ÜÇ FABRİKA-2

Geçen hafta bir Türk firmasının kurduğu 3 fabrikadan bahsetmiştim. Bu haftada, pılı pırtık denilerek küçümsenmeye çalışılan Tekstil sektörünün bir başka başarı öyküsüne bakalım.

Bursa’da Yeşim Tekstili bilmeyen yoktur. Başarıları ile övündüğümüz dev bir Türk firmasıdır.

Yeşim Tekstil gurubuna bağlı olan Jade Tekstil, 2008-2009 yıllarında Mısır’ın İskenderiye şehrine ilk fabrikasını, ardından 2009-2010 yıllarında Kahire şehrine ikinci fabrikasını kurmuş, 2019-2020 yıllarında ise İsmailiye şehrine üçüncü fabrikasını kurarak, Mısır’da son üç yılın üst üste en büyük hazır giyim ihracatçısı olma başarısını göstermiş. Şu an Mısır’daki üç fabrikasında 10.500 kişiye istihdam sağlıyor.

İftihar ettiğimiz bu nadide firmamızın Bursa tesislerinden de Avrupa ihracatlarının devam ettiğini, bunun yanında Moldova’da yatırımlarının olduğunu biliyoruz.

Peki bu başarılı Türk firması neden Yurt dışında yatırımlar yapmayı tercih etmiş olabilir diye düşünen yetkililer varmı acaba? Nedenler elbette ekonomik ve bütün çıplaklığı ile ortada. Türkiye’de enflasyon nedeni ile açlık sınırının altında kalmış olan asgari ücret yaklaşık 560 dolar. Mısır’da ise asgari ücret şu an yaklaşık 130 Amerikan doları. Yani işçilik maliyeti neredeyse dört buçukta bir oranında düşük. Hammadde konusunda ise Mısır pamuğu fiyatı ve kalitesi ile rekabetçi. Nakliye ve vergiler açısından da avantajlı. Amerika ile Afrika birliği arasındaki serbest ticaret anlaşması nedeni ile Amerikan gümrüğünde vergi avantajları ballı börek. Firma Bursa’daki üretim kapasitesinin Amerika ayağını, Dünya ile rekabet edebilmek için Mısır’a kaydırmak zorunda kalmış. Gerçek soru neden Türkiye böyle müteşebbislere benzer imkanlar yaratamıyor, maliyetlerini Dünya ile rekabet edebilecek düzeylere getirebilmesi için imkân sağlamıyor. Bu sorunun cevabı bulunmadıkça pek çok müteşebbisin arayış içinde olması ve fırsatları değerlendirmesi doğaldır.

Avrupa siparişlerinde genelde adetler daha düşük, süreler daha kısadır. Avrupa markalarının marka değeri de daha yüksektir. Bu durum fiyatlara da yansır. Bu nedenle Türk imalatçısının Avrupa pazarına fiyat tutturması, Amerika pazarına göre daha kolaydır. Ancak firma istese pekâlâ bu üretiminin büyük bir bölümünü de Mısır’daki üretim tesislerine kaydırabilir ve daha çok kazanmayı hedefleyebilir. Demek ki ülke insanını, bugüne kadar firmalarına emek vermiş çalışanlarını korumayı düşünüyor ve Bursa’daki tesislerini ayakta tutuyorlar. Yürekten kutlar başarılarının devamını dilerim.

Bir firmanın, ülkesine ve insanına faydası, ayakta kalabildiği sürece mümkündür. Ayakta kalmak ise düşünüldüğünden çok daha zor. Ayrıca insanın evi, çoluk çocuğu, doğup büyüdüğü, sevdiği topraklarda iken, binlerce kilometre ötelerde, tanımadığı, bilmediği asla güvenemeyeceği yerlerde ve insanlarla üretme çabası da hiç kolay iş değildir.

Unutmayalım ki, hazır giyim sektörünün yurt dışı üretim tercihi, yalnızca sektörün bu dalını değil, aynı zamanda iplik, örgü, dokuma, kumaş, boya, baskı, desen, nakış, etiket, düğme, fermuar ve daha pek çok yan sanayi, alt sanayi ürün üretim ve pazarlama gücünü de etkiliyor. Tekstilin tamamen minimize olması çok büyük kayıptır. Halbuki ülkemizin bu konuda yetişmiş, uzmanlaşmış bir insan gücü potansiyeli var ve bu potansiyelde hızla yok ediliyor.