banner6

03.08.2021, 00:01

Yeşil mutabakat eylem planı

Ticaret Bakanlığı tarafından, Türkiye’nin son yıllarda ivme kazanan iklim değişikliğiyle mücadele politikalarına adaptasyonu sağlamayı hedefleyen ve ihracatta rekabetçiliği güçlendirecek bir yol haritası niteliğinde olan ‘’Yeşil Mutabakat Eylem Planı’’ yayınlandı.

Planı başından sonuna kadar dikkatle okudum, ilk cümledeki “…iklim değişikliğiyle mücadele...’’ deyimi planın devamındaki hiçbir bölümünde yer almadığı gibi, açıkça Türkiye 2050 yılına kadar tüm sera gazı salınımlarını sıfırlayacaktır, taahhüdü de ifade edilmiyor.

Sadece sanayinin yeşil dönüşümü ve döngüsel ekonominin geliştirilmesi, yeşil OSB’lerin ve yeşil endüstri bölgelerinin hayata geçirilmesine yönelik çalışmaların tamamlanması amaçlanıyor, şeklinde plan yazılımı devam ediyor. Metin içinde yer alan, yeşil ekonomi, yeşil OSB, yeşil mevzuat vb. deyimler kullanılıyor ama ‘’Yeşil’’ neyi hedefliyor, bu da açıklanmıyor.

İsterseniz Ticaret Bakanlığı’nı böyle bir adım atmaya zorlayan nedeni hatırlayalım, bu nedeni yine bu köşede ‘’Paris Sözleşmesi Beşinci Yıldönümünde’’ başlıklı yazımla, ağırlıklı olarak ihracat yapan NOSAB sanayicilerimizin AB ülkelerine ihracatlarının önüne, ihraç edecekleri malların üretimlerinde sıfır sera gazı salınan yeşil enerji kullanımını mecbur kılan ‘’Avrupa Yeşil Mutabakatı’’ koşullarının, aşmaları gerekli bir bariyer olarak dikildiğini, anlatmıştım. Aslında Avrupa Yeşil Mutabakatı, bizim imzalamadığımız, Birleşmiş Milletler Paris Sözleşmesihedeflerine yönelik AB ülkelerinin atacağı adımları ve taahhütleri tanımlayan bir sözleşmedir ve de temel hedefi 2050 yılına kadar yer küre üzerindeki iklim değişikliğinin ana nedeni olan sera gazları salınımlarını sıfırlamaktır.

Biliyorsunuz ‘’İklim Değişikliği’’ 1950’li yıllardan itibaren dünya gündemine girmeye başlamış, 1972 yılında BM çatısı altında, Türkiye dahil 113 ülkenin liderlerinin katılımıyla, Stockholm’de masaya yatırılmış, atmosfere bıraktığımız sera gazları etkisiyle oluşmakta olan küresel ısınmaya dayalı iklim değişikliğini frenleme çareleri tartışılmış, uygulamaya yönelik kararlar alınmış.

1992’de Rio’da yine BM çatısı altında, bu defa ülke liderlerinin yanında, ülkelerin SKT’lerinin de katıldığı konferansta konu yeniden masaya yatırılmış, tedbirler tartışılmış, ülkeler toplantıda alınan kararları halklarıyla beraber uygulamaya koymuşlar. Ama 2015’e gelindiğinde küresel ısınmanın durdurulamadığı gerçeği bu defa ülke liderlerini, biz hariç, çok daha kararlı adımlar atmaya yönelik kararlar almak için, Paris’te yine masa etrafında toplamıştır.

Yapılan müzakereler sonunda, halen 1, 2C derece artış gösteren atmosfer sıcaklığını frenleme yolunda çok daha ciddi tedbirleri içeren ‘’Paris Taahhütnamesi’’ katılımcı ülkelerce imzalanmıştır. Bu taahhütname ülkelerin atmosfere salgıladıkları sera gazlarını 2050 yılına kadar sıfırlamayı ve sıcaklık artışını 2C derecede durdurmayı hedef almıştır. İşte bu taahhütnameyi imzalayan AB ülkeleri de kendi aralarında toplanarak, bu hedefe doğru atacakları adımları belirlemişler ve ‘’Avrupa Yeşil Mutabakatı’’ adı altında imza altına almışlardır.

Gelin bu mutabakatın içeriğine göz atalım; 2050’e kadar karbon nötr adına hazırlanan AB İklim Yasasıyla oluşturulan ‘’Sınırda Karbon Düzenlemesi’’ çalışmaları kapsamında, çevre koruma hassasiyeti olmayan ülkelerde üretilen ürünleri AB’ne ithal edilmemesi, Temiz, uygun maliyetli ve güvenli enerji temini, enerji verimliliğinin sağlanması, yenilenebilir enerji kullanımı ve kömürden enerji üretiminden hızla çıkış, Temiz ve döngüsel ekonomi için sanayinin harekete geçirilmesi ile üretimlerde ağırlıklı olarak geri dönüşümlü malzemelerin kullanılması, Enerji ve kaynak verimli inşaatlarda, tüketilen toplam enerjinin %40’ı kullanılmaktadır, mevcut binaların da ısı yalıtımlı olarak yenilenmesi, Sürdürülebilir ve akıllı ulaşıma geçilerek karbon salınımların azaltılması, yük taşımacılığının %75’inin elektrikli demiryolu ve iç sularda sürdürülmesi, 2025 yılına kadar da AB yollarında 13 milyon sıfır salınınımlı elektrikli araç kullanımı, 1 milyon şarj istasyonunun oluşumu, Çiftlikten sofraya adil, sağlıklı ve çevre dostu bir gıda sisteminin oluşturulması, gübre, antibiyotik ve kimyasal böcek ilacı kullanımının azaltılması, Ekosistemlerin ve biyoçeşitliliğin korunması ve yenilenmesi, Toksit içermeyen çevre için sıfır atık, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik eylem planının uygulanması, Dikkat ederseniz planın genel hedefi, İklim Değişikliğini pompalayan sera gazı salınımlarının sıfırlanması olmaktadır. İşte bu nedenle, Ticaret Bakanlığının değil, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıkça, Türkiye’nin de atmosfere sera gazı salınımlarını 2050 yılına kadar sıfırlamayı hedef alan planlarını yapıp, uygulamaya sokması ve dünyaya açıklaması gerekiyor…

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51