İnsanımız pratik zekaya sahip, sorunlara hızlı çözümler getirebiliyor. Ekmeğini taştan çıkarabilmekte, imkansızlıklara rağmen dünyanın dört bir yanında kendisini gösterebilmektedir.
Müteşebbislerimiz her alanda her yerde rekabet edilebilmektedir. Siyasetin yarattığı olumsuzluklara, kamunun verimsizliğine karşı hala üretip ülkeye getirdiği dövizle çarkların dönmesini sağlamaktadır.
Avrupa’dan aldığı makineyle, Güney Amerika’ dan ithal ettiği ham maddeyle, dünyanın pahalı enerjisi ve göreceli maliyetli işçilikle üreterek Asya’ya mal satabilen sanayicilerimiz var. Büyük bir yetenekten bahis ediyoruz.
Birçok iş insanımız bu saatten sonra çalışmasa da yaşamlarına mevcut standartlarında devam edebilecek durumdadır. Bu insanların çalışmak, üretmekten başka bir hedefleri yoktur.
Geçenlerde bir dostumuz bireysel ilişkileri, üretim kabiliyetleri ve pazarlama yetenekleriyle nasıl yeni pazarlara ulaştıklarını anlattı. Olmayacağı oldurmuşlar… Sadece bir işi bilmek ya da yapabilmekle üretime devam edebilmenin imkanı yok günümüzde. Dünyayı çok iyi bilmek, yeni gelişmelere uyum sağlamak ve piyasada güvenilen olmak şart.
İnsanımız çaba ve özveriyle bu noktaya ulaşsa da ülkeniz stabil bir ortam sunmuyorsa işiniz zor.
Bugün özel sektöre, bırakın desteği kendi haline bıraksanız ülkenin gelişmesi hızlanarak devam eder.
Kamunun eğitim, adalet, işleyen bir demokrasi, bağımsız ekonomi yönetimi tesis etmesi yeterlidir.
Yetenekli, azimli insanımız toplumumuzun en büyük zenginliğidir.