İki cadde öteye navigasyon açan, yemek yapmak için YouTube’dan video izleyen ama tarifi öğrenmeye gerek duymayan bir çağı yaşıyor yeni kuşaklar.
Salça, tarhana, erişteyi geçtim, omlet yapmayı bile öğrenmek istemiyoruz.
Ne gerek var ki? Nasılsa dijital ortamda her bilgi bir tuş kadar yakınımızda duruyor.
Dünya’nın en büyük adası hangisi, en yüksek dağ neredeymiş? Bize ne canım! O bilgi bize lazım değil ki. Allah aşkına, bilgi yarışmasına mı gireceğiz?
Bize hangi bilgi lazım artık?
Hiçbiri hafızamızda tutacağımız kadar önemli değil.
Bir gün sistemin çökeceği ve apışıp kalacağımız kimsenin aklına gelmiyor. O, o kadar mutlak bir güç ki hiç kaybolmayacak, orada bizi bekleyecek sanıyoruz. Ne büyük bir aymazlık!
Böyle bir felaket bizim kuşak için hiç sorun değil. Ancak yeni nesle Allah kolaylık versin. Hele bir gün bilgisayarda oyun oynayamasınlar, herhâlde çıldırırlar. Elleri, kolları, ayakları, gözleri internet.
Bütün duyularını kaybederler. Sanıyorum bunun adı kıyamet olacak onlar için.
Çocuk denilen canlı, o çağın modası neyse ona tutku ile bağlanır. Ve o tutku, büyüklerin hiç hoşuna gitmez.
Cem Yılmaz’ın şovunda kullandığı gibi:
“Büyüklerde moda olan ne varsa çocuğa zararlıdır mantığı vardır. Mesela biz küçükken televizyon için aynı şeyi söylerlerdi. Gözü bozar falan gibi.”
Biz küçükken mahallede oyun oynardık. Ama ne oynamak ne oynamak! Hava kararmadan, hatta dayak yemeden eve girmezdik. Sonra birden hayatımıza televizyon giriverince, yaz günü en oynanacak saat olan 18:00’de sokakta kimse kalmazdı. Çünkü o saat programların başlama saatiydi.
Yine bizim dönemimizde çizgi roman okuyan çocuklar kötü çocuklardı. Ama ders kitabının arasına bile koyar, gizli gizli okurduk. Şimdi çocuklar çizgi roman okusalar, anne babaları zevkten dört köşe olur.
(Ilık bir meltem esiyor Turna Koyu’nda. Balıklar, iskele ışıklarına aldanıp ayak ucumuza kadar geliyor. Onlarda ne gam ne keder.)
Didim’deki yazlığımızdayız. Torunum Alp, yan komşu Akçaylar’ın torunu Demir ile kahvaltıdan sonra buluşuyorlar. Biri bir koltukta, biri diğer koltukta online oyun oynuyorlar.
Saat 17:00 gibi zorla evden çıkarıyoruz. Zorla bisiklete biniyorlar, zorla denize giriyorlar. Ama yapınca da bayılıyorlar. Zorlamak lazım.
Biraz zorlanmak, biraz zorlamak lazım.
Turna Koyu-21/08/2025