banner34

banner50

banner6

Sanayiciyi elektrik çarptı

Küresel ölçekte yaşanan enerji krizi Türkiye sanayisini vurdu. Son bir yılda elektrik ve doğal gaz faturalarındaki artış yüzde 300’leri buldu. Sanayiciler üretim ve ihracatta ciddi kayıplar yaşanmaması için enerji fiyatlarında düzenleme talep ediyor. 

İNCELEME 21.02.2022, 23:40
Sanayiciyi elektrik çarptı


SEMİH AYDIN

Bursasanayiciler, enerji maliyetlerindeki artışın sürmesinin Türk firmalarının yurt dışındaki rekabet gücünü azaltacağı görüşünü paylaşarak, sorunun çözümü için yenilenebilir enerji kaynakları yatırımlarının hız kazanması gerektiğini vurguladılar.

Pandeminin ardından yaşanan talep patlaması dünya genelinde enerji maliyetlerinin artmasına yol açtı. Doğal gaz ve petrol gibi enerji kaynaklarının kıtlığı nedeniyle bu ürünleri büyük ölçüde ithal eden Türkiye, küresel ölçekte yaşanan bu krizden derinden etkilendi. Enerji üretiminde kullanılan doğal gaz, kömür gibi ham madde fiyatlarının dünya genelinde artması ülkemizdeki doğal gaz ve elektrik abonelerinin faturalarına yansıdı. Türk sanayicisi, son iki yıldır pandeminin getirdiği sıkıntılarla mücadele ederken, bir taraftan da enerji maliyetlerindeki yüksek artışların sıkıntısını yaşıyor. Son bir yılda yüzde 200’ü aşan doğal gaz ve elektrik faturaları üreticiyi düşündürüyor. Konuyla ilgili Ekohaber’e değerlendirmelerde bulunan Bursalı sanayiciler, enerji maliyetlerine yönelik düzenleme talep ediyor. Sanayiciler enerjide yaşanan sıkıntının çözümü için ise yenilenebilir enerji kaynaklarına ivedilikle yatırım yapılması kanaatindeler.

Ayhan KORGAVUŞ

Ünver Group YK Başkanı

Omuzladığımız maliyet yükü çok fazla 

Geçtiğimiz yılın özellikle Temmuz ayından itibaren rutin olarak yüksek oranlarda gelen zamlardan sonra doğal gaz ve elektrik faturalarında yaşanan artış oranı toplamda yüzde 200’e yaklaştı. Bu sadece faturalara yansıyan kısmı. Bununla birlikte müşterilerimize bu fiyat artışını en az seviyede yansıtmak için omuzladığımız yük ve karşılamak zorunda olduğumuz maliyeti de düşündüğümüzde, bu oran çok daha fazla. 

2021 Ocak ayı elektrik ve doğal gaz faturalarını 2022 yılı faturaları ile kıyasladığımızda elektrikte yüzde 287, doğal gazda yüzde 552 oranında artış söz konusu. Bu haliyle de bakıldığında son iki yılda sanayicinin omuzladığı maliyet yükü çok daha çarpıcı olarak ortada. 

EPDK yapılan zamlara ve kademeli tarife uygulamasına gerekçe olarak pandemi koşullarında küresel piyasada ham madde fiyatlarındaki artışı ve kurdaki yükselişi gösteriyor. Hal böyle olunca zamlardan etkilenmemek ve maliyetleri belirli seviyede tutmak için üretimi kısmak gerekiyor. Oysa kalkınmanın en önemli ayağı üretim ve ihracat. Bir yandan gelişmek ve büyümek için kaynak yaratmamız gerekiyorken, diğer yandan da enerji fiyatlarındaki sürekli ve katlanarak yükselen fiyatlar, sanayicilerin elini kolunu bağlıyor.  Enerji konusunda hepimizin bildiği gibi dışa bağımlılığımız çok yüksek. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin en büyük sıkıntısı bu. Enerjide kendi kaynaklarımızı üretecek, dışa bağımlılığı azaltacak hamlelerin hiç zaman kaybetmeden yapılması gerekiyor. Artık dünya sürdürülebilir enerji kaynaklarına yöneldi. Bizim de geç kalmadan bu alanlarda daha fazla Ar-Ge ve yatırımla hem ekonomik kalkınma hem de ülkemizin ve dünyanın geleceği için çalışmalar yapmamız gerekiyor. 

Teknolojinin ilerlediği, dijitalleşme ve otomasyonun üretimde bu denli yüksek kullanıldığı bir dönemde bu kadar yüksek enerji maliyeti sürdürülebilir bir durum değil. Ekonominin büyümesi ve kalkınma için üretim şart. Uluslararası piyasada özellikle otomotiv sektöründe rekabetçi olabilmemiz için maliyet yüklerinden kurtulmamız ve enerji sorunlarını geride bırakmamız gerekiyor. Üretim, istihdam ve ihracata giden bu yolda enerji maliyetlerini tolere edecek çözümlere çok acil gereksinim var. 

Ancak gelinen noktada üretmek, Ar-Ge ve inovasyonla dünyada söz sahibi olmak isteyen bir sanayici var ama enerji temininde yaşanan sıkıntılar ve maliyetinin tamamının da üreticinin sırtına yüklendiği bir düzende üretimin olumsuz etkileneceğini düşünüyorum. 

Engin ÇETİNER

Beka – Mak YK Başkanı

Elektrik maliyetleri üretimi ve yatırımları etkiliyor

Son bir yıl içerisinde elektrik faturalamızda yüzde 200 oranında artış yaşandı. Geçen yılın ocak ayında elektrik faturamız 64 bin 46 lira idi. Bu yılın aynı ayında ise bu tutar 200 bin 494 lira oldu. 

Sanayicinin en baş gider kalemlerinden bir tanesi de elektrik tüketimidir. Hem üretim çalışmalarında hem de idari kadrolarda elektrik tüketimi var; fabrikaların neredeyse her alanında mevcut. Enerji maliyetlerindeki artışta kademeli tarife uygulamasının payı da büyük oranda. Fabrikalar kullanımlarının fazla olması sebebi ile yüksek kademeli tarifeden fiyatlandırılmaktadır. Bu uygulama sanayici maliyetlerine ekstra yük olmuştur.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından yapılan açıklamada enerji fiyatlarında dünya çapında yaşanan yükselişe bağlı maliyet artışları zamların gerekçesi olarak gösteriliyor. Bununla beraber pandemi sonrası hızla artan enerji talebi, tedarik zincirlerinde oluşan sorunlar sebebiyle arzın talebi karşılayamaması, küresel iklim değişikliği nedeniyle yaşanan kuraklık ve spekülatif hareketler de gösterilebilir. Çeşitli sebeplerden dolayı kar marjlarının düşmesi; bir de elektrik maliyetlerinin artması sebebi ile üretim ciddi oranda etkilenmektedir. Çünkü biz üreticiler artan maliyetleri maalesef müşterilerimize anında yansıtamıyoruz. Bu durum da kar marjlarının düşmesine sebep oluyor. Yeni üretim alanları yapmak isteyen sanayiciler, enerji maliyetlerinin de artması ile yatırımlarını ötelemek zorunda kalabilirler.

Osman GÜLER

Elektroteks YK Başkanı

Verimlilik ön plana çıkacak

Kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçların karşılanması ekonominin temelini oluşturmaktadır. Bu kapsamda gelişen teknoloji ile birlikte üretimin temel girdilerinden olan enerjiye ihtiyaç da sürekli artmaktadır. Global ekonomiye baktığımızda 1970’li yıllardan bu yana genelde bir enerji krizi olduğunu görüyoruz. İhtiyaçlar alternatif kaynaklardan karşılanmaya çalışılsa da artan talep fiyat artışlarını da beraberinde getiriyor. Pandeminin beraberinde getirdiği belirsizliklerin üretimden tedarike kadar süreçlerde de değişikliklere sebep olduğu bir gerçektir. Bu itibarla son bir yılda dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de elektrik ve doğal gaz fiyatlarında artışlar oldu. Bu artışlar haliyle maliyetleri artırdı. Bu da rekabet gücünü olumsuz yönde etkiliyor. Kaçınılmaz bir durum olan bu gelişmeler karşısında verimliliğin daha fazla ön plana çıkacağını düşünüyorum.

Anıl Alirıza Şohoğlu

EVO Grup YK Başkanı 

Enerji maliyetlerindeki artış döviz kurlarını geçti

Enerji maliyetlerimiz geçen yıldan beri yüzde 200 yükseldi. Bu korkunç bir artış. İhracat yapan firmaların enerji maliyetlerindeki artışı ürün satış fiyatlarına yansıtıp, yansıtmadığı ise sorgulanması gereken bir konu. Burada herkes yanılgıya düşüyor. Kamuoyunda, “Nasıl olsa ihracatçının döviz kazancı var, bu nedenle döviz kurlarındaki artıştan dolayı büyük zarar görmemiştir” diye bir kanaat var. Ancak elektrik ve doğal gaza döviz kurlarındaki artışın oranından çok daha fazla zam geldi. Bu durum Türk firmalarının yurt dışındaki rekabet ortamını da olumsuz etkileyecek. Organize sanayi bölgelerinde uygulanan kademeli doğal gaz tarifesini de hatalı buluyorum. Sanayide kademeli tarife diye bir durum söz konusu olmamalı. Çünkü buralarda üretim hiç durmadan, 7/24 devam ediyor. Kademeli tarife uygulaması yerine, firmalarımızın yurt dışındaki rekabet gücünü artırmak için sanayideki enerji maliyetlerinde sübvansiyon sağlanmalıdır.

Enerji maliyetlerindeki artışın temel nedeni Türkiye’nin bu konuda dışa bağımlı olmasıdır. Durum böyle devam ettiği sürece bu sıkıntıyı çözemeyiz. Bunu sorunu ancak yenilenebilir enerji yatırımlarını artırıp ve yeni enerji kaynaklarına ulaşım sağlayarak çözebiliriz. Yenilenebilir enerji yatırımları konusunda sanayicilere destek vermenin de bu konuda oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.

Osman AŞLAV 

Demircioğlu Group Genel Müdürü

Enerji krizi ülkemizi daha fazla etkileyecek

Geçen yıldan bugüne elektrik maliyetlerimiz 3 katına çıktı; geçen yıl 1 lira ödediğimiz elektrik faturasını, bu yıl 4 lira civarında ödüyoruz şeklinde bu durumu açıklayabiliriz.

Maliyetlerdeki artışın global ölçekte yaşanan enerji krizi ve politik sebeplerden olduğu kanaatindeyim. Bununla birlikte yenilenebilir enerjiye geçiş anlamında bazı lobilerin, fiyatları artırarak, yenilenebilir enerjiye geçişi zorunlu hale getirmeye çalıştıkları kanaatindeyim. Petrol, doğal gaz gibi fosil enerji kaynakları azalıyor ve azalan kaynakların fiyatı da buna paralel şekilde artıyor. Bu anlamda enerji konusunda hem Türkiye’yi hem de dünyayı iyi bir gelecek beklemiyor. 

Küresel ölçekte yaşanan enerji krizinin, maliyetlerdeki artışla beraber ülkemizi daha fazla etkileyeceği öngörüsündeyim. Ham madde fiyatlarında enerji maliyetlerine bağlı ciddi oranda bir artış söz konusu. Türkiye’de ihracatın ithalatı karşılama oranını göz önünde bulundurursak, ham madde fiyatlarındaki artış ülke sanayicimiz için gelecek dönemde ciddi risk teşkil ediyor. Bunun yanı sıra döviz kurları ve personel maliyetleri de üretim ve ihracatı etkileyecek önemli faktörler arasında.

Enerji, Türkiye için oldukça önemli bir konu. Yaşanan bu sıkıntıların çözümü için Türkiye’nin bu kaynaklara erişiminin kolaylaşması gerekli. Kendi topraklarımızdan daha fazla doğal gaz ve petrol çıkarmak için çalışmalar yaparak, ithalata bağımlılığımızı azaltmalıyız. Bununla birlikte rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir enerji yatırımlarını hızla artırmalıyız. Ayrıca hidroelektrik santrallerinde tarımı ve doğayı koruyacak şekilde gerekli teknik düzenlemelerin yapılarak, lisanslama işleme işlemlerinin hız kazanması su kaynaklarımızın verimli kullanılması adına daha faydalı olacaktır. 

Bu noktada bir diğer önemli konu ise nükleer enerji santralleri. Dünyada tekrar gündeme gelen ve Avrupa Birliği tarafından yeşil enerji olarak kabul edilen nükleer santraller konusunda ülkemizde olumsuz bir algı var. Elbette burada güvenliği birinci öncelik olarak ele alıp, bu alandaki yatırımlarımızı hayata geçirmeliyiz.

İdris DOĞRUL

BİSİAD YK Başkanı

5 bilgisayarla ilk kademeyi aşabilirsiniz

Son aylarda özellikle elektrik faturalarında oldukça hissedilir bir artış yaşandı. Geçen yıl ödediğimiz fatura ile bu yılki fatura arasındaki artışın oranı yüzde 290 oldu. Yani elektrik maliyetlerimiz yaklaşık üç kat arttı. Doğal gaz faturalarındaki artışın oranı ise yüzde 300 civarında.

Elektrik faturalarının sektöre yansımasını şöyle ele alalım; bir masaüstü bilgisayar günde 8 saat çalıştığında 1 ila 2 KW arası elektrik tüketiyor. Bu durumda ayda 22 iş gününde tek bir bilgisayar 30 – 40 KW elektrik tüketiyor. 5 bilgisayarın çalıştığı bir iş yerinde, sadece bilgisayarların çalışması ile 200 KW’lik ilk kademeyi aşmanız işten bile değil. Yani aslında kademenin bu noktada pek de bir ekonomik tarafı kalmıyor. 

Elektrik ve doğal gaz fiyatlarındaki bu yükselişin temel sebepleri aslında bugüne kadar yapılmayan zamların bir seferde yapılması. Zamların bir defada yapılması yerine olması gerektiği şekilde yıllar içerisinde yapılsaydı etkisi bu denli büyük olmazdı diye düşünüyorum. Bu sıkıntının giderilebilmesi için kısa vadede fiyatlar eskiden olduğu gibi önce sübvanse edilerek akabinde 6 ayda bir yavaş yavaş artışlar uygulanabilir. 

Özellikle 4 mevsim güneş alan, 3 yanı denizler ile çevrili ve rüzgârı eksik olmayan bir coğrafyada yaşıyoruz ve bu coğrafyanın bize sunduğu bu nimetlerden yeterli derecede faydalanmıyoruz.  Uzun vadedeli çözüm için güneş enerjisi, rüzgâr enerjisi denizlerdeki dalgalardan üretilen elektrik enerjisine kadar bulunduğumuz bu coğrafyanın sağladığı tüm sürdürülebilir enerji kaynaklarından faydalanmamız gerekiyor. Ve bunu çok ama çok hızlı yapmalıyız. Kaybedecek bir dakikamız bile olduğunu düşünmüyorum. 

Eenerji her sektörün girdi maliyetlerine doğrudan etki eden bir kalem olduğu için üretimi olumsuz yönde sekteye uğratabilir. Üretici ürününü artık eski fiyatından satamaz hale gelecek ve ürününü satabilmek için enerji maliyetlerindeki artışı ister istemez satış fiyatlarına yansıtmak zorunda kalacaktır. Rekabetçi pazarda da haliyle fiyat artışlarından dolayı ürün satışlarında azalmalar olması kaçınılmaz bir hal alacaktır. Bu da arz talep dengesinde üretimin azalmasına neden olacak bir etkendir. 

Selçuk EREN

E.C.S Cam Sanayi YKB

Üretimde daralmaya gitmek kaçınılmaz  hale geldi

Henüz 2022 yılının 2’nci ayında olmamıza rağmen, geçen yılın genel ortalaması ile bu yılın ilk ayını karşılaştırdığımızda doğal gaz ve elektrik fiyatlarında yüzde 20 ile 25 arasında bir artış yaşandığını görüyoruz. Bu kıyaslamayı, kullanmış olduğumuz elektriğin ham fiyatı üzerinden yaptığımızda 2021 yılının Ocak ayı ile 2022 yılının Ocak ayı faturaları arasında yüzde 215 ile 220 gibi bir fiyat artışı ile karşılaşıyoruz. Hali hazırda üretim yapmakta olduğumuz ve aynı zamanda enerji tedarikimizi sağlayan Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi yönetiminin bizlere verdiği bilgiye göre elektrikte kademeli tarifeye tabi değiliz. Fakat serbest piyasada oluşan kw/s fiyatının saatlik olarak değiştiğini ve her gün, her saat başı bu belirlenen fiyata göre farklı bir fiyattan faturalandığımız gerçeğiyle karşı karşıyayız. Dolayısı ile faturalandırılmadığımız süreçte ileriye dönük enerji maliyetlerimizi hesaplamamız mümkün olmuyor. Dolayısıyla önümüzü açık ve net bir şekilde göremiyoruz. Enerji maliyetlerinin bu şekilde artarak devam etmesi, haliyle imal ettiğimiz ürünlerin satış fiyatlarına da yansıyor. Maliyetlerin bu denli yükselmesi global pazarlarda rekabet gücümüzü de azaltıyor. Tüm bunların sonucunda üretimde de bir daralmaya gitmek kaçınılmaz hale geliyor. Global ölçekte yaşanan enerji krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri Türkiye oldu. Ülkemizin elektrik üretiminin yaklaşık 33’ünün sahip olmadığımız doğal gazdan karşılanması maliyetlerin bu denli artmasına yol açtı. Orta ve uzun vadede bu sıkıntının çözümü için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmemiz şart. Güneş ve rüzgarda potansiyel olarak Avrupa kıtasının en güçlü ülkelerinden biriyiz. Bu yüzden güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir yatırımlarımızı artıracak stratejilere yönelmeliyiz. Böylece hem çevreci enerji üretip hem de enerjide dışa bağımlılığımızın önüne geçebiliriz.

Haluk ÖZBEK

Saloni Mobilya Ceo’su

Yenilenebilir enerji yatırımları için destek sağlanmalı

Son 1 yıl içinde elektrik faturalarımızdaki birim fiyat artış oranı yaklaşık yüzde 60 olarak gerçekleşti. 2021 yılının ilk 2 ayında 181 bin 211 lira fatura ödemiştik. Bu yılın ilk ayında ise bu tutar 398 bin 711 lira oldu.  

Şu anda konutlarda uygulanan tüketime göre kademelendirme sisteminin sanayide uygulanması özellikle büyük firmaların enerji maliyetlerinin daha da artmasına yol açacaktır.

Salgının ilk dönemlerdeki yoğun etkisinin azalmaya başlamasıyla reel sektörün toparlanma sürecine girmesi enerjide arz talep dengesizliğine yol açmıştır. Buna döviz kurundaki artış ve tüm dünyada gözlenen enflasyon etkisi eklenince genel olarak enerji maliyetleri büyük bir artış gösterdi. İklim değişikliği ve bu yıla özel yaşanan özel hava olayları da enerji fiyatlarının artışında etkili oldu.

Bu konuda alınabilecek aksiyonlar arasında enerji arz güvenliği için ilave tedbirlerin alınması ilk sırada yer almaktadır. Enerji alt yapısında gerekli geliştirme ve güncelleme yatırımları hızlıca tamamlanmalıdır. Bunun yanında enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygınlaştırılması hususunda eğitim, farkındalık artışı sağlanmalı ve konuda finansmana erişim daha da kolaylaştırılmalıdır. 

Enerji maliyetleri birçok sektör için ana girdi maliyet kalemleri arasında üst sıralarda yer almakta. Enerji maliyetlerindeki her artış zaten yüksek olan üretici enflasyonu üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacaktır. Bu da firmaların fiyat yükseltme baskılarını artıracak ve rekabet güçlerini zayıflatacaktır. Özellikle ihracatçı reel sektör firmalarının rekabetçiliği olumsuz etkilenecektir.

Yorumlar (0)
12
kapalı
banner35
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51