ORMAN YANGINLARI (2)

Aslında böyle bir konuda kimse yazı yazmak zorunda kalmasa. Ama olmuyor. Hele bu yıl yalnız ülkemizde değil tüm dünyada bir yangın afeti olayı var. Bunu kısa zamanda gidermek, hatta hiç oluşmamasını sağlamak bir insanlık görevi. Gelelim ülkemize ve uzman görüşlerine:

Prof. Dr. Doğanay TOLUNAY’ın görüşleri şöyle: Öncelikle yangınların meydana geldiği yerler; Sakarya, Bursa, Balıkesir, Manisa ve İzmir illeri son dönemde meteorolojik verilere göre çok kurak. Marmara ve Ege'de hasatlar haziranda yapılıyor, hasattan sonra da anız yakılıyor. Bu bölgelerimizde ormanlar parçalıdır, yani ormanla tarım alanları iç içe girer. Ege ve Marmara'da anız yakmak en büyük sorunumuz. Bu biliniyor. Aslında yangınlar önlenebilir. Hasattan birkaç gün önce köylü bilinçlendirilebilir, denetim yapılabilir.

-Bir başka neden, pandemi ile birlikte orman içi yerleşimin artması. Kentten kaçanlar doğada yaşam kuruyor. Örneğin, İzmir'deki en büyük problemlerden biri ormanlık alanların yapılaşmaya açılması. Ormanda insan faaliyeti arttıkça yangın sayısı da çoğalıyor.

-Süreç hep uçak ve helikopter sayısı üzerinden değerlendiriliyor. Geçen yıl ve bu yıl hiç olmadığı kadar yüksek sayıda helikopterimiz var. Ama ona rağmen geçen yıl yaklaşık 3800 yangınla en fazla yangın çıkan yıl oldu, 27.500 hektar yandı. Bu yıl sadece Haziran ayında 600'den fazla yangın çıktı. Bakanlıktan “Bir günde 77 yangın çıktı” diye açıklama yapıldı.

-Bir ülkede bu sayıları görüyorsak, söndürmeye çalışarak bu yangınlarla mücadele edemezsiniz. 77 yangının 76'sını söndürür, birini söndüremezseniz, Seferihisar'daki gibi 10-15.000 hektar orman yok olur.

-Sıcak hava dalgası geldi ve yakın zamanda gidecek gibi de değil. Valilikler 3-5 gün ormana girmeyin diyor. Hatta devlet bazı orman bölgeleri için yasak koyuyor. Ama vatandaşın pek haberi olmuyor.

-Yenilenebilir enerji tesisleri ormanın içine yapılıyor. 80-90.000 hektar orman alanından elektrik nakil hattı geçiyor. Bunlar ormanlardan geçmemeli. Yanan ormanların %25'inden bu nakil hatları sorumlu. Orman Genel Müdürlüğü'nün görüşü şöyle: “Enerji nakil hatlarına izin verilen kamu kurumları, özel şirketler veya gerçek kişilerden alınan taahhütnamelerde hatların düzenli olarak bakımlı tutulması ve hat altlarındaki yanıcı materyallerin temizlenmesi açıkça şart koşulmuştur.”

Bu yükümlülük, yangın riski taşıyan alanlarda önemli bir önleyici tedbir olarak uygulanmalı. Orman Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı, enerji nakil hatlarının geçtiği sahalarda bu yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediğini her yıl kontrol eder. Denetimlerde eksiklik tespit edilmesi halinde gerekli uyarılar yapılır. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda mevzuat çerçevesinde idari işlemler uygulanır.

Peki, bu işlemler uygulanıyor mu derseniz, durum ortada. Hep yazılır, söylenir. Bizde kanun, mevzuat, yönetmelik, yönerge eksikliğinden ziyade uygulama yetersizliği var. Bunun için de ta ilkokuldan başlayarak ciddi bir eğitim ve eğitimin denetimi gerekiyor.

Yangınsız günler diliyorum.