Memleket meselesi

Miktarın düşük gösterilmesi Sıradan bir konu gibi değil mi? Ama bence ‘miktarın düşük gösterilmesi’ olayı, tıpkı ‘meslek liseleri’ sloganındaki gibi bir  ‘memleket meselesi’  gözlem ve deneyimlerime göre memleketin en önemli meselelerinden biri ama kronik mi kronik. Devirler değişti, iktidarlar gitti geldi, kanunlar kurallar, internet velhasıl her şey.



Sıradan bir konu gibi değil mi?

Ama bence ‘miktarın düşük gösterilmesi’ olayı, tıpkı ‘meslek liseleri’ sloganındaki gibi bir  ‘memleket meselesi’  gözlem ve deneyimlerime göre memleketin en önemli meselelerinden biri ama kronik mi kronik.

Devirler değişti, iktidarlar gitti geldi, kanunlar kurallar, internet velhasıl her şey. Ama memlekette şu ‘bedeli düşük gösterme’ hikayesi ya da realitesinde bir değişim,  çözüm yok. Sanırım enflasyon ve adaletsiz vergi ve yükler devam ettikçe de düzelmeyecek.

Öteki adı ‘kayıt dışı ekonomi’,

Böyle yazılınca sanki daha fiyakalı daha bir legal, helal gibi…

Kira kontratları yapılır, bilhassa kiralama işi ticari ise ‘kira bedeli düşük gösterilir’

Eleman işe başlatılır, çoğu mecrada alacağı maaş düşük gösterilir. Tapuya alım satıma gidilir. Bedel genellikle ‘düşük’ gösterilir.

Ve her Allah’ın günü,  hukuki- ekonomik nitelik taşıyan daha milyonlarcasında bedel ‘düşük’ gösterilir. Tapu memuru da, SGK müfettişi de, vergi denetimcisi de bu acı gerçeği bilir.  Zira herkes bu masum oyunun bir parçasıdır. Millet olarak da hepimiz birer usta oyuncuyuz değil mi?

Bir acayipliktir gider, Düşük gösterip primden, vergiden azaltan götüren vatandaş, cuma namazlarını da kaçırmaz, hak yememekle övünür. Esasen psiko-sosyal analizde kendi adaletini, devletin adaletinden ayırmadır bu garip ironi.

Herkes kendince haklıdır. İşveren, merdiven altı rekabetten yakınır, SGK primleri yüksek olduğu için ya üretimi bırakıp fabrikayı kapayacak ya da sisteme uyacaktır.

Kiraya veren ya da kiracı, yüksek stopaj oranından dolayı devleti ‘ortağı’ olarak almak istememektedir, stopajın adaletli olmadığını vurgular.

Tapu alım satımlarında keza benzer savunma mekanizmaları ve gerçekler devreye girer, düşük belediye emlak rayiçleri ile taraflar tapu memuruna yalanda ustalaşır gider. İşin hukuka yansıyan yanındaysa; görülmekte olan davaların hatırı sayılır ağırlığında bu “düşük gösterme” meselesi vardır.

İşveren işçisinin açtığı davalarda bu meseleden genellikle gol yiyendir. Hele tapuyu düşük gösteren alıcıyı ‘gabin’ diye bir dava türü risk bekler ki evlere şenlik, elinden alınıverir tapu, öylece baktırır eski tapusuna. Şufa davası bir başka yıkar alıcısını. Düşük gösterme sevdasına özellikle alıcıyı bazen de satıcıyı mahkemelerde nice bilinmedik belalar sıkıntılar bekler. Mahkemeler bu “düşük gösterme” temelli davalarla dolar taşar.

Yazarın nihayetinde söyleyebileceği de; Yine siz, siz olun, mümkünse doğrudan hiç taşmayın, taşmanız şartsa da tedbirli olun,  yapacağınız işlerin doğrusunu muhatabınızla yine de bir şekilde yazın çizin ve altını imzalayın.

Söz uçar yazı kalır.

Unutmayın, uyuşmazlık ve davaların çoğunluğu bir birine güvenenler be akrabalar, arkadaşlar arasından çıkar. Bu hep böyledir.

İşinize yaraması dileklerimle, kalın tekrar sağlıcakla.