banner34

banner50

banner6

06.07.2021, 00:10

Üniversitelerimiz ve ülkemize katkıları -2-

Geçen hafta bir üniversitemizin bünyesindeki (Yıldız Teknik Üniversitesi) Teknopark ile ilgili bilgi aktarmıştım. Konuya devam ediyorum. Çünkü Teknopark, Teknokent, Kuluçka Merkezi ülkemiz için nispeten yeni oluşumlar. Dünya çok hızlı bir iletişim, etkileşim, dönüşüm ve gelişim sürecinin içerisinde koşturuyor.

Böyle bir ortamda hiçbir ülke; “ben onlara uymam, kendi halimden memnunum” deme şansına sahip değil. Önceleri biraz da fantezi gözüyle bakılan; AR-GE, PATENT gibi konular artık KOBİ’ler dahil tüm şirketlerin ve KAMU KURULUŞLARININ gündeminde. Bir üretim yapacaksanız ülkenizin standartlarına göre yapmanız yetmiyor. Uluslararası kabul görmüş normlara göre yapmanız gerekiyor.

Örneğin ISO 14001 normlarına uymuyorsanız, ürününüz çok iyi olsa dahi müşteri almıyor. CE Belgesi istiyor. Ancak zaman içerisinde görüldü ki, bunları yerine getirmek hiç de zor değil. Bu işler için size kılavuzluk yapabilecek pek çok kuruluş var. Belgelendirecek kuruluşları yetkilendirecek, Türk Akreditasyon Kurumu TÜRKAK var. Bu kurum Avrupa Akreditasyon Birliği tarafından yetkilendirilmiş bağımsız bir kurum. Bu çerçeve içinde; YTÜ Teknopark bünyesinde, 2020 yılında 1357 proje hayata geçirildi. Kuruluşundan bu yana Teknoparkta hayata geçirilen proje sayısı 4560’ı buldu.

Ar-Ge faaliyetlerinde elde edilen toplam yurtiçi kazançlar 1,2 milyar lirayı buluyor. Ar-Ge dışı faaliyetlerden elde edilen toplam yurtiçi kazançlar 1,7 milyar liraya ulaşıyor. Ar-Ge faaliyetleri sonucu gerçekleştirilen ihracat: 28 milyon dolar. Ar-Ge dışı faaliyetler sonucu gerçekleştirilen ihracat 29,7 milyon dolar. 2020 yılında Kuluçka firmalarının aldığı yatırım ise 157,2 milyon lira.

ABD’deki Silikon Vadisi’nde Startürk Kuluçka Merkezi açılmış. Bileşenleri; İstanbul Teknik Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi. Bu merkezi ziyaret eden yatırımcılar sizi tanıyor, görüşüyor. Bu da ülkemiz için bir artı. Startürk’e Türkiye’den 37 şirket gönderilmiş. Değişik sürelerde; kimi bir ay, kimi altı ay orada çalışmış. Bunlardan 5-6’sı başarılı olmuş. Önceki yazılarımda da vurgulamıştım. Dünya fiziksel olarak büyümüyor, küçülmüyor.

Ama iki faktör öne çıkıyor. Bunlar ulaşım ve iletişim. Uzun yıllar önce, şehirlerarası telefon görüşmesi için PTT’ye yazdırıp evimizde veya işyerimizde bekliyorduk. Haber geldiğinde de koşturup görüşmeyi yapıyorduk. Şimdi kıtalararası görüşme için bile, sadece elimizdeki cep telefonunun tuşlarını tıklıyoruz. Ulaşıma gelince; önceleri karayolu, demiryolu, denizyolu ve yakın mesafelere uçakla gidiliyordu. Şimdi durum çok değişti. Örneğin Türkiye’den Pekin’e gideceksiniz. Denizyolu 15-20 gün, demiryolu ile 12 gün, uçakla 9 saat. Diğer bir örnek; Türkiye›den ABD›ye mesela New york’a gidecekseniz önce Belçika’ya gidiyordunuz (THY). Orada aktarma olup ABD’ye varıyordunuz.

Çünkü uçaklar bu mesafeyi direkt olarak yapabilecek yakıt imkânına sahip değilmiş. Başka faktörler de vardır tabii. Ama şimdi İstanbul’dan biniyor, ABD’nin en batısı San Francisco’ya 13 saat 25 dakikada varıyorsunuz. Türkiye bu alternatif imkanlara sahipse; bunu Ar-Ge, inovasyon, bilişim, iletişim, sanayi ürünleri alanında da göstermelidir. İlk 4 ayın çimento istatistikleri yayınlandı. İhracatımızın üçte birini ABD’ye (2 milyon ton) yapmışız. Bunlara bakılınca, iletişim ve ulaşımda dünya küçülüyor da diyebiliriz. Gelişen dünya konjonktürüne ayak uydurabilmek için tüm sektörlerimiz ve üniversitelerimiz ile birlikte daha çok çalışmalıyız. Tümüyle koronavirüs etkisinden arınmış bir Türkiye ve Dünya diliyorum...

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51