banner34

banner50

banner6

12.10.2020, 20:50

Tehdit mi, fırsat mı?

Elektrikli araçlar, devletler tarafından belirlenen politika ve kanunlar, üreticilerin üretim süreçleri ve ürün seçimleri, toplumun bu politikalara ve seçimlere tepkileri gibi birtakım etkilere bağlı olarak her ülkenin kendine özgü koşullarında yerini alacak.

Artık  araç üreticilerini ayıracak kriterlerden biri de “aracım daha çevreci” demek olacak. Sadece araç üreticileri değil ülkeler bile bunu bir statü olarak düşünüyorlar.

Elektrikli araç yapabilmek, mevcut OEM’ler, orta büyüklükte ve girişim yapabilecek firmalar ve birçok Tier1 tedarikçiler açısından da büyük fırsatlar barındırıyor. Elektrikli araç üretimi bir yandan büyük bir fırsat barındırırken öte yandan riskleri de beraberinde getiriyor. Yakın gelecekte içten yanmalı motorlu araçlar üzerine çalışmak ve bunu sürdürmek ülkemiz açısından büyük bir avantaj olmayacak.

Dünyadaki rekabetin, kaçınılmaz olarak araçları daha çevreci ve kişiselleştirilebilir hale getirdiğini söylemiştik. Elektrikli araç üretiminin artmasıyla beraber birçok parça değişim geçirecek ya da hiç kullanılmayacak.

Özellikle mevcut pil teknolojileri nedeniyle, elektrikli araçlarda uzunca bir süre gereksiz yük taşınacak gibi görünüyor. Bu açıdan ağırlık konusu önemli kriterlerden biri olacak. Malzeme üreticileri de bundan etkilenecek. Bugün yaygın olarak araç üretiminde kullanılan yüksek mukavemetli çelikler yine en önemli konular olmaya devam edecek. Preste şekillendirilen parçalar örneğin; gövde ve karoser parçaları yüksek mukavemetli ince saclardan yapılabiliyor. Daha da hafifletilmiş sac parçalar, mevcut üreticileri etkilemeye devam edecek. Hafif malzeme dediğimizde sadece çelik değil, alüminyum ve özel alaşımlı hafif ve mukavemetli malzemeler veya karbon kompozit malzemeler de gündemde daha fazla yer almaya başlayacak. Alüminyum parçaların preslenmesi ve büyük ebatlarda dökülmesinin mümkün olması, üretimde kullanılmasını kolaylaştırıyor. Bununla beraber tasarım sürecinde parça boyut ve şekillerinin optimizasyonu önemli konuların başında gelecek. Bir döküm parçayı artık çok daha karmaşık halde optimize ederek, hafifleştirebiliyoruz.

İçinde yaşadığımız Endüstri 4.0 yaklaşımı çok önemli fakat bir o kadar da olması gerekenden uzak. Gelecekte sektördekiler çok hızlı bir şekilde araç ve parçaları optimize edecek, malzemeyi istediği gibi seçecek ve hızlı bir şekilde de üretecek. Elektrikli araçlar; malzeme konusunda çalışma niyeti ve potansiyeli olan tedarikçilerimiz için de önemli bir fırsat. Gelecekte araçlarda bugün ürettiğimiz parçaların hemen hepsinin değişeceğini öngörerek çalışmalarımızı sürdürmeliyiz. Bunu bir tehdit olarak görmek mümkün, ancak bir yerde tehdit varsa mutlaka fırsat da vardır. Örneğin, şu an konsept elektrikli araçlarda bazı karmaşık parçalar 3D yazıcı teknolojisi ile elde edilebiliyor.

OEM ile birlikte proje geliştirip rekabet öncesi ürünler ortaya çıkarabiliriz diyorum ancak ülkemizde birkaç güzel örnek haricinde alışılmış bir şey değil. Yurt dışında ortak projeler yapan büyük firmalar biliyoruz.  Rakip OEM’ler bile birlikte çalışıp, inovasyon yapıp; yeni teknoloji, yeni sistem ve yeni ürünler çıkarabiliyor ve Ar-ge yatırımlarını bu şekilde ortaklaştırarak maliyeti minimize edebiliyorlar. Bu tarz projeler tek başına yapılacak şeyler değil. Sadece yeni malzeme geliştirmek yetmiyor. Bunu yeni süreçlerle, en ekonomik şekilde üretebilmek için de işbirliği gerekiyor.

Aynı zamanda bunları yapacak insanları da yetiştirmek gerekiyor. Üniversite eğitiminde  sadece malzeme alternatifleri düşünen birimler, ilgili Start-Up’lara destek verilecek ortamlar oluşturulmalı. Örneğin;  bitkilerden elde edilen elyaf ve doğa dostu reçinelerle hem hafif ve dayanıklı hem de çevreci kompozitler üretilebiliyor.

Ayrıca  otonom dediğimiz sürücüsüz araçlar şüphesiz bugün olmasa da beş - on yıl içerisinde çok ciddi olarak gündemimizde olacak. Burada özellikle insan psikolojisinin öneminin ortaya çıkacağını ön görüyorum.

Mevcut enerjisini çok verimli kullanmayı hesaplayabilecek elektrikli ve otonom araçlar gerçekten çok zeki olacak ve ona göre sürüş yapacak. Aracı etrafı ile yönetecek yani önüne çıkacak nesneyi  tanıyacak, sürüşünü buna göre şekillendirecek. Bu araç, yorumsuz bir şekilde duygusal davranmayı değil güvenli davranmayı seçecek. Bu süreçte bir sorunla karşılaşıldığında bunun sorumlusu, araç değil onu dizayn eden, geliştiren firmalar mühendisler olacaktır.

Yapay zekâ geliştirme çalışmaları aklın dahi alamayacağı hızda devam ettiği için her geçen gün olur mu acaba dediğimiz konularla burun buruna geliyoruz. Bu geliştirmeleri kurgulayacak otomotiv ve elektrik-elektronik mühendisleri ve yazılımcılar hatta sosyal bilimcilerimiz mevcut. Onları desteklemeli ve cesaretlendirmeliyiz.
Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51