleri eski kalıplarla açıklamaya çalışmak, sorunu saptamaya yeterli olmuyor.

Z kuşağı, bir yönüyle nesiller silsilesinden bağımsızlığını ilan etmiş bir kuşak. Yani önündeki en önemli örnekler üst kuşaklar değil, internet sisteminde.

İnsanlığın varoluşundan bu yana, nesiller arası bilgi aktarımı sekteye uğramış durumda. Z kuşağının ileri yaşlara ulaştığında yani tüm jenerasyonların dijital çağda doğmuş olacağı dönemde; muhtemelen yeniden tesis edilecektir.

The Economist’te Z kuşağının tembel ve burnundan kıl aldırmaz olduğu yönündeki temel ön yargıların gerçekleri tam olarak ifade etmediği yönünde bir makale yayınlandı. Dergide Zoomer olarak nitelendirilen Z kuşağının, 1946-1964 tarihleri arasında doğan Boomer’lara kıyasla daha fazla varlıklı olduğu belirtiliyor. Z kuşağının maaşları daha hızlı bir şekilde artıyor. Gelişmiş ülkelerde bu kuşaktaki işsizlik oranı eski kuşaklara göre daha düşük.

Konuya devam edeceğim. Görüşmek üzere…