KARSAN ve İTÜ Kol Kola…

Bursa’mızın değerli sanayi kuruluşu Karsan, çağın ulaşım ihtiyaçlarına uygun çözümler sunmaya devam ediyor, ABD ve Avrupa’nın Seviye-4 sürücüsüz otobüsü Otonom Atak Electric için Romanya’nın ardından şimdi yeni bir projeye adım atıyor.

Biliyorsunuz Romanya’nın açtığı, 35 milyon avro tutarındaki %100 elektrikli, 18 m uzunluğundaki 56 adet elektrikli otobüs ve 75 adet şarj istasyonu ihalesini Karsan kazandı ve ilk teslimatlarını 2022’de yapacak.

Şimdi de bu yeni proje kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ile işbirliğine giren Karsan, Otonom Atak Electric’in, üniversitenin Ar-Ge faaliyetlerinde kullanılması yönünde anlaştı. Bu işbirliği sayesinde geleceğin Türk mühendislerince sürücüsüz araç teknolojileri alanında, dünya çapında ticari potansiyeli yüksek yeni projelerin geliştirilmesi hedefleniyor. 8 metre sınıfındaki Atak Electric modeli üzerinde Karsan Ar-Ge ekibi ve yerli firma ADASTEC’in otonom yazılımı ile yapılan çalışmalarla geliştirilen Otonom Atak Electric otobüsü, İTÜ’ye senenin ikinci yarısında teslim edilecek, şu anda herhalde teslim edilmiştir.

Bu beraberlikle, Avrupa ve ABD’nin seri üretime geçtiği sürücüsüz elektrikli otobüs bizde de Karsan-İTÜ işbirliği ile geliştiriliyor. Karsan CEO’su Okan Baş yaptığı değerlendirmede, ‘’Karsan olarak üstlendiğimiz öncü rolde geleceğin toplu taşıma araçları için düğmeye basmıştık, bu sene başında Avrupa ve ABD’nin ilk seri üretimi Seviye-4 sürücüsüz otobüsü, Otonom Atak Electric’i tanıtmıştık. İlk siparişimizi aldığımız Romanya’dan sonra şimdi de Türkiye’nin en saygın eğitim kurumlarından olan İTÜ’nün talebine cevap vermekten mutluluk duyuyoruz. Bu kapsamda Otonom Atak Electric’i 2021-2022 eğitim öğretim dönemine teslim etmeyi planlıyoruz. Sürücüsüz 8 metrelik otobüsümüzün İTÜ’nün Ar-Ge faaliyetleri kapsamında değerlendirilecek olması hem bizler hem de ülkemiz için gurur verici’’ dedi. İTÜ’nün bu hamlesiyle sanayi ve teknoloji firmalarının akademinin bilimsel derinliği ve ticari potansiyeli yüksek teknolojik ürünler ve hizmetler geliştirmelerine de zemin sağlanmış olacak.

İTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Koyuncu projenin detaylarına değinerek, “Günümüzde dijitalleşmenin en önemli ayaklarından biri de gün geçtikçe önemi artan ve birçok endüstriyle iç içe uygulama alanı bulan yapay zeka teknolojisidir. Bu teknolojiyi şimdi otonom araç uygulamalarında yoğun biçimde kullanmak ve insan hatasından kaynaklanan sorunları en aza indirgemek mümkün hale geliyor. İTÜ olarak hali hazırda bu teknolojiye ait çeşitli alanlarda çalışmalarımız var, ancak şimdi araç üreticisi Karsan ve otonom araç teknolojisi iş ortağı ADASTEC ile birlikte gerçekleştirdiğimiz Ar-Ge projesi sayesinde, hem tümüyle yerli ve milli bir teknolojiyi uygulayacak, hem de buradan edindiğimiz yeni deneyimlerle daha başka sektörlere de bilgi ve deneyim aktarma şansı elde edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.

Otonom Atak Electric sahip olduğu özelliklerle çağın ötesinde bir teknolojiyi geliştiriyor. Sürücüye ihtiyaç duymadan çevresini algılayabilen aracın farklı yerlerinde çok sayıda Li-DAR sensör bulunuyor. Bununla birlikte ön kısımda bulunan gelişmiş radar teknolojisi, RGB kameralarla yüksek çözünürlükte görüntü işleme, termal kameralar sayesinde de ekstra çevre güvenliği gibi birçok yenilikçi teknoloji de Otonom Atak Electric’in özellikleri arasında yer alıyor. Tüm bu teknolojileri Seviye-4 Otonom olarak sunabilen Otonom Atak Electric, planlanmış bir rota üzerinde sürücüsüz olarak hareket edebiliyor. Gece veya gündüz, her türlü hava koşulunda 50 km/s hıza otonom sürüşte çıkabilen araç, bir otobüs sürücüsünün yaptığı, rota üzerindeki duraklama, yanaşma, inme-binme süreçlerini yönetme, kavşak ve geçitlerde trafik ışıklarındaki sevk ve idareyi sağlama benzeri tüm işlemleri sürücüsüz olarak gerçekleştiriyor.

Bakın ülkemizde bizi sevindirecek böyle güzel işler de oluyor ve de bunları başaranlar ülkemiz insanları, ülkemiz firmaları ama ne yazık medyamızda hak ettikleri yeri alamıyorlar...

Bu vesile ile tüm EKOHABER ailemize ve saygı değer okurlarıma sağlık ve huzur dolu bir yeni yıl diliyorum.

Not: Bu yazı İTÜ Vakfı Dergisinden esinlenerek derlenmiştir.