banner6

Yan sanayi hazır

Yan sanayi hazır

Sektörel Haberler 09.06.2020, 00:00 09.06.2020, 00:00
Yan sanayi hazır

Üretimden ihracata ve istihdama kadar ekonominin öncü sektörlerinden otomotiv yan sanayi temsilcileri, pandemi sonrası ‘yeni normal’e hazır olduklarını açıkladılar.


Pandemi sonrası hayatın normalleşmeye başlamasıyla birlikte, otomotiv tedarikçileri de yeni üretim modelleri ve üretim hedefleriyle devam edecek.


Bursa’nın önemli otomotiv yan sanayi firmalarının temsilcilerinin görüşleri şu şekilde;




OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran ÇELİK


Mart ayının ikinci yarısından Nisan sonuna kadar ana sanayi firmalarının tamamı, tedarik endüstrisi firmalarının da büyük bölümü üretime ara verdiler. Bu süreçte bazı otomotiv firmalarımız sağlık çalışanlarımız için koruyucu ekipman üretimi gerçekleştirdiler. Mayıs ayında otomotiv firmalarımız üretime tekrar başladılar. Haziran ile birlikte biraz daha iyi rakamlar görebiliriz. Ancak sektörün tam kapasite üretime geçmesi Eylül ayını belki de daha ötesini bulacaktır.


Fabrikalarda üretim yavaş yavaş başlasa da yeni çalışma düzeninde sosyal mesafe kuralları, hijyen önlemleri gibi bir takım düzenlemeler üretim maliyetlerine olumsuz yansıyacaktır. Tam kapasite üretime geçilmesi ve salgın öncesindeki üretim adetlerine ulaşılması bu nedenle zaman alacak gözüküyor. Üretim açısından mart ayında motorlu araç üretimimiz yüzde 22 düştü. Nisan ayındaki üretim düşüşü ise %91 oldu. Yılın 1 milyon adedin biraz üzerinde bir üretim adedi ile kapanacağını tahmin ediyoruz. Bu da geçen yıla göre %25 civarında azalma anlamına geliyor.


Bizim için en önemli Pazar Avrupa Birliği. Dolayısıyla AB Ülkelerinin durumu ihracatımızda doğrudan belirleyici rol oynuyor. Bu yıl önümüzde temelde iki problem bulunuyor. Birincisi; firmalar üretime başlasalar da yeni düzenlemeler çerçevesinde üretim yapabilecekler. Yani sosyal mesafe, maske ve koruyucu ekipman kullanımı, pozitif vakalarda karantina önlemleri gibi düzenlemeler bir yandan tam kapasite üretime ulaşılmasını geciktirecek, diğer yandan üretim maliyetlerini artıracak. İkincisi ise; başlıca ihracat pazarımız konumunda bulunan AB ülkelerinde Nisan ayında Pazar tamamen durmuştu, pazarın geri gelmesi zaman alacak, bu durum da hem üretim hem de ihracat rakamlarımıza olumsuz yansıyacak.


Ana pazarımız olan AB Ülkelerinde de ikinci bir salgın dalgası yaşanmadığı takdirde yavaş da olsa normalleşme başlayacaktır. Önümüzdeki aylarda AB pazarında talebin ne ölçüde geri geleceği ihracatımız açısından belirleyici olacak. Nisan ayında İspanya, İtalya ve Birleşik Krallık’ta %97’ye varan oranlarda daralma yaşandı. Fransa pazarı da %90 daraldı. Mayıs ve Haziran ayları bir miktar daha iyi olacaktır ancak toparlanma zaman alacak. AB pazarının bu yıl %25 daralması bekleniyor. Bu da ihracatımıza olumsuz yansıyacak. Bugün itibariyle, yılın ikinci yarısından itibaren ihracat rakamlarımızın normal ortalamalarına yakın seyretmesini bekleyebiliriz. Ancak bugünden bakarak yılın tamamı için %20-%30 aralığında bir düşüş öngörüyoruz. Bu da yılbaşında belirlemiş olduğumuz 32 milyar USD’lik ihracat rakamının hayli altında kalmamıza neden olacak


Son 14 yıldır ülkemizin ihracat şampiyonu otomotiv endüstrimiz AB ağırlıklı ihracat yapısı nedeniyle salgından en fazla etkilenen sektörler arasında yer alıyor. Salgın süreci ile birlikte üretimi direk etkileyen ihracat ve iç pazar eş zamanlı olarak olumsuz etkilendi. Geçtiğimiz iki yıl düşen iç pazara ihracat destek olmuştu. AB’de pandeminin çok ağır yaşanmış olması nedeni ile ihracatın toparlanması zaman alacak. Bu şartlarda endüstrinin ana ve tedarik sanayi olarak ayakta kalabilmesi açısından iç pazarın canlandırılması çok önemli. Bu nedenle öncelikli olarak yeni bir vergi yapısı devreye alınana kadar, Otomobil ve hafif ticari araçlarda ÖTV oranının yıl sonuna kadar % 50 oranında düşürülmesi ve ÖTV oranlarına baz teşkil eden ve yayınlandığı 28 Eylül 2018 tarihinden bugüne güncellenme yapılmayan ÖTV matrahlarının ekonomik gelişmeler çerçevesinde güncellenmesini talep ediyoruz.


Yine sürekli ve her araç grubu için etkili bir hurda teşvik programının uygulamaya alınması da iç pazarın canlanması için önem arz ediyor. Buradaki başlıca taleplerimiz ise Hurdaya ayrılma yaşı ve destek tutarının her araç grubunun yapısı ve kullanım dinamikleri göz önüne alınarak belirlenmesi, programın tüm araç gruplarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi, hurdaya ayrılan ve satın alınan aracın farklı araç tiplerinde olabilmesine imkan sağlanması şeklinde.




Ünver Group Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan KORGAVUŞ


Pandemini süreciyle birlikte şirketimizde oluşturduğumuz Pandemi Önlem Kurulu virüsün yayılımını engellemek amacıyla bir çalışma programı içeriği belirledi. Sağlık Bakanlığımız ve Bilim Kurulunun tavsiyeleri doğrultusunda ekibimiz çalışanlarımızı koruyacak ve pandeminin yayılmasını engelleyecek birçok önlemi ivedilikle uygulama aldılar. Paralelinde oluşturduğumuz iç denetim ekibi alınan tedbirler ve kurallara uyumu bu süreç boyunca takip ederek çalışmalarını yürüttüler. Maske kullanımı, sosyal mesafe ve temasın azaltımına yönelik aldığımız önlemler sayesinde faaliyetlerimize devam etmekteyiz.


Otomotiv endüstrisi salgından ciddi olarak etkilendi. Müşteri siparişlerinde gerçekleşen yarı yarıya düşüşler ve talebin azalmasına bağlı olarak yaşanan üretim azalmasının etkileri bu yıl sonuna kadar devam edeceği, normal sürecin pandeminin etkisini azaltarak tamamen ortadan kalkmasına bağlı olarak önümüzdeki yıl ortalarına doğru üretim hacminin reel düzeylere ulaşacağı kanaatindeyim.


Ülkemizde otomotiv ihracatının en önemli pazarı Avrupa ülkeleri. Bu nedenle ihracatımız bu seyre bağlı olarak ciddi kayıplar yaşadı. Avrupa’da hayatın normale dönmesi ile pazar payımızda mutlaka hareketlenme olacaktır. Ancak Avrupa ülkelerinin otomotiv üretiminde Çin’den temin ettikleri mal ve hizmetler için alternatif üretim alanları aradıkları gündemimizde sıcak bir konu. Ülkemiz sanayide oluşturduğu altyapısı, beraberinde bilgi ve tecrübesiyle birlikte alternatif bir tedarikçi konumunda bu durum bizim için bir fırsat oluşturabilir.


Devletimiz pandemi sürecinde olanakları ölçüsünde birçok sektör için ekonomik destek paketleri ve özellikle sanayici ve tüketiciler için kredi imkanları sağladı. Bu destekler kısa vadede çözüm oluşturacak, ancak uzun vadede krizden etkilenen sektörlere borçlandırma yerine doğrudan kaynak aktarımı sağlayacak kalıcı çözümlere ihtiyaç var. Destek paketlerinde yer alan sek törel ayrımın kaldırılması faydalı olacaktır. Likiditeyi arttırıcı maliye politikası araçlarına ihtiyacımız var. Bu konudaki önerim yılsonuna kadar çalışan sayısını koruyan işletmelerin ücretler üzerindeki yükünü azaltmak amacıyla gelir vergisi stopajı ve işveren sigorta paylarına ilave olacak şekilde indirim sağlanması.




YEPSAN Yedek Parça AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet BAŞ


Sayın Cumhurbaşkanımızın deyimi ile Covid-19 adı verilen virüs illetinin arkasından değişim ve dönüşüme ülkemizi hazırlamamız gerekiyor.


Bizler şirket olarak Bakanlıklarımızın almış olduğu bütün tedbirlerin tamamını eksiksiz olarak uyguladık. Maske kullanımı, sosyal mesafenin korunması, servis uygulaması gibi hassasiyetlere en üst düzeyde dikkat ettik ve bu hassasiyetimizi sürdürüyoruz.


Çalışma alanlarımızda iş gereği yan yana çalışmamız olmuyor. Ayrıca bazı birimlerimiz için evden çalışma uygulamasını da sürdürüyoruz.


Kronik hastalıkları olan arkadaşlar evlerinde istirahat ediyorlar.


Şu anda bizler müşteri odaklı çalıştığımız için müşterilerimizin talepleri henüz 1.vardiyanın dışına çıkmadı.


Şirket prensibi olarak personelde azaltma yapmıyoruz, devletimizin verdiği destekle ve kendi imkanlarımızla bütün çalışma arkadaşlarımızla bu sıkıntılı dönemi aşacağımıza inanıyoruz.


Çalıştığımız iki sektörden birisi olan otomotiv sektörü müşteri bazında yani genel imalatta düşüş yaşamaktaydı. Şu an dünyada lükse hitap eden bu sektörün eski seviyeye gelmesi biraz uzunca zamana ihtiyaç duyacaktır.


Müşterilerimizden aldığımız öngörüler ve siparişler, kesin olmamakla birlikte 2020 yılı sonlarına doğru üretim hacminde artış olacağını göstermektedir. Bizler mevcut müşterilerimize yenilerini ilave ederek 1 yıl içinde eski seviyeye ulaşacağımızı ümit ediyoruz.


2020 yılı ocak ayında, 2019’a göre ihracata artış ile başlayan otomotiv sektörü, pandemi sebebiyle ihracatta önemli kayıplar yaşamıştır. İhracatımızın odak noktasının dünya genelinde en büyük payı alan Avrupa Birliği ülkeleri olacağına da inanıyoruz.


Son açıklanan verile göre otomotiv sektörü ihracatta şu an için Türkiye’de lider konumdadır. Bunun devamlılığını sağlamak için devletimizin bu sektörde üretim ve ihracat yapan firmalara üretim, ihracat ve yatırımda yeni teşvik olanaklarını sunması ve yeni iş birliklerinin oluşabilmesi için fuar ve benzeri etkinliklere katılımı destekleyecek fonların sağlanmasında yardımcı olabileceğine inanıyoruz.


Hükümetimizin kredi destek paketleri çok faydalı olmakla birlikte daha uygun sektörlerin desteklenmesi ekonomi için yararlı olacağını umuyoruz.






Coşkunöz Holding CEO A. Erdem ACAY


Sağlık Bakanlığımızın yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile ilgili açıklamalarının ardından Coşkunöz Holding ve bağlı şirketleri olarak, çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın salgından etkilenme riskini en aza indirmek için mart ayından itibaren en üst düzeyde önlemler aldık.


Ülkemizde salgına karşı önlemlerin başarılı bir şekilde yönetilmesi ve bunun sonucunda yayılımın azalmaya başlamasına bağlı olarak mayıs ayında Coşkunöz Metal Form fabrikamızda üretim faaliyetlerimize kademeli olarak başladık. Otomotiv alanında faaliyet gösteren diğer şirketimiz Coşkunöz Kalıp Makina ve Rusya’daki yatırımlarımız Coşkunöz Alabuga ve MMK Coşkunöz Alabuga bu dönemde azaltılmış sayıda çalışanlarıyla üretimi sürdürdü. Bilişim, enerji, savunma havacılık sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerimiz de devam eden proje bazlı işlerini maksimum seviyede alınan önlemlerle sürdürdü.


Bu çalışmalar kapsamında; personel servisleri, üretim hatları, tüm ortak kullanım alanlarında hijyen ve sosyal mesafe kapsamında çok sayıda tedbirler alındı. Güncel gelişmelerle günlük ve haftalık olarak güncellemeler yapıldı. Amacımız öncelikli olarak çalışanlarımızı koruyarak işlerimize sağlıklı bir şekilde devam edebilmek oldu.


Haziran ayı itibarıyla da devletimizin açıklamaları ve yönlendirmeleriyle normalleşme sürecine geçtik. Geri dönüşümüz kapsamında şirket içi düzenli duyurularla alınan tedbirleri çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Bu doğrultuda ortak kullanım alanlarına sağlık malzemeleri, el ve yüzey dezenfektanları salgının başladığı ilk günden itibaren yerleştirildi. Nano Gümüş Teknolojisi ile tüm çalışma alanları ve servislerimiz dezenfekte ediliyor.


Çalışmalarımıza devam edebilmek için zorunlu maske kullanımıyla birlikte sosyal mesafe kuralının yanı sıra şirket servislerinde, üretim ve ofis çalışma alanlarında, soyunma odalarında, tüm dinlenme alanlarında bir dizi düzenleme yapıldı. Tüm girişlerimizde her gün düzenli olarak çalışanlarımızın ateşi ölçülüyor.


Bulaşma riskini en aza indirmek için asansör yerine merdivenler kullanılıyor. Yoğunluğun azaltılması adına her birim için yemek ve mola saatleri değişiklik gösteriyor. Yemekhanelerde çalışanlara bardak su, kapalı salata, kapalı çatal-bıçak gibi ambalajlı yemek malzemeleri veriliyor. Su sebilleri yerine şişe su kullanılıyor ve düzenli olarak dağıtımı yapılıyor. Molalar için uygulanan sosyal mesafe önlemleri bulunuyor. Ofislerde bilgisayar, klavye, telefon, fare gibi kişisel ya da ortak kullanılan malzemeler tanımlı olan yüzde 70’lik alkolle silinerek günlük olarak dezenfekte ediliyor.


Coşkunöz Holding olarak, otomotiv, savunma, havacılık, enerji, çevre teknolojileri, bilişim ve lojistik sektörleri dahil olmak üzere toplamda 12 şirket ile faaliyet gösteriyoruz. 2020 yılı yurtiçi ve yurtdışında 350 milyon TL’nin üzerinde yatırımlar planladığımız bir yıldı. İlk iki ayda planlarımıza uygun şekilde yatırımlarımızı yaptık ancak tabii ki mart ayından itibaren sektörlerdeki gelişmelere ve nakit akışımıza göre yatırım ötelemelerine başladık.


Pandemi nedeniyle mart ayında seri üretimlerin yavaşlamasına ve durmasına paralel olarak yatırım planlarımızda ertelemeler yaptık. Bu zor dönemde şirketler için nakit akışı en önemli konular arasında yer alıyor. Öncelikle piyasaların durumunu da dikkate alarak yeniden planlama yapıyoruz. Hedefimiz maksimum 6 ay gecikme ile öngördüğümüz yatırımlara ve çalışmalara devam etmek.


Şu anda aldığımız sinyaller, yılın son çeyreğinde gerek otomotiv gerekse direkt talep alanlarında 2019 yılından daha iyi figürleri göreceğimiz yönünde.


Covid-19 salgını nedeniyle otomotiv sektörü en hızlı etkilenen sektörlerden biri oldu. Yaşadığımız bu küresel salgın karşısında dünyanın altıncı büyük ekonomisinin de otomotiv sektörü olduğunu göz önüne aldığımızda, tüm firmalar bu dönemde üretimlerini kademeli olarak durdurdu.


Türkiye’de otomotiv sektörü yüksek katma değeri, yarattığı istihdamı ve küresel ticaretten aldığı pay ile ekonomide büyük bir önem taşıyor. Otomotiv üretiminin yüzde 80’i Avrupa’ya ihraç ediliyor. Bu anlamda otomotiv sektörü yerli pazar kadar Avrupa pazarındaki üreticilerimiz için önemli. Yaklaşık Avrupa’da ithal edilen her yüz arabanın 27 tanesi Türkiye’den gidiyor. Açık ara ilk sırada yer alan tedarikçi konumunda bulunuyoruz.


Dünyadaki özelikle de Çin’deki toparlanmayı dikkatle izliyor; buna göre yarı kötü ve kötü senaryolar hazırlayarak haftalık ve aylık güncellemelerle planlarımızı tekrar gözden geçiriyoruz. Çünkü içinde bulunduğumuz dönem maalesef bütün yılı öngörebileceğiniz bir dönem değil.


Salgın nedeniyle otomotiv sektöründe ortaya çıkan çalışma modellerindeki hızlı değişime ayak uydurması için dijitalleşmesi, satış ve satış sonrası deneyimleri geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Salgının en belirgin etkisinin ise lojistik yakınlığın öne çıkması ve üretimlerin, pazarın olduğu yere geri dönmesi yönünde akımlar olacağını düşünüyoruz. Bu anlamda Türkiye ciddi avantajlar yakalayabilir ama paralelde pazara daha yakın olma stratejilerini de çalışmak gerekecektir.


Covid-19 salgını nedeniyle otomotiv sektörü en hızlı etkilenen sektörlerden biri oldu. Yaşadığımız bu küresel salgın karşısında dünyanın altıncı büyük ekonomisinin de otomotiv sektörü olduğunu göz önüne aldığımızda, tüm firmalar bu dönemde üretimlerini kademeli olarak durdurdu.


Türkiye’de otomotiv sektörü yüksek katma değeri, yarattığı istihdamı ve küresel ticaretten aldığı pay ile ekonomide büyük bir önem taşıyor. Otomotiv üretiminin yüzde 80’i Avrupa’ya ihraç ediliyor. Bu anlamda otomotiv sektörü yerli pazar kadar Avrupa pazarındaki üreticilerimiz için önemli. Yaklaşık Avrupa’da ithal edilen her yüz arabanın 27 tanesi Türkiye’den gidiyor. Açık ara ilk sırada yer alan tedarikçi konumunda bulunuyoruz.


Dünyadaki özelikle de Çin’deki toparlanmayı dikkatle izliyor; buna göre yarı kötü ve kötü senaryolar hazırlayarak haftalık ve aylık güncellemelerle planlarımızı tekrar gözden geçiriyoruz. Çünkü içinde bulunduğumuz dönem maalesef bütün yılı öngörebileceğiniz bir dönem değil.


Salgın nedeniyle otomotiv sektöründe ortaya çıkan çalışma modellerindeki hızlı değişime ayak uydurması için dijitalleşmesi, satış ve satış sonrası deneyimleri geliştirmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Salgının en belirgin etkisinin ise lojistik yakınlığın öne çıkması ve üretimlerin, pazarın olduğu yere geri dönmesi yönünde akımlar olacağını düşünüyoruz. Bu anlamda Türkiye ciddi avantajlar yakalayabilir ama paralelde pazara daha yakın olma stratejilerini de çalışmak gerekecektir.




Profil Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Sezai SEZER


Otomotiv sektörü ülkemizin en önde gelen sektörlerinden biridir. Hem ihracat hem de iç piyasadaki dinamikleri bir hayli fazla. Ülkemizde sektör çalışanları 400.000’i buluyor. Bu sebeple tabii ki Covid-19 gibi küresel olan bir pandemi den ülkemizin ve otomotiv sektörünün de etkilenme oranı yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Ancak eğitim ve bilinç oranı yüksek olan sektör çalışanlarımızla beraber bu süreçte hastalanma oranı sevindirici olarak çok düşük kaldığını bilmekteyiz.


Ülkemizde yaşanan normalleşme adımlarından önce, sektör mayıs ayı başlarında üretime başladı. Tamamen kapalı olan bölümlerimiz olduğu gibi kısmen çalışan bölümlerimizde oldu.


Mart ayı ortasından bugüne kadarki zaman zarfında ülke genelinde alınan önlemleri etkin bir şekilde firmamızda uyguladı. Sosyal mesafe ve hijyen kurallarına dikkat eden bir firma olmakla birlikte Covid-19 ile mücadelede bu önlemleri kuvvetlendirdik.


Bu süreci çalışanlarımızın eğitim ve bilgilendirmeleri ile destekleyerek etkin çalışmalar gerçekleştirdik. Servis araçları, yemekhane, çalışma hatları mesafeleri, maske ve dezenfektan uygulamaları ilk günden beri büyük bir hassasiyet ile uygulanmış olup, normalleşme süreci ile de bu uygulamalar devam etmektedir.


Çalışma saatleri ve vardiyalarda eşitleme usulü uygulanarak kalabalık olan vardiya düzenini minimize edilerek diğer vardiyalara kaydırıldı. Hem çalışanlarımızın çalışma alanı hem de yemekhane hizmeti ve servis hizmetlerinden yararlanma aşamasında mesafe kuralları göz önünde tutuldu. Şuan firmamız içerisinde bulunduğu bu uygulamaları aldığı karar gereği iki ay boyunca değişiklik yapmadan devam ettirecektir.


Üretimlerimiz, 50 gün boyunca tamamen durdu. Normalleşme sürecinin iş hayatına ve piyasalara yansımasının aynı seviyeye gelmesinin dördüncü çeyrekte olacağı düşüncesindeyiz. Şuan kapasite kullanım oranımız %60’lar seviyesindedir.


Otomotiv sektörü ihracat odağı olarak, normalleşmeye hızlı şekilde giren ülkelerin pazarları olması beklentisi içindeyiz. Normalleşme hızının talep hızına etkisi bence gayet yüksektir. Taleplerin oluşması sağlık endişelerinin azalması ile orantılı olacaktır.


Pandemi süreci tüm sektörlerde finansal olarak ciddi bir yük getirdi. Devlet tarafından sağlanan finansal kaynaklar çok da yüksek olmadı ya da bu finansal kaynaklara ulaşım kolay olmadı.


Kobilerin ulaşabildikleri finansal kaynaklar belli bir süreci geçmek için belki yeterli, ancak uzun vadeli bir çözüm değil kanısındayım.


Otomotiv sektörü yatırımları ve finansal kaynakları aşırı zor bir sektör niteliği taşımaktadır. Araç fiyatlarının üzerindeki vergi yükü özellikle ÖTV ve KDV oranları aşağıya çekilmeli ki taleple birlikte çarklar dönmeye başlasın. Ayrıca enerji maliyetleri ve YEKTEM uygulaması sanayiciyi zaten finansal olarak zayıfladığı bir anda %52’lik bir artışla fazladan bir yük altına sokmuştur. Acil olarak uygulamada değişiklik yaparak, geri çekilmeli fazla tahsilatlar geri ödenmelidir.


İstihdam destekleri bu yıl sonuna kadar devam ettirilmeli. Kısa çalışma ödeneği 3 ay ile sınırlanmıştı, tekrar uzatılmalı. KGF Kredileri limitleri artırılmalı, krediye ulaşım için prosedürler gözden geçirilmeli. Özel bankalar kredi yapılandırma ve geri ödemeler ile ilgili daha esnek olabilmelidir.


Otomotiv sektörü 2020 yılı planına göre, yılı %30’luk bir kayıp ile kapatması söz konusudur. Aynı seviyeye gelmek dahi bu açığı kapatamayacaktır. 2021 yılı için tüm desteklerin devam etmesi zaruri gözükmektedir.


Son açıklanan dörtlü destek paketi ve krediler olumlu olarak piyasalarda etki yaratacaktır. Bu krediler


Özellikle ithal ürün talebine değil, yerli üretimlere olması da istihdam için gayet olumlu olacaktır.




Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı İskender ULUSAY


Tüm dünyayı olduğu gibi ülkemizi de etkisi altına alan korona virüs (Covid-19) salgını, sosyal hayatı olduğu kadar küresel ekonomiyi de çok ciddi şekilde etkiledi.


Özellikle Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olan AB ülkelerinin de krizden etkilenmesinden dolayı hemen her sektör ekonomik açıdan olumsuz etkilendi.


Her şeye rağmen üretim çarklarının dönmeye devam etmesi büyük önem taşımakta. Devletimizin de hızlı aksiyon alarak önlemleri erkenden alması, ülkemiz için önemli bir avantaj sağladı.


Bundan sonraki normalleşmeyi, ‘yeni normal’ olarak yorumlamak gerekiyor. Çünkü pandemi bir süre daha hayatımızda olmaya devam edecek. Önemli olan, bu süreçte gerekli önlemleri alarak yaşamımızı devam ettirmek.


Sektörümüzün, salgınla ortaya çıkan çalışma modellerindeki hızlı değişim sürecine adapte olabilecek tecrübeye sahip olduğunu düşünüyorum. Bu sürecin ardından özellikle dijitalleşme ve bağlantılı araçlar üzerine yatırımların artması tahmin ediliyor.


Bugün itibariyle 6 kıtada faaliyetlerini sürdüren bir holding olarak, Şubat ayından bu yana Çin’de bulunan ANKESHU isimli şirketimiz sebebiyle, grubumuzun karantina şartlarında iş yönetimini tecrübe etme fırsatımız oldu, Mart ayının sonu itibariyle orada normal çalışma düzenine dönüldü.


Grubumuzun odak faaliyet konusu olan otomotiv sanayiinde ürün çeşitleme çalışmalarına hız vermek, dağıtım kanallarını çeşitlendirmek üzerine yapılandırdığımız dijital pazarlama – online satış aktivitelerini geliştirmek ve uluslararası iş birlikleri ile tamamlayıcı ürün niteliğindeki ürünlere dair iş geliştirmek noktasında çalışmalarımızı tamamlamaya odaklandık.


Salgın sürecinde, günlük hayatımızda ve çalışma sistematiğimizde büyük değişikliğe gittik, aynı zamanda salgının ortaya çıkardığı değişimlere adaptasyonumuzu da sağladık. Tüm dünyadaki fabrikalarımızda erken dönemde aldığımız önlemler neticesinde, süreçten bugüne kadar başarıyla çıktık. Öyle ki global yapılanmamızda bugüne kadar herhangi bir pozitif vakaya rastlanmadı.


Bunun yanında, Ticaret Bakanı Sn. Ruhsar Pekcan'ın Mayıs ayıyla ilgili açıkladığı ihracat verileri de gelecek adına umut verici. Baktığımızda ülkemizde Mayıs ihracatının, COVID-19 etkisiyle dış talep azalması ve resmi tatiller nedeniyle yıllık bazda düşmesine rağmen nisana göre yüzde 10,84 arttığını görmekteyiz.


Devletimizin, uzun yıllardır Türkiye'nin ekonomide lokomotifi olan otomotiv sektörünü korumak adına gereken destek ve teşvikleri vermesi, sektörün geleceği açısından son derece önemli. Pandemi öncesine dönebilmemizin 2020 son çeyreğinde güncel desteklerin sürmesi ve ülkemizdeki finansman daralmasının ortadan kalkması ile mümkün olabileceğini öngörüyoruz.


İhracat rotamız her zaman olduğu gibi öncelikle ABD ve Avrupa olacak, Rusya – Hindistan ve Kuzey Afrika da iş geliştirme çalışmalarımızın odağında olmaya devam edecektir.


Mevcut desteklerin yanında hem finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi hem de istihdamın desteklenmesi çok önemlidir. Kamu bankalarının gayretlerine özel bankaların eklenmesine dair beklentimiz devam etmekte olup, pazarın hareketlenmesi için kontrollü normalleşme sürecinin mutlaka kamu nezdinde regüle edilmesi gerekmektedir.


Bizler de sanayiciler olarak üretmeye devam ederek, ülkemizin kalkınma yolculuğuna katkı sağlamaya devam etme amacındayız.




Seger Genel Müdürü Tülin TEZER


Pandeminin başlaması ile birlikte, Sağlık Bakanlığı’nın ve Bilim Kurulu’nun yayınlamış olduğu önlemleri dikkate alarak şirket içinde çok ciddi tedbirleri hayata geçirdik. Öncelikle ofislerdeki ve üretim bölgelerindeki süreçlerimizi sosyal mesafe açısından gözden geçirerek, yakın mesafedeki çalışma alanlarında fiziksel teması en aza indirecek şekilde önlemler aldık. Fabrikaya geliş-gidişlerde sayıyı yarıya indirecek şekilde servislerin sayılarını arttırdık, yemek saatlerini ve oturma düzenini tekrar düzenledik. Kronik hastalığı olan çalışanlarımızı evlerine gönderdik ve uygun olan personel için uzaktan çalışma düzenine geçtik. Üretim planımızı ve vardiyalarımızı fabrikadaki yoğunluğu minimuma indirecek şekilde yeniden düzenledik.


Pandemi öncesi üretim hacmine dönmek, ihracat pazarlarının açılmasına paralel olarak müşteri siparişlerinin tekrar artmasına bağlı. Pandemi ile birlikte tüketim öncelikleri tüm dünyada tamamen değişti. Herkes için öncelik sağlıklı kalabilmek ve bu süreçte temel ihtiyaçlarını karşılamak, otomobil sahibi olmak ya da çok zorunlu olmadıkça aracı üzerinde parça değişikliği yapmak çok öncelikli değil şuanda. Avrupa ve Uzakdoğu gibi bölgelerde pandeminin yayılma hızında oluşan azalma ile birlikte yeni normale dönme çabası var. Bu elbette ki piyasalarda ekonomik aktivitenin bir miktar hızlanmasına sebep olacaktır. Önümüzdeki 4-5 ayda üretim rakamları bir miktar artacaktır. Ancak Covid-19, Latin Amerika, Afrika, Rusya, Hindistan gibi bölgelerde daha geç başladı ve şuanda yoğun olarak yayılmaya devam ediyor. Bu bölgelerde ihracat pazarlarına sahip olan firmalar için ihracat rakamlarının eskiye dönmesi en azından 2020 için çok kolay olmayacaktır. Açıkçası 2020 sonuna kadar ılımlı bir yükseliş beklemekle birlikte, 2021 ikinci yarısından önce pandemi öncesi ihracat ve üretim rakamlarına ulaşmak biraz zor görünüyor.


Türkiye’de otomotiv sektörünün ve tedarik sanayinin en büyük ihracat pazarı Avrupa ülkeleri, Türk tedarik firmaları için coğrafi konumu itibari ile öncelikli pazarı olmayı sürdürecektir. Özellikle Avrupalı OEM’lerin tedarik zincirlerinde önemli bir paya sahip olan ve Covid-19 salgınının başlayıp da tüm dünyaya yayıldığı Çin’e karşı, tüm OEM’lerde büyük bir güven kaybı oluştu. Özellikle lojistik tarafında yaşanan aksamalar sebebiyle OEM’lerin üretim yapamamaları, tüm OEM’lerin tedarik zincirlerini tekrar gözden geçirmesine ve tedarikçilerini çeşitlendirerek risklerini azaltmaya yöneltecektir. Bu da Türkiye’de yerleşik tedarik firmalarının yeni pazarlara ve yeni müşterilere ulaşması konusunda şans yaratacaktır diye düşünüyorum.


Bu pandeminin ekonomik etkilerin uzun süreceği ve 2020 yılı sonuna kadar üretim rakamlarının eski seviyesine ulaşmayacağı beklentisi çok yaygın. Bu sebeple öncelikle hükümetin uygulamaya koyduğu Kısa Çalışma Uygulaması’nın 2020 yılı sonuna kadar uzatılması en büyük beklentimiz. Ayrıca, ÖTV indirimi gibi vergisel teşvikler, iç pazardaki otomobil satışlarını arttırması açısından oldukça destekleyici olacaktır.


EG Pres Yönetim Kurulu Başkanı Erol GÜLMEZ


Çalışma saati ve vardiyalarda değişime sebep vermeyecek ama üretimde yavaşlama kaçınılmaz. Sosyal mesafe esnasında ürünün operasyon bazında dolaşması vakit kaybı olabilir ama yapmak zorundayız. Otomobil sektörü daha disiplinli çalışır. İlk günden beri önlemler alındı.


Şu an için eski üretime dönüş yönünde öngörümüz yok ancak umudumuz var. Bu süreç 2 ay daha devam ederse yaşamsal faaliyetlerimizi sürdüremeyeceğiz. Çalışanlarımın mağdur olmasını istemeyiz.


Otomotiv’de rota hep Avrupa olacak. Çünkü bizim iç piyasada tüketeceğimiz araç sayısı belli. Orada da ithal araç sayısı belli. Avrupa ve Türki ülkelere olan ihracat rotası devam edecek. Çin’deki piyasaların çöküşünün illa faydası olacak. Salgın Çin’de ilk çıktığında tekstilci arkadaşlar talep patlaması yaşadı. Hemen Avrupa’ya sıçrayınca Avrupalı firmalar Çin’den tedarik ettikleri ürünleri bizden almaya başladılar. Bir gün içinde üç yabancı firma ağırladık. Bunların hepsi Çin’den aldıkları ürünleri bizden almaya başladılar. Avrupa şunu anladı. Çin her zaman riskli bir bölge. O nedenle bazı alternatif kalemlerde Türkiye gibi ülkelere yönelecekler.


Hükümetin üreticiye ve tüketiciye destek olması lazım. Tek başına benim üretmem yeterli değil. Devlet bana teşvik verebilir ancak ben ürettiğimi satamazsam bir ay sonra bırakırım. Tüketiciyi faiz oranlarının aşağı düşürülmesi ve ön ödemesiz bir kararı tüketiciyi hareketlendirir. Umut ederim ki tüketicinin eski tüketme alışkanlığını geri kazandırmamız lazım.


Doğu Pres Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa EKİNCİ


Pandemi sürecinde, globale ve yurtiçine çalışan firmalarımızda bulaş riskini minimize etmek ve ortadan kaldırmak amacı ile birçok tedbiri, genelgelerle belirtilmiş tedbirlerin daha da üstünde uygulayarak sorunsuz bir süreç geçirdik ve geçirmekteyiz. Tüm fabrikalarımızda üretim sahaları, sosyal alanlar, toplu ulaşım araçları ve çalışanlarımızın ailelerini de kapsayan bütünsel yaklaşım ile süreçlerimize devam etmekteyiz. Normalleşme sürecinde de hassas ve üst düzeydeki tedbirlerimizle uyumlu olarak çalışmaya devam edeceğiz.


Firmamız birçok sektörde üretici ve hizmet konumundadır. Üretim ve hizmet standartlarındaki güncel gelişmeleri yakından okuyan firmalarımız, piyasalardaki reel dalgalanmaların kısa sürede normale geçeceğini, bunun bir talep krizi olduğunun bilinci ile ilerlemektedir. Stratejilerimizde, ana üretim ve hizmet ve sektörlerine paralel hacim dalgalanmalarını gözlemlemekteyiz ve tüm olası senaryolara göre tedbirlerimizi almış durumdayız.


Beklenti anketleri ve piyasa talep iştahı boyutlarına göre, otomotiv sektörünün önümüzdeki dönemde otonom ve elektrikli araç yatırımlarını yavaşlatması planlanmıştır. İlave yeni stratejiler, otomobil lansman tarihlerinin ertelenmesi ile mevcut otomobil modellerinde dijitalleşme ve bağlantılı araçlara olan yatırımların hızlanması beklenmektedir.


Otomotiv sektörü Türkiye ihracat ve sanayinin en önemli sektörlerinden biri ve bu kapsamda korunması ve desteklenmesi gerekmektedir.


Bunun için;


-Sektörde iç talebi canlandırmak için hurda teşviklerinin devreye alınması


-ÖTV indirimlerinin artırılması


-Sanayi ve Ar& Ge teşviklerinin artırılması


-İstihdama devam eden şirketlerde ödemesiz dönem, uzun vade, düşük faiz kredilerin artırılması.




Maysan Mando Genel Müdürü Tülay Hacıoğlu ŞENGÜL


Tüm dünya genelinde yayılan Covid-19 virüsü, toplum sağlığı kadar ülkelerin ekonomilerini de ciddi derecede etkiledi ve küresel boyutta bir krize yol açtı.


Her şeye rağmen sanayiciler olarak üretmeye devam etmek ve üretim çarklarının dönmesini sağlamak durumundayız.


Dünyada süregelen sosyal izolasyon döneminde bizler de almış olduğumuz önlemlerle, üretimi mümkün olduğunca sürdürüp bir yandan da korona virüs salgınına karşı mücadelemize kararlı bir şekilde devam ediyoruz.


Şirket olarak da bu süreçte mücadeleyi en iyi şekilde sağlayabilmek adına ilk günden bu yana kapsamlı bir çalışma içerisindeyiz.


Genel Önlemler, Üretim Faaliyetlerine Yönelik Önlemler, Örnek Uygulamalar, Kriz Yönetimi ve Önlem ve Eylem Planı başlıklarından oluşan Maysan Mando Koronavirüs Önlem ve Eylem Planı çerçevesinde süreci bugüne dek başarıyla yürüttük. Amacımız, bu başarıyı salgın sona erene kadar aynı şekilde sürdürmektir.


Ülkemizde yılın ilk iki ayında geçen yıla göre yüzde 90 artış gösteren otomobil ve hafif ticari araç pazarı, mart ayı sonunda yaklaşık 40 gerilemişti.


Ancak geçtiğimiz günlerde, Ticaret Bakanımız Sn. Ruhsar Pekcan'ın mayıs ayına ilişkin açıkladığı ihracat verilerine baktığımızda, salgın dönemindeki daralmaya rağmen ülkemiz ihracatının nisana göre yüzde 10,84 arttığını görmek, son derece önemli bir gelişmeydi.


Salgının etkilerinin yoğun hissedildiği AB pazarı, Türkiye’nin ihracatında en önemli paya sahip olduğundan dolayı sektör bu süreçten doğal olarak olumsuz etkilendi. Ancak özellikle son çeyrekle birlikte sürecin normalleşmeye başlayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla şirket olarak da üretim hacminin eskiye dönüşüyle ilgili beklentimiz, yılın son çeyreği ağırlıklı.


Salgının ardından pek çok alanda iş yapış biçimlerinde de önemli değişimler yaşanması muhtemel. Biz de buna hazırlıklıyız. Halihazırda otomotiv sektörü, gelişen teknolojiyle bağlantılı olarak değişimin ve dönüşümün en hızlı yaşandığı sektörlerin başında geliyor. Dolayısıyla sektörümüzün muhtemel değişim sürecine karşı en hazırlıklı sektör olduğuna inanıyorum.


Ve firmaların da bu süreçte dijitalleşme odaklı yaklaşımlar sergileyerek hem üretim hem de satış ve satış sonrası deneyimlerini geliştirme yönünde adımlar atması muhtemel gözüküyor.


Türk tedarikçilerin, sektörün gelecekte ihtiyaç duyacağı yeniliklere karşı hızlı aksiyon alabilmesi ve geleceğin beklentilerine dönük çözümler üretebilmek için teknoloji geliştirmeye ağırlık vermesi, yeni normale karşı hazırlıksız yakalanmama noktasında büyük önem taşıyor.


Ek olarak, kamu bankalarının açıklamış olduğu kredilerde faiz düşürme desteği piyasa hareketliliği açısından son derece önemliydi. Bu desteklerin artarak devam etmesi en büyük temennimiz.




Oktay Holding Yönetim Kurulu Başkanı Eren ERTOKSÖZ


Yüz yıl önce Henry Ford’un da dediği gibi işçilerin alabileceği otomobiller üretmek ve onlara otomobil sahibi olabilecekleri geliri sunmak, seyahat edecekleri zamanı vermek uzun vadeli bir yatırım şekli. Yeni teknolojilerin gelişememesi demek, sektörün ilerlemesinin durması demek. Elbette sadece bir kaç aylığına verilen molanın sonuçları telafi edilebilir ama bir yılı aşan bir aranın sonuçlarını telafi etmek zorlaşacaktır. Olası ikinci dalga Kasım, Aralık aylarında zor bir geçiş dönemi olacaktır.




Covit19 nedeniyle şirketler de bireyler de araba alma planlarını ertelediler. Çünkü bir otomobile olan ihtiyaç, temelde seyahat etmekle ilgili. Seyahat isteğinin ortadan kalkması, otomobili de ihtiyaç olmaktan çıkarıyor. Üstelik iş konusunda ilgili önünü göremeyen insanlar için bu yatırım planı askıya alınacakların listesinin başına oturuyor. Diğer yandan ertelenen borçların önümüzdeki dönem ödemelerin art arda gelmesi bu satışları etkileyecektir.




Seyahat etmek isteği ve tatil planları araca ihtiyaç yaratır. Araç kiralama ya da kendi aracını alma planlarının temelinde tatil-seyahat-gezi-ulaşım-aile ziyareti-bayram ziyareti yatar. Bunların engellendiği bir covid19 çerçevesinde araç da ihtiyaç olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla bu da sektörü, net olarak etkiliyor. Bunlarda satışı arttıracak değerler.




Corona sonrası, mutlaka pazarda bir talep ve bunun getireceği bir hareketlilik olacaktır. Çok bunalan insanlar için restoranlar, tatil yerleri ve özgürce gezmek hiç olmadığı kadar değerli olacak kuşkusuz. Daha fazla dışarıda olma isteği, pazarı hiç olmadığı kadar hareketli kılabilir. Bu hareketlilik sonucunda da otomotiv pazarı canlanacaktır. Bu da madalyonun iki yüzü.






Destek Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Üyesi Kamil ÖZKAN


Ülkemizde ilk vaka görüldüğünde firmamıza ziyaretçi girişi yasaklandı, yurtdışı seyahatler iptal edildi ve sırasıyla açıklanan genelgelere göre işyeri içerisinde tedbirler alındı. Aldığımız tedbirlere göre normalleşme sürecinde aşağıdaki şekilde uygulamalara devam edeceğiz:


-Girişlerde ateş ölçümlerinin yapılması (Salgın bitene kadar uygulama devam edecek)


-Maske kullanımı (Salgın bitene kadar uygulama devam edecek)


-Servislerde yarı yarıya taşıma yapılması (Dün açıklanan genelgeye göre servisler pazartesi gününden itibaren tam kapasite olarak kullanılacak)


-Yemekhanenin kapatılması ve personelin kendi yemeğini evden getirmesi (Normalleşme süreci ile birlikte 1 Haziranda yemekhaneyi açtık, max. 40 kişilik gruplar halinde yemek molaları yapılıyor. Yemekhaneye ek havalandırma sistemi takılıyor. Kişilerin oturdukları masa ve sandalyeler sabit, herkes hep aynı yerde oturuyor böylece çevresindeki değişen kişi sayısını sabit tutuyoruz. Tüm su, ekmek, tuz, içecek vb gıdalar tekli kapalı poşetlerde geliyor. Havalandırma sistemi devreye alındıktan sonra aynı anda yemek yiyen kişi sayısını arttırmayı planlıyoruz. Normalde yemekhanenin kapasitesi 100 kişilik ancak salgın bitene kadar 80 kişiyi geçmeyeceğiz.)


-Çay- kahve molalarının kaldırılması ( Ramazan ayı bitiminde çay kahve mola saatini tekrar devreye aldık ancak tek noktadan çay kahve ikramı yapmıyoruz. Aynı anda çok kalabalık olmaması için kişiler bireysel olarak otomatlardan veya makinalardan içeceklerini alıyor. Mola süreleri gruplar halinde kullandırılıyor. Salgın bitene kadar bu şekilde devam etmeyi planlıyoruz.)


-Vardiya sayısını arttırarak aynı anda çalışan kişi sayısının azaltılması (Haziran sonuna kadar bu şekilde devam edeceğiz. İş yoğunluğuna ve gidişata göre eski vardiya sistemine dönüşle ilgili plan yapacağız ancak henüz erken olduğunu düşünüyoruz.)


-Kronik rahatsızlığı bulunan kişilere idari izin verilmesi (Bu kişilerin talepleri doğrultusunda 1 Haziran itibari ile gönüllü olarak çalışmaya başladılar.)


Firmamız pandemi döneminde sadece ilk haftasonu sokağa çıkma yasağı uygulandığında 2 gün kapalı kalmıştı. Bunun dışında tüm yasaklı günlerde ve tatillerde valilik izni ile üretime devam ettik. Çok şükür henüz şirketimiz çalışanlarında pozitif bir vaka olmadı. Almış olduğumuz tedbirlerin, çalışanlarımıza sürekli olarak yapılan bilgilendirmelerin ve uyguladığımız kararların neticesinde bunu sürdürmeyi diliyoruz. Bizler bu dönemde tam kapasite çalışırken tüm tedbirleri uyguladığımız için çalışanlarımız hijyenve sosyal mesafe kurallarına alıştılar. Normalleşme sürecinde yavaş yavaş uygun gördüğümüz bazı adımları atacağız ancak tedbirli olmaya devam edeceğiz.


Özellikle Amerika kıtasında ve Avrupa ülkelerinde tam kapasite ile üretim başlamadıkça bizlerin pandemi öncesindeki üretim düzeyine ulaşabilmemiz zor görünüyor. Ülkemizdeki toparlanma süreci hızlı olabilir ancak yurtdışından gelecek olan siparişler önemli. Halen yurtdışı müşterilerimizden çok geç dönüşler alıyoruz, iletişim kurmakta güçlük çekiyoruz. Hemen hemen tüm firmalar evden çalışıyor, hal böyle olunca kişilerle iletişim kurmak eskiye göre daha zahmetli olmaya başladı. Yeni düzende herşey dijital olmasına rağmen bazı teknik konular daha yavaş ilerliyor. 2021 yılı sonuna kadar eski düzeye ulaşılması pek mümkün görünmüyor.


Pandemi öncesinde yavaş yavaş Çin’de üretimin terkedilmesi ve firmalara bazı teşvikler verilerek ülkelerinde üretim yaptırılması gibi ABD tarafından gündeme getirilen önemli bir durum vardı. Corona sonrasında tüm Dünya ülkelerinde uluslararası seyahatlerin düzene girmesi, ticaretin canlanması için zamana ihtiyaç var ve Çin’in satın almada tercih edilen son ülke olacağı kanaatindeyiz. Tabi ki ucuz iş gücü ve nitelikli üretimin olduğu ülkeler tercih meselesi olacak. Zira ekonomik olarak zarara uğrayan ve güçlüğe düşen firmalar birden bire yüksek maliyetlere katlanamayacaklar ve kendilerine ticaret olarak en yakın gördükleri uygun ülkeleri seçecekler. Bunun başında Ülkemizin yer alacağını tahmin etmek güç değil. Başta Amerika kıtasına ve Avrupa’ya ihracatın canlanması için özellikle Otomotiv yan sanayiinin bir an önce kendini göstermesi ve değişen Pazarda yerini bulması gereklidir.


Özel sektörde çalışanlar için salgın döneminde maalesef bazı düzenlemelerde hızlı adımlar atılamadı. Örneğin kronik rahatsızlığı bulunan kişiler için idari izin verilmesi gibi özel sektörde yer almayan bir izin kavramı ortaya çıktı. İşten çıkarmalar yasaklanarak istihdamın korunması amaçlandı ancak işverenin zaten nitelikli ve çalışabilen (kronik rahatsızlığı olmayan) eleman bulmasının zor olduğu bir dönemde bu şansın da önüne geçildi. Bizim gibi yan sanayi kuruluşlarının otomasyon alt yapısı çok güçlü olmadığı için maalesef nitelikli eleman istihdamına mecburuz. Üretimin artması veya kapasitenin kullanılabilmesi için nitelikli elemanlar için istihdam desteği bekliyoruz. İşten çıkarma yasağının ise sektörlere göre düzenlenmesini ve yasağın detaylandırılmasını talep ediyoruz. Zira şuan çalışmak istemeyen elemanlar kolayca ücretsiz izin talep edebiliyor veya sıklıkla rapor alıyor. Performansı etkileyen ve verimi düşüren elemanların işten çıkışları yasaklandığı için bu durum firma geneline yansıyor.


Üretim hacminin artması için öncelikle üretim koşullarının iyileşmesi gereklidir. Bu nedenle otomotiv sektörüne yeni bir yatırım teşvik paketinin hazırlanması veya teşvik oranlarının iyileştirilmesi beklenmektedir. Otomasyona yönelik alt sistem parça malzeme alımlarında yatırım desteği sağlanmalıdır.


İhracatın artması için öncelikle bazı kontakların yeniden kurulması gerekli. Şuan pek mümkün olmasa da ileride seyahat kısıtlamaları kalktığında Pazar araştırması ve yurtdışı seyahatleri için teşviklerin arttırılması gerekli.






Şahince Otomotiv Genel Müdürü Özgür ŞAHİN


Pandemi süreciyle, hemen hemen bütün dünyada hem hükümetler nezdinde hem de imalat sektöründe “yeni normal”in nasıl olacağına yönelik birçok çalışma yapıldı ve güncel gelişmeler paralelinde revize edilmeye devam etmekte. Bizler de sürecin başından beri gerek hükümetimizin yayınladığı kural ve tavsiyeleri, gerekse bu konuda ortaya konmuş başarılı çalışmaları firmamız gerçekleri ile birleştirerek kendi kurallarımızı oluşturduk. Bütün üretim ve yönetim süreçlerimizi sosyal mesafe durumuna ve virüs bulaştırma risklerine göre gözden geçirerek mümkünse riskin ortadan kaldırılmasına, mümkün olmadığı durumda da hangi kişisel koruyucu donanımlarım kullanılması gerektiğinin tanımlanması ve denetiminin nasıl yapılacağının belirlenmesine çalıştık. Bu çalışmalar sonucunda; vardiyalardaki personel sayılarından, yemek ve dinlenme saatlerine kadar birçok konuda değişiklik yaptık. Normale dönüş adımlarını da bu titizlikle takip ederek değişmesi gerekli olan ya da hafifletilebilecek önlemleri belirlemeye çalışıyoruz.


Bu yıl iyi bir başlangıç yapmıştık. Arkasından neredeyse durma noktasına kadar bir düşüşle karşılaştık. Bugünlerde de %50 seviyelerinde bir üretim söz konusu. Gelecekle ilgili sağlıklı öngörüler yapmak bu dönemde oldukça güç. Pozitif ve negatif olasılıkları beraber değerlendirmek gerekli diye düşünüyoruz. Pozitif senaryoda sonbahar ayları ile eski üretim hızlarımıza dönmüş oluruz. Fakat bu yıl oluşan toplam kayıpları yerine koyabilmek yine zaman alacaktır. Dolayısıyla bu yıl kayıp bir yıl. Kötü senaryoda ise ikinci bir dalganın gelmesi ile talebin ve üretimin yine düşük seviyelere dönmesi ve yılın geri kalanında da %50’lik bir kapasite kullanımı ile devam etmek zorunda kalmamız söz konusu olabilir.


Bugüne kadar otomotiv sektörünün en büyük pazarı hep Avrupa Birliği ülkeleri olmuştu. Bu durumun devam edeceğini düşünüyorum. Belki yeni fırsatlar da yakalanabilir ya da kovalanmalıdır. Özellikle, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya tedarik edilen ürünlerin yeni üretim merkezi olmaya çalışabiliriz. Uzun dönemde de en büyük pazar olan Çin’e ihracat için farklı hedefler belirlenebilir.


Bu dönemde özellikle istihdamın korunması adına birçok destek paketi ortaya kondu. Bu konuda müteşekkiriz. Fakat oluşan yeni normalde şirketlerin durumları incelenmeye devam edilmeli ve ihracatın önünde engel olabilecek konular için çözümler üretilmeli. Bu süreçte en belirleyici durum nakit akışının yönetimi olacaktır. Bu konuda gerek masrafların azaltılması gerekse nakde kolay ulaşımın sağlanması gerekli. Örneğin bu dönemde şirketlerin enerji maliyetleri hem kapasite kullanımı düşüşü hem de enerji fiyatlarındaki artış sebebiyle ciddi şekilde artmış durumda.


































Sayı: 1254 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51