31 Mart 2024 yerel seçimleri geride kaldı.

Başta Büyükşehir belediyeleri olmak üzere il, ilçe belde belediyelerinde A partisinden C – B partilerine geçişler ve malum siyasi iklimde ses getiren büyük değişimler yaşandı.

Birkaç gün sonrasında da seçimle iş başı yapan başkanlar, belediye binalarının dış cephelerine kendilerine bırakılan borç kalemlerini renkli renkli büyük bez afişlerle ayrıntılı bir şekilde afişe ettiler.

Şeffaflık adına bu afişler asılıyor olmasına karşın, A partisinin bir başka adayının kazandığı belediyeler çok daha büyük borç batağını devralmasına karşın, nedense bu tür afişleri asmaktan kaçınmakta ve acizler. Büyük bir paradoks! Yani benim partimin yaptığı hukuksuzluklar günah ve hatalar caizdir/ konuşulmamalıdır  anlayışı.

Özetle, parti gözetmeksizin yine geldik “benim hırsız, senin hırsızdan iyidir” anlayışına.

Hırsızlık lafı da nereden çıktı? diyecekseniz. Eğer bir Belediye başkanı ya da ilgililer, seçime az bir süre kala bilerek, isteyerek gerekli olmadığı kadar yüzlerce binlerce elemanı işe alır ve masa başında boş boş  oturmaya mahkum eder, bankamatik memur yaratır ve bizler gibi vergi verenlerin cebinden buralara kaynak aktarırsa, ilaveten kaynaklarını seçim işlerine, kişisel menfaatlere aktarırsa, bunun adı halkın cebinden alınan vergilerle hovardalık, diğer adı da AÇIKÇA HIRSIZLIKTIR.

Hukukun düzgün işlediği memleketlerde bunun çok daha azının hesabı çok fena sorulur.

Ama bizdeki hırsızlıklarda sistem şöyle işliyor; rakip takımın hırsızlıkları da görmezden gelinebiliyor, zira kendi hırsızlıkların için alan yaratılmış olunuyor.

Belediyeler ve bağlı kuruluş ve işletmeler “sözde” sıkı denetim altındalar.

İç ve dış denetim 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümlerine göre yapılır. Ayrıca, belediyenin malî işlemler dışında kalan diğer idarî işlemleri, hukuka uygunluk ve idarenin bütünlüğü açısından İçişleri Bakanlığı tarafından da denetlenir. Belediyelere bağlı kuruluş ve işletmeler de bu esaslara göre denetlenir. Denetime ilişkin sonuçlar kamuoyuna açıklanır ve meclisin bilgisine sunulur.

Gelin görün ki bizde kanun kural çok zaman satırlarda kalır, al gülüm’ler ver gülüm’ler gırla gider, sızlanmakla kalırız.  

Tıpkı Bursaspor’un sportif, mali, idari anlamda çöküşü için Başkan’ın maceraperest ve keyfi kararlar alarak işlevsiz topçulara milyonlarca Euro aktarması çöküş için nasıl yettiyse, bazı belediyelerde de durum aynı.

Siyasi, maddi, sair menfaat ya da gelecek uğruna yüzlerce binlerce personelle binayı doldur, masa başı elemanların uyuklamasına göz yum, kasada beş kuruş bırakma, belediyeyi milyarlarca liralık batağa sürükle sonra da huzur içinde emeklilik yaşayacağım de.

Kimse de senden hesap sormasın.  İşte bu kadar basit.  

Kalın sağlıcakla.