Adnan Türkay'ın gazetemizin ilavesi olan Pilot Sanayi Dergisi'nde
yayımlanan röportajını sizlerle sayfalarımızda buluşturuyoruz
Bursa OSB'nin Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesi olarak tarihe geçmesinin hikâyesinde dönemin bakanlarından işadamlarına ve bürokratlara kadar pek çok insanın emeği var. Dönemin bugün yaşayan tanıklarının zaman zaman verdiği röportajlar ve anlatılan anılar, arşivlerden çıkarılıp tekrar okunduğunda anlaşılıyor ki; ABD'nin Türkiye ile ilgili stratejik planları içerisinde organize sanayi bölgesi kurmak radikal bir adımdı. Meclisi'nde üniversite mezunu sayısı bile 2'yi 3'ü geçmeyen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın uzgörür yönetimi bu işe adeta baş koymuştu. Ortada Bursa adına verilen büyük bir inanç ve mücadele vardı.
Bursa'nın sanayileşmesi ile paralel büyümesine bakıldığında; tarihin tanıklarından 55 yıl önceyi bugün bizlere anlatabilecek az sayıda insanı daha fazla dinlemek ve kente katma değer sağlayan bu büyük hamleyi gelecek kuşaklara daha iyi anlatmak gerekti.
İşte bu amaçla kuruluş kararının başaktörlerinden, 1978-1981 yılları arasında Meclis Başkanı olan Adnan Türkay'ı İstanbul'daki evinde ziyaret ettik.
Bursa'nın ilk OSB'yi kurma başarısının tanıklarından birisisiniz. İlk olarak aklınıza neler geliyor?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'na 1961 yılında girdim. Bana komite başkanı ol' dediler, ben de kabul ettim. Esas olan meclis azalığıdır tabii. 1963 senesinde de aza oldum 1981 yılına kadar, 19 sene çeşitli komisyonlarda görev aldım, 1978-1981 yılları arasında da meclis başkanlığına kadar yükseldim.
ABD'nin AID isimli bir teşkilatı vardı. Bu teşkilat, Türkiye'de numune sanayi bölgesi yapmak istiyordu. Bursa, Mersin, İstanbul, Eskişehir ve Manisa bu konuda mücadele etti. O zaman Oda Başkanımız Hasan Alkoçlar da Halk Partiliydi ve iktidarda da Halk Partisi vardı. 1960'da İtalyan Luigi Piccinato isimli mimar tarafından hazırlanan Bursa Nazım Planı'nda da, bu bölge, sanayi bölgesi olarak planlanmıştı zaten. O plandan bugüne aslında bir tek OSB kaldı diyebiliriz. Ve mücadelemiz sonucunda Bursa hak kazandı OSB'yi kurmaya. İlk etabı Osman Tar aldı. 1 etabı 125 kuruş, 2. etap 1 lira ve 3. etap da 75 kuruştu. 3. etap OSB Camisi'ne kadardı. Biz 5. etaba kadar götürdük. Şu anda 18 etap var sanırım.
"DİKKAT EDİN BEYLER PANTOLONLARIMIZI BİLE KAYBEDERİZ
Organize sanayi bölgesi kurma fikri, BTSO Meclisi'nde uzun süre neden tartışıldı?
Evet, gece yarılarına kadar sürerdi meclis toplantıları. Karar, Odamız'ı 25 milyon lira borç altına sokacaktı. Çok çekinceler vardı Oda'yı batırırız diye Hatta hiç unutmuyorum, bir meclis üyesi tartışmalar sırasında "Dikkat edin beyler, pantolonlarımızı bile kaybederiz dedi. Ticaretçiler ekseriyetteydi, esas problem oradan çıkıyordu, 18 grup ticaretten 13 komite de sanayiden vardı o zaman. Ticaretçiler sanayiyi hor görüyordu çok para kazanacaklar' diye. Aşağı yukarı 1 sene gibi müzakere oldu sabaha karşı 5'te kabul edildi.Karar alındıktan sonra süreç nasıl işledi?
1963 yılında Başkan Kamil Tolon oldu. ABD'nin yüzde 2,25 faizle verdiği parayı, Maliye bize yüzde 6,5 ile vermek istedi. Allah rahmet eylesin Başkan Kamil Tolon gitmiş, Maliye ile kavga etmiş. Maliye de vermiyorum' demiş. İnşaat ve altyapı çalışmalarıyla ilgili çalışmalar süredursun, 1965'te Abdi Biçen başkan oldu Ankara'ya gitti. Kaçla isterseniz onunla verin' dedi. Her gelen yönetim Bursa-Ankara arasında mekik dokudu. Sonra da Amerikalıların hazırladığı dahili nizamname geldi. Ve sonuçta her şey onların planladığı gibi oldu.
Girişimcileri yatırıma ikna etmek için de ciddi bir zaman ve efor harcanmış olmalı?
Tabii Arıdemir diye bir firmaya verdik inşaatı. Fiyat Takdir Komisyonu'na Fuat Özyol, Hasan Atasün, Abdi Biçen ve ben geçtim. İlk etap bitti, mahkemeye düştük. İlk fabrika Sifaş'tı. Onlara 5 TL'ye yer verildi. Bunun üzerine yapılan masrafları ödeyeceklerdi. Bir taraftan da Koç'a gidiliyordu. O da Aygaz'ı Bursa'yı getirdi. Sonra 2. kısımda dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Turgut'un Oyak Renault ve Tofaş'ın Bursa'ya gelmesinde büyük katkıları oldu. İpeker geldi sonra, havlucular vardı. Sifaş, Polylen, Santral Dikiş geldi, Üçel Elemek geldi, Coşkunöz geldi.
Bursa OSB olmasaydı ne olurdu? Diğer illere kaptırsaydık ilk OSB'yi..
Bursa OSB olmasaydı; geriden gelen Nilüfer, Demirtaş, Kestel, Gürsu, Barakfakih organize sanayi bölgelerinin hiçbiri olmazdı. Bursa, bugünkü Bursa olamazdı.
Bursa OSB baba rolü üstlendi yani. Size yaşattığı duygular nelerdir?
İftihar ediyoruz tabii ki. 48 kişiydi o zaman meclis 6-7 kişi lise, 3 kişi üniversite mezunuydu. Genel sekreterlerle uğraştık bir de Çok çalıştık. 4-5 komisyonda görev aldım. Politika da girdi Oda'ya o zamanlar. Hayri Terzioğlu o zaman TOBB Başkanıydı. Genel Sekreter Mustafa Evirgen'di. Onu anmadan geçemeyeceğim, OSB kurulmasında büyük emeği vardır Evirgen'in. Ne hikmetse sonra Kamuran Canko diye birini getirdiler, Evirgen'i yardımcı yaptılar. Sonra da eksik olmasın Ergun Kağıtçıbaşı geldi ve Oda kurtuldu. Sanayi bölgesini kurabilir miyiz veya neden kurduk diye hiç pişmanlığımız olmadı. Gerçekten de çok inandık. Tehditler de aldık ama vazgeçmedik. Bursa kazandı.
O dönemlerde Türkiye'de bugün bu kadar çok OSB olacağını hayal ettiniz mi?
Düşündüm. Ah be Otomotivde bu kadar iyi olacağımızı düşünür müydük mesela? Siyasetçiler, elit tabaka gençlere biraz meydan bıraksalar daha neler yaparız. Bürokrasi biraz daha az yıldırıcı olsa, girişimciler daha neler yapar. Bu ülkeye ve insanlarına inandık ve hâlâ inanıyoruz.
OSB'nin şimdiki halini görünce neler hissediyorsunuz?
Tabii ki çok keyif alıyorum. Bursa'ya her geldiğimde mutlaka OSB'nin içinde şöyle bir gezintiye çıkarım. Mesela cami ve BESAŞ Fabrikası benim zamanımda yapılmıştı. Gurur duymamak mümkün mü?
İLK OSB'NİN TÜM PARASINI ABD HİBE ETTİ
Siz sanayinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye bugünkü hale de hiç gelmemişti. Türkiye'nin üzerinden kara bulutlar geçiyor manşetleri atılıyor, ama sanayi mutlaka ilerleyecek. Tekstilde, turizmde milyonlar kazananlar var. İşine sahip çıkacaksın, riski göze alacaksın, karar verirsin yüzde 85 kazanırsın yüzde 15 kaybedersin.
Amerikan AID Teşkilatı'nın organize sanayi bölgesi kurma fikri karşısında Türkiye siyasetçileri, iktidar nasıl bir tavır aldı?
İktidar bizi destekledi. Bakan Mehmet Turgut bizzat konuyla ilgilendi. Yeri gelmişken söyleyeyim. Biz ne 25 milyonu, ne de Oda'ya düşen 2,5 milyonu ödemedik. BTSO, AID'e de Maliye'ye de hiç para vermedi. Bütçe Komisyonu Başkanı'ydım. Tamamını Amerika verdi, bize de hibe ettiler.
Yerli girişimcileri bile OSB'ye yatırım yapmaya ikna etmek için Vehbi Koç'u ikna etme yoluna gidilmişken, yabancı sermayenin bölgeye herhangi bir ilgisi oldu mu o yıllarda?
Renault geldi. Önce Volvo idi. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Volvo olarak temeli attı. Sonra nedense Volvo ile anlaşmazlığa düşüldü. Sonra Bosch geldi. Yabancılar fırsat bekliyor bizim gibi acele etmiyorlar. Derin derin araştırıp raporluyor ve sonra karar veriyorlar.
1960'lı yıllardan bahsediyoruz. İnsanlar sanayi kavramını bile tam idrak edememişken, pilot sanayi'yi yakınlarınıza nasıl anlattınız? O zaman aileniz mesainizi neye harcadığınızı düşünüyordu?
O zamanlar sanayicilik en üst noktaydı. Pasaportta endüstri yazarsa hemen her yere gidebilirdiniz. Oda'da münakaşa ediyorduk. Dışarda bize soruyorlardı ne yapacaksınız diye. Yalakçayırı'nı bereket getirecek bir şeye dönüştüreceğimize gönülden inanmıştık. Canla başla çalıştık ve çevremize de bir şekilde izah ettik. Geç saatlere, sabahlara kadar çalışırdık. Gece yarısı olmadan 12 gibi toplantılar biterse çocuklara Yazıcı Sineması'nın yanından çikolata alır, kendimi öyle affettirirdim (gülüyor). Eşim Leyla Hanım bu çalışmalara çok kızardı, bir yandan da merak ederdi. Ama sonuçlarını görünce ailem de gururlandı ve mutlulukla karşıladı.
yayımlanan röportajını sizlerle sayfalarımızda buluşturuyoruz
Bursa OSB'nin Türkiye'nin ilk organize sanayi bölgesi olarak tarihe geçmesinin hikâyesinde dönemin bakanlarından işadamlarına ve bürokratlara kadar pek çok insanın emeği var. Dönemin bugün yaşayan tanıklarının zaman zaman verdiği röportajlar ve anlatılan anılar, arşivlerden çıkarılıp tekrar okunduğunda anlaşılıyor ki; ABD'nin Türkiye ile ilgili stratejik planları içerisinde organize sanayi bölgesi kurmak radikal bir adımdı. Meclisi'nde üniversite mezunu sayısı bile 2'yi 3'ü geçmeyen Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın uzgörür yönetimi bu işe adeta baş koymuştu. Ortada Bursa adına verilen büyük bir inanç ve mücadele vardı.
Bursa'nın sanayileşmesi ile paralel büyümesine bakıldığında; tarihin tanıklarından 55 yıl önceyi bugün bizlere anlatabilecek az sayıda insanı daha fazla dinlemek ve kente katma değer sağlayan bu büyük hamleyi gelecek kuşaklara daha iyi anlatmak gerekti.
İşte bu amaçla kuruluş kararının başaktörlerinden, 1978-1981 yılları arasında Meclis Başkanı olan Adnan Türkay'ı İstanbul'daki evinde ziyaret ettik.
Bursa'nın ilk OSB'yi kurma başarısının tanıklarından birisisiniz. İlk olarak aklınıza neler geliyor?
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'na 1961 yılında girdim. Bana komite başkanı ol' dediler, ben de kabul ettim. Esas olan meclis azalığıdır tabii. 1963 senesinde de aza oldum 1981 yılına kadar, 19 sene çeşitli komisyonlarda görev aldım, 1978-1981 yılları arasında da meclis başkanlığına kadar yükseldim.
ABD'nin AID isimli bir teşkilatı vardı. Bu teşkilat, Türkiye'de numune sanayi bölgesi yapmak istiyordu. Bursa, Mersin, İstanbul, Eskişehir ve Manisa bu konuda mücadele etti. O zaman Oda Başkanımız Hasan Alkoçlar da Halk Partiliydi ve iktidarda da Halk Partisi vardı. 1960'da İtalyan Luigi Piccinato isimli mimar tarafından hazırlanan Bursa Nazım Planı'nda da, bu bölge, sanayi bölgesi olarak planlanmıştı zaten. O plandan bugüne aslında bir tek OSB kaldı diyebiliriz. Ve mücadelemiz sonucunda Bursa hak kazandı OSB'yi kurmaya. İlk etabı Osman Tar aldı. 1 etabı 125 kuruş, 2. etap 1 lira ve 3. etap da 75 kuruştu. 3. etap OSB Camisi'ne kadardı. Biz 5. etaba kadar götürdük. Şu anda 18 etap var sanırım.
"DİKKAT EDİN BEYLER PANTOLONLARIMIZI BİLE KAYBEDERİZ
Organize sanayi bölgesi kurma fikri, BTSO Meclisi'nde uzun süre neden tartışıldı?
Evet, gece yarılarına kadar sürerdi meclis toplantıları. Karar, Odamız'ı 25 milyon lira borç altına sokacaktı. Çok çekinceler vardı Oda'yı batırırız diye Hatta hiç unutmuyorum, bir meclis üyesi tartışmalar sırasında "Dikkat edin beyler, pantolonlarımızı bile kaybederiz dedi. Ticaretçiler ekseriyetteydi, esas problem oradan çıkıyordu, 18 grup ticaretten 13 komite de sanayiden vardı o zaman. Ticaretçiler sanayiyi hor görüyordu çok para kazanacaklar' diye. Aşağı yukarı 1 sene gibi müzakere oldu sabaha karşı 5'te kabul edildi.Karar alındıktan sonra süreç nasıl işledi?
1963 yılında Başkan Kamil Tolon oldu. ABD'nin yüzde 2,25 faizle verdiği parayı, Maliye bize yüzde 6,5 ile vermek istedi. Allah rahmet eylesin Başkan Kamil Tolon gitmiş, Maliye ile kavga etmiş. Maliye de vermiyorum' demiş. İnşaat ve altyapı çalışmalarıyla ilgili çalışmalar süredursun, 1965'te Abdi Biçen başkan oldu Ankara'ya gitti. Kaçla isterseniz onunla verin' dedi. Her gelen yönetim Bursa-Ankara arasında mekik dokudu. Sonra da Amerikalıların hazırladığı dahili nizamname geldi. Ve sonuçta her şey onların planladığı gibi oldu.
Girişimcileri yatırıma ikna etmek için de ciddi bir zaman ve efor harcanmış olmalı?
Tabii Arıdemir diye bir firmaya verdik inşaatı. Fiyat Takdir Komisyonu'na Fuat Özyol, Hasan Atasün, Abdi Biçen ve ben geçtim. İlk etap bitti, mahkemeye düştük. İlk fabrika Sifaş'tı. Onlara 5 TL'ye yer verildi. Bunun üzerine yapılan masrafları ödeyeceklerdi. Bir taraftan da Koç'a gidiliyordu. O da Aygaz'ı Bursa'yı getirdi. Sonra 2. kısımda dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı Mehmet Turgut'un Oyak Renault ve Tofaş'ın Bursa'ya gelmesinde büyük katkıları oldu. İpeker geldi sonra, havlucular vardı. Sifaş, Polylen, Santral Dikiş geldi, Üçel Elemek geldi, Coşkunöz geldi.
Bursa OSB olmasaydı ne olurdu? Diğer illere kaptırsaydık ilk OSB'yi..
Bursa OSB olmasaydı; geriden gelen Nilüfer, Demirtaş, Kestel, Gürsu, Barakfakih organize sanayi bölgelerinin hiçbiri olmazdı. Bursa, bugünkü Bursa olamazdı.
Bursa OSB baba rolü üstlendi yani. Size yaşattığı duygular nelerdir?
İftihar ediyoruz tabii ki. 48 kişiydi o zaman meclis 6-7 kişi lise, 3 kişi üniversite mezunuydu. Genel sekreterlerle uğraştık bir de Çok çalıştık. 4-5 komisyonda görev aldım. Politika da girdi Oda'ya o zamanlar. Hayri Terzioğlu o zaman TOBB Başkanıydı. Genel Sekreter Mustafa Evirgen'di. Onu anmadan geçemeyeceğim, OSB kurulmasında büyük emeği vardır Evirgen'in. Ne hikmetse sonra Kamuran Canko diye birini getirdiler, Evirgen'i yardımcı yaptılar. Sonra da eksik olmasın Ergun Kağıtçıbaşı geldi ve Oda kurtuldu. Sanayi bölgesini kurabilir miyiz veya neden kurduk diye hiç pişmanlığımız olmadı. Gerçekten de çok inandık. Tehditler de aldık ama vazgeçmedik. Bursa kazandı.
O dönemlerde Türkiye'de bugün bu kadar çok OSB olacağını hayal ettiniz mi?
Düşündüm. Ah be Otomotivde bu kadar iyi olacağımızı düşünür müydük mesela? Siyasetçiler, elit tabaka gençlere biraz meydan bıraksalar daha neler yaparız. Bürokrasi biraz daha az yıldırıcı olsa, girişimciler daha neler yapar. Bu ülkeye ve insanlarına inandık ve hâlâ inanıyoruz.
OSB'nin şimdiki halini görünce neler hissediyorsunuz?
Tabii ki çok keyif alıyorum. Bursa'ya her geldiğimde mutlaka OSB'nin içinde şöyle bir gezintiye çıkarım. Mesela cami ve BESAŞ Fabrikası benim zamanımda yapılmıştı. Gurur duymamak mümkün mü?
İLK OSB'NİN TÜM PARASINI ABD HİBE ETTİ
Siz sanayinin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Türkiye bugünkü hale de hiç gelmemişti. Türkiye'nin üzerinden kara bulutlar geçiyor manşetleri atılıyor, ama sanayi mutlaka ilerleyecek. Tekstilde, turizmde milyonlar kazananlar var. İşine sahip çıkacaksın, riski göze alacaksın, karar verirsin yüzde 85 kazanırsın yüzde 15 kaybedersin.
Amerikan AID Teşkilatı'nın organize sanayi bölgesi kurma fikri karşısında Türkiye siyasetçileri, iktidar nasıl bir tavır aldı?
İktidar bizi destekledi. Bakan Mehmet Turgut bizzat konuyla ilgilendi. Yeri gelmişken söyleyeyim. Biz ne 25 milyonu, ne de Oda'ya düşen 2,5 milyonu ödemedik. BTSO, AID'e de Maliye'ye de hiç para vermedi. Bütçe Komisyonu Başkanı'ydım. Tamamını Amerika verdi, bize de hibe ettiler.
Yerli girişimcileri bile OSB'ye yatırım yapmaya ikna etmek için Vehbi Koç'u ikna etme yoluna gidilmişken, yabancı sermayenin bölgeye herhangi bir ilgisi oldu mu o yıllarda?
Renault geldi. Önce Volvo idi. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Volvo olarak temeli attı. Sonra nedense Volvo ile anlaşmazlığa düşüldü. Sonra Bosch geldi. Yabancılar fırsat bekliyor bizim gibi acele etmiyorlar. Derin derin araştırıp raporluyor ve sonra karar veriyorlar.
1960'lı yıllardan bahsediyoruz. İnsanlar sanayi kavramını bile tam idrak edememişken, pilot sanayi'yi yakınlarınıza nasıl anlattınız? O zaman aileniz mesainizi neye harcadığınızı düşünüyordu?
O zamanlar sanayicilik en üst noktaydı. Pasaportta endüstri yazarsa hemen her yere gidebilirdiniz. Oda'da münakaşa ediyorduk. Dışarda bize soruyorlardı ne yapacaksınız diye. Yalakçayırı'nı bereket getirecek bir şeye dönüştüreceğimize gönülden inanmıştık. Canla başla çalıştık ve çevremize de bir şekilde izah ettik. Geç saatlere, sabahlara kadar çalışırdık. Gece yarısı olmadan 12 gibi toplantılar biterse çocuklara Yazıcı Sineması'nın yanından çikolata alır, kendimi öyle affettirirdim (gülüyor). Eşim Leyla Hanım bu çalışmalara çok kızardı, bir yandan da merak ederdi. Ama sonuçlarını görünce ailem de gururlandı ve mutlulukla karşıladı.
Sayı: 1122 - Sayı'nın Kapağı