ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren:
''Eylül verilerinin ardından 12 aylık cari açık 55,8 milyar dolara geriledi''
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, eylül verilerinin ardından 12 aylık cari açığın 55,8 milyar dolara, enerji dışı açığın ise 4 milyar dolar ile eylül 2010'dan bu yana en düşük seviyeye gerilediğini kaydetti.
Merkez Bankası tarafından açıklanan eylül ayı ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Dağdeviren, eylülde cari açığın 2,7 milyar dolar ile beklentilerin altında gerçekleştiğini, 12 aylık birikimli açığın ise düşüş eğilimini koruyarak 55,8 milyar dolarla Şubat 2011'den, enerji hariç açığın ise 4,0 milyar dolarla Eylül 2010'dan bu yana en düşük düzeylerine gerilediğini belirtti.
Cari dengenin en önemli kalemini oluşturan ve ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya paralel hızla gerileyen dış ticaret açığının önceki yılın aynı dönemine göre, eylülde de cari açıktaki düşüşte belirleyici olduğunu kaydeden Dağdeviren, hizmetler dengesinin ise mevsimsel faktörlerin olumlu etkisiyle 3 milyar dolar fazla kaydettiğini, gelir dengesinin ise küçük bir düşüşle 569 milyon dolara gerilediğini ifade etti.
Borç çevrim oranları açısından reel sektörün uzun vadeli borç çevirim oranının eylülde yüzde 131 olurken, son 12 aylık dönem için yüzde 109'a geldiğini ifade eden Dağdeviren, ''Bankaların uzun vadeli borç çevirim oranı da 12 aylık verilere göre yüzde 110 düzeyinde bulunuyor'' dedi.
Eylül verilerinin cari açıktaki iyileşme ve özellikle de net enerji ithalatı hariç dengedeki toparlanma eğiliminin sürdüğünü, dolayısıyla ekonomik aktivitedeki zayıf seyrin üçüncü çeyrekte de korunduğunu teyit ettiğini vurgulayan Dağdeviren, şu değerlendirmede bulundu:
''Yılın kalan döneminde cari açıktaki iyileşmenin ivme kaybedeceğini ve stabilize olacağını düşünüyoruz. Finansman tarafında ise, son dönemde güçlenen kısa vadeli kaynak girişlerinin Eylül'de azaldığını, ancak Fitch'in not artışının ardından gözlenebilecek yeni bir ivmelenmenin rezerv artışı ile birlikte gerçekleşmesi durumunda küresel risk iştahına bağlı kırılganlığın yaratabileceği olası tedirginliklerin kontrol altında kalabileceğini tahmin ediyoruz.''
''Eylül verilerinin ardından 12 aylık cari açık 55,8 milyar dolara geriledi''
ING Bank Başekonomisti Sengül Dağdeviren, eylül verilerinin ardından 12 aylık cari açığın 55,8 milyar dolara, enerji dışı açığın ise 4 milyar dolar ile eylül 2010'dan bu yana en düşük seviyeye gerilediğini kaydetti.
Merkez Bankası tarafından açıklanan eylül ayı ödemeler dengesi verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Dağdeviren, eylülde cari açığın 2,7 milyar dolar ile beklentilerin altında gerçekleştiğini, 12 aylık birikimli açığın ise düşüş eğilimini koruyarak 55,8 milyar dolarla Şubat 2011'den, enerji hariç açığın ise 4,0 milyar dolarla Eylül 2010'dan bu yana en düşük düzeylerine gerilediğini belirtti.
Cari dengenin en önemli kalemini oluşturan ve ekonomik aktivitedeki yavaşlamaya paralel hızla gerileyen dış ticaret açığının önceki yılın aynı dönemine göre, eylülde de cari açıktaki düşüşte belirleyici olduğunu kaydeden Dağdeviren, hizmetler dengesinin ise mevsimsel faktörlerin olumlu etkisiyle 3 milyar dolar fazla kaydettiğini, gelir dengesinin ise küçük bir düşüşle 569 milyon dolara gerilediğini ifade etti.
Borç çevrim oranları açısından reel sektörün uzun vadeli borç çevirim oranının eylülde yüzde 131 olurken, son 12 aylık dönem için yüzde 109'a geldiğini ifade eden Dağdeviren, ''Bankaların uzun vadeli borç çevirim oranı da 12 aylık verilere göre yüzde 110 düzeyinde bulunuyor'' dedi.
Eylül verilerinin cari açıktaki iyileşme ve özellikle de net enerji ithalatı hariç dengedeki toparlanma eğiliminin sürdüğünü, dolayısıyla ekonomik aktivitedeki zayıf seyrin üçüncü çeyrekte de korunduğunu teyit ettiğini vurgulayan Dağdeviren, şu değerlendirmede bulundu:
''Yılın kalan döneminde cari açıktaki iyileşmenin ivme kaybedeceğini ve stabilize olacağını düşünüyoruz. Finansman tarafında ise, son dönemde güçlenen kısa vadeli kaynak girişlerinin Eylül'de azaldığını, ancak Fitch'in not artışının ardından gözlenebilecek yeni bir ivmelenmenin rezerv artışı ile birlikte gerçekleşmesi durumunda küresel risk iştahına bağlı kırılganlığın yaratabileceği olası tedirginliklerin kontrol altında kalabileceğini tahmin ediyoruz.''
Sayı: 863 - Sayı'nın Kapağı