banner34

banner50

banner6

'Eğitimden taviz yok

"Eğitimden taviz yok

Söyleşi 01.04.2019, 21:00 01.04.2019, 21:00
'Eğitimden taviz yok
Röportaj:
Nagihan GÖRKEN

Fotoğraflar:
Erdinç ALTUN


Bursa iş dünyasının önemli simalarından Tarık Çevikel, hayatı boyunca çok çalışmış ve gerek çocuklarına gerekse Bursa sanayisine önemli yatırımlar yapmış.

Uludağ Üniversitesi'nin ilk mezunlarından olan baba Çevikel, bir ülkenin ancak eğitimle kalkınacağını düşünüyor. Çevikel, kendi adını taşıyan bir okul da yaptırarak eğitime verdiği desteği taçlandırmış. Kızı Nilüfer ve oğlu Tolga Çevikel'i de en iyi şekilde yetiştiren Tarık Çevikel, herkesin eğitimini tamamlayarak, aydın olması gerektiğinin altını çiziyor.
Babasıyla aynı dünya görüşüne sahip olduğunu ifade eden Nilüfer Çevikel ise, "Armut dibine düşer. Babam neyse biz de onun gölgesiyiz diyor.

Tarık Çevikel'i kısaca tanıyabilir miyiz?
1951 yılında Çanakkale'nin Gülpınar beldesinde dünyaya geldim. Babam nahiye müdürüydü. Bir memur çocuğu olduğum için ilkokul, ortaokul ve liseyi Çanakkale, Ankara, İnegöl, Görükle, Mudanya ve İzmir gibi il ve ilçelerde okudum. 1969 yılında Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde üniversiteye başladım. Son 3 yılı Uludağ Üniversitesi İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi'nde okudum. Uludağ Üniversitesi'nin ilk mezunlarından biri oldum. Mezun olunca Tofaş'ta işe başladım. Sonra askere gittim. Döndükten sonra 1976-1978 yılları arasında Mako'da çalıştım. Öte yandan üniversite yıllarında taksi şoförlüğü yaptım. Üniversitede okurken çalışmak zorundaydım. Çünkü üniversite 2. sınıfta evlenmiştim. Bir nevi Bursa'nın üniversite mezunu ilk taksi şoförü benim. Daha sonra serbest mali müşavirliğe başladım. 10 sene Petrol Ofisi bayiliği yaptım. Doruk Çarşısı'nda tekstil üzerine satış yaptım. Ardından sanayide çeşitli yatırımlar hayata geçirdim. Çocuklarımın tekstil işine girmesi ise onların kişisel tercihiydi. Çevikel Tekstil, 1997 yılında oğlum Tolga Çevikel tarafından kuruldu.
Kaç yaşında baba oldunuz? Neler hissettiniz çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda?
Tarık Çevikel: Ben 22 yaşında baba oldum, oğlum Tolga doğdu. Nilüfer ise 1977 yılında dünyaya geldi.
Baba olmak hayata bakış açınızı değiştirdi mi?
Tarık Çevikel: Çok şeyi değiştirdi. Çünkü üniversitedeki arkadaşlarım koltuğunun altında kitapla okula giderken ben ailemin geçimini sağlamak zorundaydım. 19 yaşımdan beri çalışıyorum.
İş hayatı yoğun malum, çocuklarınıza yeterince zaman ayırabildiniz mi? Bu konuda hiç pişmanlıklarınız var mı?
Tarık Çevikel: Cumartesi pazar dahil 18 saat çalışıyordum. Çocuklarımla yeteri kadar vakit geçirdim dersem yalan olur. Ancak tatilleri, özel günleri hiç atlamadık hep bir arada geçirdik. Onları hiç yalnız bırakmadım. Baba olarak yapılabilecek ileriye dönük ne varsa yaptım.
Nilüfer Çevikel: Her akşam yemeğinde ve hafta sonlarında birlikteydik.
HER ŞEYİ HAKKANİYETLE YAPMAYA ÇALIŞAN BİR BABAYIM
Erkek ve kız çocuğu babası olmanın ne gibi farklılıkları var?
Tarık Çevikel: Ben o ayrıma kesinlikle karşıyım. Ben her şeyi hakkaniyetle yapmaya çalışan bir babayım.
Kızınız çocukken de bu kadar sosyal miydi?
Tarık Çevikel: Evet, çocukluğunda da çok hareketli bir çocuktu.
Çocuklarınızı yetiştirirken üzerinde durduğunuz en önemli şey neydi?
Tarık Çevikel: Dürüst olmak. Yalan söylememek. Randevuya ölüm hariç uymak. Bunlar olmazsa olmazlarımız. Sevgi, saygı ve aile birliği de çok önemli bizim için. Zaten çocuklarımızla da hep bir aradayız. Çocuklarımdan çok memnunum.
Tarık bey emekli olmuşsunuz ve gerek çocuklarınıza gerekse de Bursa sanayisine önemli yatırımlar yapmışsınız. Şu an neler yapıyorsunuz?
Tarık Çevikel: 1995 yılında 44 yaşında emekli oldum. Çocuklar kendi ayakları üzerinde durduktan sonra bizler onları uzaktan izliyoruz. Fikir ve tecrübelerimizi onlarla paylaşıyoruz. Öte yandan bu yaşlarda dünyaya bakış açınız çok daha farklı oluyor. Ticari hırs kayboluyor ve daha manevi şeylere yöneliyorsunuz. Biz sıfırdan geldiğimiz için bu ülkenin eğitimle kalkınacağını düşünüyoruz. Kız erkek ayrımı yapılmadan herkesin eğitimini tamamlaması gerekiyor. 2002 yılında kendi adımı taşıyan bir ilköğretim okulu yaptırdım. İki torunum haricinde şu an 1400 torunum daha var. Onların başarılarını duymak, hatta üniversiteyi bitirip bana iş müracaatına gelmelerini görmek çok farklı bir duygu. Ayrıca başarılı üniversite öğrencilerine de burs veriyoruz. Bunları yaşarken görmek çok güzel. Ve son isteğim ise Allah'ın canımı yatarken değil çalışırken alması.
İHRACAT
PAYIMIZI
ARTIRMAYI
HEDEFLİYORUZ
Nilüfer Çevikel'i tanıyabilir miyiz?
Nilüfer Çevikel: Bursa'da doğdum. Tüm eğitim hayatım Bursa'da geçti. Uludağ Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezunum. Mezun olunca 1998 yılında aynı zamanda sahibi olduğum Görükle'deki öğrenci yurtlarını işletmeye başladım. Bu işime devam ederken, 2002 yılında iplik büküm ardından 2007 yılında dokumayı da katarak Nil-San markasıyla tekstil sektörüne girdim. Bu alanda çalışmayı sürdürüyorum.
Bugün markanızı nerelerde görüyoruz?
Nilüfer Çevikel: Prenda markamızla ürettiğimiz ürünlerin yüzde 95'ini ihraç ediyoruz. 60-70 ülkeye ürünlerimiz gidiyor. Örtücü ise 2 yıldır Türkiye'deki perakende markamız. Daha çok iç piyasaya satış yapıyoruz bu markamızla. Masa ve yatak örtüsü, nevresim takımlarını iç pazara, Prenda ile perdelerimizi de dış pazara satıyoruz.
Tekstil sektörü teknolojik gelişmelerle yenilenen bir alan. Bu kapsamda firmanızda Ar-Ge çalışmaları yapıyor musunuz?
Nilüfer Çevikel: Ar-Ge birimi henüz kurmadık. Biz zaten inovatif ürünler üretmek üzere makinelerimizi sürekli yeniliyoruz. Zaten Ar-Ge merkezi sanayide çok az sayıda.
2018 nasıl bir yıldı? 2019 için hedefleriniz neler?
Nilüfer Çevikel: 2018 yılını Avrupa pazarında olumlu geçirdik. İhracat ağırlıklı çalıştığımız için çok fazla sıkıntı yaşamadık. Katma değeri yüksek ürünler üretip, farklı pazarlara girerek ihracat payımızı artırmayı ve farklı müşterilere ulaşmayı hedefliyoruz. Müşteri konusunda seçiciyiz. A plus ürünler üretiyoruz.
‘BÜYÜYÜNCE
TEKSTİLCİ
OLACAĞIM'
DİYE YAZMIŞIM
Yoğun olarak ihracat yaptığınız bölgeler, ülkeler neler?
Nilüfer Çevikel: Ülke bazında İtalya, Rusya ve Yunanistan'a daha çok ihracat yapıyoruz.
Küçükken ne olmayı hayal ediyordunuz?
Nilüfer Çevikel: Eskiden günlük tutulurdu. Geçen gün anı defterimi buldum. 8 yaşındaymışım ve ‘büyüyünce tekstilci olacağım' diye yazmışım oraya. Herhalde bilinçaltımda varmış. Bu yazdığımı görünce çok şaşırdım çünkü o yıllarda ailede tekstilci yoktu.
Kendi işyeriniz dışında başka bir yerde çalıştınız mı?
Nilüfer Çevikel: Böyle bir fırsatım olmadı. Ben öğrenci yurtlarını işletmeye başladığımda zaten okuyordum.
İş dünyasında kadının yerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Nilüfer Çevikel: Ben bu konuda çok ayrım yapılması taraftarı değilim. Bu konuda biraz ezber bozacağım. Çünkü bu ayrım yapıldıkça ve kadın dernekleri kuruldukça maalesef görüyoruz ki gerek mecliste gerekse diğer kurum ve kuruluşlarda kadın sayısı azaldı. İstatistiklerden bunu görmek mümkün. Kadın erkek karma yapılara daha yakınım ben. İnsanlar, kadın olduğu için değil ‘başarılı' olduğu için desteklenmeli.
GİRİŞİMCİ OLMAK ŞİMDİ DAHA ZOR
Bir aile şirketisiniz.
Bu anlamda bir aile anayasası oluşturdunuz mu?
Nilüfer Çevikel: Aile anayasaları şirketlerde 1. kuşaktan 2. kuşağa ya da 2. kuşaktan 3. kuşağa devredilirken yapılıyor. Ağabeyim de ben de kendimiz girişimci olduğumuz için ve kendimize ait şirketler olduğu için henüz böyle bir anayasa hazırlamadık.
Girişimci olmak günümüzde mi yoksa daha önceki yıllarda mı daha zor/zordu?
Nilüfer Çevikel: Kesinlikle şimdi daha zor. Tartışmasız hem de Çünkü duayen sanayicilerin işe atıldıkları yıllara baktığınız zaman üniversite mezunu sayısı belli. Türkiye o yıllarda henüz yeni yeni gelişmekte. Ne ürün üretirseniz üretin, satılan yıllar. Ancak biz bugün daha farklı ürünler üretmek ve dünya ile rekabet etmek zorundayız. Yani bugün burada ürettiğimiz ürünler yarın dünyanın öbür ucunda üretilebiliyor. Teknoloji çok yoğun ve her gün yeni bir makine, yeni bir ürün geliştiriliyor. Her gün yenilenmek zorundayız.
Tarık Çevikel: Bizim dönemimizde yani bundan yaklaşık 45 sene önce Bursa'da yüksek tahsilli insan sayısı bir elin parmakları kadardı. Otomotiv ve tekstil sektörü yeni kuruluyordu. Bizim gibi üniversite mezunlarını alıp müdür ya da genel müdür yapıyorlardı. O dönem 1. sırada tahsil ikinci sırada sermaye yer alırdı. Ancak günümüzde üniversite mezunu olmak, 3-5 lisan bilmek tek başına yeterli değil. Sermaye daha ön planda. Öte yandan sermaye de tek başına işe yaramıyor, bunların hepsinin bir arada olması gerekiyor.
Ticaretin kuralları değişmiyor. Şimdi gençler bizden daha bilgili ve dünya ile daha iç içe. Bizim zamanımızda ihracat çok yoktu.
Daha çok iç piyasaya ürünler satıyorduk. Şimdi ülkemizde haddinden fazla üretim var bu nedenle dış piyasaya açılmak zorundasınız. Dünya ile rekabet edebilmek için de kaliteli ve yenilikçi ürünler üretmek gerekiyor. Ancak bunlar yapılırsa ayakta kalınabiliyor.
STK'LAR
KONUSUNDA
SEÇİCİ
DAVRANIYORUM
Nilüfer hanım STK'larda oldukça aktifsiniz. Hangi STK'larda yer
alıyorsunuz?
Nilüfer Çevikel: Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Genel Başkan Yardımcısıyım. Uzun yıllardır bu dernekteyim. Ayrıca Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşadamları Derneği (DOSABSİAD) Başkan Yardımcısıyım.
Sivil toplum örgütlerini bir ülkenin yönetiminde nereye koyuyorsunuz?
Nilüfer Çevikel: Son yıllarda dernek kurmak çok kolay olduğu için sayıları oldukça arttı. Benim üyesi olduğum iki dernek de 32 yılını bitirmiş durumda. Ben bu konuda seçici davranıyorum. İnsanların sosyalleşmesi bakımından da olumlu buluyorum STK'ları.
STK'ların görüşlerine gerekli hassasiyeti
gösteriliyor mu sizce?
Nilüfer Çevikel: Dernekleri seçerken bulunduğunuz yerin kimlerden oluştuğu ve kökeni çok önemli. TÜGİAD'a Bursa'dan üyeyim. Derneğimizin üyelerinin, üyelerimizin ihracat ve istihdam rakamları ortada. Güçlü bir derneğiz. Bu nedenle Türkiye çapında sözü geçen, kendini dinleten bir kurumuz.
BABAM BİZLERE ÇOK DÜŞKÜN
Peki siz, bunca yoğunluk arasında babanıza yeterince zaman ayırabiliyor musunuz?
Nilüfer Çevikel: Zaten bir arada yaşıyoruz. Allah ayırmasın. Bizim zaman ayıramama gibi bir kavramımız yok. Kahvaltı ve akşam yemeklerini birlikte yeriz.
Sizin iş hayatına dair bir uğurunuz var mı?
Nilüfer Çevikel: Yok, sadece bazı tecrübelerim var. "Bismillah diyerek yola çıkarım.
Babanızı 3 kelime ile tanımlamanızı istesek, neler söylersiniz?
Nilüfer Çevikel: Sevgi dolu, fedakâr ama çok disiplinli.
En çok nesine hayransınız babanızın?
Nilüfer Çevikel: Babam, bizlere çok düşkün.
BABAM NEYSE BİZ DE ONUN GÖLGESİYİZ
Elinizde olsa babanızın hangi özelliklerini
değiştirmek
istersiniz?
Nilüfer Çevikel: Babam inattır. Bir şeye doğru dediyse doğrudur, yanlış dediyse yanlıştır. Başka türlüsünü mümkün değil kabul ettiremezsiniz.
Peki bu sizi zorluyor mu?
Nilüfer Çevikel: Zorluyor. Ama yine de onun dediği oluyor.
Tarık Çevikel: Bunu doğru bildiğim konularda yapıyorum. Bunlar da özellikle ticari konular oluyor. Yoksa onların yaşam tarzlarıyla ilgili bir dayatmam söz konusu değil.
Babanızdan geleceğe taşıyacağınız en
önemli miras olarak neyi görüyorsunuz?
Nilüfer Çevikel: Armut dibine düşer. Babam neyse biz de onun gölgesiyiz. Aynı dünya görüşüne sahibiz. Babamın bizlere verdiği en güzel şey; vatanseverlik ve Atatürkçülük, bunlar DNA'larımıza kodlanmış durumda.
Tarık Çevikel: Atatürkçülükten, laiklikten taviz yok. Herkes tahsilini sonuna kadar yapacak. Mesleğini ister yapsın ister yapmasın ama herkes aydın olacak.
Firmanıza nasıl bir
gelecek vizyonu
çizdiniz?
Nilüfer Çevikel: Bu piyasa koşulları ile ilgili bir şey. Değişim gerekiyor. Gerçi sektör değiştirmeyi düşünmüyoruz.
Ama ben gelecekte Türkiye'de enerji ve yazılım sektörünün ön plana çıkacağını düşünüyorum.
Bu sektörlere girer miyim? Bunu zaman gösterecek. Öte yandan ise yaptığım işin en iyisini yapmaya çalışıyorum ve bu öncelikli hedefim.

Sayı: 1194 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51