Yalnızlaşma

Değerli Okurlar,

Enflasyon verileri tartışılır olan TÜİK, geçtiğimiz günlerde Aile Verileri analizini paylaştı.

Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre; Türkiye'de 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hane halkı büyüklüğü 2024 yılında 3,11 kişiye düştü. Ortalama hane halkı büyüklüğünün en yüksek olduğu iller; 4,85 / Şırnak, 4,63 / Şanlıurfa ve 4,50 / Batman izledi. En düşük olduğu iller ise; 2,53 / Giresun ve Çanakkale, 2,55 / Tunceli ve 2,59 / Eskişehir.

Tek kişilik hane halklarının oranı; 2016 yılında yüzde 14,9 iken 2024 yılında yüzde 20'ye yükseldi.

Tek çekirdek aile olarak ifade edilen, yalnızca eşlerden veya eşler ve çocuklarından veya tek ebeveyn ve en az bir çocuktan oluşan hane halklarının oranı, 2016 yılında yüzde 66,4 iken 2024 yılında yüzde 63,5'e geriledi. Diğer yandan, geniş aile olarak tanımlanan ve en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan oran 2016 yılında yüzde 16,3 iken 2024 yılında yüzde 13,3'e düştü.

Aralarında eş, anne-çocuk veya baba-çocuk ilişkisi olmayan fertleri içeren; diğer bir ifadeyle çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşanların oranı 2016 yılında yüzde 2,4 iken 2024 yılında yüzde 3,2'ye yükseldi.

2024 yılında tek kişilik hane halklarının oranının en yüksek olduğu il yüzde 31,7 ile Gümüşhane, en düşük olduğu il ise yüzde 11,1 ile Batman oldu.

2024 yılında tek ebeveyn ve çocuklardan oluşan toplam hane halklarının oranı yüzde 10,9 oldu. Bunun yüzde 2,6'sını baba ve çocuklardan, yüzde 8,4'ünü ise anne ve çocuklardan oluştuğu görüldü.

Geniş aileden oluşan hane halklarının oranının en yüksek olduğu il yüzde 20,3 ile Hakkâri en düşük olduğu il ise yüzde 9,2 Eskişehir oldu.

Toplam hane halkı sayısı 26,599,261 oldu. Hanelerin yüzde 42,8'inde 0-17 yaş grubunda en az bir çocuk bulunduğu görüldü. En yüksek il yüzde 68,5 ile Şanlıurfa, en düşük il yüzde 28,2 ile Tunceli oldu.

Hanelerin yüzde 19'unda 0-17 yaş grubunda bir çocuk, yüzde 14,6'sında iki çocuk, yüzde 6'sında üç çocuk, yüzde 2'sinde dört çocuk, yüzde 1,1'inde ise beş ve daha fazla çocuk bulunduğu görüldü.

Bu hanelerin yüzde 25,3'ünde 65 ve daha yukarı yaşta en az bir fert bulunduğu görüldü. Diğer bir ifadeyle, hanelerin en az bir yaşlı fert yaşadığı görüldü. Yani; 6,726,583 hanenin 1,750,900'ünü tek yaşayanlar oluşturdu.

25-29 yaş grubunda ve hiç evlenmemiş olan 3 milyon 374 bin 686 kişiden 2 milyon 450 bin 869 kişinin anne ve/veya babasıyla birlikte yaşadığı görüldü. Yüzde 72,6 olan bu oranın yüzde 44,8'ini erkekler, yüzde 27,9'unu ise kadınlar oluşturdu.

Toplam resmi evlilikler içinde, son evliliğinde birinci dereceden kuzenleri ile akraba evliliği yapmış bireylerin oranı yüzde 8,1 oldu. Akraba evliliği yapmış bireylerin yüzde 46,4'ünün hala/dayı çocukları ile yüzde 27,2'sinin amca çocukları ile ve yüzde 26,4'ünün ise teyze çocukları ile evli olduğu görüldü. Bu oranının en fazla olduğu il yüzde 19,9 ile Mardin, en az olduğu il ise yüzde 1,2 ile Edirne oldu.

2010 yılında gerçekleşen resmi evlenmelerinde akraba evliliği yüzde 5,9 iken, 2019 yılında yüzde 4, 2024 yılında ise yüzde 3,3 olduğu görüldü.

Bireylerin mutluluk kaynağı olarak ailelerini görenler yüzde 72,9 olurken bunu; yüzde 13,2 ile çocukları, yüzde 4,2 ile kendisi, yüzde 3,4 ile eşi, yüzde 3 ile anne/babası ve yüzde 1,9 ile torunları takip etti.

Türkiye genelinde kuruluş bakımı altında bulunan çocuk sayısının 15,135 koruyucu aile sayısının 8,719, koruyucu aile yanında bakımı sağlanan çocuk sayısı ise 10,430 oldu.

Fert medyan gelirinin yüzde 60'ı dikkate alınarak belirlenen sınıra göre yoksulluk oranı 2024 yılında yüzde 21,2 olurken, hane halklarının tek kişiliklerinin yüzde 11,7 tek çekirdek ailelerin yüzde 26,9'unun, çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşanların ise yüzde 15,3'ünün yoksulluk sınırının altında yaşadığı gözlendi.

Fertlerin yüzde 56,1'inin oturduğu konutun sahibi olduğu, yüzde 28'inin ise kiracı olduğu görüldü. Lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9 olurken, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15 olarak gerçekleşti.

Bu veriler; aile yapısının değiştiğini, yalnızlaşmanın arttığını, çocuk sayısının azaldığını, birlikte yaşamanın arttığını, özetle, ciddi bir değişimin olduğunu gösteriyor. 100 yıl sonra aile hala olur mu bilemem ama bir şeyler olacağı kesin.

Saygılarımla