GDO Ne Demektir?
Hepimizin çok sık karşılaştığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
GDOlu ürünler, bunlardan elde edilen soya yağı, mısırözü yağı gibi gündelik hayatımızda sık sık kullanacağımız ürünler konusunda tutum ve davranışlarımız ne olmalı?
Eğrisiyle, doğrusuyla tüm bildiklerimi ve öğrendiklerimi sizlere aktarmak istedim.
Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO): Bir organizmanın sahip olduğu genetik bilginin bir kısmının başka bir organizmaya aktarılmasıyla elde edilen yeni organizmadır.
Gen transferi, biyolistik, elektroporasyon, mikro enjeksiyon gibi yöntemlerle gen aktarımı sağlanır. Bu yöntemler sonucunda da GDOlu ürünlerde üretim, kalite ve dayanıklılık süresinin artışı, ilaç üretimi, yeni besin türlerinin elde edilmesi, ürün atıklarının azaltılması ve çevreye kazandırılması gibi yararlar sağlanırken; antibiyotiğe dirençlilik, potansiyel toksisite, istenmeyen gen değişimi, tür zenginliğinin azalması, haksız rekabet gibi zararlar da doğmaktadır.
En çok kullanılan GDOlu ürünlerden pamuk, mısır ve soya üretiminde; herbisitlere, insektisitlere ve iklim şartlarına dayanıklılık sağlamak, ilaç ve gübre kullanımını azaltmak amaçlanmaktadır.
Birincil olarak,
1. Pamuk; yağ, hayvan yemi, tekstil ve katkı maddesi sanayisinde,
2. Mısır; yağ, un, nişasta, früktoz şurubu üretiminde,
3. Soya ise yağ, kauçuk, yem, mürekkep, inşaat malzemesi üretiminde kullanılmaktadır.
Besin zincirinde GDOlu ürünleri ve türevlerini tüketen tüm canlılara bunlar aktarılmaktadır.
Yasal olarak dünyada GDOlu ürünlerde kısıtlama yapmayan ülkeler ABDyi, ülkemizin de içinde bulunduğu kısıtlama yapan ülkelerse Avrupa ülkelerini örnek almaktadır.
GDONUN TARİHÇESİ
1970li yıllarda çevre sağlığının insan sağlığı üzerindeki etkileri araştırılmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. Hatalı kullanılan tarım ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin insan sağlığına zarar verdiği gösterilmiştir. Bazı tarım ilaçları da yasaklanmıştır. Zamanında kurtarıcı olarak gösterilen yeşil devrimin geride çevre kirliliği gibi ciddi yan etkiler bıraktığı belirlenmiştir. Topraklar kirlenmiş, su kaynakları hızla azalmaya başlamıştır. Bunun üzerine artan dünya nüfusunu beslemek için yeni çözümler aranmaya başlanmıştır.
1972de Paul Berg genetiği değiştirilmiş ilk DNA molekülünü oluşturmuştur.
Bir yıl sonra Stanley Cohen, Annie Chang ve Herbert Boyer ilk genetiği değiştirilmiş organizmayı yaratmıştır.
1983te 4 farklı ekip ilk genetiği değiştirilmiş bitkileri yaratmışlardır.
1995te Bacillusthuringiensis (Bt) Mısır ekimi yapılmıştır.
1998de GDO etiketleme kuralları belirlenmiş ve GDO dünyadaki açlığa çözüm olarak insanlığın hizmetine sunulmuştur.
GDO NEDİR?
Transgen teknolojisi kısaca, bir türe ait genin aynı veya başka bir türe aktarılmasına olanak sağlanması şeklinde ifade edilmektedir. Günümüzde bu teknoloji gen düzenlenmesi, bağışıklık sistemi, kanser araştırmaları ve gelişim biyolojisini de içeren biyomedikal alanlarda uygulanmaktadır. Ancak, hala üzerinde yoğun çalışmalar yapılan teknolojilerden biri olan transgenik hayvan üretiminde çiftlik hayvanlarının genetik alt yapılarının geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Gen transfer teknolojisi ile hayvan veya bitki genomu içerisine herhangi bir yabancı genin aktarımı sağlanabilmektedir. Gen, genom içerisine entegre olduğunda ve ifadelendiğinde transgenik organizmalar promotörlerin uzunluğuna, özelliğine ve aktarılan genin yapısına bağlı olarak yeni genotipik ve fenotipik özelliklere sahip olmaktadır.
GDONUN YARAR VE ZARARLARI
Potansiyel Yararlar
Potansiyel Zararlar
1.Gıda üretiminin ve kalitesinin artırılması
1.Gıda kalitesinde değişiklikler
2.Muhafaza süresi ve organoleptik kalitenin yükseltilmesi
2.Antibiyotiğe dirençlilik ve potansiyel toksisite
3.Besleyici kalitenin ve sağlık etkisinin iyileştirilmesi
3.Hedef olmayan organizmalara gen kaçışı
4.Et, süt ve canlı hayvan kalite ve kantitesinin iyileştirilmesi
4.Muhtemel yeni virüs ve toksin oluşumu
5.Bitkisel üretimin artması, aşı ve ilaç üretimi
5.Genetik zenginliğin tehdidi
6.Hastalık, stres, herbisit ve virüslere biyolojik dayanıklılık
6.Etkilenme eksikliğine ilişkin endişeler
7.Erken olgunlaşma
7.Organik üretim yapanlar ve geleneksel üretim yapanlar arasında oluşan haksız rekabet
8.Yeni besinler ve yeni ekim teknikleri
8.Sağlıksız hayvanlar ve hayvansal ürünler
9.Atıkları daha iyi değerlendirme
9.Bazı ülkelerde tüketiciyi bilinçlendirmenin zorunlu olmayışı
10.Toprak, su ve enerjinin korunması
10.Yeni gelişmelerin sadece zengin ülkelerin lehine olacak şekilde tasarlanmaları
11.Orman ürünleri için yeni biyoprosesler oluşturulması
11.Dünya gıda üretiminin sadece birkaç büyük şirket tarafından domine edilmesi
GDOLU ÜRÜNLER
Mısır:
Kullanım amaçlarının en önemlisi insektisitlerin kullanımına gerek duyulmamasıdır. Böylece çevre kirliliğinin azaltılması ve çiftçinin görev yükünün azaltılması amaçlanmaktadır.
GDOlu mısır tüketimi ile ilgili sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, başlıca olarak böbrek ve karaciğer üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Genetiği değiştirilmiş mısır; başlıca yağ, un, nişasta, früktoz şurubu, sakarozda kullanılmaktadır. Bunların kullanımıyla bisküvi, kraker, kaplamalı çerez, puding, bitkisel yağ, mama, şekerleme, çikolata, gofret, hazır çorba gibi ürünlere de katılmaktadır. Ayrıca GDOlu mısır tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar aracılığıyla da tüketilmektedir.
Soya:
Soyada GDO tekniği uygulanmasının en temel amacı; soyayı biyodizel yakıt olarak kullanmaktır.
Soyanın kullanım alanları; kahve kreması, pişirme yağı, dolgu yağı, margarin, mayonez, ilaç, yem, farmasötik insektisit, kauçuk, yağ, antikorozyon maddeleri, antistatik maddeler, macun bileşenleri, inşaat malzemeleri, bakım yağları, mürekkep, baskı maddeleri ve analitik kimyasallardır.
Diğer Ürünler:
Papaya: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek papaya ringspot virüse dirençli hale getirilmiştir.
Domates: Toplanmasından sonra yumuşamasının engellenmesi için poligalacturonaz (Pg) enzimini sentezleyen genin antisense kopyası eklenerek, enzim baskılanmıştır. (Dünyada başarıya ulaşamadığı için kullanımı yoktur.)
Kanola: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek herbisitlere dirençli hale getirilmiştir.
Şeker kamışı: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek belli pestisitlere dirençli ve sukrozdan zengin hale getirilmiştir.
Pirinç: İki farklı organizmadan üç farklı gen implante edilmiş, iki gen nergis genomundan; bir gen bakteri genomundan alınmış ve "altın pirinç elde edilmiştir. Özelliği Vitamin-A zengini olmasıdır.
Hepimizin çok sık karşılaştığı bir konuyu paylaşmak istiyorum.
GDOlu ürünler, bunlardan elde edilen soya yağı, mısırözü yağı gibi gündelik hayatımızda sık sık kullanacağımız ürünler konusunda tutum ve davranışlarımız ne olmalı?
Eğrisiyle, doğrusuyla tüm bildiklerimi ve öğrendiklerimi sizlere aktarmak istedim.
Genetiği Değiştirilmiş Organizma (GDO): Bir organizmanın sahip olduğu genetik bilginin bir kısmının başka bir organizmaya aktarılmasıyla elde edilen yeni organizmadır.
Gen transferi, biyolistik, elektroporasyon, mikro enjeksiyon gibi yöntemlerle gen aktarımı sağlanır. Bu yöntemler sonucunda da GDOlu ürünlerde üretim, kalite ve dayanıklılık süresinin artışı, ilaç üretimi, yeni besin türlerinin elde edilmesi, ürün atıklarının azaltılması ve çevreye kazandırılması gibi yararlar sağlanırken; antibiyotiğe dirençlilik, potansiyel toksisite, istenmeyen gen değişimi, tür zenginliğinin azalması, haksız rekabet gibi zararlar da doğmaktadır.
En çok kullanılan GDOlu ürünlerden pamuk, mısır ve soya üretiminde; herbisitlere, insektisitlere ve iklim şartlarına dayanıklılık sağlamak, ilaç ve gübre kullanımını azaltmak amaçlanmaktadır.
Birincil olarak,
1. Pamuk; yağ, hayvan yemi, tekstil ve katkı maddesi sanayisinde,
2. Mısır; yağ, un, nişasta, früktoz şurubu üretiminde,
3. Soya ise yağ, kauçuk, yem, mürekkep, inşaat malzemesi üretiminde kullanılmaktadır.
Besin zincirinde GDOlu ürünleri ve türevlerini tüketen tüm canlılara bunlar aktarılmaktadır.
Yasal olarak dünyada GDOlu ürünlerde kısıtlama yapmayan ülkeler ABDyi, ülkemizin de içinde bulunduğu kısıtlama yapan ülkelerse Avrupa ülkelerini örnek almaktadır.
GDONUN TARİHÇESİ
1970li yıllarda çevre sağlığının insan sağlığı üzerindeki etkileri araştırılmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. Hatalı kullanılan tarım ilaçlarının ve kimyasal gübrelerin insan sağlığına zarar verdiği gösterilmiştir. Bazı tarım ilaçları da yasaklanmıştır. Zamanında kurtarıcı olarak gösterilen yeşil devrimin geride çevre kirliliği gibi ciddi yan etkiler bıraktığı belirlenmiştir. Topraklar kirlenmiş, su kaynakları hızla azalmaya başlamıştır. Bunun üzerine artan dünya nüfusunu beslemek için yeni çözümler aranmaya başlanmıştır.
1972de Paul Berg genetiği değiştirilmiş ilk DNA molekülünü oluşturmuştur.
Bir yıl sonra Stanley Cohen, Annie Chang ve Herbert Boyer ilk genetiği değiştirilmiş organizmayı yaratmıştır.
1983te 4 farklı ekip ilk genetiği değiştirilmiş bitkileri yaratmışlardır.
1995te Bacillusthuringiensis (Bt) Mısır ekimi yapılmıştır.
1998de GDO etiketleme kuralları belirlenmiş ve GDO dünyadaki açlığa çözüm olarak insanlığın hizmetine sunulmuştur.
GDO NEDİR?
Transgen teknolojisi kısaca, bir türe ait genin aynı veya başka bir türe aktarılmasına olanak sağlanması şeklinde ifade edilmektedir. Günümüzde bu teknoloji gen düzenlenmesi, bağışıklık sistemi, kanser araştırmaları ve gelişim biyolojisini de içeren biyomedikal alanlarda uygulanmaktadır. Ancak, hala üzerinde yoğun çalışmalar yapılan teknolojilerden biri olan transgenik hayvan üretiminde çiftlik hayvanlarının genetik alt yapılarının geliştirilmesi hedeflenmektedir.
Gen transfer teknolojisi ile hayvan veya bitki genomu içerisine herhangi bir yabancı genin aktarımı sağlanabilmektedir. Gen, genom içerisine entegre olduğunda ve ifadelendiğinde transgenik organizmalar promotörlerin uzunluğuna, özelliğine ve aktarılan genin yapısına bağlı olarak yeni genotipik ve fenotipik özelliklere sahip olmaktadır.
GDONUN YARAR VE ZARARLARI
Potansiyel Yararlar
Potansiyel Zararlar
1.Gıda üretiminin ve kalitesinin artırılması
1.Gıda kalitesinde değişiklikler
2.Muhafaza süresi ve organoleptik kalitenin yükseltilmesi
2.Antibiyotiğe dirençlilik ve potansiyel toksisite
3.Besleyici kalitenin ve sağlık etkisinin iyileştirilmesi
3.Hedef olmayan organizmalara gen kaçışı
4.Et, süt ve canlı hayvan kalite ve kantitesinin iyileştirilmesi
4.Muhtemel yeni virüs ve toksin oluşumu
5.Bitkisel üretimin artması, aşı ve ilaç üretimi
5.Genetik zenginliğin tehdidi
6.Hastalık, stres, herbisit ve virüslere biyolojik dayanıklılık
6.Etkilenme eksikliğine ilişkin endişeler
7.Erken olgunlaşma
7.Organik üretim yapanlar ve geleneksel üretim yapanlar arasında oluşan haksız rekabet
8.Yeni besinler ve yeni ekim teknikleri
8.Sağlıksız hayvanlar ve hayvansal ürünler
9.Atıkları daha iyi değerlendirme
9.Bazı ülkelerde tüketiciyi bilinçlendirmenin zorunlu olmayışı
10.Toprak, su ve enerjinin korunması
10.Yeni gelişmelerin sadece zengin ülkelerin lehine olacak şekilde tasarlanmaları
11.Orman ürünleri için yeni biyoprosesler oluşturulması
11.Dünya gıda üretiminin sadece birkaç büyük şirket tarafından domine edilmesi
GDOLU ÜRÜNLER
Mısır:
Kullanım amaçlarının en önemlisi insektisitlerin kullanımına gerek duyulmamasıdır. Böylece çevre kirliliğinin azaltılması ve çiftçinin görev yükünün azaltılması amaçlanmaktadır.
GDOlu mısır tüketimi ile ilgili sıçanlar üzerinde yapılan bir çalışmada, başlıca olarak böbrek ve karaciğer üzerinde etkisinin olduğu tespit edilmiştir.
Genetiği değiştirilmiş mısır; başlıca yağ, un, nişasta, früktoz şurubu, sakarozda kullanılmaktadır. Bunların kullanımıyla bisküvi, kraker, kaplamalı çerez, puding, bitkisel yağ, mama, şekerleme, çikolata, gofret, hazır çorba gibi ürünlere de katılmaktadır. Ayrıca GDOlu mısır tüketen tavuk ve benzeri hayvansal gıdalar aracılığıyla da tüketilmektedir.
Soya:
Soyada GDO tekniği uygulanmasının en temel amacı; soyayı biyodizel yakıt olarak kullanmaktır.
Soyanın kullanım alanları; kahve kreması, pişirme yağı, dolgu yağı, margarin, mayonez, ilaç, yem, farmasötik insektisit, kauçuk, yağ, antikorozyon maddeleri, antistatik maddeler, macun bileşenleri, inşaat malzemeleri, bakım yağları, mürekkep, baskı maddeleri ve analitik kimyasallardır.
Diğer Ürünler:
Papaya: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek papaya ringspot virüse dirençli hale getirilmiştir.
Domates: Toplanmasından sonra yumuşamasının engellenmesi için poligalacturonaz (Pg) enzimini sentezleyen genin antisense kopyası eklenerek, enzim baskılanmıştır. (Dünyada başarıya ulaşamadığı için kullanımı yoktur.)
Kanola: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek herbisitlere dirençli hale getirilmiştir.
Şeker kamışı: Bitki genomuna yeni gen transfer edilerek belli pestisitlere dirençli ve sukrozdan zengin hale getirilmiştir.
Pirinç: İki farklı organizmadan üç farklı gen implante edilmiş, iki gen nergis genomundan; bir gen bakteri genomundan alınmış ve "altın pirinç elde edilmiştir. Özelliği Vitamin-A zengini olmasıdır.
Sayı: 919 - Sayı'nın Kapağı