banner6

11.01.2021, 20:04

2021 ekonomide toparlanma yılı

Yazarımız Bursa Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğr. Üyesi Dr. Filiz Eryılmaz, 2021 öngörülerini EKOHABER okuyucuları için yazdı.

Pandeminin gölgesinde geçen 2020’in ardından, ekonomide 2021’in toparlanma yılı olacağını işaret eden Dr. Eryılmaz, aşının belirleyici etken olacağını söyledi.

Tüm dünya gibi 2020 yılını pandemi etkileri altında tamamlayan Türkiye, salgını sona erdirebileceği umuduyla aşı cephesinden gelen haberler, ülke içinde fiyat istikrarına yönelik uygulamalar ve Cumhurbaşkanı liderliğinde gerçekleştirilecek reform hareketleriyle 2021 yılına oldukça hızlı bir giriş yapmıştır. Salgının etkisi ile birlikte 2020’nin ikinci çeyreğinde %9,9 oranında daralan ekonomi, Haziran ayından itibaren başlayan normalleşme süreci ve hükümetin ekonomiyi destekleyici politikaları sonucunda üçüncü çeyrekte %6,7’lik büyüme oranı ile dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi olmuştur. Son çeyrek büyüme rakamının da açıklanmasının ardından ekonominin 2020 yılında yaklaşık %1 büyüyeceği beklenmektedir. Şimdi asıl merak edilen soru şu; 2021’de ekonominin akıbeti ne olacak, büyüyecek mi yoksa küçülecek mi? Hiç kuşkusuz yeni yılda ekonominin performansını aşılardan gelecek haberler sonrasında salgının seyri belirleyecek. Yeni yıla ilişkin genel beklenti 2021’de ekonominin büyüyeceği yönünde. Bu bağlamda Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) beklenti anketi sonuçları %3’lük bir büyümeye işaret ederken, Tablo 1’de de görülebileceği gibi Yeni Ekonomik Program’da (YEP) bu oran %5,8 olarak belirlenmiştir. Öte yandan OECD “Aralık Ayı Geçici Dönem Raporu’nda” Türkiye’nin yeni yılda büyüme beklentisini revize ederek %3,9’dan %2.9’a indirmiştir. Bir diğer uluslararası kuruluş olan JP Morgan’da 2021’de Türkiye için %3’lük bir büyüme öngörüsünde bulunmuştur. Ekonomik büyüme tahminleri konusunda önemli sürpriz 5 Ocak’ta 2021’de Dünya Bankası’ndan gelmiştir. Dünya Bankası’nın birçok ülke için 2020’de küçüleceği öngörüsünde bulunduğu “Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nun” Ocak 2021 sayısında, daha önce 2020 yılında %3,8 küçüleceğini dile getirdiği Türkiye ekonomisinin %0,5 büyüyeceği tahmininde bulunarak, beklentisini küçülmeden büyümeye doğru revize etmiştir. Dünya Bankası tahminlerine göre Türkiye ekonomisinin 2020’de büyüyecek olması ve 2021’de de büyümenin %4,5 düzeyinde tahmin edilmesi piyasalarda oldukça olumlu bir hava yaratmıştır.




Büyüme ikinci yarıdan
itibaren hız kazancak
Tüm tahminler göz önüne alındığında anlaşılan o ki, ekonomiler için yeni yılda özellikle aşı cephesinden gelecek haberler oldukça belirleyici olacak. Hiç kuşkusuz aşı haberleri kadar içeride enflasyonun durumu ile gerçekleştirilecek reformlarda ekonominin performansını etkileyecek diğer önemli gelişmeler olacaktır. Bu konuda hâkim ve aynı zamanda umutlu ve ihtiyatlı beklenti, aşıdan gelecek iyi haberlerle birlikte 2021 yılının küresel ekonominin olduğu kadar Türkiye ekonomisi için de bir toparlanma yılı olacağı yönündedir. Bu bağlamda piyasalarda 2021 yılının özellikle ilk çeyreğinin Türkiye ekonomisi açısından çok çetin geçeceği, fakat yılın ikinci yarısından itibaren ekonomide büyümenin hız kazanacağı görüşü hakimdir. Bu beklentiye göre ekonominin tam anlamıyla toparlanması 2024 yılını bulacaktır. Tüm bu iyimser beklentilere rağmen şunu not düşmekte fayda görüyorum; aşı beklenildiği gibi olumlu sonuçlar vermez ve özellikle Türkiye aşı uygulamaları konusunda başarısız olursa, 2021 yılı beklenenin aksine bir toparlanma yılı değil durağanlık yılı da olabilir. Düşük de olsa bu ihtimalin de göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.
TCMB’nin önceliği enflasyonla mücadele
Tablo 2’de de görüldüğü gibi 2020 yılında ekonominin enflasyon kanadında da işler çok iyi gitmedi. Aralık 2020’de en son açıklanan Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) %14,6 olarak gerçekleşirken, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) % 25,15 düzeyine ulaşmış durumda. 16 Aralık 2020’de TCMB başkanı Naci Ağbal’ın 2021 yılı para ve kur politikasına ilişkin yaptığı sunumda, hükümetle birlikte belirlenen orta vadeli %5 enflasyon hedefinin 2021 yılı için de korunduğunu dile getirdi. Yine aynı sunumda Ağbal, 2021 yılında izlenecek para politikasına ilişkin önemli açıklamalarda bulunarak, enflasyonda oluşan yukarı yönlü risklerin 2021’de para politikasının sıkı ve kararlı bir duruş sergilemesini zorunlu kıldığını vurguladı. Bu bağlamda yeni başkan şahin bir duruş sergileyerek, 2021 yılında para politikası kararlarının fiyat istikrarı önceliği korunarak alınacağını açıkladı. Tüm bu açıklamalar şu anlama gelmektedir; 2021 yılında TCMB enflasyonu düşürmek için var gücüyle çalışacak ve ekonomi yönetiminin ilk önceliği enflasyonla mücadele olacaktır. Bu bağlamda JP Morgan’a göre 2021 yılında TCMB tarafından uygulamaya konacak bu sert sıkılaştırma adımları ve değer kazanan TL ile enflasyon oranını yılsonuna doğru %14 seviyelerinden %10,5 seviyesine gerileyecektir. JP Morgan’ın beklentisine paralel hakim piyasa beklentisine göre 2021’in ilk yarısında enflasyon artmaya devam edecek, enflasyondaki düşüş ancak yılın ikinci yarısından itibaren görülebilecektir. Ayrıca yeni yılda tarım ürünleri fiyatları ve vergilerdeki artışlar ile TCMB’nin kredibilitesinde meydana gelecek azalmalar da enflasyondaki düşüşü geciktirebilecek riskler arasında görülmektedir.
Ekonomi yönetimindeki
değişiklikler olumlu yansıdı
2021 yılına ilişkin olarak bir noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Bilindiği üzere Kasım ayında hem Hazine ve Maliye Bakanı hem de TCMB başkanının değişmesi ekonomi yönetiminde yeni bir sürece girildiğinin işareti oldu. Özellikle yeni TCMB başkanı Naci Ağbal’ın göreve gelmesinin hemen ardından son iki Para Politikası Kurul’unda (PPK) 675 baz puanlık faiz artırımı, ekonominin para politikası ayağındaki yeni sürece ilişkin olumlu beklentileri pekiştirmiş oldu. Bu gelişmelerle ekonomi 2021’e olumlu bir havada girmiştir. Fakat son dönemlerde Merkez Bankası rezervlerinin kuru düşürmeye yönelik müdahaleler sonrasında eksiye düşmüş olması piyasaları bir hayli tedirgin etmiş ve para politikası ile ilgili önemli bir sorun olarak 2021’e aktarılmış görünmektedir. Bu nedenle yeni yılda TCMB’nin net rezervlerini artırmaya yönelik önemli adımlar atması gerekmektedir.
İşsizliğin olumsuz etkileri 2021’de hissedilecek
Gelelim bir diğer önemli mesele işsizliğe. Türkiye ekonomisi 2020 Eylül ayı itibariyle %12,7’lik işsizlik oranına sahip. Genç işsizlikte bu oran %24,3 oranında gerçekleşti. Hükümet tarafından sağlanan kısa çalışma ödeneği, işten çıkarma yasağı ve çalışanlara verilen devlet desteği gibi önlemler salgına rağmen işsizlik oranın çok yükselmediği bir yıl olmuştur. Fakat piyasa beklentileri pandeminin işsizlik üzerindeki olumsuz etkisinin 2021’de kendini daha çok hissettireceği yönünde. Hükümet tarafından istihdamı destekleme amaçlı uygulamaların da sona ereceği düşünüldüğünden, salgındaki ikinci dalga ile birlikte 2021’de işsizlik oranının Grafik 1’den de izlenebileceği gibi OECD tahminlerine göre %16,1 olarak gerçekleşeceği bekleniyor. Bu açıdan 2021 yılına ilişkin işsizlik ve istihdama ilişkin beklentilerin oldukça karamsar olduğu söylenebilir. 2020’de pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkilerini bertaraf etmeye yönelik hükümet tarafından maliye politikası ayağında asgari ücret desteği, vergi ertelemeleri ve kredi imkânları gibi bir dizi tedbir uygulandı. Teşvikler kaynaklı yüksek kalmasını beklenilen bütçe harcamaları ve zayıflayan ekonomik aktivite sonucu düşük gelirler kaynaklı bütçe açığının GSYH’ye oranının 2020’de %4.9 olarak gerçekleşmesi beklenirken, hükümet desteklerinin devam etmesi durumunda bütçe açıklarındaki bu tırmanışın 2021’de daha da artacağı düşünülmektedir. Bu bağlamda son Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi 2021 yılı için 245 milyar TL bütçe açığı öngörmektedir. 2020 sonu itibariyle cari açık/GSYİH’nın da %5 düzeyinde oldukça yüksek gerçekleşeceği beklenilmektedir. 2021’de küresel ekonomide beklenen toparlanma ile birlikte dış talepte yaşanacak kademeli iyileşme, seyahat, mal ticareti ve turizm gelirlerinde artışla birlikte cari açığın düşeceği tahmin edilmektedir. Bu beklentiler bağlamında Tablo 3’de de özeti yer alan 2021 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre cari açık/GSYİH’ın 2021’de %1,9 oranında gerçekleşeceği ve cari açıktaki bu düşüşle ülkenin finansman ihtiyacında da azalma olacağı tahmin edilmektedir.
Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51