banner6

01.02.2021, 21:31

Zeytin varlığımıza sahip çıkalım (1)

Delicelerimizi Kesmeyelim, Aşılayalım…

Değerli dostum Mustafa Kırcı geçenlerde ‘’DELİCE’’ başlıklı bir ileti aktardı bana, biliyorsunuz Delice, bizim Ege ve Akdeniz bölgelerinde yer alan bir ağaç türü, aslında yabani zeytin ağacı, aşılanınca zeytine dönüşüyor. Gelin önce bu iletiyi okuyalım;
1951-1952 yıllarında İspanya Hükümeti, Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istiyor. O güne kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında yer almayan bu talebin bir de özel şartı vardı, kömürlerin İskenderun’dan Saroz Körfezine kadar uzanan Akdeniz ve Ege sahillerinde, doğada kendiliğinden yetişen ‘’delice’’ ağacından elde edilmesi isteniyordu!
Yüksek getiri sağlayacak bu istek dönemin hükümeti tarafından sevinçle karşılandı, ülkemizde bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlıyordu, limanların üzeri kömürün gemi yüklemeleri nedeniyle kara bir bulutla kaplanıyor, göz gözü görmüyordu.
O yıllarda Ankara’da görev yapan ABD Ticaret Ataşesi, dönemin Dışişleri Bakanı’na ihraç edilen kömürün İspanya tarafından nasıl değerlendirildiğini, ya da nerelerde kullanıldığını araştırıp, araştırmadıklarını soruyor. Aldığı cevap, getirisinin önemli olduğu, nerede kullanıldığının Türkiye’yi ilgilendirmediği, şeklinde oluyor. Bunun üzerine Ataşe konuyu kendisi araştırıyor ve otoyollarda dolgu malzemesi olarak kullanıldığı bilgisine ulaşıyor. Bununla da yetinmeyip ABD’de tanıdığı mühendislerden bilgi alıyor ve otoyolda kömür dolgusunun bir yararı olmadığını, öğreniyor. Sonuçta İspanya, kendine rakip gördüğü Türkiye’nin yabani zeytin gücünü yaralamaya çalışıyordu, karşısındakilerin nasıl bir değere sahip olduklarının farkında olmayışları, onları rahatlatıyordu.
Öğrendiklerini Bakana iletiyor, Türkiye
’nin bundan rahatsız olmadığı, elde edilen gelirden dolayı memnun olduğu, cevabını alıyor, konu kapanıyor. Oysa Delice ağacının zeytin aşılamak için en uygun ağaç olduğunu bilenler Türkiye’ye oyun oynamışlardı.
Sonuçta bugün İspanya Dünya’nın en büyük zeytinyağı ihracatçısıdır ve ne tesadüf ki aynı yıllarda Türkiye margarinle tanışmıştır.
O yıllarda, güya ekonomimize katkı sağlamak üzere uygulanan Marshall yardımı sürecinde Ege ve Akdeniz bölgemizdeki milyonlarca delice ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupa’ya götürüldü. ABD bize bu ağaçların yerine milyonlarca kavak ve çam fidanı verdi.
Kavak ağacı ülkede alerjik hastalıklar başlattı. Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi, dağlarımıza, ovalarımıza, her yere diktik ve bunlar birer saatli bomba oldular. Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlayarak, yanar halde 200m uzağa fırlamakta ve oradaki çam ağaçlarını da tutuşturmaktadır. Nitekim zaman zaman yaşıyoruz ormanlarımızın yandığını, bu sene de yaşadık.
Oysa yetkililerimiz geniş ve uzun vadeli bakış açısına sahip olabilselerdi, önce deliceleri aşılayıp zeytinliklere dönüştürselerdi veya çıra çamı dikeceklerine ceviz, badem, incir, sakız ağaçları dikselerdi, hem kolay kolay yanmazlar, hem de köylümüze kalıcı gelir kaynakları oluştururlardı… Ancak bu kafa hiç değişmedi, hatırlarsınız 5/6 yıl önce Mudanya yolunda bir çam ormanı yandı. O zaman Orman Bölge Müdürünü arayıp, bu alan zeytin bölgesi içinde, gelin buraya zeytin dikin, hatta alanı bölümlere ayırarak kullanım hakkını çevredeki köylülere aktarın, onlar hem bakımları yapsınlar, hem de zeytinden para kazansınlar, bu paranın bir kısmını da size aktarsınlar, dedim. Cevap, efendim orası çam ormanıdır, değiştirilemez!!! Sonuçta diktiler küçük çam fidanlarını, şu anda ne kadar büyüdüler bilmem ama, zeytin dikilseydi verim vermeğe başlamak üzere olacaklardı.


OLEA43 Sosyal Tesis çatısındaki nakil olmuş zeytin
Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51