Yapay Zeka Çağında “Fabri̇ka Ayarlarına Dönmek” : İnsanın Yeniden Yükselişi

Bu hafta Bursa Sanayici ve İş İnsanları Derneği BUSİAD tarafından 15.’si gerçekleştirilen Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumuna katıldım, ‘’Fabrika Ayarlarına Dönmek’’ başlığı ile birbirinden değerli üç konuşmacının sunumlarını dinledik. Günün sonunda şöyle düşündüm; “Yapay zeka çağında şirketleri ve liderleri fabrika ayarlarına nasıl döndürebiliriz?”

Aslında bu, teknoloji çağının en kritik sorusu. Çünkü dijitalleşme hızlandıkça, insanı merkeze alan yönetim anlayışının da aynı oranda güçlenmesi gerekiyor. Tam da burada konferans konuşmacılarından İdil Türkmenoğlu’nun yıllardır altını çizdiği veriler devreye giriyor.

• Şirketlerin %70’i “performans düşüşü”nün en büyük nedeninin insanı ihmal etmek olduğunu söylüyor.

• Çalışanlarıyla duygusal bağ kuran kurumlarda verimlilik %20, yenilik kapasitesi %30 artıyor.

• İK süreçlerinde sadece teknik değerlendirme yapan şirketlerde ilk 6 ayda ayrılma oranı %45’e kadar çıkıyor.

• Çalışanın “değer görüyorum” hissi yükseldiğinde şirketin finansal sonuçları da paralel şekilde yükseliyor.

Bu veriler aslında şunu gösteriyor ; yapay zeka ne kadar gelişirse gelişsin, geleceğin asıl rekabet avantajı insana yatırım yapmak olacak. “Teknoloji bu kadar hayatımızdayken kurumlar neden kendini kaybetmeye başlıyor?” Cevap şu olabilir mi? ‘’İnsan unutturuldu’.’

Fabrika ayarlarına dönmek demek: Amacı yeniden hatırlamak, değerleri gerçek hayata taşımak, insan deneyimini merkeze almak, liderliği “komut veren” olmaktan çıkarıp “yol açan” hale getirmek demek. Teknoloji çok ileri, robotik sistemler güçlü, üretim hızlanmış…

Ama liderler artık biliyor: ‘’Çalışanı güçlendirmeden fabrikanın verimini güçlendirmek mümkün değil.’’

Peki yapay zeka çağında insan neden yeniden yükseliyor? Çünkü teknoloji hızlandıkça üç şey öne çıkıyor:

• Empati ve bağ kurma becerisi ; AI veriyi okur, ama insanı anlamaz. Bunu sadece insan yapabilir.

• Değer üretme motivasyonu ; Yapay zeka para üretir, ama anlam üretmez, anlamı insan verir.

• Yaratıcılık, sezgi ve etik ; AI “ne yapılabilir”i söyler. İnsan “ne yapılmalı”yı seçer. İşte bu seçim, geleceğin en değerli yetkinliği olacaktır. Bugün şirketler; çalışan deneyimi, kurum kültürü, psikolojik güven, mentorluk ve liderlik gelişimi alanlarına yatırım yaptığında sadece insanı değil, markayı da güçlendiriyor. Çünkü yeni ekonomi “duygusal zekâ + teknik zekâ” birleşimini ödüllendiriyor. Geleceğin kazananları; sadece yapay zekâya yatırım yapanlar değil, yapay zekânın yanına insanı da koyabilenler olacaktır.