EdTech ve eğitimin geleceği

Son yıllarda neredeyse her sektörün dijital devrime uğraması, eğitim sektörünün “sınıf düzeni” duruşunu pek baltalayamadı. Değişik endüstrilerin 1970-2020 karşılaştırmasını yaptığınızda ortaya çıkan görseller tamamen farklılık gösterirken, eğitimde ise “neredeyse aynı sınıf düzeninin” devam ettiğini görüyorsunuz. Pandemi sürecinin katalizör etkisi yarattığı Eğitim Teknolojileri “EdTech”, zaten akıllarda olan geleneksel eğitim süreçlerinin değişmesi gerektiği düşüncesini bir nebze daha arttırdı. Dijitalleşmenin geleneksel yapıyı yıkıp yerine daha verimli ve mantıklı bir düzen getirmesi, yani “disruption” etkisi kendini gösteriyor. Harvard’ta yapılan bir araştırma, öğrencilerin sınıf düzeni içinde oturuyor olması ve televizyon izliyor olmalarının benzer şekilde nöronal aktiviteyi düşürücü etkiye sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Bu konudaki, müfredat dışında “devam eğitimi” örnekleri bir o kadar fazla ve kaliteli. Edx.org web sitesi Harvard ve MIT’nin ortaklaşa kurduğu eğitim platformu. Edx’te eğitimlerin çoğu ücretsiz ve kaliteli, dünyanın en saygın okullarından kurumsal finans, münazara, elektrikli araçlar, yazılım mühendisliği eğitimlerini uzun soluklu alıyorsunuz, dilerseniz normalin 1/20 ücretlerle online yüksek lisans tamamlıyorsunuz. Yine Udemy.com, başarılı bir Türk girişimcinin kurduğu ve sektörün yıldızı olan bir web platformu, binlerce eğitimin cüzi rakamlarla elde edilebildiği platform. Coursera.com da oldukça kaliteli. Rosettastone.com yabancı dil eğitimi için biçilmez kaftanken, Datacamp.com ise veri biliminin baştan sona profesyoneller tarafından kullanılan eğitim platformu. Bunların tamamını şahsen deneyimlemiş biri olarak, oldukça etkili olduklarını söyleyebilirim.

Tamam, bunlar devam eğitimi. Peki ya lise, üniversite ve yüksek lisans gibi dereceler? Bugün yurtdışındaki birçok yüksek lisans öğrencileri haliyle “yalnızca online eğitim için tam ücret ödeme”nin mantıksız olduğu düşüncesiyle programları iptal ediyorlar (pek de haksız değiller) ve okullar da, alternatifler peşinde koşuyor. Örneğin Hindistan’da müfredat eğitimini online’a taşıyan Byju firması, en son 11 Milyar USD’lik değerleme aldı. Girişim sermayesi fonlarının da bu yıl ve devamında gözlerini EdTech girişimlerine çevireceği, sektörde sıkça dillendiriliyor.

Müfredat, bu konuda en büyük engellerden. Yalnızca ülkemizde değil, örneğin İngiltere’de de oldukça eleştiriliyor ve bir İngiliz görüş makalesine göre, müfredat İngiltere’de hükümet politikası yerleştirmek için kullanılıyor, eğitimin gelişmesini engelliyor, uzman kişilerden uygun görüşler alınmıyor. Yani bu sorun, pek çok ülkede mevcut.

Eğitim teknolojileri bu kadar yaygınlaşmışken ve üst düzey kaliteye ulaşmışken, insanlar yerel bir dil okuluna ya da sınıfta görülen bilişim eğitimine, yüzyüze anlatılan derslere aynı bedelleri ödemek istemiyor. Nitekim ABD’de yapılan bir araştırma, yedi senedir MBA kayıtlarının düşmekte olduğunu ve okulların artık zorlanmaya başladıklarını gösteriyor. Demek ki bir şeyler değişirken, aynı zamanda bu konuda pek çok fırsat ve gelecek de vaad ediliyor.

Saygılarımla