banner34

banner50

banner6

Sektörler yatırım beklentilerini yükseltti

Sektörler yatırım beklentilerini yükseltti

İNCELEME 23.12.2019, 22:00 23.12.2019, 22:00
Sektörler yatırım beklentilerini yükseltti
Elif Didem DANACIOĞLU

Türkiye'de son dönemde ekonomik verilerde kaydedilen iyileşme, faizlerdeki düşüş ve yıl sonu kampanyaları, inşaat, otomobil, makine ve pek çok sektöre canlılık getirdi. Bu noktada ülke ve Bursa ekonomisini sırtlayan sektörlerin beklentileri önem taşıdı. Araştırmamıza göre inşaat, makine, otomotiv, tekstil ve gıda sektörleri 2019 sonu ve 2020 hedeflerini yükselterek revize ettiler.

Türkiye ekonomisini sırtlayan sektörler açısından 2019 yılı pek çok zorluğa sahne oldu. Enflasyonun tırmanması, dolar kurunda yükselen tırmanış, faiz artışları ile pek çok yatırımda planları olumsuz etkiledi. Bu dönemde,sektörlerin ihracat performansı ise yükselerek ivme kazandı. Ekohaber Gazetesi olarak sektörlerde yaşanan gelişmeleri mercek altına aldık.Piyasaların zorlu geçtiğini ifade eden sektör temsilcileri, özellikle son çeyrekte alınan işaretlerle 2020 yılından daha umutlu olduklarını belirtti. Bir yandan yüksek enflasyon ve yüksek faizler diğer yandan da döviz kurlarının ham madde ve maliyet üzerinde yarattığı ciddi seyir, reel sektörün performansını olumsuz etkiledi. Sektörler açısından ekonomide yaşanacak gelişmeler hayati önem taşımakta.İşte, sektörlerin 2020 yılı ile ilgili umudunu arttırdığı ve 2019 yılının zorlu geçen dönemi yansıttık.


İNŞAAT
Gelecek yıldan umutlu olduklarını belirten inşaatçılar, yukarı doğru bir gidişin başlayacağını ifade ettiler. 2020 yılının sektörleri için yavaş yavaş çıkış yılı olacağına inandıklarının altını çizen inşaatçılar, sektörde konut kredisi faizlerinin düşmesiyle hareketlilik yaşandığını ve inşaat sektöründeki gelişmelerin bağlantılı iş kollarını da etkilediğini vurguladılar.
İşte görüşler...

Mustafa Andıç – İMSİAD Başkanı
"Müteahhitlik yönetmeliğinin uygulanmasındaki sıkıntılar giderilmeli
"Tapu harcı ve KDV indirimlerinin sürmesi hem sektör hem de vatandaşlarımız için son derece önemlidirMüteahhitlik yönetmeliğinin uygulanmasındaki sıkıntılar giderilmeli. 2018 Ağustos ayında yaşanan döviz artışı ile mevduat ve konut kredi faizlerinin yükselişiyle negatif koşullanan 2019 yılı, inşaat sektörü için hem ciro, hem istihdam anlamında önemli oranda daralma yılı olmuştur. Öyle ki, satışların düşük seyretmesine ilaveten inşaat sektörünü adeta çifte kıskaç altına alan diğer unsur da, artan dövizin tetiklediği maliyetlerdeki artış olmuştur. Kamu bankalarıyla başlanan 0,99 konut kredisi olanağı piyasaya sunulana kadar da, yüksek konut kredi faizleri, inşaat sektörünü istihdam ve katma değer sağlamaktan alıkoymuştur. Bu anlamda 2019 yılı, ülkemizde ekonominin lokomotifinin inşaat sektörü, inşaat sektörünün lokomotifinin de bankalar olduğunun doğrulandığı bir yıl olarak kayda geçmiştir. Dolayısıyla, maliyetlerin artıp fiyatların arttırılamadığı, satılanın aynı fiyata yerine konamadığı inşaat sektörü için sırat köprüsü gibi bir yılı geride bırakıyoruz... Ancak burada, bankaların öncelikle enflasyona endeksli konut kredisi, ardından da özellikle kamu bankalarının öncülüğüyle sundukları 0,99 konut kredisi, sektörde 2019 son çeyreğinde başlayan dengelenmenin, 2020 yılında daha da hızlı hissedileceğini gösteriyor. 2020 yılında bu dengelenmenin daha hızlı gerçekleşmesi için, 31.12.2019 tarihinde son bulacak olan tapu harcı ve KDV indirimlerinin sürmesi hem sektör hem de vatandaşlarımız için son derece önemlidir. Yine çıkmış olmasından son derece memnun olduğumuz 02.03.2019 tarih, 30702 sayılı Yapı Müteahhitlerinin Sınıflandırılması Ve Kayıtlarının Tutulması Hakkında Yönetmelik'e geçişte, mesleğe yıllarını vermiş olan müteahhitler sorun yaşamaktadır. Sınıflarının tespiti için almış oldukları yapı kullanma izin belgelerinin istenilen seviyede iş deneyim belgesine dönüşememesi, aşağı sınıfta çıkmalarına neden olmakta, bu da deneyimli müteahhitleirmiz için hak kayıplarına neden olabilmektedir. Ayrıca, sektörümüz ve ülkemiz için yok sayılamaz bir ihtiyaç olan kentsel dönüşümdeki  aksaklıkların hızla giderilerek biran önce başlaması da 2020 yılından en önemli beklentilerimiz arasında yer almaktadır.


Barbaros Onulay - Bursa Beton San. ve Tic. A.Ş Genel Müdürü
"Pozitif yansımanın bir an evvel ortaya çıkması gerekiyor
"2019'un ilk yarısında, dövizdeki dalgalanmalar, nakit sıkıntısı, yüksek faiz oranları, yerel seçimler, dünyadaki gelişmeler gibi birçok nedenden dolayı ekonomide ciddi daralmalar yaşansa da yılın ikinci yarısından itibaren ve özellikle son çeyrekte piyasalar yeniden hareketlenmeye başladı. Geçen yıla kıyasla sektörde önemli bir canlanmanın söz konusu olduğunu gösteren Hazır Beton Endeksi Raporu, son 2 yıllık inşaat faaliyetlerinde ilk kez iki ay üst üste devam eden bir hareketlilik yaşandığını ortaya koymaktadır. Özellikle son aylarda düşen faizler ile beraber konut satışları da büyük bir sıçrama yaptı. TÜİK tarafından açıklanan Kasım ayı konut satış rakamları sektörde memnuniyet yarattı. 2020'de Merkez Bankasının son faiz indirimi ile özel bankaların da konut kredi faizlerini yüzde 1'in altına indireceğini umuyoruz. Özel bankaların tümünün konut kredisi faiz oranlarını yüzde 1'in altına indirmesi durumunda, piyasa daha da canlanabilir ve kalkınmada önemli bir aktör olan konut sektörü diğer sektörlere de hareketlilik kazandırabilir. Gelecek yıl da inşaat sektörü tüm alanlarda yüksek potansiyele sahip olsa da kalıcı toparlanma için finansal piyasalarda istikrarın ve bunun güven endeksinde oluşturacağı pozitif yansımanın bir an evvel ortaya çıkması gerekiyor. Özellikle sektörümüzde devam etmekte olan nakit akışlarında yaşanan aksamalar, uzun vadeli ödemeler, bankalardan kredi kullanma konusunda zorluk çeken firmaların finansal döngülerini güçlendirecek alternatif teşviklerin sağlanması sektörde yaşanan problemleri minimalize edebilir.

Konut satış istatistikleri
Türkiye genelinde kasım ayında 138 bin 372 konut satışı gerçekleştirildi. Kasımda satılan konut sayısı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 54,4 artış gösterdi. Türkiye İstatistik Kurumu, kasım ayına ilişkin konut satış istatistiklerini açıkladı. Buna göre, ülke genelinde kasımda satılan konut sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 54,4 arttı. Kasımda satılan konut sayısı 138 bin 372 oldu.Konut satışlarında İstanbul 24 bin 924 konutla ilk sırada (yüzde 18) yer aldı. İstanbul'u 14 bin 406 konut satışıyla (yüzde 10,5) Ankara, 8 bin 428 konut satışıyla (yüzde 6,1) İzmir izledi. En az satış olan iller 21 konutla Ardahan, 44 konutla Hakkari ve 72 konutla Bayburt oldu. İpotekli konut satışları kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 724,8 artarak 43 bin 911'e yükseldi.Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 31,7 olarak belirlendi. İpotekli satışlarda İstanbul 8 bin 183 konut ve yüzde 18,6 payla ilk sırada yer aldı.Toplam konut satışları içinde ipotekli satış payının en yüksek gerçekleştiği il yüzde 47,6 ile Ardahan oldu.Diğer konut satışları kasımda yıllık bazda yüzde 12,1 artarak 94 bin 461 olarak tespit edildi. Bu kategoride İstanbul 16 bin 741 konut satışı ve yüzde 17,7 payla ilk sırada yer aldı.İstanbul'daki toplam konut satışları içinde diğer satışların payı yüzde 67,2 olarak kaydedildi. Ankara 9 bin 221 diğer konut satışıyla ikinci sırada bulunurken, bu ili 5 bin 283 konut satışıyla İzmir izledi. Diğer konut satışının en az gerçekleştiği il 11 konutla Ardahan oldu.İlk defa satılan konut sayısı kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 19,8 artarak 48 bin 909'e yükseldi. Toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 35,3 oldu. İlk satışlarda İstanbul 8 bin 494 konutla en yüksek payı (yüzde 17,4) aldı. İstanbul'u 4 bin 423 konut satışıyla Ankara, 2 bin 538 konut satışıyla İzmir takip etti.İkinci el konut satışları kasımda geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 83,3 artarak 89 bin 463 olarak gerçekleşti.İstanbul 16 bin 430 ikinci el konut satışı ve yüzde 18,4 payla bu alanda da ilk sırada yer aldı. İstanbul'daki toplam konut satışları içinde ikinci el satışların payı yüzde 65,9 oldu. İstanbul'u 10 bin 83 konut satışıyla Ankara, 5 bin 890 satışla da İzmir izledi.Yabancılara yapılan konut satışları, kasımda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14,6 azalarak 3 bin 988 oldu.Bu alanda ilk sırada bin 885 konut satışıyla İstanbul yer alırken, bu ili 825 satışla Antalya, 218 satışla Ankara, 128 satışla Bursa ve 110 satışla Yalova izledi.
Kasımda Türkiye'den, Irak vatandaşları 575, İran vatandaşları 500, Rusya vatandaşları 300, Afganistan vatandaşları 216, Suudi Arabistan vatandaşları ise 174 konut edindi .


Konut Fiyat Endeksi ekimde arttı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından ekim dönemine ilişkin Konut Fiyat Endeksi verileri açıklandı.Türkiye'deki konutların gözlemlenebilen özelliklerinin zaman içinde kontrol edilerek, kalite etkisinden arındırılmış fiyat değişimlerini izlemek amacıyla hesaplanan KFE (2017=100), ekimde bir önceki aya göre yüzde 0,77 artarak 115,83 oldu.Bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,74 artan KFE, aynı dönemde reel olarak yüzde 1,67 azaldı. Üç büyük ilin konut fiyat endekslerindeki gelişmeler değerlendirildiğinde, ekim ayında bir önceki aya göre İstanbul, Ankara ve İzmir'de sırasıyla yüzde 1,35, 0,42 ve 0,65 artış gözlemlendi. Endeks değerleri bir önceki yılın aynı ayına göre İstanbul'da yüzde 0,51 azalış, Ankara ve İzmir'de sırasıyla yüzde 5,27 ve 5,94 artış gösterdi.


"Pozitif beklenti
Türkiye'de konut satışlarında son aylarda yaşanan hızlı yükselişler, sektör temsilcilerini 2020 için pozitif beklentilere yöneltti.


TEKSTİL
Türkiye tekstil sektöründe büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanıyor. Üretimin her alanında kalite ve inovatif yaklaşım uluslararasıalanda güçleniyor. Sektörde marka üretim ağırlığı hakimiyetini korumaya devam ediyor. Görüşlerde yer alan hedef ise, çalışmaların sürdürülebilirliğinin devam edeceği yönünde. Tekstil sektörünün geleceğinin sürdürülebilirlikten geçtiğine inanan sanayiciler, sektör yüksek katma değerli ihracat rakamı ile dikkatleri çekiyor. Markalaşmış bir sektör olarak ciddi bir potansiyele sahip olan tekstil, üretim ve pazarlamada dünyadaki en güçlü ülkelerden birisi konumunda. İşte görüşler...

Özkan İrman - Minteks Şirketler Grubu Başkanı
"Tüm sektörler birbirine can damarlarıyla bağlıdır
"2019 yılının ilk 3 çeyreği oldukça durgun geçti. Belirsizlik üst seviyedeydi. Son çeyrekte ciddi bir hareketlilik olsa da yılı kurtarması tabii ki mümkün değil. Düşen faiz oranlarının son çeyrekteki canlılığa büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. Umarım bu son çeyrekteki hareketlilik yeni yılda da hız kesmeden devam eder. Tüm sektörler birbirine can damarlarıyla bağlıdır. Tarım ve tarımsal üretim de evtekstili için çok önemli. Bu iş ile uğraşan kesimin eline para geçtiğinde genel ekonomide de evtekstilinde de ciddi hareketlilik olur. O yüzden tarım politikalarının üzerine eğilmek, düzenlemeler yapmak çok çok önemlidir. Sonuçta çeyiz alışkanlığı olan bir ülkeyiz. Biz mal sattığımızda ara üretici de, tedarikçi de para kazanır. Eczane işler durgun der mi? Ekonomi durgun olunca insanlar en önemli varlığı olan sağlığına bile para harcamıyorlar.


Giyasettin Eyyüpkoca - LASİAD YKB
"Özellikle kış sezonu kötü geçti diyebiliriz
"Laleli ve tekstil ve hazır giyim sektöründe 2019 yılı beklenenin aksine durağan geçti. 2018 yılıyla hemen hemen aynı geçti diyebiliriz. 2019 yılında sonbahar ve kış aylarının normalin üstünde bir sıcaklıkta geçmesi nedeniyle özellikle kış sezonu kötü geçti diyebiliriz.

Pınar Taşdelen Engin - UTİB Başkanı
"Sektörümüz pazar çeşitlendirmesini başarılı şekilde gerçekleştiriyor
"Bildiğiniz üzere Dünya siyasetinde ve dolayısıyla da ticaretinde geçmiş dönemlere göre daha çekişmeli ve son derece çalkantılı yeni bir döneme girildi. Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) olarak 2019 yılı sonunda yaklaşık olarak %6 azalış ile 1,2 milyar dolar toplam ihracat gerçekleştirmiş olacağız.Türkiye tekstil sektörü ihracatı ise yılsonunda tahminen %6 azalış ile yaklaşık 8 milyar dolar olacak.Şunu da belirtmek isterim. Sadece Türkiye'nin tekstil ihracatında azalma trendi yok. Dünyada en fazla tekstil ihracatı yapan ilk 10 ülkenin tamamında (Çin, Almanya, Güney Kore vs.) 2019 yılında 1. 2. ve 3. çeyrek bazında bir önceki yıla göre ihracatta azalışlar var.  2020 yılında Birlik olarak 1 milyar 650 milyon dolar ihracat hedefliyoruz. 2019 yılında Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği olarak yaklaşık 160 ülke ve bölgeye ihracat gerçekleştirdik. Ülkeler bazında ihracatta Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız ihracatın toplamı, tüm ülkelere yapılan ihracatın %55' ini oluşturuyor. Bu oran diğer bazı sektörlerimize göre düşük ve bu durum bir nevi sigorta niteliği taşıyor. Tekstil ihracatımızın farklı ülkelere dengeli şekilde yayılmış olması, bölgesel olarak yaşanabilecek kriz ortamlarında sektörümüzün risk altında kalmasını engelliyor. Sektörümüz pazar çeşitlendirmesini son dönemde başarılı şekilde gerçekleştiriyor. 2020 yılı için de çok sayıda hedef pazarımız var, en önemlileri:  ABD, Rusya, Almanya, İngiltere, İspanya, Vietnam ve Meksika. Ama bunlardan en önemlileri; ABD Yıllık 12 milyar dolar tekstil ithalatı ile dünyanın 3. Büyük tekstil ithalatçısı. Türkiye'nin Pazar payı %3 ve potansiyelinin altında. Örnek olarak; Kanada ABD pazarında %9 paya sahip, ancak Kanada tekstil üreticisi değil. Bu ve benzeri payları Türkiye alabilir. Bu yönde projelerimizi sürdürüyoruz.


OTOMOTİV
Sektörün yıl sonu beklentilerine ilişkin açıklamalarda bulunan otomotivciler, otomotiv sektörü ihracatının yıl sonunda 30 milyar doları aşarak, bu alanda rekorun kırıldığı geçen senenin ardından en yüksek ikinci değerine ulaşacağını söyledi. Sektörün ana pazarının Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olduğuna ve daha çok avro bazlı ihracat yapıldığına işaret eden sektör temsilciler, 2019 yılının ilk 11 ayını % 3,6 ihracat düşüşü ve 28,1 milyar USD ihracat rakamı ile kapattıklarını ifade etti. Otomotivciler, 2020 yılı için ihracat hedeflerinin bu yılın biraz üzerine çıkıp 32 milyar USD'ye ulaşmak olduğunu söyledi. İşte görüşler...

Baran Çelik - OİB Başkanı
"En yüksek 2. ihracat rakamına da ulaşmış olacaktır
"2019 yılının ilk 11 ayını %3,6 ihracat düşüşü ve 28,1 milyar USD ihracat rakamı ile kapattık. Aslında otomotiv ihracatımızın çok büyük bölümünün yapıldığı Euro bazlı ihracatta geçen yıl ile aynı hatta geçen yılın biraz üzerindeyiz. Ancak özellikle yılın ilk yarısında Euro/Dolar paritesi kaynaklı ihracat kaybı yaşadık. Bu da dolar bazında ihracatımızda yaşanan düşüşün temel nedeni oldu. Yılı 30-31 milyar USD aralığında bir ihracat rakamı ile kapatacağız. Böylece otomotiv endüstrimiz üst üste 14. İhracat şampiyonluğunu resmen ilan edecek, tarihindeki en yüksek 2. İhracat rakamına da ulaşmış olacaktır. Ticaret savaşları ve korumacı politikalar, Brexit sürecindeki belirsizlik, AB otomotiv pazarında yavaşlama, Ortadoğu ve yakın coğrafyamızdaki siyasal ve ekonomik istikrarsızlıklar sektör ihracatını 2020 yılında da etkilemeye devam edecektir. Özellikle AB pazarındaki yavaşlama otomotiv endüstrimiz açısından en büyük risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Bütün bu risk faktörlerine rağmen otomotiv ihracatçılarımıza güveniyoruz. 2020 yılı için ihracat hedefimiz bu yılın biraz üzerine çıkıp 32 milyar USD'ye ulaşmak olacak. 2023 yılına gelindiğinde ülkemizde üretim yapan mevcut OEM firmalarımızın yeni projeleri devreye girmiş olacak. Yerli otomobilin 2022 yılında piyasaya çıkması bekleniyor. VW yatırımı gerçekleştiği taktirde üretimin 2023 yılında başlamış olacağını öngörüyoruz. Ana sanayindeki bu yatırımlar tedarik endüstrisi üretimi ve ihracatına da olumlu yansıyacak. Yine 2023 yılına kadar ülkemizdeki hibrit araç üretiminin ve ihracatının artmasını, elektrikli araçlarda da önemli mesafe alınmasını bekliyoruz. Özetle 2023 yılı otomotiv endüstrimizin gelecek hedefleri açısından kritik bir yıl olacak. Bugün 30 milyar USD'nin biraz üzerinde seyreden otomotiv ihracatımızın bu gelişmelerin neticesinde 40 milyar USD'nin üzerine çıkmasını bekleyebiliriz.

Traktör pazarı yüzde 52, ağır ticari araç pazarı yüzde 43 daraldı
Otomotiv Sanayi Derneği (OSD) yılın 11 ayını kapsayan üretim, ihracat ve pazar verilerini açıkladı. Açıklanan son verilere göre, toplam üretim bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7 azalarak 1 milyon 325 bin 490 adet, otomobil üretimi yüzde 6 azalarak 887 bin 651 adet olarak gerçekleşti.Bu dönemde pazardaki daralma, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29, baz etkisi dikkate alındığında 2017 yılına göre yüzde 53 azalarak 399 bin 77 adet olarak gerçekleşti. Traktör pazarı yılın ilk 10 ayında 2018 yılına göre yüzde 52, baz etkisi dikkate alındığında 2017 yılına göre yüzde 66 daraldı. Ocak-Kasım döneminde ihracat, adet bazında yüzde 6 oranında azalırken, otomobil ihracatı yüzde 7 oranında azaldı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 1 milyon 146 bin 238 adet olurken, otomobil ihracatı 756 bin 807 adet düzeyinde gerçekleşti. Aynı dönemde, toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 4 azalırken, Euro bazında yüzde 2 arttı. 11 aylık dönemde toplam otomotiv ihracatı 28,6 milyar dolar olarak gerçekleşti.Otomobil ihracatı ise yüzde 6 azalarak 10,7 milyar dolar seviyesinde kaldı. Euro bazında otomobil ihracatı ise bir önceki seneye benzer seviyede, 9,6 milyar Euro oldu.


MAKİNA
Türkiye ekonomisi için büyük önem taşıyan, yüksek katma değer yaratan ve kendi teknolojisini sürekli geliştiren makine sektörü, hedef yatırımları ile ihracata odaklandı ve yerli üretimde güç birliği oluşturdu. Makine sektörünün nabzını tutan üreticiler, dünyada yaşanan olumsuz gelişmelerin ihracatta aksamalar meydana getirdiğini belirttiler. Dövizde yaşanan dalgalanmandan dolayı piyasalarda belirsizliğin başladığını ifade eden makinacılar, alım gücünün ertelendiğini ifade ettiler. Piyasalarda yaşanan olumsuz havaya tanık olan makine sektörünün önde gelen temsilcilerinin görüşlerinde, sektörün önündeki en büyük engelin döviz kuru ve ekonomideki belirsizlik hakim olduğu yönünde. Görüşler, makine üretimi ile birlikte, teknolojiye geçiş sürecinin hızlandığı ve savunma sanayisinden tıbba kadar çok geniş alanda yaygın bir imalat gücünün ortaya çıktığı, Ar-Ge gücü sayesinde yüksek teknolojiye en hızlı dönüşümü sağlayacak tek sektör olma özelliğini taşıdığı söylendi. İşte görüşler...

Ahmet Özkayan - Ermaksan YKB Vekili ve Genel Müdürü
"Desteklerin devam etmesiyle sektörün
daha da büyüyüp gelişeceğini söyleyebilirim
"2019 yılı tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz açısından da zorlu geçen bir yıl oldu. Dolayısıyla bu zorluklardan diğer sektörler olduğu gibi makine sektörü de etkilendi. Son yıllarda gerçekleştirdiği istikrarlı büyüme ivmesiyle dikkat çeken ülkemizin, yaşadığı zorlu sürece rağmen tüm sektörlerin üretim gücü ve potansiyeli sayesinde, bu süreçten daha da güçlenerek çıkacağına inanıyoruz. Ülkemiz ekonomisinde önemli bir paya sahip olan makine sektörü ise özellikle AR-GE'yi temeline alan yaklaşımlarla küresel ölçekteki pazar payını hızla artırıyor. Bu sürekliliği korumak ve sektörün gelişimini daha da artırmak için makine üreticileri olarak bilgiye ve teknolojiye daha fazla yatırım yapmamız gerekiyor.Neticede Türkiye, her türlü koşulda üretim temelli büyümek zorundadır. Bu süreçte de üreticilere verilen destek ve teşviklerin artarak devam etmesi çok büyük önem taşımakta.Bu noktada, Türk Eximbank'ın ihracatçılarımızın döviz kredilerini daha uygun koşullarda ve daha yoğun kullanabilmesine imkân tanıyan yeni faiz düzenlemesi, sanayicilerimiz ve ülkemiz açısından son derece önemli ve pozitif gelişme. Ayrıca yeni makine alımlarında uygulanan KDV muafiyetinin süresinin uzatılması da sektör açısından sevindirici. Bu tür desteklerin devam etmesiyle sektörün daha da büyüyüp gelişeceğini ve küresel rekabette ülkemiz ekonomisine ciddi katma değer sağlayacağını söyleyebilirim.


Türkiye'nin makine ihracatında bu yıl yüzde 10 artış bekleniyor
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Genel Sekreteri Sefa Sadık Aytekin, makine sektörü ihracatında geçen yıla göre yüzde 10 artış beklediklerini belirterek, "İç piyasada daralma yaşanınca sektörümüz dış piyasaya konsantre olarak ihracatını artırdı. Bu yıl için 18,5 milyar doları yakalayacağız. Geçen yıla göre yüzde 10'a yakın bir büyüme var dedi. Aytekin, makine sektörünün hem iç hem de uluslararası piyasada konjonktürel bazı zorluklar yaşadığını söyledi. Sektörün ihracata dayalı olduğunu dile getiren Aytekin, "Makine tek bir sektör değil, birçok sektörün bir araya getirdiği üretim yoğun bir sektör. Bu nedenle Türkiye'de bu bilinci artırmamız lazım. Kamu kurumlarından bu konuda güzel destekler alıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığının çeşitli programları var ayrıca 11. Kalkınma Planı'nda makine sektörü merkez bir yer alıyor. Kamu tarafında bununla ilgili bilinç artıyor diye konuştu.

Hüseyin Durmaz - Bursa OSB Başkanı ve BTSO Meclis Üyesi
"Bursa sektörde öncü role sahip
"Makine sektörü dünya ticaretinde önemli bir paya sahip. Önümüzde çok geniş bir pazar yelpazesi var. Bursa olarak sektörümüzün ihracatına daha fazla katkı sağlamayı hedefliyoruz.


Cüneyt Şener - BTSO Başkan Yardımcısı
"200 ülkeye makine ihracatı
"Türkiye'nin ürettiği makineler 200 ülkeye ihraç ediliyor. Otomotiv, tekstil, kimya, savunma ve havacılık gibi birçok farklı sektöre liderlik yapan Bursa'da makine sektörü de oldukça güçlü bir altyapıya sahip. Bursa, üretimdeki tecrübesi ve potansiyeli ile sektörün ihracat rakamını çok daha yukarılara taşıyabilecek güce sahip olmaya devam edecek.


GIDA
2019 yılında ham madde, enerji ve diğer giderlerinin her ay açıklanan resmi enflasyon rakamlarının çok üzerinde olduğunu ifade eden gıda sektörü temsilcileri, 2019 yılı genel olarak sektörün zorlandığı ve genel iş hacminde kayıpların yaşandığı bir ilk yarı geçirdiklerinin altını çizdi. İşte görüşler...

Aytuğ Onur - BTSO YKÜ
"Sektörün zorlandığı bir yıl geçirdik
"2019 yılı genel olarak sektörün zorlandığı ve genel iş hacminde kayıpların yaşandığı bir ilk yarı geçirdi. Yılın 2. yarısında ise büyüme verilerinde de izlendiği üzere ekonomi de toparlanma işaretleri görülmeye başladı. Doların stabil değerini koruması ve enflasyondaki iyileşme de ekonomimizin yönünü yukarı çevirmesine destekler bir ortam yarattı. Tüketici güven endeksi hala istenen seviyeye ulaşmasa da yılın sonunda yukarıya doğru seyretmeye başladı. 2020 yılı beklentilerimiz, toparlanma sürecinin hızlanarak devam etmesi yönünde. Global konjonktürde de bunu destekleyen veriler alınmakta. 2020 yılının büyümenin  ivmelenerek arttığı, şuan en büyük sorunumuz olan işsizliğin de düşüş trendine girdiği bir yıl olmasını bekliyoruz. 


Coşkun Dönmez - BUYSAD Başkanı
"Sektörümüz bu yıl, aşırı artan girdilerden kaynaklı maliyet artışları yaşadı
"2019 yılında; ham madde, enerji ve diğer giderlerimiz, her ay açıklanan resmi enflasyon rakamlarının çok üzerinde oldu. Bursa ülkemizin önemli üretim merkezlerinden biridir. Hazır yemek & catering sektörü olarak kentimizdeki sanayi kuruluşları ile birlikte büyüyoruz. Sektörümüz bu yıl, aşırı artan girdilerden kaynaklı maliyet artışları yaşadı. Buna rağmen menü fiyatlarımızı sabit tuttuk. Ancak yeni yıl için fiyatlarımızı güncellemek zorundayız. Elbette yeni yılda fiyatlarımızı güncellerken de aşırı artış yapmayacağız. Ancak işletmelerimizi geliştirmek için yeni yatırımlar yapmak durumundayız. Bu şartların sağlanabilmesi ve işletmelerimizin ayakta durabilmesi için 2019 yılında 4 kap yemeğin fiyatı 9,00 TL + KDV'nin altında olmaz. Bu fiyatın altında verilen fiyatlardan herkes şüphe etmelidir. Bu arada, sektörümüzde faaliyet gösteren merdiven altı işletmeler var. Bu işletmeler, rekabeti de fiyat ile yaptıkları için hiçbir zaman sektörümüzün hak ettiği yatırımları yapmıyorlar. Zaten yapmaları da mümkün değil.Günün ekonomik ve siyasal şartlarından hızlı etkilendikleri için sektörümüzü temsil edemiyorlar. Fakat sonuçlar genellediği için, örneğin bankalar hazır yemek & catering firmalarını uzun zamandır riskli sektörler arasında görüyor. Dolayısıyla işine yatırım yapmak isteyen meslektaşlarımız, hiç hak etmedikleri uygulamalar ile karşı karşıya kalıyorlar. Bundan devletin de ciddi kayıpları var.

Sayı: 1230 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51