Girişimcilik

‘Girişimci’, yeni iş fırsatları yaratmayı başaran kişiler için kullanılan bir terimdir. Aslına bakarsak hala ülkemiz girişimcilere karşı çekingen ve kuşkuludur. Diğer yandan da başarıları ve heyecanlarından ötürü onlardan da hoşlanırız. Şu bir gerçektir, hayatımızın nitelik ve niceliğini geliştireceksek, toplumumuzun girişimci insanlara ihtiyacı vardır.
Girişimci dediğimizde hep bir mucit beklememek gerekir. Mesela şirket içi girişimciler vardır. Şirket içi başarı faktörlerini ve dar boğazları bilen, sistematik olarak analiz yapıp iyileştiren profesyonel çalışanlar ve yöneticiler de girişimcidirler. Türk Hava Yollarının efsane üst yöneticisi Temel Kotil en iyi örneklerden birisidir. Bir iş modeli ya da ürün ile ilgili mevcut durumları faydalı olarak değiştiren ya da geliştiren yenileşim sürecine odaklanan girişimcilere inovatif girişimci diyoruz. Henry Ford ve günümüzde harika işler çıkaran Elon Musk inovatif girişimcilerin başında gelir. Thomas Alva Edison, Alexander Graham Bell, Archimedes ve Louis Pasteur benzersiz iş modeli ya da ürün gelişimi sağlayan ve aynı zamanda bu yenilikçileri yani icatları ile toplum faydasını gözeten benzersiz kişiliklere yaratıcı girişimci olarak nitelendirilir. Günümüz şartlarında dijital modellerin gelişimini takip eden ve fırsatları yakalayan, mevcut büyük dijital sistemin bir parçası olan girişimcilerde var. Sosyal medya üzerinden yapılan pazarlama yani influencer modeli, e-ticaret, yeni nesil kargolama, e-eğitim ve aplikasyon olarak adlandırılan uygulama üretimi, dijital girişimcilik olarak tanımlanabilir.
Hangi tanıma uyan girişimci olursak olalım, temelde tüm girişimcilerde olması gereken yetkinliklerin başında kişisel marka yeteneği ve davranış analizi uzmanlığı olmalı diyebiliriz. Sonrasında hayır deme özelliği, bireysel performanslarının farkında olmaları, analiz yetenekleri, önyargısız davranışları, konsantre odaklanma kabiliyetleri, çözüm odaklı olmaları ve amaç – hedef - kazanım üçlüsüne önem vermeleri, delegasyon yapabilmeleri, referans güçlerinin olması, stratejik düşünebilmeleri gibi yetkinliklere de sahip olmaları önemlidir.
Çoğunlukla tüm yeni girişimcilerin yaşadığı bir durum, ‘motivasyon ve ilham gelsin de başlayayım’ dır. Bu büyük bir yanılgıdır. Gelse bile sürdürülebilirliği çok düşüktür. Gerçek girişimcilerin ve mucitlerin sırrı motive olmayı beklemeden harekete geçmeleri ve hep harekette kalmaları ve başarı tadını aldıkça motive olmaları ve sürekliliği ancak böyle sağladıkları kesin bilgidir. Harekete geçmek sizin harekete geçmenize engel olan durumların da farkına varmanızı sağlayacak. Yeni girişimcilere tavsiyemiz, ilk adımı atmadan önce lütfen küçük ve ulaşılabilir tamamlama hedefleri belirleyin. Yaptıklarınızın çokluğu ya da azlığının bir önemi yok yeter ki her gün yapın. Tekrarlanan bir davranış haline dönüşen bu durum bir süre sonra yaşam biçiminiz haline gelecektir. Artık yaşamınız bir Kaizen felsefesine dönüşecektir. Tüm geleceğiniz her gün atacağınız ilk adım da ve o sihirli 5 dakikada saklıdır.

Hiç bir şeye zamanım yok

“Eğer işiniz başka hiçbir şeye zaman bırakmayacak kadar yoğunsa yanlış giden bir şeyler var demektir; sizinle ya da işinizle ilgili.” - William J. H. Boetcker
Müşteri memnuniyetini sağlamak, şirket hedeflerini yakalamak için büyük çaba sarf ediyorsanız, her türlü verimsizlik, tekrar yapılan işler, bekleme, müşteri şikayeti ve gecikmeler yaşanıyorsa, işlerin yürümesi tek ve bazı kişilere bağlı (ya da bağımlı) ise, veri yönetim sistemimiz yeterli değil veya yararlanamıyorsanız, verimlilik, karlılık ve performans geliştirme bilinci yeterli seviyede değilse, maliyetlerinizi sistematik olarak gözden geçirip iyileştiremiyorsanız, günü kurtarmak için yoğun bir gayret sarf ediyorsanız, yoğun bir çalışma temposu gözlemleniyor, fakat problemler eksilmiyorsa, bu kadar yoğun çalışmaya rağmen tatmin edici bir karlılık elde edemiyorsanız, yalın işler yapmaya, problemleri çözmeye değil önlemeye, takip yöntemlerinizi geliştirmeye ve sürekliliğini sağlamaya odaklanmalısınız. Problem tamamen çözülmez! Problem yönetilir ve probleme neden olan faktörler iyileştirilir, bu iyileştirmeler işlerimizin sürekliliği adına ilerleme sağlar, yine yeniden benzer ve başka problemlerle karşılaşmamız da doğaldır, problem çözme teknikleri yerine, problem önleme tekniklerine önem vermemiz gerekir. Duygusal zekası yüksek (Yalın) işler yapmak, yaptığımız işe anlam katar ve fazla ayrıntıya gerek kalmaz. Duygusal zekası yüksek olan bir şey ne kadar sade olursa olsun yine de değerli olur. Anlamlı olduğunda en zor işler bile kolaylaşır ve size başka şeylere zaman ayırmanız için fırsatlar sunar. Sadeliğin esası “azaltmaktır”. Fazlalıklardan kurtulalım, asıl olanı kaybetmeden “olmasa da olabilecek” her şeyden kurtulmak iş yaşamını kolaylaştıracaktır. Bu yalın yaklaşımın en önemli adımıdır. Başka hiçbir şeye zaman ayıramayan yöneticiler kendisine şunları sormalıdır diye düşünüyorum. Güçlü yönlerim neler? İşi yapış ve yönetim şeklim doğru mu? İşime ve ekibime ne katıyorum? En önemlisi iş hayatımda ilişkilerim nasıl? Bu soruların cevapları, başka hiçbir şeye zaman ayıramama durumunuzun kök sebeplerini ortaya çıkaracaktır. Yalın bir iş hayatı dilerim.