ÖNEMLİ ÇAĞRI! Karayolları Genel Müdürlüğü Yetkililerine

Geçen hafta Olay Gazetesi köşe yazarı İhsan Aydın köşesinde ‘’OVADER’den kuzey otobanına itiraz var’’ başlıklı yazısıyla, benim de çok hassas olduğum bir konuyu, ZEYTİN KATLİAMINI dillendirdi. Gelin önce yazıyı okuyalım;

‘’Kısa adı OVADER olan, Ova Mahalleleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Sinan Kaya, kuzey otobanının incir ve zeytin bahçelerinin bulunduğu güzergahtan geçirilecek olmasına tepki gösterdi.

Aynı zamanda Aksungur Mahallesi Muhtarı ve Aksungur Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı da olan Kaya, ’Yaklaşık bin dönüm verimli toprak bir otoyol uğruna geri dönüşsüz bir şekilde kaybedilmek isteniyor. Oysa, yollar başka yerden geçer ama kesilen zeytin ağacı geri gelmez. Yol yakınken bu yanlıştan dönmek, bu şehri yerel ve genel siyasette temsil edenlerin boyunun borcudur. Bizden uyarması, yarın çok geç olabilir’ dedi ve sözlerini şu satırlarla tamamladı:

‘Yüksek Hızlı Tren ile ovanın ortasına sapladığınız hançerin bir ikincisini şimdi kuzey otobanı ile incir ve zeytin bahçelerimizin bağrına saplamak istiyorsunuz. Bu hata işi bilmemek değil; bile isteye tarıma, çiftçiye ve şehrimize zarar vermektir.’

Başkan Kaya’nın bu çıkışının elbette, yapılması planlanan yeni otobana değil, bunun geçirileceği güzergaha olduğunu biliyoruz…

“Dünyanın en iyi zeytin ve zeytinyağının üretildiği, en lezzetli ihraç ürünü Bursa Siyahı incirin yetiştirildiği topraklardan yükselen bu tepkiye kulak vermekte yarar var’’ diye bitiriyor yazısını, İhsan Aydın.

Meslek yaşantısı DSİ çatısı altında geçen, DSİ’nin ülke çapında uyguladığı birçok mühendislik projesinin Marmara Bölgesinde olanları uygulama, diğerlerini yakından görme, inceleme şansı olan bir mühendis olarak, böylesine büyük bir projede güzergah değişiminin, zor değil, imkansız olduğunu belirtmek isterim. Biz de birçok DSİ projesini uygularken zeytinlik alanlardan, meyve bahçelerinden geçtik, meyve ağaçlarını maalesef koruyamadık, kestik. Ama o yıllarda aktif olan Yalova Zeytincilik Enstitüsü uzmanlarıyla kol kola girerek, zeytin ağaçlarını kesmedik, budayarak boş alanlara naklettik. Yıllar boyu o zeytinleri yakından izledik, birkaç sene içinde eski güçlerine dönmeye ve zeytin üretmeye başladıklarını gördük.

Selvin Öğretmen Anaokulu Bahçesi

Daha önce de bu köşede sizlere aktarmıştım, Belediye Başkanlığım bitince Bademli’de inşaatına başlanmış OLEA43 projesinde kontrol mühendisi olarak çalıştım. İnşaat alanının yarısı zeytin ağaçlarıyla kaplıydı, DSİ tecrübemin ışığı altında bu ağaçları budadık, inşaat alanının dış kenarına naklettik, inşaat süresince de bakımını yaptık, suladık. 43 ev bitince her evin bahçesine üçer adet zeytin ağacı naklettik. Evlerden biri Sevgili Yalçın Aras’a ait, burada gördüğünüz resim onun bahçesindeki ağaçlardan biri. Sitede yaşayan tüm aileler yıllık zeytin ve zeytinyağı ihtiyaçlarını kendi ağaçlarından karşılıyorlar.

Gelin bu deneyimimizi, yapılacak otoban güzergahı üzerinde kalacak Aksungur Mahallesi zeytinliklerine uygulayın. Karayolları Genel Müdürlüğü arazi sahiplerine kamulaştırma bedeli ödeyeceğine, onlara işgal edecekleri arazi büyüklüğünde boş tarım alanlarını kamulaştırarak teslim etsin. Büyükşehir Belediyemiz de, Park Bahçeler Müdürlüğü uzmanlarıyla, güzergah üzerine rastlayan zeytin ağaçlarını budayıp bu alanlara nakletsin. Böylece Aksungur halkı zeytinliklerini, birkaç yıl sonra da olsa, yeniden kazansın. Zeytinlerin yeniden verimli olması için geçecek boş süreç için de mal sahiplerine, hesaplanacak bir bedel ödesin.

Siyah incir ağaçları için benim bir deneyimim ve bilgim yok, uzmanlara sorulsun, nakilleri mümkün mü? Değilse onları kaybetmekten kurtulmanın çaresi yok, bahçe sahipleri takdir edilecek kamulaştırma bedelini alacaklar.

Son olarak herkese bir hatırlatma yapmak istiyorum, ülke üzerinde yaşayan vatandaşlarımızın bu tür kayıpları olmasın diye, bugün yaşamımızı sürdürdüğümüz yerleşim alanlarının, o alanlara ulaşımımızı sağlayan yolların, tarım alanlarının verimliliğini artıran, evlerimizdeki elektriğin üretimini sağlayan, gıdamızı ve suyumuzu üreten barajların, sulama tesislerinin ve benzerlerinin yapımı mümkün olmazdı.

O nedenle otoban yapılmasın diyemeyiz, ama çevreye ve o çevrede yaşayanlara en az zarar verecek çözümlerin bulunması ve uygulamaya sokulması mühendislik mesleğinin görevidir.