banner6

'Aile şirketlerinde sesli konuşulmalı

"Aile şirketlerinde sesli konuşulmalı

Söyleşi 29.07.2019, 21:00 29.07.2019, 21:00
'Aile şirketlerinde sesli konuşulmalı
Röportaj:
Nagihan GÖRKEN

Fotoğraflar:
Erdinç ALTUN

Yıl 1969... Çekirge Mahallesi'nin sütçüsü İbrahim Yurtoğlu, Bursa'nın kendi alanında bir marka olan ve bugün yarım asırı geride bırakan
Durak Muhallebicisi'nin temellerini atar. Bu tatlı macerada Yurtoğlu'nun en büyük yardımcıları ise 3 oğlu; Mithat, Ahmet ve Erdoğan Yurtoğlu'dur.

İlk günden bugüne kaliteli, lezzetli ve doğal ürünlerinden taviz vermeden hizmet yolculuğuna devam eden Durak Muhallebicisi, artık 3. kuşağa emanet. 2017 yılında İbrahim Yurtoğlu'nun vefatının ardından büyük oğlu Mithat Yurtoğlu ailenin başındaki isim. Yurtoğlu, aile şirketlerinde sesli konuşulması ve arkadan konuşulmaması gerektiğini belirterek, ekliyor:"Aile anayasası yapmazsan, bir sistem oturtmazsan, o anayasaya göre işini takip etmezsen kaybolursun. Kuralları koyacaksın ve herkes o kurallara uyacak.

Mithat Yurtoğlu'nu
tanıyarak başlayalım
röportajımıza...
Durak Muhallebicisi'nin ikinci jenerasyonundan biriyim. Babamla beraber 1969'un Aralık ayında Çekirge'deki dükkanımızı açtık.
O zaman kardeşlerim okuyorlardı. Kardeşlerim okullarını bitirince onlar da bize katıldılar.
3 birader ve babamız bu işe koyulduk. Yaklaşık 50 senedir bu işi yapmaktayız. Biz bu işin hem patronluğunu hem garsonluğunu hem bulaşıkçılığını hem de ustalığını yaptık.
Alaylı yetiştik.
Babamız, 2017 yılında vefat etti. Babam vefat ettikten sonra biz çocuklarımızla birlikte bu işi yürütmeye çalışıyoruz.

Babanız İbrahim Yurtoğlu'nu bugünkü girişimcilik ruhuyla nasıl anlatırsınız?
Mithat Yurtoğlu:
Babamız hem kafası çalışan hem de çalışkan bir insandı. Bu meslek için kendinden ödünler verdi; biz de verdik. Vermeseydik zaten 50 yıl bu işin içinde olamazdık. Biz babamızın kolunu tuttuk. Babamız da bize destek oldu. Şimdi çocuklarımız; 3. jenerasyon işimizde çalışmaya başladı.
Size göre o yıllarda mı yoksa şimdi mi girişimcilik için adım atmak zor/zordu?
Mithat Yurtoğlu:
O zamanın şartlarında para kazanmak hem zor hem kolaydı. Kolaydı alternatifin yoktu. Şimdi ise alternatifin çok. Alternatifler olunca da bulunmayan Hint kumaşı değilsin. Böyle olunca şimdi iş yapmak ve para kazanmak zorlaştı. Bu nedenle yeni jenerasyonun işi daha zor olacak. Bu jenerasyonun da kendilerinden ödün vermesi lazım ki 50 senelik markayı geleceğe taşıyabilsinler. Başka şansları yok. Ben her zaman söylerim; dağdaki çiftçi ile ovadaki çiftçinin rekabet ettiği bir dönem şimdi. Teknolojinin nimetlerinden istifade edenler öne geçiyor. 3. kuşağın daha çok işe sarılması lazım. Bu kuşağın şanslı olduğu taraf ise şu; dükkanlarımız hep kendi yerlerimiz, kira gibi sorunları yok.
Babanızın size aktardığı en önemli iş prensibi neydi? Bu prensip zaman içinde değişti mi?
Mithat Yurtoğlu:
Disiplin, israftan kaçınmak, işini takip etmek ve işinin başında olmak. Bunlar hala geçerli. Yaptığın işin her noktasında elinin olması lazım ki müşterinin ne dediğini ve çalışanların nasıl hareket edeceğini bilesin.
Siz 2. kuşak olarak 3. kuşağı bu işe nasıl hazırladınız? Çocuklarınızın meslek seçimlerinde etkili oldunuz mu?
Mithat Yurtoğlu:
Meslek seçimlerinde etkili olmadık. Çocuklar okudu ve işin başına geçtiler. Ama bazı noktalarda kuşak farkı yaşıyoruz.
Kaç yaşında baba oldunuz? Hayata bakış açınızı değiştirdi mi baba olmak?
Mithat Yurtoğlu:
Baba olmak, iş hayatıma bakış açımı hiç değiştirmedi. Biz, babamızdan ne gördüysek onu yaptık. Tarladan çıktık esnaf olduk, kendi kendimizi yetiştirdik.
Çocuklar büyürken onlara yeterince zaman ayırdınız mı? Pişmanlıklarınız var mı?
Mithat Yurtoğlu:
Evet, bu konuda pişmanlığım var. Ancak öte yandan ben çocuklarıma zaman ayırsaydım işimizi takip edemezdim. Zaten yokluktan geldiğimiz için öyle bir lüksümüz de yoktu.
İş hayatına dair bir
ritüeliniz var mı?
Mithat Yurtoğlu:
Öyle bir şeyim yok.
Yeter ki ahlaklı olunsun, dürüst çalışılsın. Uğur gibi şeylere inanmıyorum. Mevcutla yetinmemeli, işinin en güzelini yapmalısın.
Sizleri kısaca
tanıyabilir miyiz?
Emir Yurtoğlu:
Bilkent Üniversitesi Muhasebe Bilgi Sistemleri Bölümü'nü bitirdim. Çocukluğumuzdan beri bu işyerinin içindeydik. Yaz tatilleri vs. hep çalıştık. 2005 yılından bu yana aktif olarak kendi işyerimizde çalışıyorum. 5 sene kasada durdum. Kasadan sonra Ahmet amcamın sorumlu olduğu işleri devraldım. O'nun yükünü hafiflettim. Şimdi mali işlere ben bakıyorum.
İsmail Yurtoğlu:
Ahmet Yurtoğlu'nun oğluyum ben. 2009'dan beri aktif olarak kendi işyerimizde çalışıyorum. Onun öncesinde okul çıkışlarında, tatillerde hep işin içindeydik. Ben insan kaynaklarından sorumluyum. Ama yine de aile üyeleriyle paslaşarak işleri yapıyoruz.
Kübra Yurtoğlu:
Erdoğan Yurtoğlu'nun kızıyım. 3 kız kardeşiz. Ben de 2016 yılından beri aktif olarak çalışıyorum. Uluslararası İlişkiler bölümü mezunuyum. 7 ay kadar Harput Holding'de ithalat bölümünde çalıştım. Masa başı iş bana göre değildi; istifa ettim. Şimdi Durak Muhallebicisi'nin Çekirge şubesinden sorumluyum. Ayrıca firmamızın sosyal medyasını da ben yönetiyorum.
Yarım asırlık bir markanın 3. kuşak temsilcisi olmak sizlere nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
İsmail Yurtoğlu:
Amcamın (Mithat Yurtoğlu) söylediği gibi bir markayı oluşturmak zor ama onu yerinde tutmak daha zor. Bizim kuşakta böyle bir sorumluluk var. Sıfırdan başarı elde etmek güzel. Ama elde edilmiş bir başarıyı kaybetme riski, bu bize daha fazla sorumluluk getiriyor.
Kübra Yurtoğlu:
Genelde firmalarda 3.kuşakta kuzenler arası hatta kardeşler arasında sıkıntılar yaşanıyor. Biz şanslıyız çünkü böyle bir şey yok aramızda.
Emir Yurtoğlu:
Ailemizde kişisel egoların değil işin stresinin bize yüklediği bir sorumluluk var. Bu iş devam edecek. Ne kadar çok iş yaptık ya da yapabiliriz? Bunun derdindeyiz. 3.kuşaklarda bu anlamda ayrıştırma iyi yapılmalı. Özel hayat da herkesin özelidir. Ama mali açıdan adaletli paylaşım olmalı. Parasını nereye harcadığı özeldir. Günümüzde artık sosyal hayat da etkili. Eskiden çok çalışarak da işler yürüyordu ama devir değişti.
İsmail Yurtoğlu:
Maddi güvensizlikler genelde bozuyor aile şirketlerini. Bizde herkes alacağı maaşını bilir ve nereye harcayacağı onu ilgilendirir.
Küçükken ne olmayı hayal ediyordunuz?
Bir işyerine sahip olmak kariyer planlarınızı
nasıl etkiledi?
İsmail Yurtoğlu:
Ben hep muhallebici olmak istedim (gülüyor).
Öyle yetiştik. Çocukken top oynarken oyunu bırakıp dükkana gidiyordum mesela...
Peki ne etkili olmuştu bu düşüncenizde?
İsmail Yurtoğlu:
Sütlü tatlı konusunda ben işletmemle gurur duyuyorum. Türkiye'de sayılı firmalardan biriyiz. Özellikle tavukgöğsü ve kazandibinde ise bence bir numarayız. Ben o kadar yer gezdim ve bu tatlılardan yedim. Yani bir işi çok iyi yapmanın gururu da var. Yani mevzu para kazanmak da değil. Buraya gelen insanlar da bunu söylüyor.
Emir Yurtoğlu:
Rahmetli babaannem bizi şöyle motive ediyordu; "Sizi orada (dükkanda) gördüm mü beş beş oluyorum derdi. Bu tabiri kullanırdı. Yani zorunluluk desen değil; niye seçtiğimi de çok bilmiyorum. Küçüktük ve dükkana gitmek gerekiyormuş gibi hissediyorduk.
Kübra Yurtoğlu:
Benim hayalimde net bir meslek yoktu aslında. Hareketli bir yapıya sahibim. İstanbul'da yaşadım. Son yıl 7 ay kadar yurtdışında bulundum. Sonra başka bir işyerinde çalıştım. Kaymakam, konsolos olabilirim diye düşünüyordum. Sonra ondan da vazgeçtim. Çünkü mecburi hizmet vardı. Aileme düşkün bir insanım. 27 yaşındayım ve bazı şeyler kafamda oturdu. Ve elimde olanı güzelleştirip, geliştirmeye karar verdim. O yüzden buradayım ve mutluyum. Biz hep birlikte büyüdük. Odunluk, köy olduğunda biz hep bir aradaydık. Birbirimizi o yüzden çok iyi tanıyoruz.
Kuşaklar arasında iş yapış şekli açısından farklılıklar var mı? Görüş ayrılıklarında nasıl bir çözüm buluyorsunuz?
Mithat Yurtoğlu:
Akışına bırakıyoruz.
İsmail Yurtoğlu:
Büyüklerimiz eskisi gibi işlerin başında değiller daha çok bizlere mentorluk yapıyorlar.
Mithat Yurtoğlu:
İşin içine çok girmiyorum. Ama elbette her sabah imalatın başındayız. Zaten öyle de olması lazım. İşi, 3. kuşağa bırakıp, izlersin ve gerektiğinde müdahale edersin. Bu müdahaleyi de yaşarken yapmalıyız.
Erdoğan Yurtoğlu:
Zaman sana ayak uydurmaz, sen zamana ayak uyduracaksın. Uydurmazsan silinir, gidersin. Yanlışları görüp müdahale etmezsen silinip gidersin. Biz gerekli yerlerde müdahale ediyoruz. Bunu kendimizde hak olarak görüyoruz. Baştan müdahale ederek, ileride karşılaşacağımız yükü baştan atmış oluyoruz. Bazen çocuklar bize kızabiliyor. Ama biz ataerkil bir yapıda ve hep beraber büyüdük. Hep birlikte piştik. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Yeri geliyor biz susuyoruz onlar konuşuyor; yeri geliyor onlar susuyor biz konuşuyoruz. 50 yıllık firmamızın altyapısı da budur.
Kübra Yurtoğlu:
Gıda alanında bu şekilde beraberliği bozulmamış nadir firmalardan biriyiz.
Babalarınız hayattaki rol modeliniz mi? Elinizde olsa babalarınızın hangi özelliklerini değiştirmek isterdiniz?
Emir Yurtoğlu:
Ben amcamla (Ahmet Yurtoğlu) çalıştığım için benim rol modelim amcamdı. Ama ben amcamdan öğrendiklerimi bir tık daha ileri götürebilir miyim diye de düşündüm.
Kübra Yurtoğlu:
Biz karakteristik olarak hepimiz babalarımıza benziyoruz aslında. Emir abim dobradır mesela.
Mithat Yurtoğlu:
Düzüne konuşurum ben. Niye? Bu işin sahibi, meslek erbabı benim. Aile şirketlerinde "sesli konuşulmalı. Arkadan konuşulmamalı.
Dedenizle hiç vakit geçirme şansınız oldu mu? Ona dair ne gibi hatıralarınız var?
İsmail Yurtoğlu:
Dedem hayat dolu bir insandı. Son ana kadar da hep bir enerjisi vardı.
Emir Yurtoğlu:
Dedem, 93 yaşında dahi işi takip edebilecek kapasitedeydi. Ben hayret ediyordum dedeme. Çok zeki bir insandı. Kendisine en büyük desteği de babaannem verirdi.
Mithat Yurtoğlu:
Babam ve annem hayatı seven insanlardı. ‘Kafanı ve vücudunu çalıştıracaksın' derdi babam hep. 93 yaşında bile kendi işlerini yapabiliyordu.
Erdoğan Yurtoğlu:
Babam adeta bir yaşam koçuydu. Hayatı çok severdi ve son ana kadar da bırakmadı hayatı.
Bir aile şirketisiniz. Aile anayasası oluşturdunuz mu? Geleceğe nasıl hazırlanıyorsunuz?
Emir Yurtoğlu:
Yok ama oluşturulacak.
Erdoğan Yurtoğlu:
Bizim anayasamız, herkesin birbirini çok iyi tanıması ve içindekileri rahat bir şekilde ortaya dökebilmesi.
Mithat Yurtoğlu:
Aile anayasası yapmazsan, bir sistem oturtmazsan, o anayasaya göre işini takip etmezsen kaybolursun. Kuralları koyacaksın ve herkes o kurallara uyacak.
Büyüklerinizden geleceğe taşıyacağınız en önemli miras olarak neleri görüyorsunuz?
Emir Yurtoğlu:
En büyük miras "itibar. İnsani ve ticari itibar... Biz mesela hala ürünlerimizin alternatiflerini üretmedik. Yaptığımız işi düzgün yapıp, para kazanmak derdindeyiz. Ve itibara bağlı olarak iş dünyasında seviliyor olmak ve bunu bozmamış olmak bizim için önemli.
İsmail Yurtoğlu:
Bizim için önemli olan sadece para kazanmak değil. Burada aile işletmesi olduğu için itibar da önemli. Biz büyüklerimizden şunu gördük; ‘her şeyin en iyisi olsun' istiyorlardı. Bu ticari ve insani itibar önemli. Çünkü çoğu yer, bizden peşinat almadan ürün verebiliyor. Durak Muhallebicisi dediğiniz zaman bir söz veriliyorsa, bu söz yerine getirilir. Biz büyüklerimizden böyle gördük.
Durak Muhallebicisi'nin 2019 hedefleri neler?
İsmail Yurtoğlu:
Altıparmak şubemizi 2017 yılında kapattık. 2019 için yatırımlarımıza 2018 yılında başladık zaten. İzmir Yolu'ndaki şubemizi yeniledik. Başka yatırım yapmayı düşünmüyoruz.

Sayı: 1210 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51