'GPS teknolojisi yaygınlaştırılmalı'

"GPS teknolojisi yaygınlaştırılmalı"
Beyçelik'in lojistik sektörüne yaptığı yatırımla doğan Çelik Lojistikin Genel Müdürü Mustafa Yazıcı, sektörü "Dünya küçülürken lojistik sektörü büyüyor diye değerlendirdi.
Çelik Lojistik'in sektördeki iddiasını "A'dan Z'ye lojistik hizmeti vereceğiz" sözleriyle ortaya koyan Çelik Lojistik Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Yazıcı, sektörün geçmişini, bugününü, yarınını EKOhaber'e anlattı.
EKOhaber: Lojistik nedir?
Yazıcı: Savaşta ihtiyaç duyulan mühimmat ve askerin bir yerden başka yere aktarılması, sanayideki tanımı ise; ihtiyaç duyulan malzemelerin, belirlenen zamanda ve saatte belli plan dahilinde belirlenen yerde yapılmasıdır.
EKOhaber: Türkiye'de lojistiğin geldiği nokta nedir?
Yazıcı: Bu konuda dünyadaki gelişmeler çok hızlı ancak bizler de ülke olarak çok hızlı öğreniyoruz. Avrupa'nın en önemli TIR filosu ülkemizde bulunuyor. Deniz, hava, boru hattı gelişiyor, umarım demiryollarımız da gelişecek. Artık door to door taşıma yapan lojistik firmalarının sayısı hızla artıyor. Bugün artık dünyada yaygın şekilde GPS teknolojisi kullanılmakta. Bu sistemle araçların veya container'lerin yerleri, hızları, ısıları, taşımakta oldukları romörk içi hareketleri, rotaları oturdukları yerden takip ve kontrol edilebiliyor. Bu sistemler geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalı.
EKOhaber: Türkiye de büyük sanayi kuruluşları ile lojistik kuruluşları arasındaki ilişki hangi durumdadır?
Yazıcı: Bugün ülkemizde satışları çok yüksek mertebelere ulaşmış şirketlerin arkalarında ciddi anlamda birer lojistik kuruluşlarının olduğunu görüyoruz. Firmalar düzenli satışlarını artırarak, işlerini yapan lojistik firmaları da cirolarını artırarak büyüyor. Böylece kazan/kazan ilişkisi ortaya çıkıyor.
EKOhaber: Türkiye'de ve dünyada lojistik sektörünün hedefi ne olmalı?
Yazıcı: Dünya ekonomisi globalleşiyor, dünya giderek küçülüyor. Bugün bir çok büyük kuruluş bünyelerinde " global sourceing" birimleri kurmuş durumunda ve maliyetlerini aşağı çekebilmek için hangi mal nerede daha ucuzsa gidip oradan mal temin ediyorlar. Bu, " dünya küçülürken lojistik sektörü büyüyor" demek. Lojistik sektörü ile sanayi kuruluşları arasındaki ilişkinin sağlıklı bir temele oturtulabilmesi ve uzun ömürlü olması her iki birimin de bu ilişkiye "business partner" gözüyle bakmalarına bağlı.
EKOhaber: Türk ve dünya lojistik firmaları arasındaki farklılıklar ?
Yazıcı: Önde gelen dev lojistik firmaları, aldıkları projelere uzun ömürlü bakıyorlar. Tüm maliyetleri işin başında hesap ediyorlar ve projenin ortasında ben zarar ediyorum, bu işten para kazanmıyorum, dolayısıyla bırakıyorum diyen yok, bizde çok. Eğitim şart, bizde bu yıldan itibaren eğitimli insan çalıştırma söz konusu. Dünya lojistik firmaları çok donanımlı. Finansal alt yapıları bizimkilerle karşılaştırılamaz. Geçmişte 3 adet TIR alana uluslararsı taşıma yetki belgesi verilmiş. 3 araçla 3000 araç çalıştıran firmanın vereceği güven bir midir?
EKOhaber: Bu konuda siz ne yapacaksınız?
Yazıcı: Kapıdan kapıya hizmet felsefesi ile ihtiyaç duyulan tüm lojistik hizmetleri (A dan Zye) yerine getireceğiz. Taşıma konusunda kara, deniz, hava, demiryolu, multi-modal, proje taşımacılığı gibi alanlarda rol alacağız. Özellikle kara taşıması konusuna büyük önem veriyoruz. Çünkü her ne kadar üç tarafımız su ile kaplıysa da, gerek deniz gerekse demiryolu taşımasının hantal yapısı gerekse hava taşımasının olağanüstü pahalı olması bizi sürekli gelişen kara yolu taşımasına yöneltmiş durumda. Kara taşımasında da, proje (ağır ve hacimli yük) taşımasında da Türkiye de ilk sıralara girmek istiyoruz. Bu konularla ilgili çok ciddi projelerimiz var. İlk olarak 25 çekici, 29 treylerden oluşan kara nakliyesi filosu oluşturduk. Treylerlerin 18i tenteli. Alçak şasi tabir edilen 3.00 mt yüksekliğinde ve çift katlı yüklenebilen cinsten. 3 sıra üst üste standart euro palet yükleme yapılabilsin diye. 11 adedi ise frigofrik yani soğutuculu araç. Bunlarında iç yüksekliğini 2.75 seçtik. Bunun iki amacı var; birincisi soğuk hava sirkilasyonunu daha iyi sağlayabilmek, diğeri doğal olarak daha fazla yükleyebilmek için. Ancak bizim hedeflerimiz bununla sınırlı değil. Hedefimiz 200 araç ve yurtdışında özellikle Avrupada yapılanma. Bunun için birinci ve ikinci 5 yıllık büyüme planlarımızı hazırladık. Yani ayaklarımız yere basarak geliyoruz. Müşterilerimize; işlerinizin bir kısmını biz yaparız, diğerleri için başka firma aramalısınız demeyeceğiz. İşin bütününe talip olacağız. Yasa gereği gümrükleme şirketi kuramıyoruz (gümrük müşaviri olmadığımız için). Ancak bu sorunumuzu da Nevruz Grup ile çözdük. Gümrük işlemlerimiz Nevruz Grup tarafından yapılacak.
Dünyanın hiçbir yerinde depolarınız olmadan lojistik işi yapamazsınız. Bunun için 3.000 m2lik gümrüklü, 8000 m2lik gümrüksüz antrepo düzenliyoruz. Tüm antrepolarımız ağır yük boşaltmaya uygun crane'ler ile donatılacak. Bu konuda Bursada ciddi bir açık olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca depolarımızda Türkiye için yeni sayılabilecek bazı faaliyetlerimiz olacak. Bunlar; sipariş yönetimi, perakende çözümler, kontrol ve yeniden işçilik ve tedarik zinciri yönetimi + ambalajlama + etiketleme. İlk etapta uluslararası lojistiği oturtmayı planlıyoruz. İkinci adım yurt içi lojistiği olacak.
EKOhaber: Ne zaman servise başlayacaksınız?
Yazıcı: Organizasyonumuzun %80ini tamamladık. Şu anda yurtdışı yapılanmayı ve acenta anlaşmalarımızı yapıyoruz. Gerekli yetki belgelerimizin alımı ve servise başlama tarihimiz Mayıs ayının ikinci yarısı gibi gözükmekte.
Bursada faaliyet gösteren lojistik firmalarının önemli bir bölümü İstanbul veya yurt dışı merkezli. Alanların tamamında faaliyet gösteren Bursa merkezli bir lojistik firması henüz kurulmadı. Biz bu alanda ilk firmayız.
Bursa'mız için Türkiye'nin Detroit'i yakıştırması yapılmakta. Gerek Çelik Grup'un asıl işinin otomotiv olması, gerekse Bursa'nın potansiyeline bakıldığında portföyümüzün önemli bir bölümünü otomotiv oluşturacak.
Bu konuda çok ciddi bilgi birikimiz var; biz gelişimimizi sürdürerek, bu konuda uzmanlaşmış ve sektörün en önde geleni olma gibi bir misyon edinmiş firma olmak istiyoruz.