banner6

Otomobilde satışlar yan sanayiyi de hareketlendirdi

Elif Didem DANACIOĞLU 250 baz puanlık faiz indirimi ile umutlarını tazeleyen otomotivciler, otomobil satışlarının yan sanayiyi de hareketlendirdiğini ifade etti. Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, geçen ay 2018'in aynı dönemine göre yüzde 127,5 genişleyerek 49 bin 75 seviyesinde gerçekleşti.

İNCELEME 11.11.2019, 22:00 11.11.2019, 22:00
Otomobilde satışlar yan sanayiyi de hareketlendirdi
Elif Didem DANACIOĞLU


250 baz puanlık faiz indirimi ile umutlarını tazeleyen otomotivciler, otomobil satışlarının
yan sanayiyi de hareketlendirdiğini ifade etti.

Türkiye otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, geçen ay 2018'in aynı dönemine göre yüzde 127,5 genişleyerek 49 bin 75 seviyesinde gerçekleşti. Otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2019'un 10 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 31,88 daralarak
330 bin 384 oldu.

Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan açıklamaya göre, Türkiye'de otomobil ve hafif ticari araç satışları, Ocak-Ekim 2019'da geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 31,88 azalarak 330 bin 384 düzeyinde gerçekleşti.Toplam pazarda geçen yılın 10 ayında 485 bin 27 satış yapılmıştı. Bu yılın 10 ayında 2018'in aynı dönemine göre otomobil satışları yüzde 29,17 azalarak 268 bin 624, hafif ticari araç satışları da yüzde 41,6 gerileyerek 61 bin 760 oldu.Bu yılın ekim ayına bakıldığında, toplam pazarda 49 bin 75 araç satıldı. Araç satışları, geçen yılın ekim ayında 21 bin 571 düzeyinde bulunuyordu. Bu da otomobil ve hafif ticari araç pazarının yüzde 127,5 büyüdüğünü ortaya koydu.Otomobil satışları, ekimde bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 137,94 artarak 39 bin 996, hafif ticari araç satışları da yüzde 90,66 yükselişle 9 bin 79 olarak kayıtlara geçti.
TCMB'nin aldığı 325 baz puanlık faiz indirimin sonrasında gelen ek 250 baz puanlık faiz indiriminin tüm reel sektörde bir canlanmanın önünü daha da açacağını ifade eden görüşler, TCMB'nin verdiği 250 puanlık son faiz indirim kararını son derece yararlı gelişmelere yol açacağı görüşünü taşıyor.
Otomotivcilerin umutlarını tazelediğini gösteren görüşler, Merkez Bankası'nın politika faizi indiriminin otomotiv satışlarına pozitif etki yarattığı ifade edildi.
Otomotiv ana ve yan sanayicilerinin değerlendirmelerinde, dünya ekonomisinde yaşanan belirsizlikler küresel ölçekte durgunluğa neden olmakta. ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, AB ekonomisinde yaşanan gerileme ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik dalgalanmalar hepsi bir araya geldiğinde gerek ihracat gerekse iç piyasa ciddi bir daralma meydana getirdiğini ifade ettiler.
Otomotiv sektörünün daha kalıcı çözümlere ihtiyacı olduğunu ifade eden sanayiciler, dünya pazarındaki çetin rekabet sürecinde pazar payımızı korumak ve geliştirmek için mutlaka dijital endüstri çağına adapte olunması gerektiğinin altını çizdi.
"2019 Ekim itibarıyla otomotiv pazarındaki 49.075 adetlik satışla yüzde 127,5 oranındaki genişleme, son 2 sene rakamlarına bakıldığında umut verici görünmekle beraber, 2017 yılında yakalamış olduğumuz Ekim satışları olan 91.752 Adet ile kıyaslandığında halen sektörde önemli bir sıkıntının devam ettiği görülmektedir diyen otomotivciler, 2018'deki dövizdeki dalgalanmanın tüm sektörleri olumsuz etkilediğinin altını çizen otomotivciler, tüm dünyada satın alma gücü, otomotiv satışlarını önemli derecede etkileyen en önemli faktör olduğunu belirttiler.
"Otomobil tüketicisi, 2018 Temmuz'undan itibaren yaşanan aşırı dalgalanma karşısında ani bir reaksiyonla alımlarını kısarak yada erteleyerek, Ekim 2018'de yurt içi satış bir önceki yıla göre yüzde 76,4 azalarak 21.571 adet gerçekleşmişti diyen otomotivciler, Türkiye olarak hedeflerimizi sadece bugüne bakarak değil, öncesi ve sonrasında otomotiv pazarında nerede olacağımızın temel ekonomik parametrelerine bakarak adım attılması gerektiğini ve kısa vadede dalgalanmalar olmakla beraber, uzun vadede Otomotiv Ana ve Yan Sanayi hedeflerinde bir sapma olmaması gerektiğini belirttiler. "Dünyada otomobil pazarında rekabetin bu kadar artması ve talebin azalma eğiliminde olması üretici üzerinde maliyet baskısı yaratıyor. Bu durum bizim gibi yan sanayilere daha da şiddetli olarak sirayet ediyor sanayiciler ile otomotiv sektöründe yaşanan daralmanın yan sanayiye etkilerini değerlendirdik.


Haluk Topbaş - Topçesan Topbaş Çelik Sanayi Ticaret AŞ YKB
"Uzun vadede otomotiv ana ve yan sanayi hedeflerinde bir sapma olmamalı
2019 Ekim itibarıyla otomotiv pazarındaki 49.075 adetlik satışla yüzde 127,5 oranındaki genişleme, son 2 sene rakamlarına bakıldığında umut verici görünmekle beraber, 2017 yılında yakalamış olduğumuz Ekim satışları olan 91.752 Adet ile kıyaslandığında halen sektörde önemli bir sıkıntının devam ettiği görülmektedir. 2018'deki Dövizdeki dalgalanma maalesef tüm sektörleri olumsuz etkiledi. Tüm dünyada satın alma gücü, otomotiv satışlarını önemli derecede etkileyen en önemli faktör. İkinci olarak da kısa ve uzun vadede güven sorunu gelmekte. Otomobil tüketicisi, 2018 Temmuz'undan itibaren yaşanan aşırı dalgalanma karşısında ani bir reaksiyonla alımlarını kısarak yada erteleyerek, Ekim 2018'de yurt içi satış bir önceki yıla göre yüzde 76,4 azalarak 21.571 adet gerçekleşmişti. Dolayısıyla, Türkiye olarak hedeflerimizi sadece bugüne bakarak değil, öncesi ve sonrasında otomotiv pazarında nerede olacağımızın temel ekonomik parametrelerine bakarak adım atmalıyız. Kısa vadede dalgalanmalar olmakla beraber, uzun vadede Otomotiv Ana ve Yan Sanayi hedeflerinde bir sapma olmamalı. Devlet politikası olarak da büyük oranda destek ile gerçekleşen VW Türkiye yatırımı, en azından hem yerli yan sanayi, hem de özellikle ihracatımızda çok büyük bir yer tutan Avrupa bölgesindeki ana ve yan sanayi'de güven sorununu bir ölçüde gidermiştir.Gelen bilgiler ve yaptığımız görüşmeler de gösteriyor ki özellikle Alman firmaları Türkiye'ye doğrudan gelme yada ortak bulma arayışı içine girdiler. Bugün dünyanın önde gelen otomotiv firmalarının tek başlarına rekabete dayanamadıklarından, rakip olmalarına rağmen neredeyse her 3-4 yılda bir birleşerek bir çıkış yolu aramaktalar. En son Renault-Nissan ve Mitsubishi birleşmesinden sonra 1 Kasım 2019 da Fiat Chrysler Automobiles – FCA ve Fransız PSA Grubu (Ki PSA da Peugeot ve Citroen başı çekmekte ve 2017'de OPEL'i de aldılar ), her iki şirketin yüzde 50 paya sahip olacağı yeni bir küresel grubun kurulması için görüşmelere başlandığını duyurdu. Artık giderek artan bir global rekabet var ve Türkiye olarak bu grubun içinde yerli bir marka ile yer almamız elektrikli araç dışında mümkün görünmüyor. Bu doğrultuda, teknolojik dönüşüm de içeren yatırımları yan sanayi alanında gerçekleştirmeliyiz.Türkiye, yerli malzeme kullanım oranı giderek artan otomotiv ana sanayi yatırımları sayesinde, yan sanayi parça üretiminde de tecrübeli işgücü ve yatırımları ile hızla büyüyen yapısıyla, dünya için üretim yapan bir merkeze dönüşmekte.Yeni bir alan olan elektrikli araç üretiminde tüm dünyada bir beklenti ve sonuç sapması yaşanmakta. Hızlı gelişmesi düşünülen elektrikli araçlarda istenen maliyet azalması gerçekleşmedi ve üst segment fiyat grubunda yer almakta. Performans ve fiyat uyumsuzluğu nedeniyle halen istenen satış yaygınlaşması oluşmadı. Bunun yerine geliştirilen hibrit otomobil grubundaki satışların 2017'deki 3250 adet'lik satıştan, 2019 sadece 10 aylık satış döneminde 8688 adete yükselmesi de gösteriyor ki, kısa vadede, elektrikli araca dönüşüm, hibrit araç ara geçişi ile mümkün olacak. Sanayicilerin, bağlı olduğumuz birlik ve derneklerin, üniversiteler ile sektördeki tüm işgücünün bilinçli çalışma katkısıyla ve en önemlisi devlet destekli otomotiv ana ve yan sanayi yapılanmasıyla önümüzdeki yıllarda, bölgenin en önemli ülkesi haline gelebiliriz.

Ayhan Korgavuş-Ünver Group YKB
"2020 yılında da daralmanın etkisinin devam edeceğini düşünüyorum
Dünya ekonomisinde yaşanan belirsizlikler küresel ölçekte durgunluğa neden olmakta. ABD ve Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, AB ekonomisinde yaşanan gerileme ve ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik dalgalanmalar hepsi bir araya geldiğinde gerek ihracat gerekse iç piyasa ciddi bir daralma meydana getirdi. Ben bu tabloya karamsar yaklaşmıyorum. Aksine içinde bulunduğumuz bu belirsizlik süreci beraberinde birçok fırsat kapısı da açmakta. Otomotiv yan sanayi, teknolojik dönüşüme en hızlı adapte olan sektör konumunda. Ülkemizde faaliyet gösteren birçok otomotiv yan sanayi kuruluşu bu dönüşüme adapte olmak için yeni yatırımlar yapmakta. Dünya pazarındaki çetin rekabet sürecinde pazar payımızı korumak ve geliştirmek için mutlaka dijital endüstri çağına adapte olmalıyız.Tasarlayan, geliştiren ve yüksek katma değere sahip ürün ve hizmetler ortaya koyan bir sektör haline gelmeliyiz. Teknolojisiyle, yetkin insan kaynağı ile bilgiyi üreten toplum seviyesine ulaşmalıyız ki, krizleri fırsata çevirelim. 2017 yılında ciddi büyüme rakamlarına ulaşan otomotiv sektörü 2018 yılından bu yana daralmakta bu etkinin 2020 yılında da devam edeceğini düşünüyorum. Ancak, ülkemize yapılacak yeni ana sanayi yatırımları ve sektörümüzün de güçlü yapısı sayesinde bugünleri de atlatacağız.


Sedat Sezer-Profil Sanayi A.Ş YKÜ
"Daralmadan yan sanayi kuruluşları olumsuz etkilendiler
ODD tarafından açıklanan rakamlar otomotiv sektörünün Türkiye'deki mevcut durumunu açıklıyor. Ekim ayındaki büyümenin nedeni kamu bankalarının ve bazı özel bankaların otomobil kredilerini aşağıya çekmesinden kaynaklanmaktadır. Kısa süre öncesine kadar oldukça yüksek olan faizlerin aşağıya çekilmesi, satışları olumlu yönde etkilemiştir. Özellikle araç satışlarındaki ertelenen talep, faiz indirimini fırsat olarak görüp realize olmuştur. Bu satış rakamlarının istikrarlı olmasını beklemiyorum. Talep tamamlandığı zaman satışlar tekrar aşağıya inecektir. Önceki senelerde olduğu gibi satışların yüksek seviyede seyir etmesinin tek yolu, müşteri üzerine yüklenen ÖTV, KDV, MTV gibi vergilerin düzenlenmesinden geçiyor. 2019 yılının toplamına baktığımızda, pazarda yüzde 32 civarında bir daralma olduğu açıkça görülüyor. Bu daralmadan yan sanayi kuruluşları olumsuz etkilendiler. Daha da kötüsü, iç piyasadaki bu daralmanın yanı sıra AB pazarında da bir daralma oldu. Bu gelişmelerden elbette yan sanayi firmaları olarak bizlerde olumsuz yönde etkilendik. Ekim ayındaki olumlu gelişmenin istikrarlı satış rakamı olmadığı sürece yan sanayi firmalarına olumlu yansımasını beklemiyorum.Şunu da belirtelim, Türkiye'de otomobil ve ticari araç vergileri oldukça yüksektir. Ekonomi yönetiminden beklentimiz pazardaki daralma nedeniyle zor günler geçiren yan sanayi firmaları için bir takım teşvikler getirmesi olacaktır. Özellikle, Türkiye'de üretim yapan otomotiv firmalarının sattığı otomobil ve ticari araçların vergileri aşağıya çekilmelidir. KDV ve ÖTV'de indirim yapılması piyasaya doping etkisi yapacaktır. Buna ilave olarak istihdam ve SSK prim destekleri olmasını arzu ediyoruz. Yine faizsiz uzun vadeli kredi destekler verilirse kayıplarımızı bir nebze olsun azaltırız. Mevcut istihdamımızı koruduğumuz gibi yeni istihdamlara da kapı aralayabiliriz. Sanayi ve yan sanayi açısından geleceğin parlak olacağımı söylemek fazla iyimser kalabilir. Dünyada otomobil pazarında rekabetin bu kadar artması ve talebin azalma eğiliminde olması üretici üzerinde maliyet baskısı yaratıyor. Bu durum bizim gibi yan sanayilere daha da şiddetli olarak sirayet ediyor.
Yakın zamanda konuşulan PSA-FCA birleşmesi gibi daha birçok birleşme görebiliriz. Çünkü markalar rekabet gücünü arttırmak için maliyet kalemlerini ortaklaştırarak, maliyet iyileştirmesi yapmak zorundalar. Benzer durum Türkiye gibi pazarlarda yan sanayi içinde geçerli. Küçük ve orta ölçekli firmalar birbiriyle rekabet ederken, finansal olarak zarar görüyorlar. Bunun yerine bu firmaların birleşerek daha rekabetçi daha güçlü olmaları gerekiyor. Bu aynı zamanda, ülke kaynaklarının da daha verimli kullanılmasına neden olacaktır.


İpek Yalçın-Thierry Diniz Genel Müdürü
"Otomotiv sektörü son günlerde heyecanlı günler yaşıyor
ODD verilerine göre 2019 yılının ilk 10 ayında % 32 bir daralma görülmek ile birlikte 2017 yılına göre bu daralma % 45 ‘i buldu. Ekim ayına yansıyan artışı ise; taşıt kredisi faizlerinin % 1,40 seviyelerinden % 0.7  seviyesine çekilmesi etkili oldu diyebiliriz. Ayrıca otomobil pazar segmentinin % 85 vergi oranları düşük olan A,B ve C segmentlerinde yer alan araçlar oluşturduğunu görüyoruz. Otomotiv sektörü son günlerde; heyecanlı günler yaşıyor. Volkswagen'in Manisa kararı 20 yıl ardından Türkiye'ye gelen ilk otomotiv yatırımı, ayrıca İran'daki otomotiv firmalarından Khodro ‘un Van da fabrika kurmak için çalışmalara başlaması,FIAT ile PSA birleşme görüşme haberlerini hepimiz yakından takip ediyoruz. Umut ediyoruz ki; sağladığı katma değer, yarattığı istihdam ve yan sanayisinin bilgi birikimi ve tecrübesi ile Türkiye'nin lokomotif sektörlerinden olan otomotiv sektöründeki bu sevindirici gelişmeler ülkemizin ekonomisi için hayırlı olur.


İskender Ulusay - Aktaş Holding İcra Kurulu Başkanı
"Dönüşüm sürecinden geçtiğini görmekteyiz
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de otomotiv sektörü, her geçen gün gelişen ve ekonomideki önemini arttıran bir konumdadır. Sektörde firmalar arası rekabet hızla yükselmekte ve buna bağlı olarak verimlilik artışı, kaynakların etkin kullanımı, idari ve teknik organizasyon gibi unsurlar büyük önem kazanmaktadır.İhracat anlamında da Türkiye'yi sırtlayan sektör konumunda yer alan otomotiv, ülkemizin değerler zincirine sağladığı katkılarla Türkiye'nin kalkınma hedeflerinde önemli bir sorumluluk üstleniyor.Otomotiv Distribütörleri Derneği'nin (ODD) otomotiv pazarının ekimde yüzde 127,5 büyümesine dair açıklamasını son derece sevindirici buluyorum.Sektörün bu ivmesini sürdürerek, 2019'u da en iyi şekilde kapatacağına inanıyorum. Bununla birlikte, sektörün özellikle son yıllarda önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğini görmekteyiz.Yapay zeka, nesnelerin interneti, elektrikli araçlar, mobilite, birbirleriyle konuşabilen ve adeta birer iletişim noktası haline dönüşen sürücüsüz araçlar gibi unsurlar, sektörün geleceğinde belirleyici unsurlar haline gelecek. Gelinen noktada üreticilerin, bu dönüşüm sürecine kendilerini en iyi şekilde hazırlaması gerekiyor. Dolayısıyla bilgiye ve teknolojiye yatırım yapan firmaların, küresel rekabette öne çıkacağı gerçeği ortadadır.Aktaş Holding olarak da global stratejik planlarımız kapsamında adım adım ilerliyoruz. Mevcut pazarlardaki payımızı artırarak, yeni pazarlara yeni ürünlerimizle giriş yapma hedefindeyiz.Yeni ürün grupları için farklı projeler geliştirmeye de devam ediyoruz. 2019'un ilk 9 ayında, 2018'in aynı dönemine oranla iş hacmimizde %15, ciromuzda ise %30'luk büyüme kaydettik. Önümüzdeki 3 senede toplam iş hacmimizde, yurtdışı pazarlardaki talep doğrultusunda %70'lik büyüme planlıyoruz. Başta ana iş kolumuz ticari araç havalı süspansiyon sistemlerimiz olmak üzere, kapasite yatırımlarını geçtiğimiz yıllarda tamamladığımız izolasyon membran ve endüstriyel hortumların dağıtım kanallarını çeşitlendirmeye genişletmeye devam edeceğiz. Önümüzdeki 5 yılda da ciromuzu 250 milyon dolar seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz.Sonuç olarak, sektörde yaşanan hızlı değişime uyum sağlayıp ülkemiz ve sektörün gelişimi için üretmeye devam edeceğiz.


Ali Hakan Süalp-İnsu Teknik Genel Müdürü 
"Hem ekonomiyi hem de yan sanayicileri etkiliyor
Türkiye'de otomotiv endüstrisi oldukça güçlü durumda. Buna bağlı olarak tedarik sanayisi de çok güçlü ve dinamik bir yapıya sahip. Otomotiv pazarında yaşanan her türlü gelişme doğal olarak hem ekonomiyi hem de yan sanayicileri etkiliyor. Aylık bazda rakamlar sevindirici. Ancak genele baktığımızda daralma söz konusu. Küresel ekonomide yaşanan durgunluk ve piyasalardaki dalgalanmalar, her sektör gibi otomotiv sektörünü de etkiledi. Açıklanan rakamların gün geçtikçe daha iyi seviyelere ulaşacağına inanıyorum. Çünkü bu alanda oldukça iyi ve deneyimli iş gücümüz bulunuyor. Yan sanayi alanında modern üretim tesislerine sahip, AR-GE ve inovasyon yetkinliği yüksek, kaliteli ürünler tasarlayan firmalarımız var. Bu nedenle gelecek dönem için oldukça umutluyum. Daha olumlu rakamlara ulaşmak adına çalışmalarımıza devam etmeliyiz. Rekabetçiliğimizi arttırmamız, yeni pazarlara yönelmemiz ve en önemlisi AR-GE'ye daha fazla önem vermemiz gerekiyor. Bunun yanında, devlet destek ve teşviklerinin her zaman etkili olduğu unutulmamalı. Yatırımcının güveni için yeni reform paketleri devreye alınmalı. Faiz indirimi, üreticinin finansal kaynaklara ulaşımını kolaylaştırma ve sektörümüzü hareketlendirecek teşviklerle çok daha güzel gelişmelerin yaşanacağını düşünüyorum. Diğer yandan hibrit ve elektrikli araca ilginin de gün geçtikçe artacağı görüşündeyim. Çünkü bu araçların popülaritesi hızla yükseliyor.

Anıl Yücetürk - Maysan Mando Genel Müdürü
"Sektörün gelişimi adına sorumluluk almaya devam edeceğiz
Otomotiv sektörü ülkemiz ihracatının lokomotif rolünü üstlenmeye devam ediyor. Türkiye'nin en büyük ihracat kalemlerinin başında gelen otomotiv ihracatı, toplamda 25 milyar dolarlık ciddi bir güce sahip. Otomotiv Distribütörleri Derneği'nden (ODD) yapılan son açıklamalar da pazarın ekim ayında yüzde 127,5 büyüdüğünü gösteriyor. Bu tabii sektörün gelişimi için çok önemli ve sevindirici bir haber... Bununla birlikte, teknolojide yaşanan gelişmeler sektörün önemli bir dönüşüm sürecinden geçmesini de beraberinde getiriyor. Öyle ki ‘teknoloji çağı' olarak tanımladığımız bu dönemde; birbiriyle konuşabilen araçlar, nesnelerin interneti, yapay zekâ, mobilite, elektrikli araçlar ve dijital dönüşüm gibi kavramları çok daha sık duymaya başladık. Tüm bunlar, sektörün geleceğinde belirleyici faktörler olacak. Dolayısıyla üreticilerin de bu dönüşüm sürecine karşı kendilerini en iyi şekilde hazırlaması gerekiyor. Gelinen noktada Maysan Mando olarak da bilgiye ve teknolojiye yatırımlarımıza son sürat devam ediyoruz.Neticede uzun yıllara dayanan sektörel tecrübemiz ve sahip olduğumuz güçlü AR-GE kültürü, yoğun rekabet ortamında bize ciddi avantaj olarak geri dönüyor. Yenilikçi ve katma değerli ürünler üretilmesi hedefiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu anlamda, sektörün gelişimi adına sorumluluk almaya devam edeceğiz.

3 kamu katılım bankasından otomotive destekZiraat Katılım, Vakıf Katılım ve EmlakBank, hazırladığı otomotivde yerli üretime özel taşıt finansman paketleri kapsamında, müşterilere 60 ay vade ve 500 bine varan tutarlarda aylık yüzde 0,49-0,69 oranla finansman sağlayacak. Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve EmlakBank'tan yapılan ortak açıklamaya göre, 3 kamu katılım bankası, otomotiv sektöründe yerli üretimi desteklemek ve müşterilere uygun koşullarda finansman sağlamak amacıyla bir kampanya başlattı. Kampanya kapsamında 3 kamu katılım bankası, Türkiye'de üretim yapan otomotiv markaları ile iş birliğine gitti. Bu kapsamda fiyatı 50 bin lira ila 120 bin lira arasında bulunan sıfır kilometre binek araçlarda 12-60 ay vade için aylık finansman oranı yüzde 0,49-0,69 olarak uygulanacak. Öte yandan, fiyatı 72 bin lira ila 500 bin lira arasında değişen sıfır kilometre ticari araçlar için 12-60 ay vadeli finansmanın oranı da aylık yüzde 0,49-0,69 olacak.Anlaşmalı otomotiv firmaları binek araçlarda Fiat, Ford, Honda, Hyundai, Renault Mais ve Toyota; ticari araçlarda ise BMC, Fiat, Ford Otosan, GAZ Grup, Isuzu, Karsan, Mercedes, Otokar ve Temsa oldu. Kampanya, 31 Aralık'a kadar sürecek. Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbank olmak üzere 3 kamu bankası da 1 Ekim'de otomotiv sektöründe yerli üretimi desteklemek ve müşterilere uygun koşullarda finansman sağlamak amacıyla bir kampanya başlatmıştı.

Sayı: 1224 - Sayı'nın Kapağı

Yorumlar (0)
12
kapalı
Günün Anketi Tümü
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
ABD Doları’nda yıl sonu beklentiniz nedir (TL) ?
banner18
banner51