banner34

banner50

banner6

Çalışma hayatının dinamiği: Kadınlar

Türkiye’nin geçmişten gelen en büyük sorunlarının başında istihdam sorunu yer almaktadır. Dinamik iş hayatının hızı, iş arayanların hızından sürekli düşük seviyede gerçekleşmektedir.

İş Hayatına Doğru Bakış 15.02.2021, 20:25 15.02.2021, 20:25
Çalışma hayatının dinamiği: Kadınlar
Türkiye’nin geçmişten gelen en büyük sorunlarının başında istihdam sorunu yer almaktadır. Dinamik iş hayatının hızı, iş arayanların hızından sürekli düşük seviyede gerçekleşmektedir. İşsizlik o kadar büyük bir sorundur ki; yıllardır hangi hükümet gelse, ne önlemler alsa gene de çözümün bir parçası olamamıştır. Her hükümetin ya da partinin istihdamın artırılmasına yönelik onlarca planı vardır. Ama baktığınızda kağıt üzerinde çözüme kavuşturulan problemler, uygulamada aynı başarıyı gösterememektedir. İstihdam sorununun içinde başlı başına bir sorun daha yatmaktadır. “Kadınlarımızın iş hayatında aktif rol alması.”
Özellikle 1990 yılından beri sürekli azalan bir oranda seyretmektedir. Çalışmaya engeli olmayan her dört kadından üçü evlerinde oturup, ülke ekonomisi içinde tüketici rolünü üstleniyorlar. Oysa ki ülkemizde özellikle eğitimin artması, toplumun, kadının çalışmasına negatif bakış açısının pozitif anlamda değişmesi, vb. unsurlar da kadın istihdamının artmasına katkıda bulunmuyor.
Uygulamalar, alınan önlemlerin gölgesinde kalıyor
Türkiye, 1980 yılında “Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi”ni (CEDAW) imzaladı. Bu sözleşme yükümlülükleri, 1986 yılında yürürlüğe girdi. Sözleşme, kadınların kanun karşısında eşitliğin sağlanmasının amaçlıyor ve devletlerin, ekonomik, sosyal, eğitim ve kültürel yaşamda erkeklerle eşit haklara sahip olması adına önlemler almasını içeriyor. Ülkemizde de özellikle bu konuda teşvik edici önlemler alınıyor. Fakat kadına olan güvensizlik o kadar üst düzeyde ki tüm bu ortaya konan cazip teşvikler bile çalışan kadın oranının yükselmesini sağlamıyor. Belki İstanbul, Bursa, İzmit gibi ekonominin, Ankara gibi bürokrasinin kalbinde yer alan şehirlerimizde bu oran yüksek olabilir. Fakat, Türkiye sadece bu 4-5 ilimizden oluşmuyor. Özellikle Anadolu’da işsizlikle mücadele eden kadın oranı oldukça yüksek. Tarım sektöründe bile yıllar geçtikçe bir düşüş söz konusu. Son otuz senede %85’lerden, % 47’lere gerilemiş durumda. TÜİK’in Haziran 2020 verilerine göre, Türkiye’de erkekler arasında istihdam oranı %58,9 iken kadınlarda aynı oran yalnızca %26,3 olarak gerçekleşti.
Kendi kendilerine istihdamın içinde olmaya çalışıyorlar
Ülkemizde baskın bir düşünce olan üretim sektöründe kadınların zorlanabileceği, erkeklerin bu sektörlere daha yatkın olabileceği, bu sektördeki istihdam ibresini neredeyse tamamen erkeklere doğru çevirdiği yönünde. Bu düşünce yapısı da kadını üretim sektöründen uzaklaştırıp, alternatif hizmet sektörüne yöneltiyor. Ben madalyonun diğer tarafından bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Baştan beri söylediğim gibi Türkiye üretim konusunda yakaladığı başarı grafiğini, kalitesini, hizmet sektöründe yakalayamıyor. Ürün üreten toplum, maalesef hizmet üretemiyor. Bu sebeple hizmet sektöründe planlanan sıçrama alınan tüm hareket planlamalarına rağmen gerçekleşmiyor. Bu konuda özel sektör ile kamu, sorumluluğu paylaşmalı. Alacağı kararlar ile kadınların istihdam dışı kalıp sadece ekonominin içinde boy göstermesini engellemeli. Sadece para kazanmak değil, sosyal haklarının da ne kadar önemli olduğu anlatılmalı. Bu konuda kadın çoğunluğunu bilinçlendirmeli, mesleki olarak eğitmeli. Kadını elinin hamuru ile tüm sektörler için cesaretlendirmeli.

İşveren çalışanlara Korona aşısını zorunlu tutabilir mi?
Bulaşıcı hastalık konusunda aşının zorunluluğu 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 57. maddesinde sayılan bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkması halinde, 72/2. madde uyarınca hastalığa maruz bulunanların aşılanmasına yetki verilmiştir. Bulaşıcı hastalık olması durumunda bu kanuna göre aşı zorunluluğu bulunsa da kanun çok eski bir kanun olduğundan Covid-19 gibi bulaşıcı hastalıklar bakımından bir güncel düzenleme yoktur.
Kamu güvenliği açısından olay değerlendirilirse iş yerleri de kamuyu ilgilendirdiğinden aşı zorunluluğu İş Kanunu çerçevesinde incelenebilir. Bu duruma göre Covid’li işçinin işverenin talimatına rağmen aşı olmaması gibi durumlarda işçinin ve iş verenin fesih hakkı bulunmaktadır.

2021 maaş artış anketi sonuçlandı
Michael Page, tarafından gerçekleştirilen 2021 Maaş Analiz Anketi sonuçlandı Maaş Analizi Anketine göre 2021 yılı için maaşlardaki genel enflasyon artışının tüm sektörlerin ortalaması alındığında yüzde 14 ile 16 arasında seyir gösterdiği belirtildi. Anketle ilgili detaylar şöyle özetlendi: Bu yıl için özellikle, sağlık, dijital, e-ticaret, teknoloji ve oyun gibi bazı spesifik sektörlerdeki rollerde maaş artışının yüzde 30’lara çıktığını gözlemlendi. Pandeminin güçlü etkisi özellikle perakende ve turizm sektörlerindeki maaş artışlarının hızını kesti. Diğer taraftan teknik rollerdeki maaşlar, ticari rollere göre biraz daha fazla artış gösterdi. Finans ve İnsan Kaynakları rollerindeki ücretler enflasyon artışı ortalamasının biraz üstünde seyrediyor. Gıda, FMCG ve Finans kuruluşlarının yer aldığı sektörlerde ise maaşların enflasyon artışına oranla göreceli olarak orta ve ortanın üstü düzeylere ulaştığı bilgileri alındı.

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51