Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu kapsamında Bursa'da Osmangazi İlçesi'ne bağlı Çekirge Mahallesi'ndeki Maliye Lojmanları yıkıldı. 'Kentsel Dönüşümde Sektörler Buluşuyor" toplantısı ile de Bursa'da yapılacak çalışmalar tartışıldı.
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu kapsamında Türkiye genelinde 33 ilde 150 bina yıkıldı. Kentsel Dönüşümü başlatan yıkımlar Bursa'da da Osmangazi İlçesi'ne bağlı Çekirge Mahallesi'ndeki Maliye Lojmanları ile başladı. Kamu binalarından başlayan yıkımda 1984 yılında yapılan 7 katlı lojmanın 3 katı yukarıdan diğer katları da aşağıdan iş makineleri ile yıkılacak. Yıkıma, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürü Müdür Yardımcısı Mehmet Vargın, Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü İzleme ve Takip Daire Başkanı Adnan Malkoç, Bursa Valisi Şahabettin Harput, belediye başkanları ve yetkililer katıldı.
Vali Harput, Türkiye genelinde 6.5 milyon binanın yıkımının gerçekleştirileceğini belirterek, kentsel dönüşümün bir ayağının da Bursa'da başlatıldığını kaydetti.
'BURSA'DA RİSKLİ BİNALAR TESPİT EDİLMEDİ'
Bursa'da yıkılması gereken kamu binalarının 1999 Marmara Depremi sonrası tespit edildiğini ve yıkıldığını söyleyen Harput, bu süreçte, kamu binaları arasında güçlendirme maliyeti yüksek olanlarda yıkım yapılacağını ifade etti. Bursa'da yıkılması gereken binalarda henüz tespit yapılmadığını vurgulayan Harput, "Biz öncelikle kamuda yıkılması gereken binaları yıkacağız. Bazı vatandaşlar kendileri depreme dayanıklılık testi yaptırıyor. Bunun dışında bir çalışma henüz başlatılmadı. Bu yıkımlarla hepimizin deprem konusundaki hassasiyeti ortadan kalkmalı. Bursa yeniden kimliğine kavuşmalı" dedi.
SEKTÖRLER BULUŞTU
Yıkımın başlamasının ardından, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 4 ilde düzenlenen 'Kentsel Dönüşümde Sektörler Buluşuyor' toplantısı Almira Otel'de yapıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Bakanlık Müsteşar Yardımcısı İrfan Uzun, dünya nüfusunun hızla arttığını dile getirerek, 2050 yılında kentli nüfusu 6 milyara ulaşacağı kaydetti.
'RANT VE SİYASİ ÇIKAR GÜTMEDEN YAPILMALI'
Türkiye nüfusunun 1927 yılından beri artışını sürdürdüğünü anlatan Uzun, 1950 yılında toplam nüfusun yüzde 25'i kentsel alanda yaşarken bu oranın 2010 yılında yüzde 75'e yükseldiğini bildirdi. Hızlı kentleşme, çarpık ve düzensiz yapılaşma sonucu depremlerde büyük kayıplar yaşandığına dikkat çeken Uzun, "Afete dayanıksız yapılaşma karşısında zaman afetler sonrası yara sarma değil, afet öncesi gerekli tedbirleri alarak zarar azaltma zamanı. Bakanlık tarafından hazırlanarak yasalaşan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu ile riskli yapıların tespiti, yerine sağlıklı güvenilir binaların yapımı amaçlanıyor. Kentsel dönüşüm seferberliğinde birlik ve beraberlik zamanıdır. Siyasi çıkar ve rant amacı gütmeden tüm kesimlerin güveni ve desteği ile bu süreç başarıya ulaşacak. Herkes üzerine düşen görevi yerine getirmeli" diye konuştu.
'RİSKLİ YAPILARIN HIZLA TESPİTİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ'
Uzun, 4.5 aylık süreç içinde iki uygulama yönetmeliği çıkartıldığını ve riskli yapıların hızlı yöntemlerle tespitine dair yönetmeliğinde son aşamada olduğunu söyledi.
Hak sahipleri tarafından alınacak krediler için de bakanlık tarafından çalışmalar yürütüldüğünü aktaran Müsteşar Yardımcısı İrfan Uzun, belediyeler, üniversiteler ve özel kuruluşların riskli yapı tespiti lisansı için başvurularının arttığını kaydetti. Uzun, kentsel dönüşüm ile depreme dayanıklı, güvenli, modern, yeşil alanı bol binalar yapılacağını sözlerine ekledi.
Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Atilla Ödünç ise kentsel dönüşümün özel sektör ve kent dinamikleri ile birlikte yapılması gerektiğini söyledi.
Bu açıklamalar ve toplantı kapsamında Bursa'nın önemli gündemlerinden biri olan kentsel dönüşümü masaya yatırdık. Bu anlamda Bursa'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından planları yapılan ve Hükümet tarafından da tam destek olan ülke genelindeki entegre kentsel dönüşüm hareketin farklı bir açıdan baktık. EKOHABER Gazetesi olarak, konu hakkında belediyeler ve sektör otoritelerinden sonra reel sektörün temsilcilerinin de konu hakkındaki görüşlerini yayınlayan bir haber çalışması hazırlamak için kolları sıvadık.
Bu anlamda Bursa'da kentsel dönüşümün ne noktada durduğu, ilerleyişinin nasıl devam edeceği, bu aşamalarda karşılaşılabilecek sıkıntılar ve bu girişimin Bursa'ya kazandıracaklarının neler olduğunu araştırdık.

Fatih Vardar-Bursa Beton Genel Müdürü:
Bursa ilimiz Türkiye'deki hızla gelişen en önemli 3 şehrinden ve 16 büyükşehir belediyesinden biridir. Büyükşehir olmak beraberinde önemli sorunları getirmektedir. Sürekli göç alan ve bu nedenle konut ihtiyacı hızlı artan bir şehirdir. Ancak özellikle şehrin doğu kısımlarında maalesef kaçak yapılaşmanın önüne geçilemediğinden çarpık ve sağlıksız bir kentleşme süreci devam etmektedir. Bu noktadan hareketle ulaşım, altyapı vb. sorunların giderek arttığı şehrimizin “Kentsel dönüşüm” içine alınması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu kapsamda sadece eski ve çürük binaları yıkıp yenisini yapmak yeterli bir çözüm değildir. Toplumun ihtiyaçlarını eğitim, sağlık gibi sosyal donatıları, ulaşımı, altyapıyı beraberinde düşünerek projeler hazırlanmalı, bunlar yapılırken “YEŞİL BURSA” ismiyle bilinen şehrimizin doğal güzellikleri korunmalıdır. Bu arada depremin risk olarak en yoğun yıkıma neden olacağı bölgelerden başlamak lazım, mesela şehrin doğusu olarak tarif edeceğimiz Ankara yolunun eski fakülte kavşağının alt kısımları ile Gürsu ilçesine kadar olan kısımda öncelik verilebilir.



Naci Şahin-Burçin İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı:
Sadece Bursa'da iyimser tahminle 200 bin, kötümser tahminle 350 bin sorunlu yapı stoku bulunduğu tahmin ediliyor. Böylesine vahim bir tablo içinde bu kadar yoğun yapının bireysel girişimlerle rehabilite edilebilmesi oldukça zor. O nedenle Kentsel Dönüşüm Yasası; risk içinde yaşayan milyonlarca insana güvenli konut sahibi olabilme imkanı tanımaktadır. Ve ekonominin dinamik kalması adına da fırsatlar getirmektedir.

Kentimizde geride kalan 30 yıl boyunca iyi bir sınav veremedik. Hem imar afları hem de yapı yönetmeliklerinde sık sık yapılan değişiklikler daha ileri gitmesi gereken bir sektörü, daha geriye götürdü. Denetimden uzak, hatta bir proje dahalinde inşa edilmeyen kaçak yapılar ve hatta denetim kapsamında yapılan fakat satandartlara uymayan binalar bugün önemli bir sorun olarak karşımızda. Bugün vahim olan da o günün şartlarında ev sahibi olma hayali ile “yasaları ihlal etmek pahasına” ev yapan ve hala o konutlarda yaşayan insanların durumudur. Kentsel Dönüşüm Yasası bu boyutuyla dahi bir idealdir.

Kentsel Dönüşümde mutlaka yerel yönetimlerin de düzenleyici rolü olmalı. Bu dönüşümü eski binaları yıkıp yerine yeni binalar yapmak olarak algılamamalıyız. Bu top yekün bir renovasyon olmalı. Alt yapısı, sosyal alanları, cadde ve sokak genişlikleri ile planlanabilmeli. Çok daha modern, yaşanabilir ve yaşam disiplini sürdürülebilir modeller geliştirilmeli.

Yasa, süreci tıkayacak insiyatifleri ya da girişimleri önleyecek şekilde hazırlanmış. Direkt sonuç odaklı. Ancak bireysel girişimlerle binalarını yenilemek isteyenlere ciddi bir külfet getiriyor. Maliyeti düşürmenin yolu ise emsal değerleri yükseltmekten geçiyor. Fakat bu yönde bir düzenleme teleffuz edilmiyor. Şunu da unutmamak lazım, kimse “ben 30 yıllık evimi vereceğim, yerine aynı noktada süper lüks bir daire alacağım” şeklinde düşünmemeli. Bir maliyet yansıyacak, fakat bunun reel olması, adil olması gerekiyor.

Yapı yoğunluğunun boyutu göz önünde bulundurulursa yenileme sürecinin birkaç yılda tamamlanabilmesi imkansız. Hız kazanmak adına özel sektör de projenin bir parçası olmalı. İsteyen eski evini verip, yerine tamamlanmış oturulmaya hazır bir ev de alabilmeli. Mesela kira yardımı da bu fonun bir parçası haline getirilebilir. Biz hem BALKANSİAD hem de İMSİAD; İnşaat Müteahhitleri Sanayici ve İş adamları Derneği olarak düşüncelerimizi kamuoyu ile de yerel yönetimlerle de paylaştık. İcraat iltifata tabidir, çözüm istenen her noktada, sonuç oluşturmaya dönük adımlar atarız.

Kentsel Dönüşüm ile bir dönemin emlak değeri yüksek olan alanları yenilenme, dönüşüm süreci ile beraber yeniden parlayan yıldızlar olarak yükselecek. Bugün kentin güzel alanları

Mürsel Öztürk-Bursa Çimento Genel Müdürü:
Çarpık yapılaşma büyük kentleri, özellikle de fazla göç alan kentleri olumsuz şekilde etkilemiştir. Çarpık yapılaşmaya maruz kalan bölgelerde yaşam standartları iyileştirilememiştir. Söz konusu bölgelere hizmet götürme açısından, yerel yönetimler altından kalkamayacakları sorumluluklarla karşı karşıya kalmışlardır. Depremselliğin oldukça yüksek olduğu ülkemizde, yönetmelik ve standart dışı inşa edilen yapılar büyük miktarda can ve mal kaybına neden olmaktadır. Ortaya çıkan toplumsal yaraların sarılması da maalesef uzun yıllar almaktadır. İşte tam da bu noktada, kentsel dönüşüm bu toplumsal yaraların önüne geçmek üzere uygulanacak olan en önemli ve etkili yöntem olacaktır. Bu hususta, olayın sosyal, kültürel, fiziksel ve pek tabi ki ekonomik yönleri detaylıca incelenmeli ve çok yönlü araştırmalar neticesinde yeni planlar oluşturulmalıdır. Şehircilik ve kentleşme kurallarını, günümüzün çağdaş yorumlarıyla harmanlamak suretiyle yeni örnek yaşam alanları tesis edilmelidir. Kentsel dönüşümün, 6 ile 7 milyon adet konut stoğunu yenileyeceği ve 20 yıllık bir zaman dilimine yayılacağı öngörülmektedir. Dönüşümün bu denli geniş kapsamlı olacağı düşünüldüğünde, işin mali boyutlarının ve yapıların inşa faaliyetlerinin yıllara dağılımının iyi planlanmasının ne denli önem kazanacağı aşikardır. Dikkatle planlanması gereken diğer bir husus da, kentsel dönüşüme tabi tutularak yıkılan binaların molozlarının ve yeni hafriyatlarla meydana gelecek atıkların nasıl depolanacağı ve değerlendirileceği hususudur. Tüm bu çalışmalarda kamu kurum ve kuruluşlarına, yapı sektörünün bileşenlerine, akademik odalar ve sivil toplum kuruluşlarına önemli görevler düşmektedir. Yapılacak katkıların yetkili idare tarafından dikkate alınması ve hayata geçirilmesi de büyük önem arz etmektedir.

Nurcan Özdemir–Epsa Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı
5 Ekim'de aralarında Bursa'nın da bulunduğu 35 ilde kentsel dönüşüm çalışmaları başladı. Kafalarda çeşitli sorular olsa da en çok dikkat edeceğimiz konunun yıkılıp yeniden yapılan binaların katma değer oluşturmasını sağlamak olması gerektiğini düşünüyorum. Yıkılan binaların yerine hangi özelliklere sahip binalar yapılacak? Yeni yapılacak binaların sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olabilecek mi? Ülkemiz deprem kuşağında yer almasına rağmen kentleşme sürecinde binaların niteliğine bugüne kadar yeteri kadar dikkat edilmedi maalesef ve geçmiş dönemlerde deprem başta olmak üzere doğal felaketler nedeniyle birçok vatandaşımızı kaybettik. Oysa sağlıklı bir kentleşmeyle sağlam ve konforlu binalar yapmak mümkün. Kentsel dönüşüm ülkemiz açısından yeni bir dönüm noktası olacak. İşte bu dönüm noktasında, keşke dememek için; kentsel dönüşümü sadece bugünün koşullarına uygun değil enerji darboğazlarının yaşanacağı tahmin edilen gelecek yıllara uygun olarak tasarlamamız lazım. Kentsel dönüşümle birlikte yeni yapılacak binaların ısı yalıtımlı olması büyük önem taşıyor. Ancak burada önemli olan nokta, yapılacak ısı yalıtımının niteliği yani ısrarla üzerinde durduğum “doğru yalıtım” kavramı. Standartlara uygun, yeterli kalınlıklarda ısı yalıtım levhaları ile ısı yalıtım uygulamaları yapılmazsa bir süre sonra yeni yapılacak binaların da yetersizliğinden bahsedeceğiz. Hem hane halkı hem ülke ekonomisi hem de çevreyi korumak için bu çok önemli. Yani binalarımızı yıktığımıza değecek uygulamalar yapmalıyız ki 5-10 yıl geçtikten sonra ‘keşke şöyle yapsaydık' demeyelim. Biz EPSA olarak gerek yetkilileri, gerek kamuoyunu bilinçlendirmek için üzerimize düşeni yapıyoruz. Yalıtımda kullanılması uygun olmayan belli bir kalınlığın altındaki ürünleri üretmeme kararı aldık ve maddi kaybımızı düşünmeden bu kararı uygulamaya devam ediyoruz. Sadece bu da yeterli değil, doğru yalıtım için paket sistemlerinin tercih edilmesini öneriyoruz. Sadece malzeme ile bitmeyen yalıtım işinin yapıştırıcısı, sıvası, dübeli, filesi var. Bunları piyasadan müşteri tedarik ediyor ve doğru malzeme seçmedikleri takdirde yine doğru yalıtım yapamamış oluyorlar. MANTOYAP markasıyla doğru malzeme üreterek, müşterilerimize mantolama paketi olarak hizmet verdiğimizi de belirtmek isterim.
Nurcan Özdemir–Epsa Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı
5 Ekim'de aralarında Bursa'nın da bulunduğu 35 ilde kentsel dönüşüm çalışmaları başladı. Kafalarda çeşitli sorular olsa da en çok dikkat edeceğimiz konunun yıkılıp yeniden yapılan binaların katma değer oluşturmasını sağlamak olması gerektiğini düşünüyorum. Yıkılan binaların yerine hangi özelliklere sahip binalar yapılacak? Yeni yapılacak binaların sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olabilecek mi? Ülkemiz deprem kuşağında yer almasına rağmen kentleşme sürecinde binaların niteliğine bugüne kadar yeteri kadar dikkat edilmedi maalesef ve geçmiş dönemlerde deprem başta olmak üzere doğal felaketler nedeniyle birçok vatandaşımızı kaybettik. Oysa sağlıklı bir kentleşmeyle sağlam ve konforlu binalar yapmak mümkün. Kentsel dönüşüm ülkemiz açısından yeni bir dönüm noktası olacak. İşte bu dönüm noktasında, keşke dememek için; kentsel dönüşümü sadece bugünün koşullarına uygun değil enerji darboğazlarının yaşanacağı tahmin edilen gelecek yıllara uygun olarak tasarlamamız lazım. Kentsel dönüşümle birlikte yeni yapılacak binaların ısı yalıtımlı olması büyük önem taşıyor. Ancak burada önemli olan nokta, yapılacak ısı yalıtımının niteliği yani ısrarla üzerinde durduğum “doğru yalıtım” kavramı. Standartlara uygun, yeterli kalınlıklarda ısı yalıtım levhaları ile ısı yalıtım uygulamaları yapılmazsa bir süre sonra yeni yapılacak binaların da yetersizliğinden bahsedeceğiz. Hem hane halkı hem ülke ekonomisi hem de çevreyi korumak için bu çok önemli. Yani binalarımızı yıktığımıza değecek uygulamalar yapmalıyız ki 5-10 yıl geçtikten sonra ‘keşke şöyle yapsaydık' demeyelim. Biz EPSA olarak gerek yetkilileri, gerek kamuoyunu bilinçlendirmek için üzerimize düşeni yapıyoruz. Yalıtımda kullanılması uygun olmayan belli bir kalınlığın altındaki ürünleri üretmeme kararı aldık ve maddi kaybımızı düşünmeden bu kararı uygulamaya devam ediyoruz. Sadece bu da yeterli değil, doğru yalıtım için paket sistemlerinin tercih edilmesini öneriyoruz. Sadece malzeme ile bitmeyen yalıtım işinin yapıştırıcısı, sıvası, dübeli, filesi var. Bunları piyasadan müşteri tedarik ediyor ve doğru malzeme seçmedikleri takdirde yine doğru yalıtım yapamamış oluyorlar. MANTOYAP markasıyla doğru malzeme üreterek, müşterilerimize mantolama paketi olarak hizmet verdiğimizi de belirtmek isterim.

Murat Evke-Evke Yapı Genel Koordinatörü:
Tüm Türkiye ile Bursa da da aynı anda start alan Kentsel Dönüşüm hareketinin öncelikle bir rant kapısına dönüştürülmeden tüm ilgili birimler tarafından önemle üzerinde durularak planlanması ve devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum.Hızlı devam edeceği anlaşılan bu dönüşümün oldu bittilerle kötü sonuçlar doğurmasına asla müsaade edilmemeli ve Bursa nın genel silüetine uygun planlama çalışmaları ile dikkatli bir şekilde yürütülmesi gerektiğini düşünüyorum
Kentsel dönüşümün yıllar içerisinde bir mecburiyet olarak karşımıza çıktığını kabul etmekle beraber miyadı dolmuş binaların yıkılmasının da kısa zaman içerisinde olabilecek bir depreme,afete karşı ön hazırlık anlamını taşıdığıda çok açık olduğunu düşünüyorum.Bu konuda görev alacak tüm yetkililerin kendi dallarında deneyimli kişiler ve firmalar olması gerektiğine inanıyorum.Ancak önceki yaşanılanlardan ders alınarak doğacak neticeler önceden tahmin edilmeli ve adımlar ona göre atılmalıdır.Kentsel dönüşüm hareketi mutlaka estetik kaygısını taşıması gerekli ve yapılan tüm projelerde kentsel planlamanın ve estetiğin ön planda tutulması gerekliliği üzerine durulmalıdır.
Öncelikli dönüşüm ihtiyaç sıralaması yapılmalı ve şehrin genelinde şantiye havasını hissettirmeden hareketin bölgesel olarak devamı sağlanmalı bu vesile ile trafikte ve hayatın normal akışında çevredeki vatandaşların yaşamları olumsuz etkilenmemelidir.
Sonuç olarak sahsi fikrim kentsel dönüşümün zaman içerisinde bir gereklilik olarak karşımıza çıktığı,mecburıyetlerin bizi geçmişte yapılan hatalardan ders alarak doğrulara götüreceği ve yarınları planlayarak atılacak adımların gelecekteki Bursa yı yanı hayalımızdeki Bursa yı yaratabilmek için atılması gerektiğini unutmayarak bu hareketin en kısa zamanda tamamlanmasını ve tüm Bursa için hayırlı olmasını diliyorum.

Sayı: 860 - Sayı'nın Kapağı