Vicdani erezyon
Genel olarak masamın üstünde düğün, dernek, yemek-içmek gibi toplantı davetiyeleri olur. Bu hafta ise karakoldan gelen davet kağıdı var, "En kısa sürede OSB karakoluna uğrayınız.
Ülkemizde yasalara saygılı insanlar polis, karakol, jandarma, savcılık gibi yerlerden gelen yazılara endişe ile bakarlar, doğal olarak ben de böyle durumlarda gerçekten endişelenirim. Kendinizden ne kadar emin olursanız olun yine de ifade vermek sıkıntılı bir durumdur. Her ne ise neticede karakola gittiğimde elime bir kağıt tutuşturuldu. "En kısa sürede ifade vermek üzere Cumhuriyet Savcılığına gidiniz.
Üzerindeki dosya numarasını avukatıma bildirdiğimde, mağduriyetimizden dolayı savcının ifademizi almak üzere, davet ettiğini öğrendim.
Olay şöyle gelişmişti. Yıl 2003 İstanbul Kadıköyde, Delta İnşaat diye bir firmaya iş yapmıştık, karşılığında vadeli çek almıştık. Çekin günü geldiğinde ödenmemiş ve o gün şirketin telefonları da cevap vermiyordu. Kadıköyün en büyük elektronik mağazası diye açılan bu devasa mekan yüzlerce kamyon ile gece yarısı taşınmış ve dolandırıcılar tek bir iz bırakmadan üç katlı mağazada ne varsa götürmüşler... Üstüne üstlük şirketin sahibinin kullandığı kimlik, çekler, vergi numarası her şey sahte imiş. O günü hatırlayan avukatım, savcıya ifade verirken "Bu sahtekara yüzlerce mal satan insan, çalışan, insanların çaresiz bakışlarını unutamıyorum. O gün bu gün polis çok uğraştı fakat adamlar sanki buharlaşıp uçtular. diyordu avukatım. İşin en kötü tarafı ise sahtekarın kullandığı kimlik sahibi polis tarafından yakalanmış ve adamcağız kayıp ilanı vermediği için, bir yıldan fazla da içeride hapis yatmış. Sonrasında dolandırıcı olmadığı anlaşılmış ve beraat ettirilmiş.
Savcı Bey ile işimiz bittikten sonra avukatıma sordum. "Asıl mağdurlar halen daha mağdur edilmiyor mu? diye... "Evet dedi avukatım... "Bu işin cezasını sen çektin... kimliğini kaybeten işsiz vatandaş çekti... karakol çekiyor... ben çekiyorum... savcılık çekiyor... asıl çeken ise bütün sermayesini bu namussuza kaptıran gariban vatandaş.) diye ekledi. Tekrar sordum avukatıma "Peki ne olacak? Avukatım cevap verdi... "3 ay sonra dosya zaman aşımına uğrayacak ve büyük bir ihtimalle dosya kapanacak yani erezyon...
Benim bu olayda anlatmak istediğim, evet sahtekarlık olur, birileri dolandırılır, birileri mağdur olur. Bütün bunlar normal ve olağan fakat asıl mağdur olanların tekrar tekrar mağdur edilmeleri. Aslında karşılıksız çıkan ve borcunu ödemeyenler yüzünden kaçıncı kez savcı karşısına çıkışım ve benim gibileri... Asıl mesele yani asıl erezyon bu yani.... Vicdani erezyonu.
Saygılarımla.
Genel olarak masamın üstünde düğün, dernek, yemek-içmek gibi toplantı davetiyeleri olur. Bu hafta ise karakoldan gelen davet kağıdı var, "En kısa sürede OSB karakoluna uğrayınız.
Ülkemizde yasalara saygılı insanlar polis, karakol, jandarma, savcılık gibi yerlerden gelen yazılara endişe ile bakarlar, doğal olarak ben de böyle durumlarda gerçekten endişelenirim. Kendinizden ne kadar emin olursanız olun yine de ifade vermek sıkıntılı bir durumdur. Her ne ise neticede karakola gittiğimde elime bir kağıt tutuşturuldu. "En kısa sürede ifade vermek üzere Cumhuriyet Savcılığına gidiniz.
Üzerindeki dosya numarasını avukatıma bildirdiğimde, mağduriyetimizden dolayı savcının ifademizi almak üzere, davet ettiğini öğrendim.
Olay şöyle gelişmişti. Yıl 2003 İstanbul Kadıköyde, Delta İnşaat diye bir firmaya iş yapmıştık, karşılığında vadeli çek almıştık. Çekin günü geldiğinde ödenmemiş ve o gün şirketin telefonları da cevap vermiyordu. Kadıköyün en büyük elektronik mağazası diye açılan bu devasa mekan yüzlerce kamyon ile gece yarısı taşınmış ve dolandırıcılar tek bir iz bırakmadan üç katlı mağazada ne varsa götürmüşler... Üstüne üstlük şirketin sahibinin kullandığı kimlik, çekler, vergi numarası her şey sahte imiş. O günü hatırlayan avukatım, savcıya ifade verirken "Bu sahtekara yüzlerce mal satan insan, çalışan, insanların çaresiz bakışlarını unutamıyorum. O gün bu gün polis çok uğraştı fakat adamlar sanki buharlaşıp uçtular. diyordu avukatım. İşin en kötü tarafı ise sahtekarın kullandığı kimlik sahibi polis tarafından yakalanmış ve adamcağız kayıp ilanı vermediği için, bir yıldan fazla da içeride hapis yatmış. Sonrasında dolandırıcı olmadığı anlaşılmış ve beraat ettirilmiş.
Savcı Bey ile işimiz bittikten sonra avukatıma sordum. "Asıl mağdurlar halen daha mağdur edilmiyor mu? diye... "Evet dedi avukatım... "Bu işin cezasını sen çektin... kimliğini kaybeten işsiz vatandaş çekti... karakol çekiyor... ben çekiyorum... savcılık çekiyor... asıl çeken ise bütün sermayesini bu namussuza kaptıran gariban vatandaş.) diye ekledi. Tekrar sordum avukatıma "Peki ne olacak? Avukatım cevap verdi... "3 ay sonra dosya zaman aşımına uğrayacak ve büyük bir ihtimalle dosya kapanacak yani erezyon...
Benim bu olayda anlatmak istediğim, evet sahtekarlık olur, birileri dolandırılır, birileri mağdur olur. Bütün bunlar normal ve olağan fakat asıl mağdur olanların tekrar tekrar mağdur edilmeleri. Aslında karşılıksız çıkan ve borcunu ödemeyenler yüzünden kaçıncı kez savcı karşısına çıkışım ve benim gibileri... Asıl mesele yani asıl erezyon bu yani.... Vicdani erezyonu.
Saygılarımla.
Sayı: 728 - Sayı'nın Kapağı